Yazar: saadet

Tek Sebebi ‘BEN’im…

Saklanmak istiyorum, bu talihsizliğin içindeki çukura… Bombalar yağsın üstüme bilinmeyen bir yerden gelen… Teslim olmaya söz vermeye niyetim var fazlasıyla, içimde yağmurlar hiç durmadan yağıyor. Korumak istemiyorum kendimi hiç bir şeyden. Nihayetsiz bir bunaltı tekrarlayıp duruyorken, sigaram dumanına doyamıyorken, hıçkırıklar saplanıp duruyorken gırtlağıma… İstemiyorum bu artık kabullenmek düşüyor saçmalığını… Bugün ölümü fazlasıyla hissettim… Soğuk, korkulası, sakince sokulup gelen bir ırmak akıntısı gibi iliklerime ulaştı sanki usulca. Varlığımı duyumsadım, nokta olmayı becerememişken ölüm beni nasıl oluyorda bulabiliyor sorgusundan bile geçemeden. Horultusuz bir nefes alıp sonuna ulaşamamak boğdu içimi. Düşünürken dönüşümlerimi, kimliksiz kayboluşlarımı, kırık ve buruk kalbimi… Arkamda bırakıp gideceğim yokluğu yutan boşluğumu… Sakinleşemedim, ağlayamadım, kendime bile acıyamadım… Sarsılmam gerekiyorken öylece saplanıp kaldım, titrek bir alaşım oldum sanki o an. Dünya ‘DÜNYAM’ küçülerek kaybolan kocaman sandığım yitik hayatım. Anlamasız anlarımla boğuşmaya bile vaktim kalmadan, hesaplaşmam gerekiyor. Dakikalar an, anlar elem olmaya başlamaktan başka bir şey haline gelmiyor. Kafam hiç çalışmadığı kadar hızlı çalışıp taramaya başlıyor hataları… Dönüp bakmak istemediğin şeylerle yüzleşmek çok ağır. Canın manasız bir iç çekişle sakinleşmeye çalışıp ‘tıp’ oynamaya karar verirken, donukluğunda donup kalıyor tekrar aynıya dönmen için verilmiş mühlet. Tamamlamak için tekrar dönüp, kedilerin her şeyden habersiz mırıltıları maymunlaştırıyor kalbimi… Yorgunum, sandığım bomboş. İçinde saklanmak, saklamak istediğim hiçbir şey yokmuş meğer. Hep sonradan fark edip üzülmelerle yüzleşmek ağır geliyor artık… Kalbim çırpınmayı unuttu… Değersizleştirenlerle devam etmek, yaşamaya çalıştığım kanamamı durdurmaya yetmiyor. Bilinçsizce dolaşıp gelgitlere kullanılmışlık yaşatmak istiyorum…...

Devamını Oku

Özledim Bende…

Kelimeler öksüz kalıyor bazen… İçimde burukluk kaldı geriye, her hatırlanmada her özleyişte. Gözümü kırpmadan koşacağımı zannederdim, sorgusuzca… Gerçekte prensesler yokmuş. Tahterevalliler iki kişilikmiş. Nasılda içime yer etmişsin bu kadar çok. Korkuyorum hala bu kadar çok kalbim kırılmasına rağmen… Yapılanlar ağrıma gidiyo… Sonunda elime gececek olanı biliyorum… Hatrını sayıp yorgunluğumla baş başa mı kalmam gerekiyo bilmiyorum. Yüreğimi sızlatıyor bu hale gelmiş olmak… Bozuk bir başkalaşımın içinde bu kadar ilerleyebiliyorum… Beni bekle diyebilmek ne jadarda güzelmiş. Savunmak yada içinde kaybolmak bile mumkun değil. Yaptığın şeyin başıda sonuda anlamsız olunca kendine anlam bulamıyorsun içinde hiç. Kusamadım kalbimden çıkan bu yumruyu… İçimdede kalması kanatıyor sadece…Hiç sahibine ulaşamıycak yazılar yazmak… Bunlar sana diye elinin kıvrımlarında kaybolmasını sağlayamıycağım kelimelerin içinde kendimi avutmak hiçte istediğim şeye ulaştırmıyor beni. Gecenin kuytusuna kurşun gibi yaklaşırken yanımda olmanı istediğim zamanlar hep artıyor… Sonra  evet sonrası var ve durduramıyorum aklımla kalbim arasın daki savaşı. Bilincim ağır basıyor ve vazgeçmek, gerçeklerin sırra kadem basmasına engel olmaması için orda dikilip nöbet tutmasına izin vermem gerekiyor. Özledim bende… Saplanan hıçkırık taneleri gibi birikiyor hepsiyle beraber… İstisna olamıycanı biliyorum… Özledim bende… Korkularımı yenemiycek kadar… Özledim bende… Dilimde kocaman bir yara çıkmasına göz yumarak, kabuğuma çekilmeyi göze alıyorum… Özledim bende… Titremelerimi alıp götürmek için sarılmanı bekleyerek… Özledim bende… Çoooook ve delirtircesine…. Özledim bende… Sen bilme, kalbim hala atıyor, bütün damlaların kayıp gitmesine izin vererek… Özledim bende… Bu çıkmazın içine saplancağımı bilerek, gerçeklerin farkında olarak ama...

Devamını Oku