Cemaat nedir? Terminolojik olarak; Cemaat kelimesi daha çok aynı duyguyla hareket etmek için bir arada bulunan kişilerin oluşturduğu toplumsal birlikteliktir. Osmanlı Devleti döneminde ise, cemaat gayrimüslimler için kullanılan bir tabirdi. Birlikteliği simgeleyen cemaat, son yıllarda farklı bir hüviyet kazanmış durumda. Değişimin arka odasına baktığımızda ise, olayın çok farklı olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.

Sponsor Bağlantılar

Peki, neden son yıllarda cemaat odaklı haberler yayınlanıyor veya bu zümre üzerinden popüler olunmaya çalışılıyor ya da neden insanlar cemaat deyince “NUR CEMAATİ” olarak algılıyor? Bu tür soruları çoğaltmak mümkün olduğu gibi tersi yönde sorular da yöneltilebilir.

Popüler olmak

Geçmişten günümüze ön plana çıkmak için, dönemin manşetleri kullanılmıştır. Bu süreç günümüzde de aynı şekilde devam etmektedir. Birileri popülaritesini artırmak için gündem konusu olmuş bir başlığı alıp köşesine aktardığında birden kendisi de gündem oluyor. Zaten kişi de bunu istediğinden, lehine olacak her şeyi var gücüyle uzatma gayreti içinde bulunabiliyor. Maksatlı olan bu tür hamleler, bazen olumlu bazen de olumsuz tepkiye de neden olabiliyor. Dönemsel olarak baktığımızda, sol ağırlıklı manşetlerin olduğu süreçlerde, popüler olmak isteyen yazarlar, köşelerine aleyhte ve lehte yaptıkları tenkitlerle kendi gündemlerini oluşturduklarını rahatlıkla görebiliyoruz. Günümüzde baktığımızda ise, “CEMAAT” üzerinden meşhur olmak isteyen yazarlar, var güçleriyle aleyhte yazılar yazarak gündem olmayı başarıyorlar. Bunların amaçları sadece popüler olmak mı yoksa birileri tarafından yönlendiriliyorlar mı? Sorularına cevaben, güdüleniyorlar diyebilirim.

Nur Cemaati

Son yıllarda adından söz ettiren nur cemaati, bazılarına göre, siyasi bir grup, bazılarına göre, dini kullanan bir grup ve bazılarına göre de, Amerika odaklı büyük bir istihbarat ağı olarak görülmektedir. İddia sahipleri, iddialarını dayandırdığı kaynaklara baktığımızda ise, doğruluk derecesi tartışılır kaynaklar olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Diyelim Amerika merkezli bir cemaat. Size soruyorum, neden dünyanın çeşitli ülkelerinde “TÜRKÇE” öğretiliyor veya neden “İstiklal Marşı” ve “Gençliğe Hitabe” ezberletiliyor ya da neden Türk gelenek ve görenekleri anlatılıp, kolejlerde okuyan yüksek rütbeli devlet adamlarının çocuklarına öğretiliyor. Bu soruları siz değerli okuyucuların derin bir şekilde düşünüp cevaplamasını istiyorum. Nur Cemaati ya da “SEVGİ AĞACI” diye tabir edebileceğimiz bu akım, aslında Türkiye’nin menfaatlerini korumaya çalışan bir akım. Söylenenin aksine, tüm dünyaya Türk gelenek ve göreneklerini, bağımsızlık anlayışı içerisinde ayrım yapmaksızın her ırktan insanlara kucak açan ve onlara toplumsal barış anlayışını “yurtta sulh cihanda sulh” bakış açısı çerçevesinde aşılamaya çalışan, insanlara millet duygusunu vermeye gayret eden, hümanist yaklaşımı vurgulayan, dünyanın her noktasına huzur ve saadeti götürmeyi amaç edinen bu akım, yeni nesiler oluşturma gayreti içinde bulunması, takdire şayan bir mücadele olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Gencecik beyinlerin ailelerini bırakıp dünya barışına katkı sağlamak için gittikleri ülkelerde hiç bilmedikleri, hayatları süresince karşılaşmadıkları bir ortamda idealleri için bir şeyler yapıyorlarsa, onları takdir etmekten başka bir yol olduğunu düşünmüyorum. Vatan hainleri olarak lanse edilen bu gençler, yarın vatan haini olmadıkları “bazılarınca” anlaşıldığında, acaba vicdani çerçevede kendilerini ele alacaklar mı yoksa “dündür, bugün bugündür” anlayışıyla mı hareket edecekler açıkçası bu soruların cevabını da merak etmiyor değilim.

Geçmişte kullanılan cemaat kavramı ile günümüzde kullanılan arasında büyük farklılıklar görülmektedir. Dün olduğu gibi, bugün de popüler olmak isteyen bireyler, manşetleri kendi menfi duyguları çerçevesinde kullanarak prim elde etmek istedikleri de apaçık görülmektedir. Hatta bazıları sırf popülaritesi için kendinsin bile inanmadığı bazı konuları kaleme aldığı da bir gerçek. Nur Cemaati, geleceğin dünyasını hazırlama gayreti içindeyken ve tüm dünya onları kucaklıyorken, bizlere düşen görev; bizden olan bu kardeşlerimize sonuna kadar destek vermek, vermiyorsak ta önlerini kapayacak hamlelerden uzak durmamız gerektiğini bir kez daha vurgulayarak, gelecek asır Türkiye Cumhuriyeti’nin asrı olsun dileklerimle.

Vesselam,

Hamza KILIÇASLAN