Kılıçdaroğlu: “Şehit oğluna söz verdim. Ne gerekiyorsa yapılacak”
Başbakan: “Ramazan sabrı bitti. Arık konuşma zamanı değil”
Bahçeli:”Yakın çabuk kandili”
BDP: “Acınıza ortağız”
Gül: “Ramazan’ı beklemeyeceğiz”
YAZARLAR
Ahmet Hakan: “Doksanlara dönmeyelim”
Yılmaz Özdil: “Milli Savunma Bakanı işsizlik rakamlarını açıklarken şehit aileleri çocuklarının isimlerini öğrenmeye çalışıyordu.”
Yonca Tokbaş: “Ben bölünmek istemiyorum”
Orhan Karataş: “Bıçak kemiğe dayandı”
Fikri Atılbaz: “Ramazan hürmetine…”
İsmail Küçükkaya:”Terör nasıl ve neden tırmanıyor”
Can Dündar: “Ne değişti?”
Mehmet Tezkan: PKK’nın arkasında Suriye olmasın”
Banu Avar: “Türkiye’ye kanlı tuzak”
Ertuğrul Özkök: “Büyük taarruzdan önce son çıkış”
ÜNLÜLER
Şahan Gökbakar: “Sekiz ilk defa bu kadar kötü duyuluyor. Üzgünüm”
Itır Esen: Vurulduk ey halkım. Uyuttunuz bizi. Geniş çaplı operasyon başlamış? Bıktık bu cümleden. Karşımıza bunlarla çıkmayın. Deprem bile sizin kadar zarar vermedi.
Çiçek Dilligil: Bir yumru boğazıma geldi oturdu. 8 şehit dedirtmiyor. 3’e karşı 5, 5’e karşı 10… Sonra? Daha? Ben anlamıyorum! Bana çözüm gerek! Bu ülke vatandaşı olarak, erkek çocuk annesi olarak, sönen ocakların acısını hisseden birisi olarak! çözüm
Gülben Ergen: Lafta kalıyor her kahrolsun demeler, acılar haykırışlar değiştirilemedi bu kin! Değiştirilemedi yıllardır akan kanlar! Lanet olsun lanet!
Hilal Cebeci: Şehit kardeşlerimizin Allah ailelerine sabır versin. Huzur içinde yatsınlar. Kötü insanların kalbine iyilik gelsin. Biz güçlü bir ülkeyiz.
Sonuç:
Kandil bombalanıyor. Zap bombalanıyor. Şehit vermeye devam ediyoruz. Yıllar geçiyor. Kandil bombalanıyor. Zap bombalanıyor.
Sayın anonim;
Peki siz idianızla kalın, ben de idianızı çürütmüş olmakla kalayım. Peki siz yanlış idianızın arkasında durun ben de sizin hakaret saydığınız ama benim asla hakaret olarak düşünmediğim ve de kabul etmediğim söylediklerimle kalayım. Siz hukukçu kimliğinizle size yakışanı yapmakla kalın, yanlış idianızın arkasında “Belki beğenmemiş olabilirim” gibi garip bir açıklamayla durun ben de gazeteci kimliğimle, hangi gazeteden olursa olsun, olmadığını idia etiğiniz ama benim olduğunu ispat etiğim o haberin yayınlandığını belirtmemin arkasında durduğum hareketimle kalayım. İkimiz de özür dilemediğimize göre ortada herhangi bir problem yok…
Bakın siteye giriş yapmadan yorum yapanlar anonim olarak adlandırılıyor.Dolayısyla anonim bende olabilirim bir başkası da olabilir.Ben Özdil yazınızı okumadım bile bu nedenle yorum yapmadım.O kadar alakasız yorumlar yapıyorsunuz ki, bana cevap hakı doğuyor…
Ayrıca siz konu saptırması yapıyorsunuz.Benim kimliğim kimseyi ilgilendirmez.Odaklanacağınız konu kimliğim değil eleştiri konusu olmalı.
Bana kalırsa halen saygı sınırlarını aşıyorsunuz.Size asla özür dilemem.Çünkü bunu demesi gereken sizsiniz.Yanlış bakmışlıkta yok ortada.Ben diyeceğimi, söyleyeceğimi söyledim.Sayın Editör zaten gereğini söylemiş bu durum da bana söyleyecek bir şey kalmıyor.Saygılarımla…
Sayın anonim, benim “Mezubahis Özdil is… Gerisi teferuatır!” başlıklı yazım üzerine yorum yapmıştı. Ben de kendisine “yorumunuzdan sizin bir bayan olduğunuzu düşünüyorum” dedim ve anonim de şunu yazdı: “Tahmininiz doğru değil, ıskalayamadınız” Ee hani bayan değildi. Halbuki Editörumuz, Sinem Hanım diyor. Yani… Neyse yine kızdırmayayım Sayın anonimi!
Sayın Anonim ve editör;
Ortada yanlış bir hitap şekli yok. Yanlış anlaşılma da yok. Ortada bir kişinin “Taraf şehit haberini vermedi” idiası vardı ve ben de bu idianın yanlış olduğunu gazetede yer alan haberdeki cümlelerle gösterdim ve anonime dedim ki: “Ya yalan söylüyorsun ya da amacın farklı” Ona düşen bir hukukçu olarak ya “yanlış bakmışım, özür” demeliydi ya da “Haberi gördüm ama işime böyle geldi” demeliydi. Ama o bunu demek yerine “Haberi beğenmemiş olabilirim” gibi bir açıklama yaptı ve bana da “o halde yalan söyledin” demek düştü.
Keşke anonim en başta “Yanlış bakmışım, evet bana bir gözlük lazımış” deseydi espriye getirerek. Zaten ben de “gözlük lazım sana” diyerek herhangi bir hakaret amacı gütmedim.
Ortada hakaret yok… Yanlış anlaşılma da yok kısacası…
Erden Bey, lütfen size yakışır şekilde site yazarlarına hitap ediniz. Ortada bir yanlış anlaşılma var. Yanlış anlaşılma olmasa dahi bir yazar olarak, bilinçli biri olarak, başka bir site yazarını bu şekilde eleştirmeyi size yakıştıramadım.
Sinem Hanım, aynı sizin gibi değerli bir site yazarımızdır. Yorum yapın, eleştirilerinizi belirtin ancak saygı sınırlarını aşmamaya özen gösterin lütfen. Sizlere yakışan ve sizden beklenen budur.
Hainler, masum insanları öldürerek kahraman olacaklarını mı zanediyorlar?
Kahramanlık masum insanları öldürüp tarihe geçmek midir?
Türkiye, kahramanlığın kitabını yazmıştır.Tarihi bilmeyenler tarih kitaplarını karıştırsınlar biraz…O zaman belki bu vatanın masum insan kanı dökülmeden bir “TÜRKİYE” olduklarını görürler.Biz Atatürk’ün evlatlarıyız.O’nun bize olan bu mirası ilelebet yaşatacağız.Mesele Kürt meselesi değildir.Türkiye, Laz’ıyla,Çerkez’iyle,Türk’ü ile , Kürt’ü ile bir BÜTÜNDÜR.
Demem o ki, kimse o pis,******,hain emelerini Türkiye üzerinden gerçekleştirmeye çalışmasın, yoksa Tarihin en kara sayfalarında yerini almaya hazırlansın…