”Bazen” kavramı kadar grift bir kavram daha var mı acaba? Bazenlerimizin savaşı arasında kalıyoruz her nefeste. Kalabalığın, yalnızlığın, varlığın ve yokluğun gölgesinde bazenlerimizde eriyoruz… Bazen mutlu oluyoruz bazende mutsusuz. Neden mi? İnsanoğlu kadar neden üretebilecek başka bir varlık var mı acaba…
Arayışlarımızın bizi sürüklediği bütün maceraları süsleyen bir çerçeve gibi ”Bazen ”. Bazen çok şık ve gösterişli bazende çirkin ve kerrat cetveli kadar değersiz… Tutkularımızın, isteklerimizin, düşüncelerimizin konjonkturel hareketliliklerinin haylaz tetikleyicisi bazenlerimiz… Birbirinden farklı, nadürüst, şerefsiz !

Sponsor Bağlantılar

Dakikası dakikasına uymayan bir kavram… Bazen Dünya harikası kadar değerli bazen hayvandan aşağı varlıklardan bile değersiz… Hayat merdivenindeki iniş çıkış basamakları gibi ”Bazenlerimiz ”. Umutsuzluk denizinin dalgası, umut aşının şekeri tuzu gibi…

Kavruluyoruz bazenlerin gölgesinde izleri kalmasada bedenimizde ruhumuza daha bilimin bile keşfedemediği izler bırakan zararlı bir ışın olup çıkıveriyor. Aklın çözemeyeceği görünen hiçbirşey olduğuna inanmıyorum ama aklı istikametten alıkoyanda yine bazenlerimiz…

Bazen diyorum: Herşey yolunda ulaşacağız, kazdığımız bu derin çukurdan bir çuval altını alıp çıkacağız, ulaşacağız hayallerimize, vuslatımıza ereceğiz… Bazende duruyorum kafamı kaldırıp o derin çukurdan bir damla huzur, bir nefes temiz hava arıyorum…

Biliyorum… Bitmeyecek bazenlerimiz…

Tüm bunları bilerek yine de aynı senaryonun parçası olacağımı biliyorum… Çözüm üretemiyorum…

Bazenlerimin kuşatması altında muhasara ediyorum!