Aşk bir müziktir aslında, kulağımıza yalnızken bile hoş gelen,
Aşk bir enstruman çalmaktır, notaları bilmeden,
Aşk bir insandır koklayınca çiçek olan,
Aşk bir çift gözdür karşısında eridiğin,
Aşk aslında ne olduğunu bilemediğin bir kimyadır, seni heyecanlandıran,
Aşk kocaman bir dünyada, iki kişilik bir cumhuriyettir,
Aşk mor renktir sonra şarap kızılı,
Aşk aslında kendinle imtihandır sonucunu tahmin edemediğin,
Ve son olarak aşk, sensindir ..zamanla’’ biz’’ olduğun…

Sponsor Bağlantılar

Yukarıdaki dizelerde, benim aşk yorumum var ama birde, hemcinslerimle benim ortak düşüncemizi yazdım.

Bizce aşk duş almak gibidir, çünkü amaç sırılsıklam olmaktır. Suyu açarsınız önce onunla iletişim kurarsınız soğuk mu, sıcak mı diye… Sıcağı çevirirsiniz yazda olsa kışta olsa, ’’aman tanrım’’ işte sıcak güzel bir gevşeme sanki, o küçük banyoda değilde farklı bir yerdesinizdir artık… Ama sıcakla iletişiminiz bir süre sonra rutin olur, suyu biraz ılıklaştırmayı denersiniz, sonrada kapatırsınız duş biter… Aşkta, su gibidir, belki geçici… Ama suyla yıkanmadanda temiz kokamazsınız yani asla onu beğenmedende bu yola çıkamazsınız… Ve her çıktığınız yol, ebedi gitmez. Yolun sonunda uçurum varsa, görürsünüz… Yine siz, sizsinizdir… Kendinizle baş başa bu sefer…

İşte o zaman biz kadınlar, hayallerimizi umutlarımızı beklentilerimizi bir kahve fincanına sığdırırız, oradan okuruz hayatı öğleden sonraları… Kah bir gemi ile geliyordur ‘’o’’. Kah bir arabada görüyoruzdur ‘’o’’ nu. Ama hep geliyordur o beyaz atlı prensimiz… Beklemek en zorudur… Düşünürüz; amacımız yasam arkadaşı mı?, sığınacak bir liman mı?, güvenecek biri mi?, gözleri güzel biri mi?, yoksa masallarda anlatılan prens miydi? gelmesini istediğimiz…

İşte doğru cevap ’’yol arkadaşımız diyeceğimiz prensimizi ararız’’ hep. Bilemeyiz ki, farkında olmadan o bizi bulacak. İşte o masallar anlatılırken bize bu anlatılmaz. Erkekler bilemez ki ’’kahve içince sohbet edebileceğimiz, ona yemek yapmak isteyeceğimiz ‘’insanın bizim aşk tarifimiz olduğunu…

Erkekler! Aslında biz çok basitizdir. Bir gülümseme ile giden birkaç kelimede gizlidir her şey. Ne erkekler gibi detaya girmeden sonuca gideriz, nede sonucu bilerek detayı yaşarız. Biz sadece şefkat dolu bakacak bir çift göz isteriz, sevilmek isteriz. Sevildikçe aslında, biz daha çok şefkat veririz. İşte siz erkekler! bizi çözememiş olanlar; pin kodumuz budur…

Sizin kalbiniz kaç kez küt küt attı bu hayatta? Kaç kere yoldan geçen birine göz ucuyla baktığınızda, tüh keşke tanışaydık dediniz? O kişi sizin aşka oturttuğunuz kişi miydi yoksa aşk mı ona yakışıyordu? Bu soruların cevabı içimizde bir yerlerde gizli ve en mühimi yasamın sonuna geldiğimizde cevabı yeterince içimize sin di mi…

Tüm aşk arayan güzel kalplere, sevgilerimle.

2011 aşk yılı, şans, mutluluk ve evlilik yılınız olsun.

Saygılarımla

EBRU FIRINCI tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…