Birinci Bankacılık Direktifi
 
Avrupa Birliği’nin temel taşı olan Roma Antlaşmasında, 61. maddenin dışında bankacılıkla ilgili önemli bir nokta bulunmamaktadır. Bu tarihten sonra Avrupa Birliğinde hizmet sunma ve yerleşme serbestisi ile etkin bir mali yapı oluşturulması amaçlanmıştır. Bu konuda yapılan önemli bir düzenleme, 28 Haziran 1973 tarih ve 73/183/EEC sayılı “Bankalar ve Diğer Mali Kurumların Bağımsız Faaliyetleri Bakımından Yerleşme Serbestisi Üzerindeki Kısıtlamaların Kaldırılması” hakkındaki direktif kabul edilmiştir. Bu direktife göre bir üye ülke bir başka üye ülkede yerleşme ve hizmet sunma konusunda, gidilen ülkenin kredi kurumlarıyla eşit haklara sahip olacak ve böylece herhangi bir ayırımcı nitelik gösteren bir işleme tabi tutulmaları engellenmiş olacaktır.

Sponsor Bağlantılar

 

Üye ülkelerdeki mevzuatlar arasındaki büyük farklar dikkate alındığında, kredi kurumları arasında ortak bir pazarın yaratılması hususu ancak birbirini izleyen aşamalar boyunca söz konusu olabileceği için, komisyon birbirini takip eden direktifler ve tavsiye kararları yayınlamıştır. Bu nedenle kredi kurumlarının faaliyet göstereceği ortak bir mali piyasanın kurulması için atılan ilk adım, 12 Aralık 1977 tarih ve 77/780/EEC sayılı “Kredi Kurumlarının Kurulmalarına ve Faaliyetlerine İlişkin Kanun, Tüzük ve idari Düzenlemelerin Eşgüdümü” hakkındaki Birinci Bankacılık Direktifi’nin kabulüdür. Bu direktif Avrupa Birliği’nin bankacılık alanında yapmış olduğu ilk ve en geniş düzenlemedir. Direktifin amacı ülkeler arasındaki hukuki farklılıkları en aza indirmek, tek bankacılık lisansı esası ile serbest şube açma imkanını getirmek ve bunları etkin bir şekilde uygulamaktır. Söz konusu direktifin kapsamı, kredi kurumlarının kurulmasını ve faaliyetlerini kolaylaştırmak için üye ülkelerin kanunları arasında, bu kurumların tabi oldukları kurallar bakımından mevcut en fazla engelleyici farklılıkların giderilmesidir. Amacı ise, merkezleri üye ülkelerden birinde bulunan kredi kurumlarının, diğer üye devletlerde şube açmaları sırasında ulusal planda herhangi bir izin alma zorunluluğundan muaf olmalarını sağlayacak bir sistemi gerçekleştirmektir.      

Direktifin birinci maddesinde kredi kurumu, izin, özkaynak ve şube tanımları yapılmıştır. Bu tanımlar içinde en önemlisi kredi kurumu tanımıdır. Buna göre; “kamudan mevduat ve diğer geri ödenecek fonları toplayan ve kendi hesabına kredi veren kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Ancak üye ülkelerin merkez bankaları, posta ciro kurumları ve üye ülkelerde faaliyet gösteren, direktifin 2. maddesinin 2. bendinde   sayılan   özel   konumlarda   kurulmuş   olan   kurumlar   kapsam   dışında bırakılmıştır. Üye devletler, bu direktife tabi kredi  kurumları için faaliyete geçmeden önce izin alma zorunluluğu getireceklerdir. Bu izne belli koşullar getirilmiştir. Genel uygulama kapsamındaki ulusal hukukça belirlenmiş olan koşullar saklı kalmak kaydıyla, yetkili merciler ancak şu koşullara uyulduğu taktirde izin  vereceklerdir.

– Bağımsız ve yeterli özkaynağa sahip olmak,

– Kredi kurumunun faaliyetlerini yöneten en az iki kişinin olması ve bu kişilerin iyi şöhret, yeterli deneyim sahibi olmaları gerekmektedir.

– Son koşul, izin talebiyle birlikte bir faaliyet programının sunulmasıdır. 

Birinci Bankacılık Direktifi Avrupa Birliği bankacılığına önemli yenilikler getirmiş tek piyasa oluşturmayı temel amaç edinmiştir. Direktifle getirilen merkez ülke denetimi, izin zorunluluğu ve karşılıklı tanıma ilkeleri bankacılık piyasası için yararlı olmuş fakat yeterli olmamıştır. Birinci Bankacılık Direktifi Avrupa’da bankacılık açısından temel bir altyapı görevi görmüştür.

İkinci Bankacılık Direktifi      

Avrupa Birliği mevzuatında Birinci Bankacılık Direktifinden sonra en önemli düzenleme 15 Aralık 1989 tarih ve 89/646/EEC sayılı İkinci bankacılık Direktifidir. Bu direktif 77/780/EEC sayılı Birinci Bankacılık Direktifinde çeşitli değişiklikler yapmaktadır. İkinci Bankacılık Direktifi Avrupa Birliği bankacılığı açısından çok önemlidir. Getirdiği yeniliklerle Avrupa Tek Pazarı hedefinin gerçekleşmesinde önemli rol oynamıştır. Karşılıklı Tanıma, Tek Bankacılık Lisansı, Yerleşme ve Hizmet Sunum Serbestisi, Merkez Ülke Denetim ve Kontrolü, Minimum Uyumlaştırma direktifin getirdiği önemli hususlardır.

Avrupa Birliği Finansal Entegrasyon Süreci        

Finansal hizmetlerde tek pazar amacını gerçekleştirmek için, AB’de bankacılığı düzenleyen çok sayıda direktif bulunmaktadır. Bu bağlamda, entegrasyon sürecinde uygulanan üç farklı düzenlemeden bahsetmek mümkündür.      

a) İhtiyatlı düzenlemeler

Bu düzenlemeler banka iflaslarına yol açan negatif dışsallıklar veya fazla risk almaya yol açan asimetrik bilgi sorunları gibi sistemden kaynaklanan sorunların giderilmesine yöneliktir. İhtiyatlı düzenlemeler, özkaynaklara, ödeme gücüne, büyük risklere maruz kalma durumuna, mali olmayan firmaların sistemde yer almasına ilişkin kurallar ile bankaların iflas riskini önlemeye yönelik mevduat garantisi modellerini içermektedir. Bunların, genellikle bankalara özel bir maliyet yüklediği ve prensip olarak piyasa mekanizmasının yetersizliğini düzeltmeye yönelik müdahaleci düzenlemeler oldukları kabul edilmektedir.     

b) Düzenlemelerden kaynaklanan ve sektöre doğrudan uygulanan kısıtlamalar

Bu kısıtlamalar daha çok kredi kuruluşlarının piyasaya girişleri, şube açmaları ve başka bölgelerde faaliyet göstermelerine ilişkindir. Bu önlemler doğrudan piyasa mekanizmasının yetersizliğini gidermeye yönelik olmamakla birlikte, çoğu ülkede yaygın olarak kullanılmakta, bankalar arasındaki rekabeti yumuşatmakta ve bankaların isim hakkı değerini (franchising value) artırmaktadır. Diğer yandan, bankacılık faaliyetlerinin kapsamını daraltan bu düzenlemeler, kredi kuruluşlarının risklerini azaltmakla birlikte, amaca ulaşmak için her zaman doğru araçlar olmayabilmektedir.      

c) Kredi kuruluşlarından talep edilen bankacılık ürün ve hizmetlerine ilişkin bilgilerle ilgili düzenlemeler.

Bu düzenlemeler bankacılıkta eksik bilgiden kaynaklanan sorunların giderilmesine yöneliktir. Örneğin mevduat sahibinin dolaylı olarak elinde tuttuğu bankacılık aktifleri hakkında çok az bilgiye sahip olması gibi bir sorun, bankacılık faaliyetlerinin genişlemesini önlemektedir. Söz konusu düzenlemelerde bankalardan elde edilen bilgilerin eksiksiz ve zamanında kamuoyuna duyurulması için gerekli denetimlerin yapılması esası kabul edilmektedir.AB’de 1999 yılında mali piyasaların entegrasyonun önündeki engeller ve bu engellerin kaldırılmasına yönelik olarak Mali Hizmetler Eylem Planı (Financial Services Action Plan-FSAP) kabul edilmiştir. FSAP, finansal hizmetlerde tek pazara geçiş için yasal mevzuatta yapılması planlanan değişiklikleri ve diğer öncelikli konularda atılacak adımları bir zaman çizelgesine bağlayan bir dizi önlemler paketidir.      

Avrupa Komisyonu tarafından FSAP’de üç temel stratejik hedef;

* Toptancı finansal hizmetlerde AB tek pazarı,

* Açık ve güvenli perakendeci finansal hizmetler piyasası,

* Mevcut koşullara göre en gelişmiş ihtiyati kurallar ve denetim standartlarının uygulanması olarak benimsenmiştir. FSAP’de bu stratejik hedefler başlığı altında 42 adet yasal düzenleme ve önlem sıralanmıştır.     

Ekonomik ve Finansal Komite’nin 2000 tarihli raporunda (Brouwer Report) bankacılık alanındaki kurumsal düzenlemelerin AB’de finansal istikrar için tutarlı ve uyumlu bir yapıda olduğu gereğiyle kurumsal değişiklik yapılmasına ihtiyaç olmadığı ancak gözetim ve denetim otoriteleri ile merkez bankaları arasında yakın işbirliği ve bilgi alış-verişinin güçlendirilmesi öngörülmüştür.