“… Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar…” (Enam Suresi, 121)
Bu mücadeleyi yapan şeytan ve yandaşları, dünyanın hemen her yerinde aynı çarpık mantıkları öne sürer ve aynı hilelere başvururlar. Çünkü hepsi, şeytanın ortak dilini konuşur. Amaç Allah’ı inkar etmektir. Bu tür insanlar, birbirlerini tanımasalar dahi Allah’ın dinine karşı bir faaliyet olduğunda anında örgütlenirler. Görünürde tek bir merkezden organize edilmedikleri halde şeytani bir etkiyle aynı mantığa sahip olurlar. Diğer bir ifadeyle şeytan tarafından yönetilen bu insanların konuşmaları, tepkileri, sloganları hep aynıdır.
Bu mücadelede verilen telkinler çoğu zaman direkt mesajlar olarak değil, dolaylı yollardan topluma empoze edilir. Böylece insanların tepkisini çekmeden kabul edilmesi sağlanır. Mesela bilimsel bir gerçekmiş gibi kabul ettirilmeye çalışılan evrim teorisi, dinsizliği yaygınlaştırmak için kullanılan araçlardan bir tanesidir. Herşeyin kendiğinden oluştuğunu iddia eden bu teori, okullarda genç beyinlere empoze edilerek Allah inancından uzaklaşmaları amaçlanır.
Yine aynı şekilde çağımızın en önemli haberleşme araçlarından biri olan internet, her türlü ahlaksızlığı yaygınlaştırmak, insanların zihinlerinin boş ve faydasız konularla dolmasını sağlamak amacıyla, dinsizliği yaymaya çalışanlar tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Kumarı, cinsel sapkınlıkları, satanizm gibi sapkın inanışları yayma gayreti içinde olan insanlar, bu boş ve yararsız işlerle vaktini geçiren kişilerin çoğalması için çabalarlar. Böylece insanlar, bu oyun ve oyalanma içinde Allah’a kulluk etmeyi unuturlar.
Bunların dışında, gazete, televizyon, sinema gibi diğer kitle iletişim araçlarıyla, toplumun ahlaki değerleri üzerinde çok ince oyunlar oynanır; böylece insanlar farkında olmadan din ahlakından uzak bir yaşama kaymaya başlarlar. Öncelikle gençleri ve çocukları hedef alan bu insanlar, çocuk yaştan itibaren şiddeti ve cinselliği empoze ederek, sağlıksız ve dinden uzak bir toplum yaratmayı amaçlarlar. Evlilik dışı beraberlikleri, özgür ve sorumsuz yaşamayı özendiren, hedefine ulaşabilmek için her türlü oyun ve hileyi başarılı olmanın sırrı gibi gösteren, insanları yalana, şiddete ve sahtekarlığa yönlendiren, zengin ve şöhretli yaşamı güzel göstererek bu amaçta her türlü ahlaksızlığı yapmayı normal gösteren yayınlarla, şeytanın sistemini oturtmaya çalışırlar. Bunlarla da kalmaz budizm, hinduizm gibi sahte inanışların toplumda yayılması için çabalarlar. “… Allah, hakkın ta Kendisi’dir. O’nun dışında, onların taptıkları ise, şüphesiz batılın ta kendisidir…” (Hac Suresi, 62)
İnsanlara, dünya hayatının hiç bitmeyecek zevklerle dolu bir yer olduğu, dünyaya bir kere gelindiği, helal-haram ayrımı yapmadan elde edebilecek herşeye ulaşmaları telkin edilir. Oysa dünya hayatı bir gün mutlaka son bulacak.
İnsanlar, şeytanın bütün bu oyunlarına karşı uyanık olmalı ve onun eğri yollarında pisliğe batmamak için Allah’ın dosdoğru ve güvenli yolunda yaşayarak dinine sımsıkı sarılmalıdır.
“Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin.” De ki: “Şüphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur.” (Ali İmran Suresi, 73)
Aksi halde şeytan, tüm yandaşlarını kendisiyle birlikte sonsuz cehennem azabına sürükleyerek amacına ulaşmış olacak…
İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: “Doğrusu, Allah, size gerçek olan va’di va’detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır.” (İbrahim Suresi, 22)
Altuğ Öztürk