Yum gözlerini. Ve ben gidinceye kadar açma sakın. Ardımdan bakarda görürsem gözünün maviliğini ve görürsem bir damla gözyaşını üzülür, geri dönerim. Şimdi söz ver bana, ayak seslerim kesilinceye kadar usulca kalacaksın yerinde. Adımı anmayacaksın sokaklarında, adımı vermeyeceksin yabancı mekanlara. Sana yazdığım şiirleri, mektupları alıp yok edeceksin mavi sularında. Bir Kız Kulesi’ni andıracaksın yokluğumda. İçindeki Kız Kulesi olacaksın. Yalnız tek başına…

Sponsor Bağlantılar

Boğazın düğümlenmeyecek beni özlerken, sahiplenmeyeceksin tüm suçlarımı. Gündüz olmayacak en ihtiyaç duyduğun zamanlarda. Yaz hiç uğramayacak kapına. Bir bunalım nehrinde yüzüyor gibi olacaksın. Girdaplar içinde dönüp duracaksın yalnızlığında. Sahipsiz bir gemi bulacaksın sahilde, bir kenarda. Onunla bulmaya kalkışma beni, koskoca sen içinde kaybolur, yok olursun.

Ben yokken dört bir yanını yabancılar saracak. Bir bir eski güzelliğini, o eski naifliğini yitirmeye başlayacaksın. Birileri çıkıp eserlerini çalmaya çalışacak. İzin verme onlara. Kaybetme Sultan Ahmet’ini, Ayasofya’nı. Kaybetme güngörmüş saraylarını, kültürünü. Gözyaşı akıtmak yerine eski bir türkü söyle bana. Yanında olmasamda duyarım, dinlerim seni can kulağıyla. Sabahlara kadar açık bırakma ışıklarını. Erken uyu ve erken karşıla diğer günü. İzin verme yeni nesil yetmelere, açmasınlar gece ışıklarını, ürkütmesinler dar sokaklarını. Karartmasın içini ne bataklığa saplanmış bir genç ne de iftiracı bir yabancı. Yalan söyleyipte leke sürülmesin saflığına. Özünle kal, özünle yaşa…

Eski çınarlara kazımıştım isimlerimizin baş harflerini. Sen koca bir “İ” harfi olmuştun ağacın kabuğunda, bense koca bir “M” harfi olmuştum hemen yanı başında. Kesmelerine izin verme, yapmasınlar yeni bir ev daha boğaza nazır bir konumda. “Eski çınar şimdi Noel ağacı” demesin Necip Fazıl bir daha. Yitirme kültürünü baştan uca.

Üstünde koşuşturduğumuz yeşillikler betona dönüşmesin. Rengarenk lalelerini söküp atmasınlar yollara. Üstünden basıp geçmesin ne bir araba ne de bir kundura.

Bir gün olurda dönersem sana ve değiştiğini görürsem yokluğumda, senin isminin bile anılmadığı yerlere göç eder ne seni ne de sensizliğini özlerim.