BİZ KAYBETTİK ONLAR BULDU, KELOĞLAN DA CAİLLOU OLDU!

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS ÖDEVİ

HAZİRAN, 2011
GİRİŞ

Sponsor Bağlantılar

İnsanoğlu kendini, hayatını tanımaya başladıktan ve bunu başardıktan sonra, serüvenini anlatmak için kimi yollara başvurmuştur. İnsanın kendini ifade etmek için başvurduğu bu yollar, yazılı hayata geçilene kadar, sözlü anlatımla yapılmış ve zamanla bu anlatımlar estetik bir kaygı ile gerçekleştirilmeye, kalıcı olması için edebi sanatlarla süslenmeye başlanmıştır (Ong 2007: 48-52).

İnsanın kendini ifade etme yolları içinde en eskilerden1 olan masal, halk edebiyatının en çok araştırılan ve üzerinde en çok durulan türlerinden biri olmayı başarmıştır (Oğuz vd. 2006: 123). Bu geçmiş yani sözlü anlatım türlerinin en eskilerinden olma özelliği aynı zamanda masala farklı sorumluluk ve işlevler yüklemiştir. İnsanlar kimi zaman açıktan söyleyemediklerini sembollerle de olsa açığa vurmak amacıyla (Yavuz 2009: 17), kimi zaman toplum olmanın bir gereği olan sosyalleşme için bir araç olarak, kimi zaman da boş zamanı hoşça geçirebilmek için (Boyraz 2002: 249, Karatay 2007: 468) kullanmışlardır. Fakat masalın bir başka önemli yanı olan -ki, bu işlev zamanla birincil işlev haline gelecektir- eğitim özelliği fark edilmiştir.

Masalda emredici bir ifadenin olmayışı, masalın inandırma kaygısı gütmeyişi ve hatta kendi içinde gerçek dışı olduğunun açıkça ifade edilişi onun, önyargısız olarak dinleyicisinin zihnine rahatça akmasını sağlar. Bu durum da dinleyicinin masal içindeki olumlu-olumsuz, iyi-kötü, doğru-yanlış, gibi birçok kavramı içselleştirmesine ve buna benzer olaylar karşısında kaldığında, kendiliğinden gerçekleşen süreç içinde “farkında olmadan öğrendiklerini” orada uygulamasına vesile olur.

Masalın yukarıda bahsettiğimiz bu eğitim işlevi, son zamanlarda birçok araştırıcının ve özellikle eğitimcilerin dikkatini çekmiştir. Çocuğa, vermek, öğretmek istediklerimizi masalın kolay ve kalıcı bir şekilde vermesi eğitimcilere çok cazip gelmiştir. Madem elde böyle bir eğitim imkânı var, o halde bunu en kapsamlı ve etkili biçimde kullanmak doğru olacaktır. Bu gerçek göz önünde bulundurularak eğitimin ilk kademesi olan okulöncesinden başlayarak eğitimciler masaldan faydalanmaya başlamışlardır. Okulöncesinde masal okuma saatleri yapılarak, kimi masaldan sahneler çocuklara oynatılarak bu faydalanma süreci devam etmiş ve son olarak okulöncesinin de öncesindeki çocuklar için ve hatta okulöncesi eğitime imkânı olmayan çocuklar için kimi masallar ve kahramanları çizgi filmlerle evlere konuk edilmiştir. Bu süreç dünyada, özellikle Avrupa’da gelişmiş, masalın ahlakî-insanî değerler noktasındaki evrenselliğinden yararlanılarak elde edilen fayda ülkelerin sınırlarını da aşmıştır.

Biz bu çalışmamızda masalın eğitim imkânından faydalanma konusunda, kelimenin tam anlamıyla, bir sektör haline gelen çizgi filmlerden, son zamanlarda büyük bir izleyici kitlesine ulaşan Caillou ve öz malımız2 olmasına rağmen iyi bir başarıya ulaştıramadığımız Keloğlan üzerinden olayın millilik boyutunu, bu anlamda elimizde çok malzeme olmasına rağmen bundan yeterince faydalanamayışımızın sebep ve sonuçlarını irdelemeye çalışacağız.

Çalışmamıza öncelikle bu iki kahramanın kimi yönlerden karşılaştırmasını yaparak başlayacağız. Daha sonra da Caillou’nun başarısını nasıl yakaladığını, bizim bu konudaki eksikliklerimizin neler olduğunu tespit etmeye çalışacak,  son olarak da bu bağlamda neler yapılabileceğine dair fikirlerimizi paylaşacağız.

* Keloğlan ve Caillou Kim?

* Neden Biz de Keloğlan’ı Bugünün Çocuklarının İlgisini Çekecek Şekilde Günümüze Taşıyamadık?

* Caillou’nun Başarısındaki Sır

* Günümüzün Masalları Olan Çizgi Filmlerde Millilik Neden Önemlidir?

* Keloğlan’ı Tekrar Gündeme Getirmek İçin Yapılanlar

SONUÇ

Yakın zamanın çizgi film karakteri olarak sahnelere çıkan Caillou ve yeniden çocukların karşısına çıkmaya başlayan Keloğlan’ın karşılaştırmasını yapmaya çalıştığımız bu çalışmamızda önce malzemelerin karşılaştırmasını yaptık. Gördük ki, bu konuda eksiğimiz yok ve hatta fazlamız var. Sonra elimizdeki malzemeyi neden yeterince kullanamadığımızı irdeledik ve çözümler sunmaya çalıştık. Bu noktada da konuyla ilgisi bulunan disiplinlerin birbiriyle kolektif çalışmadığını gördük. Yapılan kimi bireysel çalışmaların da bu önemli kültür öğemizi yaygınlaştırmak için yeterli olmadığını gördük. Yapılan çalışmaların kurumlar bazında da desteklenmeyişi sonuca gidilmesini engelleyen önemli bir faktör olarak çıktı karşımıza. Oysaki o da bir çizgi film karakterinden ibaret olan Caillou, kolektif çalışma ve desteklerle çok şeyi başarmış, milli kültüre ve milli ekonomiye katkı sağlamış olarak gözler önünde durmakta.

Sanıyoruz ki bütün bu yapılabilecekler gerçekleştirildiğinde ve sonuca ulaştıkça daha yeni fikirleri doğuracak ve bize yeni kapılar açacaktır. Zamanın teknolojik imkânlarından faydalanarak bunu lehimize çevirip, teknolojinin halkbilimi öğelerimizi yok etmesini önleyebilir hatta teknolojiyi halkbilimi için hizmetkâr haline getirebiliriz. Ama sanırım bütün bunların yapılabilmesi için çok önemli üç şeye ihtiyacımız var: İNANÇ, İSTEK, ÇALIŞMAK…
___________
1 Sözlü kültür ürünlerinin ne zaman ortaya çıktıkları kesin olarak bilinmemekle birlikte hangisinin daha önce var olduğu konusunda araştırmalar bir sonuca varmıştır. Konuyla ilgili geniş bilgi için bkz.: (Boyraz 2008)
2 Keloğlan tipinin ve Keloğlan masallarının öz malımız olması konusunda Tahir Alangu, bunun genel bir yargı olarak kullanıldığını, oysa bunun yanlış olduğunu, millilik kavramını “Keloğlan tipi ve masalları” şeklinden çok “Keloğlan tipi şu özellikleriyle millidir” şeklinde sınırlamak gerektiğini söyler. Geniş bilgi için bkz.: (Alangu 2011: 190-191)

KAYNAKÇA

ALANGU, Tahir. (2011), Keloğlan Masaları, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
BORATAV, Pertev Naili. (1998), Zaman Zaman İçinde, İstanbul: Adam Yayınları.
BOYRAZ, Şeref. (2001) “Halk Kültürü Unsurlarının Televizyon Reklamlarında Kullanılması”, Milli Folklor, 49: 93-108.
BOYRAZ, Şeref. (2002), “Binbir Gece Masallarının Yeniden Yayınlanması Dolayısıyla”, Folklor/Edebiyat,  Sayı: 31: 248-252.
BOYRAZ, Şeref. (2008), “Sözde Anlatılanların Sürekliliği Üzerine Düşünceler”, Folklor/Edebiyat, 54: 105-118.
ÇIPLAK, Nilgün. (2005), “V. Propp’un Masal Çözümleme Yöntemi”, Türk Dili Dergisi, Sayı: 638.
DEMİR, Berrak. (2011), 2002 Sivas Doğumlu, İlkokul 3. Sınıfa gidiyor. (2011 Haziranında yapılan görüşme).
DEMİR, Büşra. (2011) 1982 Yozgat Doğumlu, Üniversite Mezunu, Resim Öğretmeni. (26.05.2011 tarihinde yapılan görüşme)
http://www.degisenkocaeli.com/33708/Caillou-hep-kel-kalacak.html
http://www.haberler.com/nasrettin-hoca-ile-keloglan-in-resimleri-okul-2686724-haberi/
http://www.haberx.com/caillou_kayu_devrimi%2819,w,7947,103%29.aspx
http://www.hossohbet.net/forum/masal-kahramanlari/14283-keloglan-keloglan-kimdir-keloglan-hakkında.html
http://www.kadinhaberleri.com/index.php?ctgr id=97&content view=21681
http://www.on5yirmi5.com/genc/haber.2844/barbie-gidecek-keloglan-gelecek.html
http://www.on5yirmi5.com/genc/haber.6177/isaret-diliyle-keloglan-masali.html
http://www.stv.com.tr/content.aspx?newsid=253
http://www.tr.wikipedia.org/wiki/Caillou
KARATAY, Halit. (2007), “Dil Edinimi ve Değer Öğretimi Sürecinde Masalın Önemi ve İşlevi”, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, Cilt: 5, 3:463-475.
OĞUZ, M. Öcal vd. (2006), Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ank: Grafiker Yayınları
ONG,Walter J. (2007), Sözlü ve Yazılı Kültür Sözün Teknolojileşmesi, (Çev. Sema P. Banun), İstanbul: Metis Yayınları.
YALÇIN, Alemdar, Gıyasettin Aytaş. (2008), Çocuk Edebiyatı, Ankara: Akçağ Yayınları.
YAVUZ, Muhsine Helimoğlu. (2009), Masallar ve Eğitimsel İşlevleri, İstanbul: Cumhuriyet Kitapları.