Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın raporunda 2012 yılında Güneşte meydana gelmesi beklenen büyük bir fırtınadan söz ediyor. Bu fırtınanın etkilerine ise bilim adamları “Manyetik Kıyamet” diye nitelendiriyorlar.

Sponsor Bağlantılar

Böyle bir şeyin olması durumunda TV, Radyo yayınları tamamen kesilecek, elektrik sistemi tamamen devre dışı kalacak, cep telefonu şebekeleri çökecek, sular kesilecek, GPS sistemi çalışmayacak… Tüm bunların onarılması 10-20 yıl sürecek ve bu süreçte 100 bin Avrupalı ve Amerikalının hayatını kaybetmesi gündemde. Böyle bir ortamın ortaya çıkaracağı kaos ortamını düşünmek bile istemiyorum. Ama araştırmalarım 2012 yılında gerçektende Dünya’da az çok bir değişimin olacağını gösteriyor.

Konuyla ilgili araştırmalarım sonucunda farklı kaynaklardan çeşitli bilgileri bir araya getirdim. Okumaya başlamadan önce herkesin şunu bilmesini istiyorum. Bahsedeceğimiz olaylarla dinen bilinen “kıyamet”in hiçbir bağlantısı yoktur. Biz kıyamet kopacak demiyoruz. Araştırmalarımız sonucunda 2012’de dünyada değişimler meydana gelebilir diyoruz. Bunu destekleyende çok fazla araştırma var. İşte o araştırmalardan kesitler:

Güneş yüzeyinde meydana gelebilecek olan böyle bir fırtınana ile ortaya çıkabilecek plazma topları Dünya’daki enerji şebekelerini çökerterek insanlığı mutlak bir çöküşe sürükleyebileceği uyarısı yapılıyor.

NASA’nın Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’yle ortaklaşa hazırladığı raporda, Güneşte daha önce meydana gelen enerji patlamalarının bugüne kadar Dünya’daki enerji ve iletişim hatlarında görece kısa süreli ve küçük çaplı hasarlara yol açtığı, ancak büyük çaplı bir enerji patlamasının dünyanın manyetik alanına muazzam bir zarar verebileceği belirtildi.

Bahsi geçen patlamalardan bugüne kadar kayıtlara geçen tek örneğin 1859’da yaşanan “Carrington Olayı” olduğunu belirten uzmanlar, benzer bir patlamanın Avrupa, Çin, Kuzey Amerika ve İskandinavya’da on yıllarca onarılamayacak tahribata yol açabileceğini söylüyorlar.

Güneş yüzeyindeki olası bir büyük patlamanın, Dünya’da saatler içerisinde tüm enerji hatlarını eriterek kullanılamaz hale getirebileceği, bunun sonucunda da altyapının çökeceği ve insanlığın Taş Devri’ne dönüş yapabileceği öngörülüyor. NASA’nın raporunda böyle bir felaket için olası bir tarih de veriliyor: 12 Eylül 2012…

Güneşte meydana gelebilecek büyük çaplı değişimler mutlaka Dünya’yı da etkileyecektir. Bunun aksi düşünülemez. Rusya’da bir grup bilim adamının sözcüsü Dr. Dmitriev Güneş Sistemi’nin ve Güneş’in bugüne kadar görülmemiş şekillerde dönüşmekte olduğunu belirtmektedir. California’daki Rutherford Appleton Ulusal Laboratuvarları’ndan Dr. Mike Lockwood’un yaptığı bir çalışma var. Dr. Lockwood, Güneş’le ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda 1930 yılından beri Güneş’in toplam manyetik alanının %230 oranında güçlendiğini bildiriyor.

Rusya Sibirya’daki Rusya Ulusal Bilim Akademisi’nden verilen bilgilere göre; uzayda değişik ve çok daha yüksek enerji seviyesine ve titreşimlerine sahip bir manyetik alana girdik (Foton Kuşağı). Eskiden bilinen ve kabul edilenle, şimdiki durum karşılaştırıldığında en az yüzde binlik bir artış görülüyor. Rusların dediğine göre Güneş’teki bu değişim gezegenlerin işleyiş biçimini ve destekleyebilecekleri yaşamın türünü de değiştiriyor. Hatta DNA sarmalının da değişim geçirmekte olduğunu söylüyorlar. Güneş’in kendisinden enerji saçarken yaydığı temel harmonik dalga boylarında ani bir genişleme olacağını ve yayılan enerjideki bu artışın Güneş Sistemi’ndeki maddelerin tümünün temel doğasını değiştireceğini düşünüyorlar.

Ruslar Uranüs, Jüpiter ve Neptün’ün manyetik alanlarında büyük artış olduğu bilgisini verdiler. Aynı zamanda Dünya içinde son dönemlerde büyük değişimler sözkonusu:

– 1980’den beri sismik faaliyet yüzde dört yüz oranında artış gösterdi.

– Dr. Dmitriev’in bildirdiğine göre 1973’ten 2003’e kadar geçen yıllarda genel olarak doğal afetlerin – fırtınalar, tayfunlar, toprak kaymaları, tsunami dalgaları vs.- gerçekleşme sıklığı yüzde yedi yüz oranında arttı.

– Yeryüzü’nün manyetik alanı küçülüyor ve küçülme sürati 5-10 yıl önce aniden artmaya başladı. Aşağı yukarı son on beş yıl içinde de manyetik alan değişken ve düzensiz hale geldi.

– Geçen yılın sonlarında Kuzey Kutbu’nun tam üzerinde bulunan buz kütlesi, bilinen tarihte ilk defa olmak üzere, tamamen eridi. Green Peace’in bildirdiğine göre, bildiğimiz kadarıyla, buzun on fitten daha ince olduğu bir zaman hiç olmamıştı.

Rus ve Avrupalı fizikçiler, gözlemlerine dayanarak çok yakında dünyada dev bir manyetik değişim beklendiğini açıkladılar. Dünyanın manyetik alanı müthiş bir sıçramayla yer değiştirecek güney, kuzey, kuzey de güney olacak. Rusya’da yayınlanan İzvestiya gazetesi internet sitesindeki haberine göre ‘Manyetik takla’ adı verilen olay ortalama 500 bin yılda bir meydana geliyor. Rus Bilimler Akademisi’nin ölçümlerine göre kuzey ve güney kutupları bölgesinde manyetik delikler hızla genişliyor ve günün birinde, 3-5 yılla ölçülebilecek zaman süreci içerisinde kutupların ani bir sıçramayla yer değiştireceği söyleniyor.

Dünyanın titreşim oranının bir ölçümü de dünyanın kalp atışı olarak da bilinen Schumann Rezonansıdır (Bu yeryüzü boşluğuna ait rezonant özellikleri ilk olarak Alman fizikçi W. O. Schumann tarafından ilk kez 1954 te keşfedildi). Schumann Rezonansı dramatik olarak artıyor. Dünya Foton Kuşağı’ndan geçmekte ve Dünyanın dönüşü yavaşlamakta. Dünyanın dönüşü durduğunda ve rezonans frekansı 13 devire ulaştığında, biz sıfır noktası manyetik alanında olacağız. Dünyanın dönüşü duracak ve 2 ya da 3 gün içinde ters yönde tekrar dönmeye başlayacak. Bu, dünyanın etrafındaki manyetik alanlarda bir terslik meydana getirecek.

Dünyanın Zayıflayan Manyetik Alanı: Dünyanın “kalp atış” hızı artarken, manyetik alanındaki güç zayıflıyor. New Mexico Üniv. Prof. Bannerjee’ye göre, manyetik alan son 4000 yıldaki yoğunluğunun yarısını kaybetti. Ve manyetik kutup tersliğinin bir delili bu alan güçlülüğü olduğu için, Prof. Bannerjee bir manyetik kutup değişiminin gelmek üzere olduğuna inanıyor.

Bu inanışa sahip pek çok bilim adamı var şu an dünya yüzünde ve sayıları gün geçtikçe artıyor. Discovery kanalda da bu konuyla ilgili bir belgesel yayınlandığını ilgilenenler bilir.

NASA
İndigodergisi.com
Ajanslar
Erkanatigan.blogspot.com