Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir atasözünün anlamı, açıklaması nedir?

İnsanlar ve duygusu olan bütün canlılar… Herkes uzaktan sever güneş gibidir sevgilerimiz, yaşantılarımız ona ne kadar yakşalırsak o kadar zarar görürüz ama uzaktan ne de hoş ısıtır bizi. Güneşi sorsalar bize hep faydalarını söyleriz dünyayı ısıtır, evreni ve evrende yaşayan bütün canlılar üzerinde olumlu bir etkisi vardır.Fakat hiç güneşe yaklaştığımızda onun bizi yakacağını düşünmeyiz aklımıza ilk olumlu yanı gelir uzaktan da her şey böle güzel geliyor insanlara. Yaklaştıkça onun gerçek yüzünü gördüğümüzde de maalesef hayal kırıklığına uğruyoruz, nedenmi! Çok basit onu kendi gözümüzde kendi içimizde o kadar büyütmüşüz ki kendimizce ona öyle bir şekil vermişiz ki farklı bir yanını gördüğümüzde hemen yadırgamaya, sorgulamaya başlıyoruz. Eğer bir şeyin gerçek yüzünü görmeden yani önyargısız yaklaşırsak bu hayatta daha mutlu ve sağıklı bir yaşam geçiririz. Atalarımızın dediği davulun sesi uzaktan herkese hoş gelir… Önemli olan her güzelliğin arkasında onu örten bir gerçeğin olduğunu unutmamamız.
(Burcu Erdem)

Sponsor Bağlantılar

Dünya denilen uzak bir gezegende çok fazla meslek varmış. Bu mesleklerden en göze batanı, en çok para kazandıranı doktorluk denen bir meslekmiş. Bu meslek öyle önemliymiş ki dünyada yaşayan insan denilen canlıları tedavi edermiş. Ancak herkes doktorlara çamur atarmış bunun nedeni de çok para kazanıyorlar denilmesiymiş. Bunu diyenlerden birisi de Ahmet adında bir lise öğrencisiymiş. Bu Ahmet çok zeki ancak haylazmış. Sonra şaş kaza Tıp fakültesini kazanmış. Okula başlamadan önce hep “insanları iki orasını burasını dinleyip çok para kazanacağım demiş.” Demiş ama pişman olmuş, dünya da kullanılan zaman birimlerinden birisi olan yıla göre, 6 yıl okumuş. Sonra doktor olmuş. O kadar çok çalışıyormuş ki aldığı parayı harcamaya fırsatı olmuyormuş. Sonra kendisine “iyi para alıyorsun hadi, işin iyi” diyenlere, “Davulun sesi uzaktan hoş gelir” demeye başlamış.

Bu hikayedeki gibi kullanımı olan bu deyim, işin aslını bilmeden sadece görünen yönüyle yargıda bulunan kişilere karşı, işin aslının öyle olmadığını anlatmak için kullanılır.
(Kubilay Oral)

Bazı insanlarda takdir etme duygusu maalesef gelişmemiştir. Hatta bırakın takdir etmeyi, yermek için yaradılmışlardır. Zora; kolay demişler, güzele de hep çirkin demişlerdir. Ağırı hafife almaktan da üstlerine yoktur. Benim gibi sizler de çok duymuşsunuzdur : “Keşke öğretmen olsaydım. Oh be ne rahatlar. Kar tatili, on beş günlük tatil, üç ay yaz tatili, uğraştıkları da çocuklar. Bir de para kazanıyorlar” diye. Oysa bir öğretmen, öğretmen olana kadar ne çok çabalamıştır. Özellikle de ilkokul öğretmenleri. Sürekli ayakta olmak, yüksek sesle ders anlatmak, sınıfın gürültüsünü susturmak için çabalamak, kazasız belasız bir gün atlatmak için çocukları gün boyu takip etmek. Göründüğü kadar kolay bir iş değil. Hem eğitim hem öğretim vermek büyük sorumluluk. Sonuçta her bir çocuk bir öğretmenin elinde geleceğin yetişkini olacak. Sonuç olarak meslekleri, olayları küçümsemeden önce detaylarına mutlaka inelim. Benim aklıma ilk anda öğretmenlik geldi ama biliyorum ki her mesleğin kendine göre zorlukları mutlaka vardır. Saygı ve sevgi göstermeyi bilmeliyiz. İşin içini bilmeden ahkam kesmek bizlere bir şey kazandırmaz.
(Aysel Aksümer)