Şimdiye kadar partilerle ilgili bir yazı yazmamış birisi olarak kısaca partilere değineceğim seçim öncesi yazılarımda.

12 Haziran genel seçimlerine artık sadece saatler kaldı. Doğrusu sonuçlar aşağı yukarı belli olduğundan pek bir heyecan yok vatandaşta. Çoğu kişi AKP’nin % 50, CHP’nin % 30, MHP’nin % 10 ve BDP’nin de % 5 civarında oy oranına ulaşacağını tahmin ediyor. Belirsizlik ise sadece partilerin kaçar milletvekiline sahip olacağı konusunda. Örneğin AKP 367 milletvekili sayısına ulaşabilecek ve böylece Meclis’ten istediği kararları, referanduma bile götürmeden çıkarabilecek mi?  Kasetlerle çalkalanan MHP barajı aşabilecek mi? CHP % 30’a ulaşabilecek mi? BDP 30 milletvekili çıkarabilecek mi? Vs… Tahminler, anketler gırla gidiyor…
Benim tahminim AKP’nin % 48- 50, CHP’nin %25- 27, MHP’nin % 10- 12 ve BDP’nin de % 6- 7 aralıklarında oy oranlarına sahip olacakları yönünde…

Sponsor Bağlantılar

Partiler…

AKP

AKP’nin seçimleri 3. kez kazanmasına az kaldı. Büyük oy oranıyla ve milletvekili sayısıyla 1. parti olacağı kesin. Doğrusu AKP, çok büyük hizmetler yaptı ülkeye. Eğitimde, sağlıkta ve ulaşımda büyük reformlara imza attı. Ali Babacan ve Binali Yıldırım gibi isimler bu hizmette büyük rol oynadılar. AKP aynı başarıyı Türkiye’nin ‘askeri vesayetten’, darbelerden ve muhtıralardan kurtulması için de gösterdi. Ancak benim en çok dikkatimi çeken ve eleştirdiğim konu (Tabi ki başka konular da var) Başbakan’ın Taraf gazetesi için olumsuz tavır takınması… Taraf gazetesi, bu ülkenin demokratikleşmesi yolunda çok büyük adımlar atılmasına vesile oldu yayınladığı darbe planlarıyla. Örneğin AKP ve Gülen’i Bitirme Planı’nı yayınladı ve bu davaya AKP de müdahil oldu. Ancak Erdoğan, böyle bir gazeteyi mitinglerinde yuhalattı. AKP lehine neredeyse tek bir haber yapmayan, AKP aleyhinde yürütülen kirli kampanyalarda tarafını AKP’nin karşısında konumlayan gazetelere bile ilan veren AKP, Taraf gazetesine ilan vermedi seçim sürecinde.

Ayrıca Erdoğan’ın sık sık başvurduğu sert üslup (özellikle miting meydanlarında), kendisine muhalefet edenlere yönelik sert sözleri en çok eleştirilen konulardan.

AKP’nin, Türkiye’de yıllardır var olan ve kimsenin de üzerine gitmeye cesaret edemediği Ergenekon konusunda attığı cesur adımlar halkın AKP’ye olan desteğinin artmasına neden oldu. Özellikle Gülen Cemaati’nin desteğini kazandı AKP. Cemaatin basın yayın organları var güçleriyle AKP’yi desteklediler. Tabii burada akıllara “bir cemaat niçin bu kadar siyasetin içine girer”, “nasıl bu kadar bir partinin destekleyicisi konumunda olur” gibi sorular gelebiliyor.

AKP’nin en büyük avantajı, Türkiye’nin ise çok büyük dezavantajı Türkiye’de muhalefet partisinin olmaması. Ne CHP ne MHP gerçek muhalefet partileri değil kesinlikle. Hangi biri bugüne kadar AKP’nin büyük hatalar yaptığı konularda muhalefetlik edip, adamakıllı öneriler sundular? CHP de MHP de yapıcı olamadılar, olamayacaklar da bu gidişle. Onlar sadece yıkıcı olabilecek kapasiteye sahipler çünkü. Bu da AKP’nin avantajı oluyor. Çünkü AKP’nin yaptığı hataları söyleyecek ve yeni yapıcı öneriler getirecek partiler yok Türkiye’de. Doğrusu böyle bir medya da yok. Bir kısım medya AKP ne yaparsa yapsın alkışlıyor, bir kısım medya ise AKP ne yaparsa yapsın eleştiriyor. Bence bir tek Taraf hem eleştiriyor hem de alkışlıyor AKP’yi. Böyle olunca da meydanlarda yuhalatılıyor Erdoğan tarafından! İlginç değil mi?

CHP

Adında Halk Partisi olmasına rağmen ‘halkın partisi’ olamayan bir CHP var yıllardır. ‘Gandi’ dediler ve bir kasetle Kemal Kılıçdaroğlu’nu getirdiler partinin genel başkanlığına. Doğrusu büyük bir medya desteği ile geldi Kılıçdaroğlu. Ancak yaptığı saçma sapan konuşmalarla, gaflarla, dün söylediğini ertesi gün yalanladığı vaatlerle söndü gitti. ‘Yeni CHP’ sözü biraz heyecan getirdi ülkeye ama partiye İlhan Cihaner, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay gibi Ergenekon sanıkları aday yapılınca Yeni CHP’yi de görmüş olduk böylece. Evet, partinin oyları birkaç puan artacak Baykal dönemine göre ama yine de alacağı oy oranı aşağı yukarı belli CHP’nin. Acaba bu oy oranı CHP ve Kılıçdaroğlu için başarı sayılır mı? Seçimlerden sonra partide yeni bir dizayn oluşturulur mu? Kılıçdaroğlu koltuğunda oturmaya devam eder mi? Sorular çok…

12 Haziran Seçimi ve Partiler -2

Erden ÖZKANT