Yazar: şükranerdem

Türkiye'de ve Dünyada Muhasebe Standartlarının Gelişimi

TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA MUHASEBE STANDARTLARI NASIL GELİŞTİ   SMMM ŞÜKRAN ERDEM GİRİŞ Dünya’daki muhasebe standartlarına uyum sağlamak için, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK), Uluslar arası Muhasabe Standartlarını (IFRS) Türkçeye çevirerek TMS/TFRS, Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmelerin Uluslar Arası Muhasebe Standardını (IFRS SMEs) ise KOBİ TFRS adı altında Resmi Gazetede yayınlamıştır. Ülkemizde bankalarla başlayan zorunlu denetim uygulaması halka açık şirketler ve sigorta şirketlerini kapsayacak şekilde genişlemiştir. TMS/TFRS 2005 Yılından itibaren Halka açık şirketlerde, bankalarda, sigorta şirketlerinde uygulanmaktaydı, 2013 yılından itibaren  sermaye şirketleri için Bağımsız denetim zorunlu hale gelmiştir. Muhasebe Standartları için çeşitli uygulamalar vardır, geçmişten günümüze muhasebe standartlarının gelişimi incelenecektir. Çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Muhasebe Standartlarının Temel tanımları yapılacaktır. İkinci bölümde, Muhasebe Standartlarının Dünya’daki Gelişimi, Türkiye’deki gelişimine ise üçüncü bölümde yer verilmiştir. Dördüncü bölüm ise ülke örnekleriyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki muhasebe standartları uygulamasına ayrılmış ve gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin bu uygulamada karşılaştıkları sorunlar irdelenmiştir. Beşinci bölümde, Muhasebe Standartları Türkiye açısından irdelenmiştir ve VUK ile karşılaşılan sorunlara değinilecektir. Son bölüm olan sonuç bölümünde ise çalışmanın kısa bir özeti ve Türkiye açısından Muhasebe Standartlarının uygulaması konusunda varılan sonuç yer almaktadır. 1. MUHASEBE STANDARTLARI 2. MUHASEBE STANDARDININ DÜNYA’DAKİ GELİŞİMİ 3. MUHASEBE STANDARDININ TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ 4. GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE MUHASEBE STANDARTLARI 5. TMS’NIN VUK İLE TÜRKİYE’DE UYGULANABİLİRLİĞİ SONUÇ TMS/TFRS’nin ülkemizde zorunlu hale gelmesiyle bir çok gelişme olacaktır. Tüm Dünya ülkelerinin iletişim için ortak bir dile ihtiyacı olduğu...

Devamını Oku

TMS'nın VUK İle Türkiye'de Uygulanabilirliği

TMS’NIN VUK İLE TÜRKİYE’DE UYGULANABİLİRLİĞİ Tek Düzen Hesap İzahnamesi ve VUK’taki değerleme prensiplerinin yerini UFRS alıyor. Bilindiği gibi; 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nda, mali tablo ve muhasebe defterlerinde esas alınması gereken muhasebe prensipleri yer almamaktadır.Bu boşluk, Vergi Usul Kanunu’nun 3. kitap, 1. kısım, 1. bölümünde yer alan “Değerleme Esasları” ile doldurulmuş ve tüm işletmeler VUK’nun yürürlüğe girdiği 1961 yılından beri bahse konu değerleme esaslarını temel alarak mali tablolarını hazırlamışlardır. Ancak sorun şudur: VUK’taki değerleme ile varlıkları ve borçları kayıtlara alma prensipleri, kamu maliyesi perspektifi ile oluşturulmuştur ve bu nedenle de, bir işletmenin gerçek mali durumu ve performansını (şeffaflık prensibi) göstermekten çok, işletmelerin vergi matrahını belirlemeye yöneliktir. Halbuki günümüzde, işletmenin ortakları dahil, işletme ile menfaat ilişkisi içindeki tüm paydaşları, hızla değişen ekonomik ortamlarda, şirketlerin “gerçeğe en yakın” mali durumu ve mali performansı ile ilgilenmektedirler. Dolayısıyla, UFRS ve ABD Genel Kabul Görmüş Muhasebe Standartları (US GAAP); tüm dünyada, “genel amaçlı mali tabloların” hazırlanma esasını teşkil eden muhasebe ve raporlama prensiplerini oluşturmaktadırlar. Vergi matrahını belirlemeye yönelik muhasebe ilkelerinden en somut örnek; değer düşüklüğü karşılığının mali tablolara alınması ile ilgilidir. VUK’a göre, bir işletme ancak değersiz hale geldiği anda şüpheli alacak giderini, zarar olarak kaydedebilir. Maliye idaresi, değersiz alacakların objektif prensiplerini, acz vesikası almak vb. kriterlerle ortaya koymuştur. Ancak uygulamada, bu prensip şu sonuçları doğurmaktadır: İşletmelerin muhasebe müdürleri, tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklarına, gider yazamama kaygısı nedeniyle karşılık ayırmamakta ve “varlık” niteliğini yitirmiş...

Devamını Oku

Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Muhasebe Standartları

GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE MUHASEBE STANDARTLARI 1. IFRS’lerin Dünya Genelinde Kullanım Durumu1Yeşil alanlar; Yerel işletmeleri için IFRS’lerin kullanımına izin veren ya da kullanımı zorunlu tutan ülkeler Mavi alanlar; IFRS’lerle yakınsama çalışması yapan ya da IFRS’leri adapte etmeye çalışan ülkeler 2001’den bu yana, dünya genelinde 100’ün üzerinde ülke IFRS’lerin kullanımını zorunlu tutmakta ya da kullanımına izin vermektedir. 2. Gelişmekte Olan Ülkeler Nijerya, Malezya ve Singapur gibi gelişmekte olan ve yeni sanayileşmiş ülkeler UMS’nı küçük değişiklikler yaparak ulusal standartları olarak kabul etmişlerdir. Cumhuriyeti’nin 1997 yılında IASC yönetim kurulunda gözlemci statüsünde çalışmalara başlaması da önemli gelişmelerden biridir. Güçlenen ve gelişen Çin...

Devamını Oku

Muhasebe Standardının Türkiye'deki Gelişimi

MUHASEBE STANDARDININ TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİBu bölümde, bu Muhasebe Standartlarının Türkiye’deki gelişimi ele alınacaktır. 1. TMSK Süreci Türkiyede Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK), 1999 yılında Sermaye Piyasası Kurulu’na eklenen 4487 sayılı Kanunla kurulmuş olup, 2002 yılında ilk toplantısı ile faaliyete geçmiştir. 2004 yılında yayımlanan yönetmelik çerçevesinde de faaliyetlerine devam etmektedir.Kurul 2006 yılında uluslar arası Muhasebe Standartları (IFRS) ve yorumlanan çevirisi niteliğindeki TMS, TFRS ve yorumları hazırlanmış ve yayımlanmıştır. BDDK, SPK ve Hazine Müsteşarlığının kendi alanları ile ilgili olarak standart yayımlama konusunda yetkileri olmasına rağmen, kendi muhasebe yönetmeliklerini iptal ederek TFRS’leri zorunlu hale getirmeleri, standartlarının ülke çapında tanınırlığının ve kabulünün başlamasında önem arz etmiştir. Çoğu ülkede şirketler içerisinde sayısal olarak büyük bir paya sahip olan KOBİ’ler, birçok özellikli yapıya sahiptir. Bu nedenle finansal raporlama alanında da kendilerine has yöntem ve uygulamaların geliştirilebilmesi amacıyla, 9 Temmuz 2009 tarihinde KOBİ’ler için Uluslar arası finansal raporlama Standartları (IFRS for SMEs)yayınlanmıştır. Bu standartlarla uyumlu olarak ta ülkemizde KOBİ TFRS , 1 Kasım 2010 tarih ve 27746 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak mevzuata dahil edilmiştir. Ülkemizde de 13/01/2011 tarihinde meclis de kabul edilerek, 14/02/2011 tarihinde de 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yeni TTK 88. Maddesine uygun olarak, TMSK tarafından yayımlanan standartların uygulanması zorunlu hale gelmiştir.1 2. TMSK’nun Temel Görevi Kurulun temel görevi; denetlenmiş finansal tabloların sunumunda finansal tabloların ihtiyaca uygun, gerçek, güvenilir, dengeli, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir nitelikte olmaları için ulusal muhasebe ilkelerinin gelişmesi ve benimsenmesini sağlayacak ve...

Devamını Oku

Muhasebe Standardının Dünya'daki Gelişimi

MUHASEBE STANDARDININ DÜNYADA’Kİ GELİŞİMİBu bölümde, muhasebe standardının dünyadaki gelişimine değinilecektir. 1. IASB Süreci Muhasebe Standartlarının oluşturulmasına yönelik girişimler özel sektör kuruluşları, bölgesel oluşumlar ve devletlerarası organizasyonlar tarafından yürütülmektedir.Uluslararası Muhasebe Standartlarını oluşturma görevi 1973’ten 2001 yılına kadar Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi (IASC) tarafından yürütülmüştür. Ancak belirlediği standartlara uyum konusunda hiçbir yaptırım gücünün olmaması ve üye kuruluşların da çoğunun kendi ülkelerinde muhasebe standardı oluşturma yetkisine sahip olmaları nedeniyle yöneltilen eleştiriler doğrultusunda IASC muhasebe standardı belirleme görevini 2001 yılında Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’na (IASB)  devretmiştir. Uluslar arası ekonomik gelişmeler, finansal tablolara duyulan ihtiyacı artırmıştır. Tüm dünyada finansal tabloların düzenlenmesine ilişkin kurallar ve ilkeler belirlenmiş ve bunlar ülkelerin muhasebe standartlarının dayanağını oluşturmuştur. Muhasebe ve finansal raporlama standartları incelendiğinde, bu standartların muhasebe teorisi ve muhasebe uygulamaları göz önüne alınarak hazırlandığı görülmektedir.1 Finansal tablolar, işletmelerin bir muhasebe döneminde elde ettiği faaliyet sonucunu ve işletmenin finansal durumunu göstermek amacıyla düzenlenmekte ve finansal bilgi kullanıcılarına sunulmaktadır. Her ne kadar farklı ülkelerde düzenlenen finansal tablolar benzer özellik taşısalar da, ülkeler arasındaki farklı temellere dayanan finansal tablolar ortaya çıkartmakta ve bu durum finansal bilgi kullanıcılarının karar alma süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Söz konusu farklı finansal tablo düzenleme ilkeleri ülkelere özgü sosyal, ekonomik ve yasal düzenlemelerden kaynaklanmaktadır. Merkezi Londra’da  olan ve çeşitli ülkelerin bağımsız denetleme örgütleri tarafından kurulan Uluslar arası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK-International Accouting Standarts Board), Finansal tabloların düzenlenmesinde ve sunulmasında ülkeler arasında ortaya çıkan farklılıkları azaltabilmek için Uluslar arası...

Devamını Oku

Muhasebe Standartları

MUHASEBE STANDARTLARI 1. Muhasebe Standartlarının Gereksinimi 1900’lü yıllara gelinceye kadar denetimin amacı sadece yolsuzlukları ortaya çıkarmaktı ve bilanço denetimi yapılırdı. 1900’lü yıllardan itibaren ise sadece yolsuzluklar değil işlemlerin hatalı olup olmadığı da denetimde ön planda tutulmaya başlanmıştır.Sanayi devrimine kadar sadece bilançonun denetimi yapılırken sanayi devrimi ile birlikte bilanço yanında gelir tablosunun da denetimi ağırlık kazanmıştır. 1930’lu yıllara gelinceye kadar işletme ile ilgili bilgi talep eden kesimlerin sayısının artması bu kesimlerin denetim ihtiyacının oluşmasını da beraberinde getirmiştir.1 Bağımsız denetim mesleğinin, toplumun hak ve çıkarlarının korunmasına hizmet etmesi gerektiği, bugün kamuoyu tarafından çok iyi anlaşılmasına karşın, ne yazık ki geçmişteki uygulamalar toplumda geniş bir kesimin zarar görmesine neden olmuştur. 1970’li yıllarda işçi şirketleri olarak adlandırılan yurtdışında çalışanların katıldığı şirketler ile borsa bankerleri tarafından toplanan fonların kaybı sonucu 1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu Kabul edilmiştir. Ancak kanunla getirilen düzenlemeler sorunun çözümünü sağlamamış, borsaya kayıtlı birçok şirketin ve birçok bankanın yolsuzluk ve diğer nedenlerle iflası, bağımsız denetimin kalitesinin sorgulanmasına yol açmıştır.2 Eski Mısır’da şimdiki muhasebecilerin ataları, firavunların muhasebe kayıtlarını tutuyorlardı. Hububat, altın ve diğer varlıklar kayıt altına alınıyordu. Firavunun çalışanlarından bazıları bu varlıkların cazibesine kapılarak, hırsızlık yapmaya başlamışlardı. Buna çare olarak birbirinden bağımsız iki ayrı muhasebeciye, benzer kayıtlar tutturulmaya başlandı. Belli dönemlerde bu kayıtlardaki tutarlar karşılaştırılıyordu. Böylece işletmelerde iç kontrol sisteminin ilk temelleri atılmış oldu. Tutarlar birbiri ile benzer ise sorun yoktu. Ancak önemli tutar farklılıklarının bulunmasının sonucu, her iki muhasebecinin de ÖLDÜRÜLMESİ...

Devamını Oku