Kamyonet amele pazarının kurulduğu sokağa girdiğinde ameleler heyecanla kamyonete koştular. Kamyonet ani bir frenle durdu. Şoförün yanındaki adam camı açtı ve yavaş olun lan başlarım sizin gibi ameleye diye bağırdı. Ameleler korkarak kenara çekildiler ve başlarını öne eğdiler. Kamyonetten inen adamlar, sıraya geçin diye uyarınca ameleler birbirlerini iterek sıraya geçtiler.Bu esnada bir erkek amele düştü ve kolunu incitti. Düşenin arkadaşı bir başka ameleyi sorumlu tuttu ve taraflar kavgaya girişti. Diğer amelelerin araya girmesiyle kavga bitti ve sıra tekrar oluşturuldu. Şoför küçümseyerek amelelere baktı ve aferin lan, dayanışmayı öğrendiniz dedi. Amele arayan kişi, içinizde matematik branşından olanlar bir adım öne çıksın diye bağırdı. Üç kişi öne çıkarak adama baktılar. Adam bir okulda hizmetliydi ve amele seçmeye gelmişti. Matematikçi amelelerin saçlarını inceledi. Müdür bey kel olmasın diye emir vermişti. Üç kişiden biri keldi ve o elendi. Büyük bir hayal kırıklığı içinde sıraya geri döndü amele ve seçilemedim diye ağlamaya başladı. Kalan iki kişiden biri kadındı. Hizmetli kadına baktı. Kaç yaşındasın sen diye sordu. Otuz iki dedi kadın. Sen gel dedi kadına. Kadın sevinçle kamyonetin kasasına atladı. On günlük iş ona ilaç gibi gelecekti. Bu ayın kirasını henüz ödeyememişti, bu işle kirasını ödeyebilirdi. On günün sonunda yine amele pazarı onu bekliyordu ama olsundu. Bu ülkede öğretmen olup on günlük iş bulmak da meseleydi. Kamyonet pazardan uzaklaşırken geride kalan ameleler tartışmaya giriştiler… Bu matematikçiler şöyleydi… Sınıfçılar böyleydi… Şu sendika da falanca hükümet zamanında şöyle şöyle yapmıştı… Bu sendika da aynıydı… Öğretmenlerin amele pazarından seçilmesi uygulaması dahiyane bir buluş muydu? Değil miydi? Ya da neydi?
Sponsor Bağlantılar
Bir kamyonet daha sokağa girdi. Ameleler koşuşturdu… Çılgınca…