1– 28 Şubat çok popüler bir siyasi araç olarak kullanılmaya başlandı. Darbelerle halkını dizginleyen ordunun yerini darbelerin öcünü almak için halkını kullanan siyasetçiler aldı. İnsanlar demokrasi kılıcı yerine demokrasi seraplarıyla yaşatılarak hem kitleler sıkı sıkıya kenetlenmeye zorlanıyor hem de gelecek seçimler için oy kitlesi artırılıyor.Hadi bunlara alıştık diyelim. Benim daha çok takıldığım başka bir konu var. Özellikle saygıyla andığım Necmettin Erbakan’ın bu tezgahta kullanılması ölüm üzerinden siyaset yapmak gibi acizane bir durumu ortaya çıkarıyor. Bu insanlığın en alt seviyesine inildiğinin göstergesi değil midir? Böyle yaparak belki istenen oy oranı elde edilebilir, belki de tekrardan zirve ele geçirilebilir. Bizi var eden, diğer toplumlardan ayıran insani düzeyin aşağıya çekilmesi bunlara değer mi? Tabii ki de değer.  

Sponsor Bağlantılar

2– Erbakan sütten çıkmış ak kaşık değil. Eğer asker tankları yürüttüyse bunların sebebini yaratan da Erbakan’dır. “Kanlı mı olacak kansız mı?” sözünü her halde ben söylemedim. Her dakika askeri kışkırtan Erbakan profilini ne için hiç kimse anlatmıyor? Hassas bir dönemde Saddam gibi, olayların dikine giderseniz olacağı budur. Hiç kimse “Tek suçlu, demokrasiye gölge düşüren ordudur” diyemez. Bu ajitasyon yapmak için kullanılan kuyruklu yalanlardan biridir. Erbakan kabadayılık yapmak yerine biraz daha siyasi davransaydı çok daha farklı bir Türkiye ortaya çıkabilirdi.

3– “28 Şubat’ta şu fişlendi bu fişlendi” diyenler bugün fişleme yapıldığını ne için yüksek sesle haykırmıyorlar. Belki de 28 Şubat çığırtkanlarıdır bugün bizleri fişleyenler. Demokrasinin kılıcı onların eline geçtiğine göre istediklerine dağıtmakta özgürler. İstediklerini kadrolu memur, istediklerini kadrolu Silivri mahkumu yapabilirler.

4– En fazla da şu hükümete göre din değiştiren insanlara acıyorum. Acaba George Bush bizim başbakanımız olsa bu acizler Hristiyan olabilirler mi? Kim bilir? Neyse dalgayı bırakalım. Ne diyorduk. Evet şimdi hatırladım. 28 Şubat anma törenleri bu yıl fazlasıyla abartılı oldu. Hadi AKP’yi anlıyoruz, siyaset gereği onların abartıya kaçması normaldir. Peki ya şu eski Necmettin Erbakan düşmanlarına ne oldu. Eee sıkıştılar tabii ki. Denize düşen demokrasiye sarılır.

Sonuç:

Gündemler oluşturur bizim siyasetçilerimiz. Onların belirlediği gündemde sıkışıp kalırız. Değiştirmek istesek ikinci adımda ceplerimizin boş olduğunu hatırlarız ve pes ederiz. Sonunda duruma razı oluruz. 28 Şubat’lar, 12 Eylül’ler, 27 Mayıs’lar siyasi rantlar için kullanılır. Kendini doğru sanan iki cahil askere veryansın eder. İki gün sonra söylenenler unutulur. Gündelik yaşama geri dönülür. Şu an 28 Şubat ve Necmettin Erbakan moda. Herkes bir şeyler söylemek zorunda. Çünkü gündem büyüklerimizin en büyük besin kaynağı.

Peki biz; gerçekler ne olacak?

Bu ülkenin halkı yani gerçeğin ta kendisi ne olacak? Bugün Erbakan’a sarılan zihniyete, yarın Atatürk’e sarılan zihniyete, diğer gün Apo’ya sarılan zihniyete ya destek ya da köstek olacak. Yani biz de bu gündem içinde var olup kendimizi göstermek için çırpınıp duracağız.

Ülkemiz için küçük bir toplama;

28 Şubat + 19 Mayıs + 10 Kasım + 27 Nisan ……………….. =000000

Paraları sıfırdan kurtardık fakat doğrular hala sıfırlarda.