Erden ÖZKANT

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tutuklandı…

Başbuğ, hükümet aleyhinde kara propaganda yapmak amacıyla kurulan internet siteleriyle ilgili olarak Savcı Cihan Kansız tarafından şüpheli sıfatıyla sorgulandı 5 Ocak 2012 Perşembe günü…
7 saatlik sorgunun ardından Savcı, Başbuğ’u “Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” ve “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlarından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti.

Sponsor Bağlantılar

Mahkeme de Başbuğ’u tutuklayarak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşattı bu ülkeye… (Daha önce 10. Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun darbeye teşebbüsten değil, darbeye karşı çıktığı için tutuklanmıştı. İki tutuklama arasında “benzerlik var” diyerek “Başbuğ’un tutuklanması ilk değil” diyenlere duyurulur)

Yani internetle başlayan, parmak sallayıp gazetecileri tehdit ederek, ‘boru’ ve ‘kâğıt parçası’ diyerek devam eden süreç mahkemede bitti!

Peki…

Bir ordunun, bir Genelkurmay Başkanı’nın psikolojik harekât ile ne işi olur?

Bir ordu, bir Genelkurmay Başkanı niçin AKP ve dini cemaatler aleyhine yayın yapan internet siteleri hazırlar?

Ordunun ve Genelkurmay Başkanı’nın işi mi bu?

Zaten yıllarca bunu kendilerine görev bilen bu ordu, kendi asıl işini yapamadı…

Çünkü onun çok daha fazla işi vardı; insanlarını fişleyecek, andıçlar hazırlayacak, gazetecilerle uğraşacaktı!

Bunun için bu ülkede terör sorunu da, Kürt sorunu da çözülemedi…

Bir sürü insanımız hayatlarını kaybettiler…

Şimdi ise bir kısım gazeteciler çıkıp ağlıyorlar Başbuğ tutuklandı diye!

Niye?

Bu ülkede Genelkurmay Başkanları tutuklanamaz mı?

Onların ayrıcalıkları mı var?

Bakın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Bu üzüntü verici bir olaydır” demesinin aksine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Hukuk karşısında herkes eşittir” dedi.

Bazı gazeteciler çıkmış, “Tutuksuz yargılansaydı keşke, delil mi karartacaktı?” diye soruyorlar. “Genelkurmay Başkanı terörist olduğu gerekçesiyle tutuklandı o halde TSK da terör örgütü mü oldu” diyorlar!

Şimdi…

‘Terör örgütü yöneticisi’ deniyorsa ortada bir terör örgütü vardır, doğru. Ama o terör örgütü TSK değil, TSK içindeki bir gruptur. Bunu anlayamıyorlar iyi mi?

Ayrıca…

Madem tutuklu yargılamalara karşısın, o halde böyle yargılamaların hepsine karşı çık!

Di mi?

Çıkamazlar…

“Koca general, delil mi karartacaktı” diye soruyorlar?

Evet karartır, niye karartmasın ki?

Sen olsan karartmaz mısın?

Daha önce karartma olaylarına şahit olmadık mı?

Ortaya çıkmadı mı bazı askerlerin “Baba, şimdi belgeleri temizliyoruz” şeklindeki konuşmaları…

Genelkurmay’ın gazetecileri üzülüyorlar…

Genelkurmay’ın gazetecileri ağlıyorlar…

İşte bizim ülkenin gazetecileri de böyle olur dedirtiyorlar…

İşte bizim ülkemizde yıllarca bunların manşetleri, haberleri yayınlanmış ve bunlar da halkı yönlendirmiş, zihinleri bulandırmış dedirtiyorlar…

Geçtiğimiz günlerde Ordu Yardımlaşma’ya (OYAK) yönelik operasyonlarla yeniden gündeme gelen Danıştay saldırısında da bunların manşetleri ve köşe yazıları konuşmuştu: “Türkiye’nin 11 Eylül’ü”, “Laikliğe kurşun”…

Hatırladığım kadarıyla sadece üç- dört gazetenin manşeti farklıydı…

Tabii medya biraz olsun değişti o günlerden bu günlere…

Ama görüyorsunuz ne kadar değiştiğini?

Baksanıza bu ülkede bir başbakanın idam edildiğini unutup, “Bir başbakan nasıl idam edilir” diye soramayanlar hala ağlıyor!