Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisini ve genel başkanlığını yaptığı AKP’yi eleştiren herkese “Sen kimsin ya” diyor, kızıp, bağırıyor.
Başbakan için bu eleştirilerin haklı veya haksız, dostça veya düşmanca yapılmış olması da hiç fark etmiyor ve bu eleştirilerinde, herhangi bir ölçü çizmiyor kendisine. Zira bazı eleştirileri, eleştirdiği kişiyi birilerinin gözünde hedef haline getiriyor.
Dolayısıyla, Erdoğan, Başbakanlığını unutarak, vatandaşları, gazeteci-yazarları ve hatta, yurtdışındaki dünyaca tanınmış gazeteci- yazarları, muhalefet partilerinden isimleri bu çerçevede azarlamaya kalkıyor, bu hakkı kendisinde bulabiliyor.
Yani Başbakan bir nevi, daha birkaç yıl öncesine kadar generallerin yaptıkları gibi yapıyor, parmağını kaldırıp gazetecilere ayar vermeye kalkışıyor.
…
Eğer bir Başbakan, sık sık “Sen kimsin ya” demeye başlarsa bilin ki ondan o ülkeye de, o ülkenin insanına da hayır gelmez.
Çünkü artık o sadece “Ben” der, adeta kendisine tapar ve halkına da sırtını dönerek derin devletle anlaşma yoluna gider. Ki zaten Başbakan Erdoğan da bu yola girdi.
Önce şikecileri kurtarmak için şike yasası çıkardı, sonra suça karışmış MİT’çileri kurtarmak için MİT Kanunu’nu değiştirdi, daha sonra da Ergenekoncuları, KCK’lıları ve yolsuzluk yapan AKP’li belediye başkanlarını kurtarmak için Özel Yetkili Mahkemeleri (ÖYM) kaldırdı.
…
Dolayısıyla bize de, Başbakan Erdoğan’a şu soruları sormak şart oldu;
Herkese “Sen kimsin” diye bağırma hakkını kendinde bulabilen Tayyip Erdoğan, peki ya sen kimsin?
»İktidara geldiğiniz 2002 yılından 12 Haziran 2011 genel seçimlerine kadar Türkiye’yi yöneten ve 12 haziran akşamında seçim sonuçlarının belli olmasının ardından yaptığın balkon konuşmasında “birlik, beraberlik ve demokrasi” mesajları vererek “Hepinizin Başbakanıyım” diyen Tayyip Erdoğan mısın, yoksa seçimlerden bugüne kadar Türkiye’yi yöneten, saçma sapan uygulamalar yapan, yasaklar koymaya çalışan, herkesin Başbakanı olduğunu unutarak politika üretmeye başlayan Tayyip Erdoğan mısın?
»Ergenekon ve KCK operasyonlarını destekleyen, “Hukuksuzluğa izin vermeyiz” diyen Tayyip Erdoğan mısın, yoksa şikecileri, Ergenekoncuları, KCK’lıları, yolsuzluğa adı karışmış olanları kurtarmak için Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran, 28 Şubat operasyonları için “Bu dalgalarda ülke boğulur” diyen Tayyip Erdoğan mısın?
»Ergenekon Davası sırasında sık sık “Yargı kendi işini yapıyor” diyen Tayyip Erdoğan mısın, yoksa MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in PKK’nın şehir yapılanması KCK soruşturması kapsamında savcılığa ifade vermeye çağrılmaları karşısında yargıya ayar vermeye çalışan, özel kanun çıkartan Tayyip Erdoğan mısın?
»Darbecilerle, derin devletle halkın ve demokrasin için dövüşen, 12 Eylül 1982 Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik öngören 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumunun % 58 oy ile kabul edilmesinde öncülük eden, insanların “Babayiğit, delikanlı” dediği Tayyip Erdoğan mısın, yoksa Ergenekoncularla, darbecilerle, derin devletle anlaşıp “Başkanlık” hayali kuran Tayyip Erdoğan mısın?
» “Özgürlük ve demokrasi” diyen Tayyip Erdoğan mısın, yoksa son zamanlarda yaptığın üzere lüzumsuz yasaklar koyarak boş yere insanlar arasında gerilime neden olan, ülkeyi geren Tayyip Erdoğan mısın?
»Dünyaya meydan okuyan Ortadoğu lideri misin, yoksa Suriye’nin bir günde rezil rüsva ettiği ülkenin lideri misin?
Sahi sen kimsin ya!
Kalpaklı Tayyip Paşa!
Muharip Gaziler Cemiyeti Başkanı Şükrü Tandoğan, geçtiğimiz hafta şehit yakınları ve gazilere verilen iftar yemeğinde Başbakan Erdoğan’a kalpak taktı. Son dönemde AKP ve Başbakan Erdoğan’a haklı eleştirilerle yüklenen Taraf, işin keyfini de çıkardığını gösterdi, 11 ağustos tarihli 1. sayfasındaki “Ne giyse yakışıyor” başlığı ve aşağıdaki fotoğrafla verdiği haberle. Doğrusu ya, son dönemde ulusalcı söylemleri ayyuka çıkan Erdoğan’a kalpaklı fotoğrafı pek bi yakıştı. Bu arada, aklıma geldi, acaba Erdoğan o kalpakla poz verirken hangi duygu ve düşünceler içerisindeydi? Belki de ikinci Atatürk hayallerindeydi…
ASLI BUYDU ZATEN ANCAK GELİYOR KENDİNE.
Sayın Başbakanım;
ilk dönemlerde çok koşturduk milet için ama ustalık dediğin dönemde ne oldu sana da bunları yaptın?
şikecileri kurtarmak için şike yasası çıkardın, sonra suça karışmış MİT’çileri kurtarmak için MİT Kanunu’nu değiştirdin, daha sonra da Ergenekoncuları, KCK’lıları ve yolsuzluk yapan AKP’li belediye başkanlarını kurtarmak için Özel Yetkili Mahkemeleri (ÖYM) kaldırdın. Bunların izahı var mı Alah aşkına.
Sana derin bir el ne yaptı? Sen bu olamazsın? Bu halk seni yiğit olarak bildi ama değiştin.
Erden beyin tesbitlerine katılmamak mümkün değil. İnşalah asliyetine dönersin.