Özellikle son bir kaç yıldır Türkiye’de gündeme gelen Çince öğrenme konusuyla ilgili bir kaç cümle de ben söylemek istedim. Konuyla ilgili söyleyeceklerim tamamen kişisel fikirlerim, Çin’de iki yılı geride bırakmış bir Türk olarak burada gördüklerim ve Çince ile ilgili bilgilerime dayanır. Ve en basta belirtmeliyim ki Türkiye’de herhangi bir Çince Dil Okulu ya da Çin’de bulunan bir dil üniversitesinde eğitim almadım.
Çinceyle ilgili bir kaç bilgiyle baslarsak iyi olacak. Çince alfabesi olmayan, “karakter”  olarak adlandırılan resim benzeri şekillere dayanan, yaklaşık 4000 yıl öncesinden günümüze kadar gelmiş  “hiyeroglif” diyebileceğimiz bir yazı biçimine sahiptir. Bu karakterlere “Hanzi” denir. Karakterlerin her biri ayrı bir hece, çoğunlukla da ayrı bir kelimeyi ifade eder. Hanzi’nin doğru yazılabilmesi için bu isin öğretmenliğini yapabilecek konumdaki yetkin kişilerden eğitim almak gerekir. Çünkü hanzi yazarken yapacağınız milimetrik bir değişiklik kelimenin anlamını tamamen değiştirebilir. Ayrıca hanzi yazımının doğru olabilmesi için çizgilerin yapılısında izlenecek bir metod vardır. Eğer çizgileri yanlış sırayla yaparsanız kelimeyi yanlış yazmış olma ihtimaliniz yüksektir.

Sponsor Bağlantılar

“Pinyin” ise Çince’nin Latin harfleriyle yazılıp okunmasını sağlayan bir sistem olarak 1959 yılında geliştirilmiştir. 21 harf ve dört ses tonu (ā, á, ǎ, à olan dört ton ve tonsuz okunan a) ile yazılabilen pinyin Çince’nin öğrenimini kolaylaştırmak için halen kullanılır.

Çin’de kullanılan yazı dili ortak olsa da okunuşları itibari ile aslında birçok Çince’den bahsedebiliriz. Zaten Çinliler de dillerini konuşma ve yazma Çincesi olarak kesin çizgilerle birebirinden ayırmaktadırlar.

Türkiye’de Çince’nin popüler olması son bir kaç yılda ortaya çıkan bir durum. Sağda solda gözüme çarpan Çince dil okulu reklamları ve Çince öğrenimiyle ilgili yazılarda da belirtildiği gibi Çince öğrenmek zevklidir. Özellikle gramer yapısı olarak basit olan Çincenin Türkçeyle de mantıksal olarak birçok yakinliği var. Ancak unutulmaması gereken nokta su ki her şeyde olduğu gibi Çinceyi de öğrenmek için yetenek ve sistemli çalışma gerekir.

Gramer yapısı basit olan Çincenin yazı ve tonlama kısmına geldiğimizde ise isler tamamen karışır. Tonlamalar ve bize yabancı olan sesler uzun suren uğraşlar sonucunda boğazımızdan cıksa bile Çinceyi sürekli konuşmak için sürekli tonlama yapmak oldukça zordur. Yazıda ise sanırım en şanslı olanlar resim yeteneği olanlardır. Birbiriyle ayni gibi gördüğümüz iki karakter çok minik farklılıklarla aslında birbiriyle ilgisi olmayan iki kelimedir. O minik farkları yakalamak içinse karakterlerin doğru yazılısını çok net bilmek gerekir. Burada bahsedilen karakterlerin bizdeki gibi 29 harf ve basit çizgilerden oluşmadığını belirtmek isin zorluğunu anlamakta yardımcı olabilir.

Yazı dili ve konuşma dili olarak ikiye ayrılan Çincenin her iki yönünü de layıkıyla öğrenebilmek için bu konularda ayrı ayrı caba göstermek gerekir. Öğrenme amacınıza göre dilediğiniz birine ağırlık verebilir ya da ikisini de ayni anda öğrenmek isteyebilirsiniz. Yine de çoğu kişide doğal olarak konuşma dili daha çabuk gelişerek yazı dili bunu takip etmek durumunda kalmaktadır. İki başlık altında ele alırsak:

Konuşma Çincesi

Çince konuşmak şarki söylemeye benzetilebilir. Tonlamaları doğru yaparak düzgün konuşabilmek için sesinizi sürekli akort etmeniz gerekmektedir. Ömrünüzde ilk defa duyduğunuz sesleri çıkarmak için bu sesleri mümkün olduğunca çok duymak gerekmektedir. Bu konuda tek bir sesten Çince kelimeleri duymanın da çok yararlı olduğunu düşünmüyorum. Birden fazla cinliden duyacağınız ayni kelime sizin de tonlamayı doğru yapmanıza katkı sağlayacaktır. Özellikle yeni başlayanlar ya da uzun sure ara verenler için kendi konuştuğu Çincenin tonlama hatalarını ayırt etmek mümkün olmayabilir. Ana dili Türkçe olanlar için Çince avantajlar kadar dezavantajlar da barındırır. Türkce’de bulunan vurgular farkında olmadan Çince konuşurken de ortaya çıkar. Anlamını bildiğimiz Çince bir kelimeyi kullanırken Türkçeden alıştığımız bir vurgu kullanmak en çok karşılaşılan sorunlardan biridir. Örneğin büyük anlamına gelen “da” kelimesi dördüncü tondur, ancak içerdiği anlam sebebiyle biz bunu farklı bir tonda söyleyebiliriz. Ya da cümlelerin sonunda yer alan ikinci ton kelimeleri Türkçe konuşurmuş gibi dördüncü ton olarak hatalı olarak kullanabiliriz. Bu hataların sebebi anlam ve cümle yapılarına Gore farkında olmadan kullandığımız vurgulardır. Halbuki Çince yapısı itibari ile bizim Türkce’den alıştığımız duygu ve vurgu kullanımına uygun değildir.

Bugün doğru olarak öğrendiğiniz ve başarıyla söyleyebildiğiniz bir kelimeyi bir sonraki derste söyleyemediğinizi görmek sizi şaşırtabilir. Ancak iki ders arasında bu kelimeyi kullanmamış ya da duymamışsanız yanlış söylemeniz oldukça doğaldır.

Yazı Çincesi

Bu konuyu da Çince karakterleri okumak ve yazmak olarak ayırabiliriz. Çince karakterleri gördüğünüzde tanıyabilmek için hem ses karşılığını hem de anlamını bilmek gerekir. Yani bir karakteri gördüğünüzde aklınıza ayni anda iki farklı ses gelmelidir. Karakterleri tanımak, okumak sanıldığı kadar zor değildir. Dikkatli bir gözünüz varsa küçük farklılıklar gösteren karakterleri birbirinden ayırt edebilirsiniz.

Tüm yazıların Çince olduğu bir ortamda kişinin gözünün alışması ve karakterleri tanıması da zaten kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Daha önce belirttiğim gibi resim yeteneği ya da fotografik hafızaya sahip olanlar Çince yazma konusunda oldukça şanslıdır. Çince klavye kullanmak yazma konusunda oldukça yardımcı olacak bir metoddur. Bugün cinliler bile bilgisayar kullanımının yaygınlığından dolayı bazı karakterlerin elle yazılısını hemen hatırlayamayabilir. Yine de bence elle yazarak Çince çalışmak öğrenme konusunda daha faydalı olabilir. Alıştığımız basit harflerin dışındaki bu karakterleri defalarca yazabilmek ise sağlam bir bilek gerektirir.

Bir yabancıya Çince öğretmek için Pinyin elzem bir yöntemdir. Ancak ilerleyen dönemde Pinyin bana göründüğü gibi başkalarına da yetersiz görünebilir. “Zi” seklinde yazılan bir pinyinin birçok karakter karşılığı yanında kullanıldığı yere Göre ses olarak da farklılaştığını görürüz. Farklı kelimelerde farklı sesler olarak kullanılan “zi” pinyinde sadece “zi” olarak yazılabilir.

Çin’de bile yoğun olarak çalışarak, duyarak, öğrendiğiniz kelimeleri hemen kullanarak uzun vadede öğrenilen Çince’nin Çin dışında verilen bir eğitimle gereğinden fazla zaman alarak öğrenileceğini söylemek yanlış olmaz. Türkiye’de Çince eğitim almış birçok kişinin Çin’e geldikten sonra gecen vaktine üzüldüğünü görmüş biri olarak Çince öğrenmenin en sağlıklı ve hızlı yolunun Çin’de öğrenmek olduğunu söyleyebilirim.

Çince dil eğitimi veren üniversiteler birebirinden farklı olsa da bu okullarda okumanın en büyük avantajı Çin’de yasıyor olmaktır. Düzgün bir eğitimle ilk basta anlamadığınız cümleler, kelime dağarcığınızı genişlettikçe anlamlı cümleler sekline
dönüşecektir. Belki o gün yeni öğrendiğiniz “hindistancevizi” kelimesini dışarıda duyar duymaz tanımanız “birisi hindistancevizinden bahsediyor” demeniz Çinceyi kağıt üzerinden değil gerçekten öğrenmeye başladığınızın işaretidir.

Çin’de yabancılara Çince öğretmek konusunda uzman eğitmenler tarafından verilen Çince eğitimi bile tek başına yeterli olmayabilir. Cuzi miktarda ücretleri olan konuşma hocaları tutabilir, ekstra ders alabilir ya da zaten yabancılara Çince öğretmekten çok hoşlanan cinlilerle konuşarak, tonlamayı doğru yapıp yapmadığınızı sorarak pratik yapabilirsiniz.

Çin’de eğitim almak isteyenlerin gitmeden önce çok basit bir kaç kelime dışında Çince öğrenmesinin gerektiğini sanmıyorum. Muhtemelen tonlama hatalarından dolayı öğrendiklerinizle de anlaşmak mümkün olmayacaktır. Çin’de eğitim veren kurumların kaynakları Çince ve İngilizce olduğundan İngilizceyi geliştirmek daha yararlı olur. İngilizce yetersizliği yüzünden Çince eğitimin bir noktada tıkanmaması için eldeki tüm imkanları bu yönde kullanmak Çince eğitimi alırken İngilizce çalışmak zorunda kalmanızı engeller.

İlk etapta yardımcı olması için Türkçe- Çince kaynak kitaplar temin edebilirsiniz. Benim faydalandığım ilk eser Fono’nun Çince konuşma Kılavuzu olmuştu. Diğer yayınlardan çok verim alamadım. Ayrıca Taksim’deki Simurg Kitabevi’nden aldığım Çince El Kitabi da çok faydalı oldu. Idil Nilay Boran’ın hazırladığı bu kitap oldukça kullanışlı.

Neden Çince?

Çince öğrenmek için akla gelen ilk iki sebep Cin’de üniversite okumak ve ticaret yapmak. Bunun dışında hobi olarak ya da “herkes öğreniyor, ben de öğreneyim” diyerek Çince ile ilgilenenlerin bu fikirleri kısa bir sure sonra yerini “iki Avrupa dili öğrenirim daha kolay olur” fikrine bırakacaktır.

İki başlık altında ele alırsak:

Çin’de üniversite okumak için Çince öğrenmek

Çin’de üniversite okumak için HSK adi verilen bir sınava girip önce Çince yeterliliğinizi ispatlamak gerekmektedir. Peki, HSK nedir?

HSK: Çincesi Hànyǔ Shuǐpíng Kǎoshì olan Türkçe de Çince Seviye Tespit Sınavı diyebileceğimiz bir dil sınavıdır. Beijing Language University’ye bağlı HSK Center tarafından hazırlanan sınava Çince öğrenen yabancı uyruklu öğrenciler ve Cin’deki azınlıklar katılır. Sınav Çince seviyenizi 1-11 arası puanlamaya Gore belirler. Bu puanlamaya Gore bir bolum seçebilirsiniz. Puanınızın durumuna Gore yabancı öğrencilerle ya da Cinli öğrencilerle birlikte okuyabilirsiniz. Cinlilerle beraber okumak ya da Cin Dili ve Edebiyatı gibi bolümler daha fazla puan gerektirir.

İşte bu sınavı geçen öğrenciler Cin’de üniversite okuma hakkini kazanabilirler. Cin’de birçok üniversite dünyanın en iyi üniversiteleri listesine girmektedir. Burada başlayacağınız dil öğrenimi ve ardından gelecek lisans eğitimi ile akademik kariyerinize başlayabilirsiniz. Ancak, Cin’de bulunan üniversitelerin Türkiye’de denkliğini öğrenmek için bilgi almanız iyi olur.

Çin’de dil öğrenimi gören ya da üniversite okuyan birçok Türk öğrenci mezun olunca genel olarak ya mevcut firmalardan birinde is bularak ya da kendi isini kurarak is hayatına atılır.

Ticaret için Çince öğrenmek

Bugün birçok Türk firması Çin ile is yapmaktadır. Gerek kendi ofisleriyle gerekse aracılarla çalışan bu firmalarda çalışan Türkler Çince öğrenirler. Çin’de yasamak ve is yapmak için öğrenilecek Çince için Dil Okulu ya da evde alınan özel dersler pratik birer çözüm olabilir. Zaman içinde çevreyi saran Çincenin de etkisiyle konuşma ve Pinyin konusunda yeterli seviyeye ulaşılabilir. Çin’de belli büyüklüğe ulasan ihracatçı firmaların çoğunda kotu de olsa İngilizce konuşan bir personel bulunur ve genel olarak yari Çince yari İngilizce konuşarak anlaşmaya varılabilir. Uzmanlık gerektiren konularda ise mesleki Çince yine ek dersler sayesinde öğrenilebilir.

Çince öğrenmek için İngilizce kaynaklar oldukça fazladır. Internet üzerinden bunlara ulaşabilirsiniz. Ancak Türkçe kaynak hala neredeyse yok denecek kadar az. Yakin zamanda yayınlanan Çince – Türkçe sözlük Çince öğrenenler için oldukça gereklidir.

Çince öğrenmek için bir diğer tavsiyem de İngilizce – Çince elektronik sesli sözlükler. Acil durumlarda sizin yerinize tonlamayı doğru yaparak hayat kurtarabilir.

Kısacası Çince öğrenmek için öğrenme eforu yanında bir de kaynak bulma konusunda uzmanlaşmanız gerekebilir.

Nesibe Kablan