Yazar: mediş

Kırmızı Görüyorum

Kıpkırmızı bir odadır kapısından girdiğim. Eteklerim değiyor nemli küf kokan zeminine. Ağır çekim hareket eden bedenime aykırı nefesim. Ciğerlerim heycandan ritmi kaçırıyor. Kırmızı bir toz yığını uçuşuyor adımlarımda. Başka bir renk yok! Heryer kırmızı, herşeyde.Bir tek ben mat bir griyim hareket eden. Arıyorum seni… O ev sanki senin adın. Bulamamak korkutuyor daha da. Odalar serin üşüyorum. Ellerimden kırmızı sular damlıyor, anlam veremiyorum. Odanın birinde iki kadeh var; biri ağzına kadar dolu diğeri boş kırmızı bir kadeh. Yanında yerlere kadar serilmiş resimler; yüzler kırmızı. Tedirginliğim okunuyor karşımdaki kırmızı aynadan. Bana tanıdık geliyor bu odalar… Merdiveni tırmanıyorum. Mumlar yanıyor yatak kenarlarında. Sıcaklığını hissediyorum sadece. Toz yığınlı yatağa atıyorum kendimi. Sessizlik ürpertici. Yumuyorum gözlerimi…Fısıltını duyuyorum  “gitme ” diyorsun, ağlamaklı. Yüzüme damlayan sular dudağıma tuzlu geliyor. Gözyaşlarının tadını hatırlıyorum. Gözlerimi açtığımda burnumun ucunda kırmızı yüzün. Aniden gülüyorum. Sen donuk, sen şaşkınsın! Ellerini gözlerime götürüp, kapatıyorsun. Yüreğim sızlıyor o an! Şımarık bir yüz ifadesi ile ikinci kez aralıyorum perdelerimi. Renklerin çoğalıyor. Seni sen buluyorum karşımda. Dudaklarıma eğilip  “gitme ” diyorsun… “gitmedim, gitmem  ” demek istiyorum, dilim donuk. O an kanamaya başlıyorum bin misli şiddetle!… Ölüyorum senin kucağında! Kıpkırmızı bir odada, kıpkırmızı bir dünya da. Kıpkırmızı bir benle. Rüyanın en gerçek hali  “gitmem ” demeyi düşünmek… “UYANDIM...

Devamını Oku

Sen Olmasaydın

Diyelim ki şuan yoktun; hiç tanımadım seni. Kalbimde büyük varliğin oluşmadı. O gün o parkta , o buluşma da birimiz yoktuk. Düşün bi! Şuan ne kadar eksik , ne kadar bnsizliğe bürünürdüm. Baktığım herşey isminle eşleşmezdi. Boşluk bile seni değil yokluğu hatırlatırdı. Oysa ben boşlukta bile seni anımsıyorum. Aklımda seninle dolduruyorum o köşeyi.Sen olmasaydın acılı insanlardan farklı hissetmezdim kendimi… Her acının varlığın da beni koruyan o bedenin arkasına saklanamazdım. Bir tek benim kalbim var sanırdım. İsmimle atan yüreğini hissetmeseydim; başka kalplere inanmaz, aşkımızla kalpler doğuramazdım. Gülüşlerime sebep bulamaz . En güzel tebessüme sahip seni tanıyamazdım. Pylaşmanın büyük payını bana verdiğini bilemezdim. Bırak her günün her anın boşa gidişine sensizlikte; seni tanıyıpta yakınamazdım… Bir insana tapınası aşkla bağlı olamazdım. Sonsuzluğa bütün kalbimle inanmak istemezdim. Şımaramaz, nazlanamazdım. Büyük bir çocuk bulamazdım bedenimde. Bütün bir yüreğim kalmazdı göğüskafesimde. Her göz kırpışım da göz kapağımı selamlayan bir suret olmazdı. Karanlığa bakardım her seferinde. Tuttuğun ellerime sırf sen tuttun diye hayranlıkla bakamazdım. “Sevgilim ” kelimesi gibi sevda kokan kelimeleri ağzıma alamazdım, kimbilir? Sıcaklığımın üzerine geçemezdi vücut ısım, sen olmadığında. Bir duygu ile sohbet etmenin hazzını alamazdım. Yüreğimle konuşamazdım da. Nefen gibi içimde olduğunu bilemezdim bu aşkın!… Bir aradayken oluşan mis kokusunu duyumsayamazdım. Adı “sevgi ” olan kokuyu. Ruhum; seni hiç konuşmasaydın eğer zindanlardan çıkamazdı, kurtulamazdı. Yaşam belirtilerimi gözlerimle dolu dolu gösteremezdim. Bir tutku oluşturmaazdım bir erkeğe. Dalgalarla, rüzgarla, güneşle, ayla, yıldızla, bulutla, doğadan gelebilecek...

Devamını Oku