ÇANAKKALE’DEKİ TÜRK ORDUSUNUN I. DÜNYA SAVAŞINA GİRDİĞİ SIRADAKİ DURUMU

1 ) Goeben ve Braslau’nun Çanakkale Boğazına Girişi Sırasında Türk Ordusunun Durumu

Sponsor Bağlantılar

Osmanlı Devletinin 2 Ağustos 1914 tarihinde gizli bir ittifak antlaşması imzalayıp, kamuoyuna da tarafsızlığını bildirmişlerdir.

Bu tarihlerde Almanya’nın Goeben ve Braslau gemileri Akdeniz limanlarını bombardıman altına tuttuktan sonra İngiliz Filosu tarafından takip edildiği için Çanakkale Boğazına yöneldi. Osmanlı Devleti bu Alman gemilerini içeri almakta tereddüt ettiyse de Türk Başkomutanlığının emri ile içeri almalarına izin verildi.

 

İngiliz Filosu da boğazdan geçmek istedi fakat olumsuz yanıt aldı. Bunun üzerine bir önlem olarak Türk Ordusu, Boğaz savunması için önceden Müstahkem Mevkii emrine gönderilen torpidolarla Havuzlar – Kepez arasında ve bunun kuzeyinde mevcut mayın hattında ki geçitlerin kapatılması için Selanik Gemisinin de harekete hazır olmaları emredildi.

12 Ağustos’ta boğaza doğru ilerlemekte olan İngiliz zırhlısına, Akhisar Torpidosu ile gönderilen Teğmen Hasan aracılığı ile “Goeben ve Braslau’nun Osmanlı Hükümetince satın alınarak Yavuz ve Midilli adlarının verildiği” bildirildi.

Alman savaş gemilerinin boğaza girişinden hemen sonra İngiliz kruvazörlerinin Çanakkale Boğazı önünde görülmeleri dikkatlerin yeniden Boğaz savunmasına çekilmesine neden oldu.

2 ) Boğaz Savunmasının Güçlendirilmesi Yönünde Alınan Önlemler ve Boğazın Kapatılması

Gelişen bu olaylar karşısında Boğazların savunmasından yakından sorumlu olan Müstahkem Mevkii Komutanlığını bazı önlemler almaya sevk etti.

Bu yönde Çanakkale Boğazına yöneltilebilecek olası düşman saldırılarına karşı komutanlıkça, 2. Ağır Topçu Tugayı, Mayın Müfreze ve Filotilla Komutanlıklarına derhal ve ilk verilen emirlerde ; ” Birliklerin hazırlıklı olmaları, kıyılara yönelik düşmanca hareketlere ateşle karşı konması, topçu birliklerinin hazırlık derecelerini arttırmalarını, Mayın Müfrezesinin işaret verildiğinde görevine başlayacak biçimde gerekli düzenleri alması, geceleyin Boğaz güvenliğinin sağlanabilmesi için Boğaz ilerisinde keşif etkinliğinin artırılması” istedi.

a – Boğazda Yeni Mayın Hatları Oluşturulması ve Boğazın Kapatılması

Başlangıçta dökülmüş olan mayın hatlarına ek olarak, Boğazda 15 Ağustos’ta Soğanlıdere ağzıyla, Kepez Feneri doğrultusunda 3. mayın hattı oluşturuldu.

Boğaz önündeki İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin sayısının 17’ye çıkması üzerine, Başkomutanlıkça karşı tarafta 4. ve 5. Mayın Hatlarının döşendiği izlenimini uyandırmak için gerekli tertip ve düzenlerin alınması ayrıca emredildi.

4. Mayın Hattı ancak 24 Eylül 1914’de İntibah Mayın Gemisi tarafından 3. Mayın Hattının güneyinde ve buna paralel olarak döküldü. Ayrıca herhangi bir tehlike görüldüğünde, Çanakkale – Kilitbahir arasında 5. Mayın Hattının oluşturulabilmesi için de elde yeterli sayıda mayın bırakıldı.

Olayların gelişimine göre önlemler alınması sürdürüldü. 26 Eylül’de Boğaz dışına keşif için gönderilen Akhisar Muhribi’nin İngiliz savaş gemilerinin geri çevirmesi üzerine 3. Mayın Hattındaki geçide 4 mayın dökülerek kapatıldı ( 27 Eylül ). Bunu Başkomutanlığın 5. Mayın Hattının oluşturulması ve tüm mayın hatlarının kapatılmasıyla ilgili emirleri izledi. Bunun üzerine Anadolu Hamidiye ve Namazgah Tabyaları arasında 5. Mayın Hattı kurulduğu gibi şimdiye kadar kapatılmamış olan mayın geçitleri kapatıldı. 9 Kasım 1914’de 3. Mayın Hattını pekiştirmek amacıyla bu hattın kuzeyinde ve ona paralel olarak 6. Mayın Hattının kurulması izlendi. Kepez – Soğanlı arasına 7. bir mayın hattının kurulması kararlaştırıldı ve Nusret Mayın Gemisi Kepez taraflarında 17 Aralıkta 7. Mayın Hattını kurdu. Ayrıca bu mayın gemisi Çanakkale Boğazının batı kıyısından başlayarak 5. Mayın Hattı ile 45 ° ‘lik bir açı ile doğu-güney yönünde 8. Mayın Hattını kurdu. 29/30 Aralık 1914’de 2. ve 8. mayın hatları arasında 2. Mayın Hattı ile 45 ° açı oluşturacak biçimde doğu-güney doğrultusunda 9. Mayın Hattı oluşturuldu.

19 Şubat 1915 Muharebesinde Bileşik Filonun Çanakkale Boğazına yönelik saldırıyı başlattığı zaman Boğazda 9 mayın hattının kurulması gerçekleştirilmiş oluyordu.

b – Diğer Etkinlikler

Denizaltlılara karşı Ağ ve Torpido İstasyonları kurulmuştur. Bu yönde 5 Şubat 1915’de güney kesiminde son mayın hattının önüne birkaç balıkçı ağının dikilmesinden oluşturulan bir ağ şamandıralar arasına bağlandı.

Boğazdan geçebilecek yabancı savaş gemilerine karşı Çanakkale – Kilitbahir arasına torpido kovanları yerleştirildi.

Çanakkale’ye özellikle keşif amaçlı olarak gönderilen uçaklardan sınırlı ölçüde yararlanıla bilinilmiştir.

20 Ağustos 1914’de Başkomutanlığın, Müstahkem Mevkii Komutanlığına gönderdiği emirde; ” Çanakkale Boğazına yönelik bir taarruzda, 3. ve 4. Kolordulardan doğrudan takviye birliği istenebileceğini” bildirmiştir.

Müstahkem Mevkii tarafından 9. Tümene verilen emirle ” 26. Alaydan takviyeli bir piyade taburunun ( bir dağ ve 10.5 mm.’lik bir obüs bataryasıyla ) Kirte Bölgesine gönderilmesi ve bu kuvvetle Seddülbahir kuzeyinden beklenen bir çıkmanın önlenmesi” istenmiştir.

Emri alan 9. Tümen komutanı uygulaması geçmiş ve 7 Ekim 1914’e dek Gelibolu Yarımadası güneyinde 26.Alay 3. Taburuna aldırdığı düzenle, Anadolu Kıyı Komutanlığınca alınan aşağıdaki düzenleri Müstahkem Mevkii’ye bildirdi:

26. Alay 3. Tabur Karargahı : Kirte’de,

9. ve 10. Bölükleri : Kirte – Zığındere arasında,

12. Bölük : Zığındere arasında,

11. Bölük : Seddülbahir de olup dağ ve 10.5 mm. ‘lik obüs bataryaları da Alçıtepe’de,

25. Piyade Alayı 2. Taburu : 4 bölüğüyle Kumkale – Yenişehir kesiminde,

1. 1. Tabur 1.Bölüğü ile 3. Tabur 11. Bölüğü: Çanakkale’de,

3. ve 4. Bölükler : Tevkifiye’de ve 2. Bölük ile 3. Topçu Alayı 1. Taburu da Çiftlik Köyünde,

3.Tabur 9. Bölüğü ve bir makineli tüfek bölüğü : Erenköy’de,

Bu taburun 10. ve 12. bölükleri : Sarıçalıda,

Ezine Jandarma Bölüğü : Kumburnu’nda konuşlanmıştı.

3 ) 18 Mart 1915 Deniz Harekatı Öncesinde Türk Ordusunun Durumu

a – 19 Şubat 1915 Muharebesinden Önceki Durum

18 Şubat 1915’de Çanakkale Harekat alanında, Çanakkale Bölgesinde doğrudan Başkomutanlığa bağlı Çanakkale Müstahkem Mevkii birlikleri, Gelibolu Bölgesinde genellikle kuzeyden başlayarak da 3. Kolordu birlikleri bulunuyordu.

( 1 ) 3. Kolordu Birliklerinin Konuşlanması

3. Kolordu Gelibolu ve Bolayır Bölgesinde bulunuyordu. Kolordunun 7. Piyade Tümeni ( 20., 2. Piyade Alayları ve bir Sahra Topçu Alayı ), Gelibolu Jandarma Taburu ile birlikte Koyun Limanı- Değirmenler Hattı ( dahil )- Karaçalıya ( hariç ) kadar olan kıyının gözetleme ve savunmasından sorumluydu.

Tekirdağ’da kuruluşunu sürdürmekte olan 19. Piyade Tümeni ise kuruluşunu tamamladıktan sonra, 3. Kolordu genel ihtiyatını teşkil etmek üzere, 25 Şubat 1915’de Eceabat’a gelmiştir.

( 2 ) Müstahkem Mevkii Komutanlığına Bağlı Birliklerin Konuşlanması

2. Ağır Topçu Tugayı ve 3. Ağır Topçu Alay Karargahları Çanakkale Çimenlik Tabyada,

3. Ağır Topçu Alayının 1. ve 2. Ağır Topçu Tabur Karargahları Anadolu Hamidiye ve Mecidiye Tabyalarındaydı. Bu alayın kuruluşundaki bataryaları, Boğazın doğu kıyısında, Nara Tabyası-Dardanos Tabyası arası kıyı kesimindeki mevzilerde, Alayın en güçlü toplarından 2 adet 335/35’lik ve 7 adet 240/35’lik Hamidiye Tabyasında, 1 adet 335/35’lik Çimenlik Tabyada, 5 adet 150/40’lık toplar da Dardanos Tabyasında yerleştirilmişlerdi. Toplam 15 adet bu toplar dışında; 22 çap uzunluğunda menzilleri daha kısa olan toplarda Çimenlik, Anadolu Mecidiye ve Nara Tabyalarında mevzilendirilmişlerdi. 4. Ağır Topçu Alayı Karargahıyla Namazgah Tabyasındaydı. Bu alay Boğazın batısında Soğanlıdere’den Değirmenburnu Tabyasına kadar uzanan kesimindeki tabyalarda ( Yıldız, Mecidiye, Namazgah ve Değirmenburnu ) ve elverişli olan öteki mevzilere yerleştirilmişti. En güçlü toplar 2 adet 355/35’lik Rumeli Hamidiyesi’nde, 4 adet 240/35’lik Mecidiye Tabyasında; 2 adet 240/35’lik Namazgah Tabyasında olmak üzere toplam 8 tane top vardı. Bir taburlu olan bu alayda mevcut 84 toptan 40’ı ağır top, 14’ü de ağır havandan oluşmaktaydı. Ağır toplardan, 35 çap uzunluğundaki 8 adediyle, Mesudiye Gemisinden sökülerek mevzilendirilmiş toplar dışındaki ağır toplar kısa menzilliydi. Bunlardan başka Soğanlıdere ile Mecidiye Tabyaları arasında, Boğaza döşenmiş mayın hatlarını korumak için 30 hafif toptan oluşan beş batarya mevzilendirilmiş durumdaydı. 5. Ağır Topçu Alay Karargahıyla bu alayın 1. Ağır Topçu Tabur Karargahı Seddülbahir de, 2. Ağır Topçu Tabur Karargahı Kumkale de, bu taburun bataryaları Kumkale ve Orhaniye Tabyalarında yerleştirilmişlerdi. 2. Ağır Topçusuna “Boğazın Giriş Topçusu” adı da verilmekteydi. Bu alay Seddülbahir- Ertuğrul Tabyalarındaki 1. Ağır Topçu Taburunun yakın savunması için 9. Piyade Tümeninden bir piyade bölüğü, Seddülbahir Bölgesinde, Zığındere ve Tekke Burnu arasında, diğer bir bölük de Kumkale Bölgesinde Yeniser yöresinde bulunmaktaydı. 8. Ağır Obüs Alayı Karargahıyla Erenköy’de; 1. Ağır Obüs Tabur Karargahı Domuzdere de, bu tabur bataryalarıyla Domuzdere doğu sırtlarındaki mevzilerde; 2. Ağır Topçu Tabur Karargahı Erenköy’de, bataryalarıyla Erenköy batı-güneyindeki mevzilerde; 3. Ağır Obüs Tabur Karargahı Karantina Köyünde, bataryalarıyla Karantina Köyü kuzey ve güneyindeki mevzilerde, 4. Ağır Topçu Tabur Karargahı Geyiklide, Menderes Müfrezesi emrinde bulunan 120/30’luk 4’er toptan oluşan bu tabur iki bataryasıyla, Üvecik ve Geyikli batısındaki mevzilerde, ayrıca bir obüs takımıyla da Kumburnu’nda mevzide.

Bunların dışında, Maydos Müfrezesi emrinde bulunan 105 mm.lik obüs bataryası ( 5 toplu ) ise Alçıtepe’deki mevzilerde yerleştirilmişti .

( 3 ) 9. Piyade Tümeninin Konuşlanması

Boğazın olası düşman çıkarmalarına karşı gözetleme ve korumasıyla görevli olan bu tümen Maydos ve Menderes Müfrezeleri adıyla iki gruba ayrılmıştı. Bu tümenin karargahı Çanakkale’deydi.

( – a ) Maydos ( Eceabat ) Müfrezesi

sağ yan ve sol yan gruplarından oluşan bu müfreze, karargahıyla Maydos taydı. Müfrezenin kuzeyindeki 7. Tümen ile ara hattı Koyun Limanı-Değirmenler çizisi Maydos Müfrezesine dahil idi. Sağ Yan Müfrezesi Maydos Müfrezesi kuzey sınırıyla, Kabatepe-Eceabat çizisi ( dahil ) arasında, Sol Yan Müfrezesi de Sağ Yan Müfrezesi güney sınırıyla, Seddülbahir arasındaki bölgede idi. Buralar eldeki olanaklar ölçüsünde ağır silahlarla mevzilendirilmişti.

( – b ) Menderes Müfrezesi

Menderes Müfrezesi 26. Piyade Alay Komutanının komutasında karargahıyla Berposta bulunuyordu. Müfreze Birliklerinin Anadolu kıyısında aldığı düzen şu şekildeydi;

– Depo Alayı ( 5., 6. ve 9. Taburlar), karargahıyla Üvecik’te bulunmakta. Görevi; Kumkale-Kumburnu arasındaki kıyı bölgesinin savunmasından sorumlu idi. Bu alayın Depo Taburu Üvecik’te öteki depo Taburları Yerkesiği ve Mahmudiyedeydi. Kıyıda gerekli gözetleme düzenlerini almış olan taburlar geride toplu bulunuyordu.

– 25. Piyade Alay karargahıyla, kıyı gözetlemesindekiler dışındaki artan birlikler Geyiklide, alayın sadece bir taburuysa Bespos’ta.

– Çanakkale Seyyar Jandarma Alayı, Karargahıyla Tavaklıda. Görevi; Eski İstanbul Burnu ile Akçay İskelesi arasındaki kıyının gözetleme ve savunmasından sorumluydu. Bunun için alay, çıkarmaya elverişli kıyı kesimlerini bölük bölgesine ayırarak, gerekli tahkimatı yapmış olup, kıyıya önemine göre takım veya postallar yerleştirmek suretiyle kuruluşundaki iki jandarma taburuyla görevi; nöbetleşerek sürdürmekteydi. Balıkesir Jandarma Taburu karargahı ve bu taburun büyük kısmı Ayvacık’ta, bu taburdan bir bölük eski İstanbul Burnundan, Kösedere ağzına kadar kıyıyı gözetlemekle görevliydi.

– 3. ve 8. Sahra Topçu Alaylarından müfreze emrinde bulunan bir sahra ve dağ topçu taburu, karargahlarıyla Darıköy ve Ezine’deydiler.

– Bradwel Bataryası da 4 Ocak 1915’de Küçük Beşiğe güneyinde İn Limanı yöresinde mevzilendirildi.

(4) Boğaz Girişindeki Türk Tabyalarının Durumu

Seddülbahir ve Kumkale Tabyaları, taş ve toprak karışımı yapılmış, büyük hedef gösteren tabyalardı. Ertuğrul ve Osmaniye Tabyaları toprak yapıydı, bu nedenle düşman gemi toplarına karşı dayanıklı değildi.

Ertuğrul tabyasının Tekke Burnu ile Osmaniye Tabyasının da Yenişehir yönüne karşı olan kısmının ateş olanakları sınırlıydı. Buna karşın, düşman gemilerinin girişteki tabyalar üzerine yoğun ateş toplama olanağı vardı.

b – 25 Şubat 1915 Muharebesinden Önceki durumu:

19 Şubat 1915’te Bileşik Filonun Boğaz girişini ve bir kısmıyla da Gelibolu Yarımadasının batı kıyılarını bombardıman altına almasıyla, acil önlemler almakla başlandı. Bu anlamda Müstahkem Mevkiinin emriyle 9.Piyade Tümeni 19 Şubat 1915’te Eceabat’a taşındı. Maydos Müfrezesinin sağ ve sol yan grupları bölgelerinde de tedbirler alındı. Bunlar; Turşundaki Seyyar Jandarma Taburu, birliklerini kıyıya yanaştırarak birer bölüğüyle Ece Limanı, Karakol Dağı, Büyük ve Küçük Kemikli kesimlerinde gerekli düzenlerini aldı. 27. Piyade Alayının 3.Taburu ile bir sahra bataryası, Palamut sırtı gerisine yanaştırılırken, 26. Alay’ın 2.Taburu ile diğer bir sahra bataryası da, Sarafim çiftliğine gönderildi.

Gelibolu Yarımadasının kuzeyinde 3. Kolorduca alınan önlemler ise; Tekirdağ ve Gelibolu Limanlarında bulunan küçük ve büyük ve yelkenlileriyle, öteki deniz taşıt araçlarının ikinci bir emre dek limanlarda alıkonulması ilgililere duyuruldu. Ayrıca 3. Kolorduca 7. Tümene verilen emirle, 21. Piyade Alay Karargahı Atıf Bey çiftliğine bu alayın Gelibolu’daki 1. Taburu Bolayır mevziindeki Merkez ve Ay Tabyalarına; bir sahra topçu taburu Kumburgaz’a gidecek; Bolayır mevzii – Yeniköy kesiminde beklenen çıkarma girişimlerine karşı sahra taburuyla, Bolayır mevziindeki Ağır Topçu Taburu 21. Alay emrine verildi. Böylece Gelibolu Yarımadası kıyılarından yapılacak bir çıkarmaya karşı karada bazı önlemler alınmış oldu. 19 Şubat Muharebesinde Boğazın giriş tabyalarında meydana gelen hasarın giderilmesi işleri 5. Ağır Topçu Alayının görevine verildi. Geyikli ve Üvecik’te bulunan 4. Ağır Topçu Taburu (iki batarya, bir obüs takımı) Halileli bölgesinde mevzilendirildi. Obüs takımı 25 Şubat Muharebesine Yeniköy yöresinde katılacak olan bu takımın Halileli yöresine mevzi değiştirmesi emredildi.

c – 26 Şubat 1915 Harekatı Öncesindeki Durumu

26 Şubat 1915 muharebesinde, Boğaz girişindeki bataryaların susması üzerine Çanakkale Boğazı, adeta bileşik filoya açılmış durumdaydı.

Çanakkale Boğazının denizden yönelebilecek taarruzlara karşı yapılmış olan savunma planına göre ateş gücünün dağılımı şu şekildeydi;

2.Bölge (Obüs Bölgesi)’nde 10’u ağır havan, 32’si obüs olmak üzere toplam 42 toptan; 3.Bölge ise, 62 adet çeşitli çapta top, havan ve Nordonfilt’ten ibaretti. Bu arada 9. Tümen Topçusu set bataryalarının takviyesinde planlanmıştır.

Mevzilerin durumu ise; 1. Ağır Obüs Taburu, Tenger sırtlarına yerleştirilmişti. Bu kesimde arazinin yüksek olması nedeniyle mevzilerin düşman tarafından bulunup tahrip edilmesi güçtü. Bu taburun bir bataryası içinde, Eskihisarlık sırtlarında mevzi hazırlanmakta olup, bir çıkarma ihtimali belirdiğinde burada mevzilenecekti. Erenköy bölgesindeki obüs bataryaları da, açık ateş mevzilerine yerleştirilmişlerdi. Ayrıca Boğazın batı – doğusundaki obüs bataryaları mevzilerinin hemen gerisinde ateş mevzileri de seçilmişti.Boğazdan içeri girecek gemileri ateş altına almak amacıyla Halileli sırtlarında iki obüs bataryası için mevzi hazırlanmıştı. Obüs bölgesinin hemen kuzeyinde iki önemli batarya bulunmaktaydı. Bunlar 2.Bölgeyi ve gerektiğinde 3. Bölgeyi takviye edebilen Dardanos ve Mesudiye bataryalarıydı. Dardanos Bataryası boğaza hakimdi. Her iki batarya da 2.Bölgenin ateşlerini püskürtmekte ve mayın hatlarına yaklaşan düşman mayın arayıcılarına karşı mayın hatlarını koruyan bataryaların ateşlerini takviye etmekteydi. 3.Bölgedeki bataryalarsa derecikler ya da dere ağızlarına yakın ve olabildiği kadarıyla uzaktan görülmeyecek biçimde yerleştirilmişlerdi.

26 Şubat Harekatının sonrasında bazı yeni önlemler alınmıştır. Unlar; Halileli sırtlarında açık ateş mevziindeki obüs bataryası keşfedildiği için batarya kapalı mevziiye alınmıştır. Tenger’deki batarya, Seddülbahir – Hisarlık arasında durarak ateş eden savaş gemilerini baskın tarzında ateş altına almak ve Kumkale’ye yapılacak bir çıkarma hareketini engellemek için Kerevizdere Sırtlarındaki kapalı ateş mevzilerine yerleştirilmiştir. Tüm obüs bataryaları gerisindeki kapalı ateş mevzileri takviye edildiği gibi sahte bataryaların sayısı da arttırılmıştı.

19. Tümenin 25 Şubat’ta Eceabat’a gelmesi ile 9. Tümende yeni düzenlemeler yapıldı.

“Gelibolu Seyyar Jandarma Taburu; Azmukdere- Büyük Anafarta çizisinin kuzeyinde olmak üzere, birer bölüğü ile Ece Limanı, Turşun-Küçük Anafarta batısında, birer takımıyla Büyük ve Küçük Kemiklide kıyı gözetlemesinde.

Sağ Yan Müfrezesi ( 27. Piyade Alayı ) : Müfreze karargahı, Kocadere de takviyeli 27. Alay 1. Taburu, Kocaçimen doğusunda 2. Taburu birer bölüğüyle Arıburnu, Palamutluk sırtında, bir bölüğüyle de Kabatepe doğusunda ihtiyat olarak, kıyı gözetlemesinde, 3. Taburu, müfreze ihtiyatı olarak, Damlar yöresinde.

Sol Yan Müfrezesi ( 26. Piyade Alayı ): Bir ağır makineli tüfekle takviyeli müfreze karargahı Kirte’de, 26. Alayın 3. Taburu birer bölüğüyle Çifte Çamlar Sırtı, Kumtepe, Sarıtepe, Zığındere ağzında kıyı gözetleme ve korumasında bir bölüğü Seddülbahir ve Tekke burnunun savunmasıyla görevli olarak Ertuğrul Tabyası Kesiminde, 2. ve 4. Taburlarıyla Kirte’de toplu olarak bulunmakta.

9. Sahra Topçu Alayı; bir dağ taburu Sağ Yan Müfreze emrinde olup, bir bataryası Büyük Anafarta da, öteki bataryası da Kocadere de, 2. Sahra Taburunun bir bataryası Kocaçimen güneyinde, diğer bataryası Çifte Çamtepe kesiminde mevzide, 105 mm.lik obüs bataryası, Domuzdere kesiminde mevzide.

Tümen Karargahı ve 9. Sahra Topçu Alay Karargahı; Çanakkale’de, 19. Piyade Tümeninin 72. Piyade Alayı Eceabat’ta.

Bunlardan başka 19 Şubat Muharebesinde, Bileşik Filonun Ertuğrul ve Orhaniye Tabyalarının etki alanları dışına yaptığı ateşlerine engel olmak için, Menderes Müfrezesi emrindeki obüs takımı, Yeniköy Sırtları gerisinde; Alçıtepe Obüs Bataryasından bir obüs takımı da Ertuğrul Tabyası yöresindeki kapalı mevziiye yerleştirildi.

25 Şubat Muharebesinde Boğaz Giriş Tabyalarındaki topların Bileşik Filo tarafından tahrip edilmesi üzerine, 9. Tümen ve 8. Ağır Topçu Alay Komutanlıklarına verilen emirde; Karatepedeki bataryanın Halileli bölgesine alınması istendi”.

Bu düzenlemelerin dışında 9. Tümenin Eceabat’taki birlikleri 19. Tümenin komutasında olacağı gibi, gerekirse Taypur’daki Piyade Alayı da bu bölgede kullanılmak üzere getirilebileceği Müstahkem Mevkice bildirildi.

Müstahkem Mevkiinin 25 Şubat tarihli emri ile Anadolu Yakasının savunulmasında 9. Tümen görevlendirildi.

Ayrıca emir komuta değişiklikleri de yapılmış ve Menderes Müfrezesi Komutanlığı kaldırılmıştır.

Çanakkale Seyyar Jandarma Alayından, Kumburnu’ndan başlayarak, sorumluluğundaki kıyı kesimini zayıf birliklerle gözetlerken, bir taburunu Geyiklide bulundurarak, düşman çıkarmasını ve ilerlemesini engellemeye çalışması istendi.

Müstahkem Mevkii Komutanlığı Karargahı, Boğaz girişindeki tabyaların 25 Şubat Muharebesinde tahrip edilmiş olması nedeniyle Çanakkale’nin 3km. güneybatısındaki Hacıpaşa Çiftliğine taşındı. Ayrıca Çanakkale’de bulunan 9. Tümen Karargahı da 26 Şubat’ta Halileli çevresindeki Sarıçalıya alındı.

26 Şubat’ta Değirmenburnu ile Çanakkale Feneri arasında 53 mayından oluşan 10. Mayın Hattı oluşturuldu.

26. Alayın sorumluluğuna Eskihisarlığı da kapsamak üzere, Seddülbahir, Ertuğrul Tabyaları ve Tekke Burnu verilmiştir.

19. Tümen Komutanı, Sol Yan Müfrezesinin takviyesini gerekli görmüş, Sağ Yan Müfrezesi ihtiyatı 27. Alay 3. Taburunun çabucak 26. Alay emrine girmek üzere Kirte’ye gönderilmesini istemiştir. Tabur o sırada Seddülbahir bölgesindeki 26. Alay 2. Taburunu değiştirdi ve taburdan bir bölük Marta Limanı-Tekke Koyu feneri arasında, öteki iki bölüğüyle de Harapkale de yerleşti.

Öte yandan, Bileşik Filonun tabyalardan yapılan ateşlere rağmen hızla boğazı geçmesi halinde, durumun Başkomutanlığın yanı sıra 1. ve 2. Ordulara da bildirilmesini istedi.

e – 28 Şubat 1915’deki Durum

Bu tarihte 9. Tümen kendi birlikleri arasında bazı denemelere gitti. Ayrıca Başkomutanlıkta takviye amacıyla Muhasara Topçu Taburunu Çanakkale’ye gönderdiğini, ayrıca çeşitli tür ve çapta sekiz topla, bir bataryanın gönderileceğini Müstahkem Mevkii Komutanlığına bildirmiştir.

Bandırmadaki 11. Tümenden Çanakkale’ye gelen 126. Piyade Alayı da, Müstahkem Mevkii genel ihtiyatı olarak burada bırakılmıştır.

f – 1 Mart 1915’deki Durumu

9. Tümenin savunma düzenlerinde yapılan değişiklikler özetle şu şekildeydi;

” – Giriş tabyalarının susması üzerine Geyikli dolaylarındaki bataryalar, Halileli sırtlarına alınarak, bunlara savaş gemilerinin Karanlık Limana serbestçe sokulmalarına ve gereğinde Boğazın giriş yerlerine çıkarma yapılmasının engellenmesine ateşleriyle yardımcı olmaları görevi verildi.

• – – Tenger’deki obüs bataryalarından biri, Marta Limanı doğu sırtlarında mevzilendirilmiş olup, aynı görev verilmiştir.

• – – Anadolu Yakasındaki 9. Piyade Tümeni kuvvet çoğunluğuyla kuzeye alınmış, 25. Piyade Alayı, Tevfikiye yöresine yerleştirilmiştir. Kumkale-Kumburnu’ndan güneye uzanan kıyı kesimiyse, Çanakkale Seyyar Jandarma Alayınca gözetlenmekte.

• – – Kirte’deki 26. Piyade Alayı, 27. Piyade Alayının Eceabat’ta ihtiyatta bulunan bir taburu ve 9. Topçu Alayının iki bataryasıyla takviye edilmiş, bir piyade taburuyla bir batarya Seddülbahir’e sürülerek adı geçen bölgenin gözetleme ve savunması pekiştirilmiştir.

• – – Anafarta Bölgesinde değişiklik yoktur.19. Tümen şimdilik toplu olarak Eceabat’ta bulunacak. 126. Piyade Alayı da Çanakkale’de ihtiyatta kalacaktır.

• – – Beyoğlu Seyyar Jandarma Alayı, Erenköy’e gönderilmiş ve 9. Piyade Tümeni emrine verilmiştir.”

Ayrıca Müstahkem Mevkii emrine Harbiye Nezaretinden altı adet top gönderilmiştir.

g – 3 Mart 1915 Harekatı Sırasındaki Durum

3 Mart 1915’e kadar Boğazda geçen muharebeler değerlendirilerek, 8. Ağır Topçu Alayının 8 bataryası ve aynı alayın 4. Ağır Topçu Taburu ile birlikte toplam bir obüs bataryasıyla değişik çapta üç batarya ve bir obüs takımından oluşan “Halileli Topçu Grubu” oluşturuldu.

Eskihisarlığa dek olan kıyının ateş altına alınması için 1. Obüs Taburundan bir batarya, Baykuştepe güneyinde kapalı mevziiye yerleştirilerek düşman gemilerinin Boğazda serbestçe hareket etmelerine engel olunmaya çalışılmıştır.

Müstahkem Mevkiice alınan önlemlerden biri de Kepez, Soğanlı arasında topçu takviyesi yapılarak mayın hatlarının tahribini engellemek olmuştur.

3. Kolordu Komutanlığı 7. Tümen Komutanlığına, Bolayır Mevziinin sol yan ve gerisinin çıkarma girişimlerine karşı savunulması için görev vermiştir.

Gelibolu yarımadasında bulunan 9. Tümen birlikleriyle, 19. Tümenin durumları ise şöyleydi;

“Maydos Müfrezesi Sağ Yan Komutanlığı ( Komutanı 27. Alay Komutanı ) Kocadere ( Kurucadere )’de, Bursa Seyyar Jandarma Taburu karargahıyla Tursunda, birer bölüğüyle Ece Limanı ve Küçük Anafarta’da; 27. Alaydan takviyeli 1. Tabur Kocaçimen Tepe doğusunda, 27. Alayın 2. Taburu Arıburnu ve Kabatepe bölgelerinde. Bu taburların birer bölüğünden oluşan müfreze, Ağıldere-Arıburnu doğusundaki sırtlarda yerleştirilmiş olup, bu kuvvet Arıburnu’nu kesinlikle savunacak, Ağıldere ve Kabatepe yönlerini de yan ateşleriyle koruyacak ve gerisindeki dağ bataryasının da güvenliğini sağlayacaktı.

9. Sahra Topçu Alayının 3. Dağ Topçu Taburundan bir batarya, Kocaçimen çevresinde mevzide, öteki bataryasıyla, Kocadere’de ( Kurucadere ) Sol Yan Müfreze Komutanlığı ( Komutanı 26. Alay Komutanı ) Kirte’de, 26. Alayın 4. Taburu Kumtepe, Sarıtepe, Zığındere bölgesinde, 26. Alayın 2. Taburu ve 16. Bölük Kirte’de, bir ağır makineli tüfekle takviyeli 26.Alayın 3. Taburu Marta Limanı, Tekke Koyu ( fenere kadar ) bölgesinde, öteki iki bölük Harapkale’de, 27. Alayın 3. Taburu Harapkale kuzeyinde, 2. Sahra Topçu Taburundan bir batarya, 4. Tabur bölgesinde Çifteçamlar Tepede mevziide; öteki batarya Kirte’de, 105 mm.lik obüs bataryasından bir obüs takımı, Kanlıdere-Maltepe deresi arasında mevzide, 26. Alayın 3. Taburunu desteklemekte. 19. Piyade Tümeni Müstahkem Mevkii ihtiyatı olarak Eceabat’ta bulunmaktadır.

Boğazın doğusunda yer alan 9. Tümen birliklerinin durumu ise; 126. piyade alayı Çanakkale Müstahkem Mevkii Genel ihtiyatında, 9.Piyade Tümeni ve 9. Sahra Topçu Karargahları Kolvert çiftliğinde, 64. Piyade Alayı Yenişehir, Yeniköy ve üvecik bölgesinde olup, Kumkale Kumburnu güneyine dek olan kıyının gözetleme ve savunmasında, 25. Alay 3.Taburuyla, Erenköy kuzeyinde, 2.Taburuyla Halileli bölgesinde olup, 1.Taburu, 64.Piyade Alayı ihtiyatı olarak Üvecik’te; 9.Topçu Alayı 1.Sahra Topçu Taburu, 25. Alay emrinde olup, bir bataryası İntepe batısında mevzide, öteki batarya Kolvert çiftliğinde; 8. Sahra Topçu Alayının 3. Dağ Topçu Taburu, 64. Piyade Alayı emrinde olup, bir bataryası Yeniköy kuzeyinde mevzide, öteki bataryası, Üvecik’te;Çanakkale Seyyar Jandarma Alayı Karargahı ve Çanakkale Seyyar Jandarma Taburuyla Geyikli’de; Balıkesir Jandarma Taburu, 64.Alayın güney sınırında, Akçay iskelesine uzayan kıyının gözetleme ve savunulması görevinde; Beyoğlu Seyyar Jandarma Alayı(iki Taburlu) Tümen ihtiyatı olarak Erenköy’de bulunmaktaydı.”

Çanakkale Boğazının savunmasından 1. Ordu emrindeki 3. Kolordu ( Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı, 7., 8., 9. Tümenler ile 3. Süvari Tugayı ) ve bu orduya bağlı birlikler sorumluydu. 3. Kolordunun emrinde olan Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı, 9. Tümen emrinde olarak Başkomutanlığa bağlandı. Böylece Boğaz Savunmasını 3. Kolordu ve Birlikleri ile Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı üstlenmiş oldu.

Türk Ordusunun kullandığı toplar çağının çok çok gerisinde olup, yeterli sayıda da değildi. Düşmanın çok sayıda ve gelişmiş silahlarına karşı koyabilmek için öz kaynaklardan yararlanma yoluna gidilmiştir. Bunun yanı sıra ordunun subay gereksinimine de ihtiyacı vardı. Bunun içinde subay ve erlere Alman üst subaylarınca eğitim verilerek bu ihtiyaç giderilmeye çalışılmıştır.

Osmanlı Devletinin l. Dünya Savaşına girmesiyle birlikte, Boğazın kapatılması, Boğazda mayın hatları oluşturulması, düşman denizaltılarına karşı ağ ve torpido istasyonlarının kurulması gibi faaliyetler ile Boğaz düşman kuvvetlerinden korunmaya çalışılmıştır.

Türk Ordusu tüm olumsuzluklara rağmen, üstün çabasıyla düşman kuvvetlerini yıldırmış ve bu bölgeden çekilmelerini sağlamıştır.

 

ÇANAKKALE’DE Kİ TÜRK ZAFERİNİN DÜNYA ÜZERİNE ETKİLERİ

 

I.BÖLÜM

ÇANAKKALE CEPHESİ’NİN AÇILMASININ SEBEPLERİ:

I.Dünya Savaşı’na Osmanlı İmparatorluğu 1914 yılının sonbaharında, Almanya’nın yanında katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa katılmasıyla müttefiklerin gündemine, boğazlar meselesi gelmiştir. Boğazlar savaşın gidişatında çok önemli bir noktaydı. Çünkü Osmanlı Ordusu Kafkas Cephesi’nde Rusları sıkıştırıyorlardı. Rusya yardım istiyordu. İngiltere, Osmanlı’nın Karadeniz yoluyla Kafkas Cephesini beslediğini düşünüyordu. Boğazlara saldırılırsa, hem Kafkasya Cephesi’nde ki Osmanlı Ordusu’nun bir bölümünü boğazlara çekmiş olacak, hem de Bulgaristan’ın yanlarında savaşa katılması sağlanacaktı. Müttefikler boğazlar yoluyla Rusya’ya silah ve erzak yardımı yapıp, elinde bulunan insan gücünden faydalanmayı tasarlıyordu. Ayrıca boğazlar ele geçirilince Osmanlı devre dışı bırakılacak, Rusya’ya ayıplan yardımla ve Bulgaristan’ın savaşa katılmasıyla Avrupa’da Almanya çökertilecekti. Bu da ömrünün kısalmasını, belki de sonunun gelmesini sağlayacaktı.

Çanakkale Cephesi’nin açılmasının diğer sebeplerini de kısaca şöyle sıralamak mümkündür:

-Türkiye’nin Süveyş Kanalı ve dolayısıyla Hind Denizi yolu üzerinde ki baskılara son vermek.

-İstanbul’u zapt ederek Müslüman Dünyası’nı etki altına almak ve Halife’nin ilan ettiği cihat’ı etkisiz kılmak.

-Almanların 1915 yılının baharında yapacağı büyük taarruz hesaplarının ertelemek ve dikkatini bu cepheye çekmek.

B-Genel Olarak Çanakkale Cephesi’nin Sonuçları:

1915 senesinin şubat ayında yukarıda saydığım sebepler ve belki de henüz çözemediğimiz gizli amaçlar ve menfaatler doğrultusunda Çanakkale’ye saldırıldı.İngiltere 12 büyük ve bir çok küçük gemiyle boğazda görülmüştü. Müttefikler Osmanlı’yı hafife alıyorlardı. Boğazları aşmanın kolay olacağına inanıyorlardı.Ama inançları gerçekleşmedi. Dünya savaşının gidişatını değiştirecek sonuçlara neden oldu. Öyle ki savaşa girmiş devletlerin kaderinin değişmesinin yanında tarafsız ülkelerin kaderlerini az çok etkilemiştir.Dünya hakimiyetine soyunmuş olan, yeryüzünü tek elden idare etmek isteyen İngiltere’nin büyümesi Çanakkale’de durdu. Sömürgelerde ki İngiliz hakimiyeti ve gücü sarsıldı. İngiltere dominyonlarının milliyet şuurunun oluşmasını sağladı. Hindistan’da ayaklanmalar görüldü.İngiltere sömürgeleri yirmi ya da otuz yıl sonra ulusal devletlerini kurdular. Bunun temelini Çanakkale zaferi atmıştır. Çanakkale yenilgisi sonucu, üzerinde güneş batmayan ülke İngiltere’de bir süre sonra güneş batmaya başlar.

Gelelim Çarlık Rusya’ya, Çanakkale zaferi Rus tarihini değiştirdi. Çarlık Rusya boğazları alıp, sıcak denizlere hakim olmak istiyordu. Çanakkale geçilemeyince ve kendisine silah ve erzak yardımı yapılamayanıca; yüzyıllardır süre gelen bu Rus ideali son buldu. Çanakkale zaferi , Rusya’nın iç savaşını Bolşeviklerin kazanmasını sağladı. Rusya yükselişe geçti. Bu yükseliş 2.Dünya savaşıyla önem kazandı.

İttifak devletleri Çanakkale zaferi sonucu güçlenmiştir. Çünkü müttefiklerin kendi yanlarına çekmeyi düşündükleri Bulgaristan aralarına katılmıştır. Ayrıca Almanya Sırbistan’ı ele geçirmiş. Bulgaristan’ı da yanına almasıyla Osmanlı’yla kara bağlantısı sağlamıştır. Böylece Almanya Osmanlı Ordusu’nu cephane bakımından rahatlıkla beslemeye başlamıştır. Osmanlı’nın insan gücünün silahlandırılması, Bulgaristan’ın savaşa katılması savaşın büyümesine ve uzamasına sebep olmuştur. Savaşın uzamasıyla milyonlarca masum insan zorla cepheye sürülmüştür. Çanakkale zaferinin belki de dünya açısından tek kötü neticesi budur.Zira bağımsızlık adına büyük bir kazanımdır. Keza yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratmak isteyenler, Çanakkale zaferinden güç alacaklardır. Anmaklar, Hintliler bu cepheden sonra ulusal bağımsızlık bilincini kazanmışlardır.

1-İnsan Kayıpları

Çanakkale Zaferi’nin sonucu olarak dünya siyasetinde değişmeler oldu. Rusya’nın çökmesi ve sosyalizmin gelmesiyle bu devlet savaştan çekildi. İngiltere ve Fransa ise savaşa daha çok güç katmak zorunda kalmışlardır. Boğazları alarak savaşın ömrünü kısaltmayı düşünenlerin planları ters tepmişti. Savaş iki yıl daha uzadı. Bu müttefiklerin kayıplarını artırdı. Bu kayıpların en önemlisi insan kayıplarıdır. İnsan kayıplarında ki artışlar aşağıda verilmiştir:

Fransız Kayıpları İngiliz Kayıpları

1914-15 yılları 1.990.000 – 286.633

1916 yılında 1.354.000 – 749.140

1917 yılında 569.000 – 817.790

1918 yılında 1.197.000 – 852.861

Eğer 1915’te boğazlar geçilseydi; 1916 sonbaharında savaşın bitmesi planlanıyordu. Beklenen olmadığı için aradaki farkı toplayarak görelim:

Fransız Kayıpları İngiliz Kayıpları

1914-1915-1916 kayıpları 3.344.000 – 1.035.773

1917-1918 kayıpları 1.766.000 – 1.670.651

Toplam 5.110.000 – 2.706.424

Savaş on milyondan fazla genci öldürmüş ve daha da çoğunu sakat bırakmıştır.İnsanların ruhları yaralanmış, yaraların bazıları zehirli olmuştur. Keza ikinci büyük savaşında bu zehirlerin acısını yaşadı.

 

II.BÖLÜM

ÇANAKKALE’DE Kİ TÜRK ZAFERİNİN DEVLETLER TARİHİNE ETKİSİ

1) İngiltere’ye Çanakkale Zaferinin Etkisi

1915 yılının sonunda boğazların geçilememesi ve Rusya’ya yardım gönderilmemesi, İngiltere’nin planlarını alt üst etmiştir. İngiltere, boğazlardan Rusya’nın insan gücüne ulaşıp, onu silahlandırmayı ve savaşın vurucu gücü haline getirmeyi planlıyordu.Boğazlardan alınan Türk yenilgisi, bu yüzden en fazla İngiltere’ye zarar vermiştir. Çünkü, yenilgi; Rusya’nın sosyalist olmasına ve savaştan çekilmesine neden oldu. Müttefiklerin elindeki en büyük insan kaynağına ulaşılamamıştır.

Batı cephesinde Fransızlar çok kayıp veriyorlardı. Müttefiklerin gücünü tüketiyordu. İngiltere’nin yardım göndermesi gerekiyordu. Yeterli desteği gönderebilmesi için ülkesinde zorunlu askerlik ilkesi uygulaması gerekiyordu. Fakat İngiltere geleneklerine göre zorla askerlik yaptırılamazdı. Batı cephesinin ve imparatorluğun bir çok cephesinin sürekli artan asker ihtiyacını karşılamak zorundaydı. Bu yüzden Savaş Bakanı Lord Kiçner 1915 yılı sonlarında zorunlu askerlik ilkesinin onaylanmasını ister. 5 ocak 1916’da zorunlu askerlik kanunu meclise sunuldu. Bu kanun tasarısı hükümet içinde çatlaklıklara yol açar. Bakanlardan Maliye, Tecim ve İç İşleri Bakanları karşı koyarlar. İrlandalı ulus severler, kanunun İrlanda’da uygulanmaması şartıyla muhalefetten vazgeçerler. İşçi Partisi’de muhalefetliğinden, sanayi de çalışanlar arasından asker alınmayacağı konusunda başbakanın açıklamasıyla vazgeçerler. Böylece 25 Mayıs 1916’da önerge kanunlaşır Savaş bakanı kanunun onaylanması yüzünden büyük eleştirilere maruz kalır.

Bu olaylar Çanakkale Zaferi’nin sonuçlarından biridirÇünkü Çanakkale olayının kapanmasıyla, Türklerin boğazda kaygıları kalmayınca Mısır’a saldırması korkusu yüzünden, buraya büyük ölçüde İngiliz Birlikleri gönderir. Bu birlikler, büyük tepkilere maruz kalan, zorunlu askerlik kanunuyla sağlanır.

Batı cephesine gönderilen askerler ise; Almanya cephesini aşmak için dikenli tel ve mitralyözler üzerine saldırıyorlar; ancak sonları ölüm oluyordu.

Her saldırıda halk da ve orduda bu kez zafer kesin duygusu uyandırılmıştır. Ancak bu olmayınca ‘düşman o ölçüde yıpratıldı ki gelecek saldırıda çökecek’ savı ortaya atılıyordu. Kitleler bu duruma bir süre inanmış, ses çıkartmamışlardır. Fakat kitleler bu savlara inanmaz olmuşlardır. İngiltere kamuoyunda büyük tepkiler baş göstermeye başlar.

1917 senesinde Fransız Ordusu Batı Cephesi’nde önemli bir işlev göremez hale gelmiştir. Cephe İngilizlere kalır. İki ay boyunca İngiltere saldırır ve 400.000 kişi kayıpla çekilir. İngiltere asker sıkıntısı çekmektedir. Ve zor durumdadır. Halka ‘Silah ve cephane işlerinde çalışan gençleri askere alacağız” denildi. Bu İngiltere’ye binlerce top, tüfek kaybettiren grevlere neden oldu.S

1917 ilkbahar ve yazı içinde Rus çöküntüsünün de etkisiyle Fransa ve İngiltere’de hükümetlerin savaşı sürdürmek için gereken malzemeleri almak istemelerine güçlü bir direnme gösterilmiştir. Bu iki ülke çökmek üzereyken, onların kurtarıcısı taze kan Amerika olmuştur.

 

İNGİLTERE’DE ÇANAKKALE CEPHESİ’NİN VE ZAFERİ’NİN YARATTIĞI HÜKÜMET BUNALIMLARI:

İngiltere ilk hükümet bunalımı, Çanakkale’ye çıkartmaları yapılırken; Amiral Fisher’e, Deniz Bakanı Çörçil’in danışmadan bir takım gemilerin yola çıkarılması buyruğunu verdiğini öğrenenice istifa eder. (15 Mayıs 1915 Bu olaydan sonra Liberal Parti hükümeti, mecliste ki büyük çoğunluğa rağmen , muhafazakarların işleri kamuda tartışma konusu yapmalarından çekinir ve karma hükümet kurulur. Liberal Parti Türk düşmanlığı ile ünlüdür. Türklerden aldığı kara ve denizde ki yenilgiler üzerine yönetimi Muhafazakarlarla paylaşmak zorunluluğunda kalır.

İkinci hükümet bunalımını beklenildiği gibi sonuçlanmayan Rusların, Avusturya-Macaristan cephesini çökertmesi ve ardından yine batı cephesinde alınan Alman yenilgisi nedeniyle olur.( 5 aralık 1916) Çanakkale geçilseydi, bu yenilgiler olmayacaktı ve hükümet bunalımları da yaşanmayacaktı.

İngiltere’ye Mali ve Ekonomik Etkileri

Türkiye’nin 1.Dünya Savaşı’na katılması ve en büyük zaferi Çanakkale Cephesi’nde muzaffer olması ve cihan harbinin ömrünü uzatması en çok İngiltere’yi etkiler.

Lord Core anılarında,” Savaş başında Avrupa’nın en zengin ulusu İngilizlerdir. Bütün dünyada 4 milyar İngiliz Lirası borç vermiştir. Savaş sonunda ise İngiltere dışarıya borçlu devletler arasında yerini alacaktır.

1916 yılı sonunda devlet borçları iki milyar İngiliz lirasını geçmeye başlamıştır. Çanakkale yenilgisinden dolayı savaşın iki yıl uzaması; İngiltere’nin dış borcu 8 milyara yaklaşmıştır. İngiltere’ye mali ve ekonomik bakımdan toparlanması son derece zor bir darbe inmiştir.

İngiltere sanayi ürünü ve kömür ihracatçısıdır. Londra Dünya Bankası konumundadır. İngiliz ticaret donanması yeryüzündeki donanmaların toplamının yarısı kadardır. Ülkeye büyük kazanç sağlamaktadır. Savaş 1916 yılında son bulsaydı İngiltere dışarıda ki alıcılarını pek kaybetmezdi. Ancak savaş uzayınca İngiliz sanayi ürünleri alıcıları, kendi ülkelerinde fabrikalar kurmaya ve var olanları çoğaltıp genişletmeye koyulurlar. Hele barışın, resmi ve fiili anlamda yıllarca gecikmesi İngiliz alıcılarının, kendi ürünlerini fazlasıyla imal etmelerini sağlar. Diğer yandan Alman deniz altıları en fazla İngiliz ticaret donanmasını vurmuştur. Savaş nedeniyle tamir edemediği ve yenisini yapamadığı için deniz ticaretinde Amerika, İngiltere’yi geçmiş, Japonya’da ona yakın bir konuma gelmiştir.

İngiltere savaş sonunda da büyük bir işsizlikle karşı karşıya gelir. Savaşta yakılıp yıkılan kenti olmadığından, sanayi ürünü alacaklıları da kalmadığından işsizliğe çözüm bulunamamaktadır.

1913 ile 1928 arasında İngiltere ihracatının dünya ihracatına oranı %13.9’dan, %1.2 düşerken tüm Avrupa ihracatı % 55.2 den % 46’ya düşmüştür. Almanya’nın çökmesi, Avusturya- Macaristan’ın dağılması , Fransa’nın en zengin kentlerinin yakılıp, yıkılması, Rusya’nın rejim değiştirmesi, İtalya’nın bunalımlar içinde çalkalanması, şunu diyebiliriz ki dört yılı aşan savaşın, iki yıl uzatılmış olmasından doğan sarsıntılar bu sonuçları doğurmuştur.

Savaş sırasında, cepheye silah ve cephane yetiştirmek için açılan fabrikalar, demir ve maden işleyen kuruluşlardır. Savaştan sonra yine demir ve maden işletmeye devam etmeyip makine üretmeye başlarlar. İngiltere’de sanayiinin gerilemesi bu yüzdendir. Yani İngiltere dışında, savaş sırasında ona kurtarıcı olanlar, savaştan sonra sanayi alanında rakipleri olmuştur.

Savaş sırasında hükümet savaşanların soy sopunun rahatlığını ve geçimini sağlamışlardır. Bu herkeste her şeyi hükümetten beklemek, iyi yaşantı sağlamasını istemek duygusunu yaratmıştır. Bu da ülkeyi yönetenlerin dağıtım uğruna yatırım yapmalarına neden olmuştur. Halkta ki bu anlayış daha çok mayıs 1916 yılında çıkan zorunlu askerlik etkisini gösterdikten sonra gelişmiştir. Oysa savaş 1916 da bitseydi bunlar yaşanmayacaktı.

Osmanlı ile savaş İngiltere’ye bir milyar liraya mal olmuştur. Bunu Paris Konferansı’nda İngiliz Başbakanı Zoyt Core Türklere olan kiniyle açıklamıştır. Lozan Barış Konferansı’nda da yeni Türk Cumhuriyeti temsilcisine, yine savaşa katılmakla, İngiltere’ye verdiğimiz zararı kini kusmuştur.

Savaşın uzaması İngilizlerin denizlerdeki hakimiyetlerini de Amerikalılara ve Japonlara kaptırmalarına neden olmuştur.

İngiliz Sömürgelerine Çanakkale Zaferinin Etkisi

Hindistan, İngiliz İmparatorluğu’nun en değerli taşı ve İngiltere halkının en fazla kazanç sağlayan sömürgesiydi.

İngiltere ve Osmanlı ile savaşı önce Hindistan’da Müslümanlar üzerinde huzursuzluk yarattı. Ancak yoksul halk, ücretli asker olarak Hindistan ordusuna yazılmayı ihmal etmeyecektir.

İngilizler Çanakkale cephesinden Hindistan’a düştü-düşüyor haberleri veriyordu. Bu aylarca devam etti. İngilizler ocak ayında çekilmelerine rağmen bunu büyük bir başarıymış gibi göstermiş ve davranmıştır. Halkın gözünde küçük düşmüşlerdir. Türk cephelerindeki, İngiliz yenilgilerinin verdiği cesaretle Hindistan’da Müslümanlar ve Hindular eylemde bulunurlar.

Osmanlı’nın savaşa katılması askerlik ve genel bakımdan Hindistan’da aşırı güçlük çıkarmamış olması, İngilizler için övgü ve güven konusu olurken; o zamana değin birbirine karşıt iki büyük toplum (Hindular ve Müslümanlar) işbirliği yapmaları Kut-ülh Amara ve Çanakkale yenilgilerinden doğan küçümseme ve güvenmeme sonucu oluşmuştur. Hindu ve Müslümanların işbirliği daha önce ortaya hiç atılmayan ‘öz hükümet’ isteğini hep birlikte ve resmen dile getirmelerine neden olmuştur. Bu İngilizler için sıkıcı ve geleceği karartıcı bir olay olmuştur.

Gelecekte ki yıllarda Türk cephelerinde hayatını kaybedenlerin çocukları bağımsızlıklarını isteyecekler ve İngiltere’nin canını sıkacaklardır.

Fransa ve İtalya’ya Çanakkale Zaferi’nin Etkisi

Fransa Meclisi Çanakkale cephesinin açılması taraftarı değildi. Ancak cephe açılınca kendisine İskenderun ve çevresi teklif edildi. Ayrıca Batı cephesindeki yükünü azalacağı tahmin ediliyordu.

Müttefikler Almanya’nın boğazlara çekip, gücünü ikiye böleceklerdi. Fransa’da Batı cephesinde rahatlayacaktı. Boğazlar aşılırsa Rusya’nın insan gücüne de ulaşılacaktı. Savaş böylece daha kısa bir zamanda son bulacaktı. Fransa’nın Akdeniz’de sömürülerini artırma isteği de gerçekleşecekti.

Fransa Çanakkale cephesine büyük umutlarla 79.000 kişi göndermişti. Bunlardan 27.000 geri dönmemiştir. Bunun yanında boğazların açılamamsı ve Rusya’ya ulaşılamaması sonucunda savaş iki yıl uzayacak ve Fransa daha büyük kayıplar verecektir. 1916 yılının sonlarında Fransa Almanlarla Batı cephesindeki çarpışmalarda ağır kayıplar verecektir. İngiltere desteği olduğu halde, Fransa ordusu işe yaramaz hale gelecektir.Bu yenilgi orduda ve halkta ruhsal çöküntülere neden olacaktır.Halk savaştan bıkmıştır. 1917 yılında izinli er ve subaylar barış yapılmasını isteyen toplantılara katılırlar. Bunların ardından da Fransız ordusunda bir sürü ayaklanma, buyruğa uymama, sipere girmeme görülür. Bazı olaylar birleşerek hükümeti barışa zorlamak için Paris’e yürümeye kalkışırlar.İşçi ayaklanmalarını da asker ayaklanmaları takip edecektir.

Çanakkale zaferinin ve zaferin sebep olduğu savaşın iki yıl uzamasını Fransız Başkanı Millaran Sevr Antlaşmasında şöyle dile getirir, Hiçbir neden olamadan onlara büyük bir deniz ulaşım yolunun kapayarak bir yandan Rusya’nın ve Romanya’nın öbür yandan da bunların Batı’da ki bağlaşıklarının ulaşımını kesmekle Türkiye en azından savaşın iki yıl uzamasına ve bağlaşıkların milyonlara varan insan ve yüzlerce milyar kaybına sebep olmuştur.Sonsuz zararlar pahasına acunun özerkliğini yeniden kurmuş olanlara Türkiye’nin ödemesi gerektiği tazminat kendisinin ödeme gücünü pek çok aşmaktadır.

İtalya’ya gelince savaşa karşı olanlar yüreklenirler. Ekmek satan dükkanlar yağmalanır. Sokak kavgaların da ölüler artmaya başlar. Sosyalist Partisi’nin desteğiyle belediyeler barış için yürümeye karar verirler.İtalya’da da en büyük sorun ekmek kıtlığıdır. Oysa boğazlar geçilseydi, Rusya7dan Avrupa için buğday teminatı sağlanacaktı.

Almanya’ya Çanakkale Zaferinin Etkisi

1917 yılında müttefikler çok güçsüz duruma düşmüşlerdi.Rusya komünizm rejimi ilan edilmiş, savaştan çekilmişti. İngiltere ve Fransa ise insan gücü bakımından yetersizdiler. Almanya’nın ve yandaşlarının üstünlüğünü Çanakkale zaferi sağlamıştır.

Almanya çok yanlış olan, sonu hesaplanmadan bir kararla Amerika7nın deniz altılarını batırmasıydı. Karşı takım barış istemek zorunda kalırdı. Almanya’ya kendisine sağlanan büyük yarardan faydalanamamıştır.

Amerika’nın Savaşa Katılması

Amerika’nın savaşa katılması müttefiklerin umduğu gibi 1915 sonunda boğazlar açılarak silah ve cephane ile iyice beslenememiş olan Rusya’nın kendisinden bekleneni yapamamış olmasının bir sonucudur. Amerika savaşa girmekle müttefikleri barış yapmaktan kurtarmış ve onlara kesin zaferi sağlamıştır. Amerikan Başkanı Wilson savaşa girerken ‘ulusların hakları’ gibi bir çok imparatorlukları sarsacak beyanname yayınlamıştır. Bu da Amerika7nın, imparatorluk müttefiklerinin zararına olmuştur.

Rusya’ya Çanakkale Zaferi’nin Etkisi

Rus ayaklanması doğrudan doğruya Çanakkale’de ki Türk kahramanlığıyla Çörçil’in ‘Kaderin Adamı’ dediği Mustafa Kemal’in en can alacak noktada ve anlarda, nisan 1915’te Arıburnu’n da, ağustos ayında Anafartalar’da ve Cokbayırı’n da gösterdiği büyük komutanlık vasıflarının sonucu olarak Boğazların kapalı kalıp Rusya’nın yeter ölçüde cephane ve öbür savaş aracı bulunmaması sonucudur.

Rusya’da devrimci ayaklanmalar, Stolipin’in başbakanlığında (1906-1911) sırasında azalmıştır.O ölünce ayaklanmalar yeniden başlar. Rusya’nın 1914’te savaşa katılmasıyla , ‘ulusal birlik’ kavramı ayaklanmaları azalmasını sağlamıştır. Rus halkı da Almanya>’ya karşı bir anti -pati vardı. Bu nedenle halkta Çarlıkla birleşme oldu. Bu unsurların yanında, 1916’da Rusya ve bağlaşıkları İstanbul’u alsaydı. 1917’de acaba devrim gerçekleşir miydi?

1915 yılında boğazlar açılmış, her türlü savaş ve taşıt araçlarını getirip sonsuz kalabalıkların gereği gibi silahlandırarak 1916 haziran-ağustos aylarında düşmanlarını çökertmiş ve İstanbul’u ele geçirmiş olan bir Rusya’da devrimin gerçekleşmesini bekleyemeyiz. Bunlara dayanarak diyebiliriz ki, Türk zaferinin dünyanın sosyo-ekonomik ve politik dengesinin değişmesini sağlayan Rus Devriminin gerçekleşmesinde büyük payı vardır.

 

ÇANAKKALE MUHAREBELERİ’NİN SOSYO-EKONOMİK VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Çanakkale Savaşı Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini tayin eden en kritik savaşlardan biriydi. Osmanlı Devleti’nin çarpıştığı cephelerden biri de Çanakkale ‘ydi. Ve en başarılı olduğu cephe de buydu. Belki denilebilir ki diğer cephelerden daha ziyade imparatorluğun uzak topraklarının, ücra köşelerinin devletten kopması kaçınılmaz görülen toprakların savunulması söz konusu idi. Çanakkale ‘de ise ana vatanın savunulması vardı.Yani buradaki bir yenilgi, boğazların, başkentin düşmesi, ülkenin yenilgiye uğraması hatta kısacası bütün ülkenin elden çıkması demek olacaktır. Bu psikolojik etkinin verdiği moral ve güç ile ve Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün komutanlığı altında Türk milleti, Çanakkale ‘de binlerce şehit vermesine rağmen ülkesini savundu ve bunda başarılı oldu.

Çanakkale Harbi bir çok noktalarda, eski harplerden farklıdır. Türkler Cihan harbine tam anlamı ile Çanakkale ve Galiçya’da varmışlardır. Kafkasya ‘da Irak ve Suriye’de olan savaşlar genel harbin gösterdiği özellikler değildir. Fakat Çanakkale ‘de Türkler dünyanın en kuvvetli ve en büyük orduları ile çarpışmışlar, daha önce savaşlarda kullanılmayan teknik ve taktiklere karşı koymaya çalışmışlardır. Böylece Türk Milleti ‘nin savaş karşındaki psikolojisini Çanakkale’de bulabiliriz. Çanakkale savaşan iki tarafın da savaştan önce, savaş anında, savaş sonrasındaki psikolojileri aynı değildir. Türk milletinin psikolojisini şekillendiren olgu vatan bilincidir. Çanakkale muharebesi tamamı ile Türk topraklarında geçtiği için savaşın getirdiği tüm olumsuzlukları da Türk milleti çekmiştir. Kurtuluş Savaşı ve sonrasında gelişen milli bilincin uyanması Çanakkale Savaşı’nda oluşmuştur.

 

ÇANAKKALE MUHAREBESİ’NİN PSİKOLOJİK TESİRLERİ

I.BÖLÜM

Çanakkale Savaşı’nda itilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı zorlayıp içeri girmek istedikleri zaman Türk Milletinin bunlara karşı koyacak sağlıklı araçları yoktu. Çanakkale istihkamları eski toplarla eski araçlarla savunuluyordu. Kalelerimiz betonarme bile değildi. Bu kalelerin sağlıklı ve kuvvetli bir donanmaya karşı koyamayacağı herkesçe biliniyordu. Aynı zamanda düşmanın karaya asker çıkarmasına engel olacak savunma araçlarımız yeterli değildi. Yalnız boğazı torpille doldurmuştuk, düşman bunları torpil aracılığıyla gemilerle topluyordu. Donanmamız Yavuz ve Midilli’den ibaret gibiydi. Yani düşmana göre zayıf bir mevkide gibiydik. Yalnız boğazın coğrafi özelliklerinden faydalanacağı ümit ediliyordu.

Böylece savunma araçlarımız bugünkü bilimsel gelişmelerden ve savaş tekniklerinden çok uzaktı. Fakat bütün bu eksikliklere rağmen başarı Türk Ordusu’nun oldu. Bu başarıda Türk Ordusu’nun manevi üstünlüğü etkili oldu. Türk Ordusu yüksek bir maneviyetın gerek gördüğü bütün şartları bünyesinde toplamıştı. Öncelikle ordu, dini, vatani milli hislerle dolu insanlardan oluşuyordu. Atalarımızın miras bıraktığı bu toprağı bu duygularla müdafaa ediyorlardı. Türk Milletinin geleceğini tehlikede gören insanlar her türlü fadekarlığı göze almaktan çekinmiyorlardı. Yıllarca yaşanmış ortak kan ve dil birliği bütün orduyu birbirine bağlıyor. Bütün orduyu birbirine bağlıyor, bütün bu etkenler tek amaç etrafında birleşiyordu. Orada birey değil, millet mevzu bahisti. Böylece bireyde korkaklık ve kişisel çıkarlar söz konusu değildi.

Türk Milletinin bu maneviyatını yaratan etkenlerden biri de dini duygularından kaynaklanıyordu. Din insanları, yüksek düşüncelere, bağımsızlığa güdüleyen önemli unsurlardan birisidir. Türk Milleti dinine düşkün, maddi kuvvetlerden ziyade manevi kuvvetlere inanır.

 

II.BÖLÜM

Çanakkale Muharebesi’nin sosyo-ekonomik tesirleri

Çanakkale Muharebelerinde Türk kuvvetlerinin 57.000 şehit, 100.000 yaralı, 10.000 kayıp, 21.000 hastalıktan vefat, 64.000 hasta olmak üzere 252.000 zayiatı vardır.Çanakkale Muharebesi Türk Ordusu’nun zafere inanıp, kazanmasına ve ulusun moralinin yükselmesine neden olmuştur. Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadele gücünün yaratılmasına neden olmuştur. Çanakkale Cephesi’nde ki insan kaybımız diğer cephelerde ki kayıplarımıza oranla çok daha fazla olmuştur. İnsan gücü açısından yaratılan bu boşluk sadece 1.Dünya Savaşı boyunca değil, milli mücadele sonuna kadar bile doldurulamayacaktır.

Çanakkale Muharebelerine sahne olan, Gelibolu Yarımadası gibi daracık bir toprak parçasında Türk Milleti binlerce aydınını, okumuşunu yitirmiştir. Çanakkale Savaşı başta olmak üzere 1.Dünya Savaşı boyunca tüm cephelerde verdiğimiz yetişkin insan gücü ve kalifiye eleman kaybının olumsuz etkileri bu savaşların bitiminden çok sonra bile hissedilecektir.

Yakın tarihimizin henüz yeterince araştırılıp, dökümü yapılmamış olan bu bir yılık dönemde yüz binden fazla öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli ve Türk Ocaklarında yetişmiş insan kaybedilmiştir. Bunun en önemli olumsuz sonucu ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve bunu izleyen devrimlerin halk tarafından benimsenip kurumsallaşmasını geciktirmiştir.

Çanakkale Muharebeleri, Türk Ordusu’nu son derece yıpratmıştır. Osmanlı Devleti’nin sayılı kaynaklarının belirgin ölçüde azalmasına neden olmuştur. Bu da savaşın genel gidişatı üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Osmanlı Devleti sınırlı askeri ve ekonomik kaynaklarının büyük bölümünü Çanakkale Cephesi’ne aktarmak zorunda kalmışlardır. Bu da diğer cephelerde savaşın kaybedilmesine neden olmuştur.

Çanakkale Muharebesi, ekonomisi tarıma dayalı olan bir milletin, savaş sonrasında kaybettiği genç ve dinamik insanlarından dolayı savaştan sonra ekonomide belirgin azalmalar görülmüştür. Uzun yıllar verimli topraklar sürülüp ekilememiştir.

Kuşkusuz Çanakkale Savaşları’nın burada ancak özetlenebilen bu özelliklerinin her biri üzerinde daha derin incelemeler ve araştırmalar yapılabilir. Aslında, özellikle yabancı dillerde yayınlanan ve Çanakkale Muharebelerini konu alan kitap,makale, inceleme gibi araştırmaların sayısı çok fazla olduğu gibi, bu güne kadar bu çalışmalar devam etmektedir. Aradan geçen seksen yılı aşkın bir süreye rağmen konunun hala ilgi çekmesi de bize Çanakkale Muharebeleri’nin önemini gösteren husustur.

Ancak bizler bu önemli muharebeleri yeterince bilmiyor ve anlatamıyoruz. Yabancıların yenildikleri bu savaşlar için yazıp çizdikleriyle kendi yazıp çizdiklerimiz karşılaştırılırsa bizim ne kadar az yazdığımız görülecektir. Çanakkale Muharebeleri’nin milli ve milletler arası siyaset ve sayısal yönleri açısından ele alıp inceleyen kapsamlı bilimsel bir eserin henüz yazılamadığı hazin gerçektir.

Şüphe yoktur ki bu muharebe her şeyden önce kendi milli tarihimiz, bu günümüz ve yarınımız için önemlidir. Çanakkale Türk Milleti öz vatan topraklarını savundu. Vatan için öldü bu nedenlerdendi ki bu savaşa yabancılardan çok bizim sahip çıkmak zorundayız. Bu sahip çıkış ise, ancak yeni belge ve kaynaklar ışığında daha objektif, çok yönlü ve bilimsel olarak inceleyip değerlendirilerek gelecek nesillere çok iyi bir şekilde anlatmakla mümkündür.