İlk çağlardan beri fiziksel performansı artırmak için çeşitli uyarıcılar kullanıl­maktadır. Romalılar savaş arabaları ve yarış arabalarını çeken atlara hızlarını artırmak için bal ve su karışımından oluşan bir sıvı verirlerdi. Güney Amerika yerlileri uzun ve zorlu dağ yolculuklarında dayanıklılıklarını artırmak ve yorgunluk hissini geciktirmek için koka yapraklarını çiğnerlerdi. Yarışma sporlarında ticari anlayışın ve profesyonelliğin ön plana çıkmasıyla birlikte, doping problemi yarış hayvanlarını ve sporcuları sınırlamaya başladı.

Sponsor Bağlantılar

Bunun amacı yarışmacıların sağlığını korumak ve legal olmayan yollarla avantaj sağlamalarını engellemekti (Ariens 1965).

Amfetamin, kokaine, eroin efedrin, morfin ve anabolik steroid gibi bazı maddelerin, hormonların ve ilaçların yorgunluk hissini geciktirdiği, merkezi sinir sistemini uyardığı, kas kuvvetini veya fiziksel kapasiteyi artırdığı doğrudur.

Doping amacıyla kullanılan ilaçların başında amfetaminler gelir. Genellikle bunların ana etkisi yorgunluk hissini baskı altına almaktır. Bunun sonucunda sporcu tükeninceye kadar fiziksel performansı sergilemeye devam eder, diğer sporculara göre daha geç yorgunluk sınırına ulaştığı için de performansı daha yüksek görünür. Bucher ve Smith (1965), yaptıkları araştırmada yüksek antrenmanlı yüzücüler, koşucular, gülle, disk ve cirit atan sporcular üzerinde yaptıkları araştırmada, bu sporculara 70 kg’lık vücut ağırlığı için günlük 14 mg’lık amfetamine sülfat vermişler sergilenen performansta artış gözlemiş­lerdir.

Atıcılarda (gülle, disk, cirit) amfetamin kullanımıyla % 3-4 performans artışı, koşucularda % 1.5 ve yüzücülerde ise %0.6-1.2 lık artışları rapor etmişlerdir. Ancak bu artışların sağlanabilmesi için sporcuların yeterli motivasyon ve antrenmana da sahip olmaları gerektiği, antrenmansız ve motivasyonsuz sadece ilaç alımıyla yeterli fiziksel performans artışının sağlanamayacağını da belirtmişlerdir.

Hanley (1972) dünya halter şampiyonasını gözlemlemiş, ilk üç sıklette ilk üç dereceye giren sporculardan idrar örneği almış bunlardan sekiz tanesinde amfetamin değerleri pozitif çıkmış, bu sporcular diskalifiye edilmiş, bunların yerine dördüncü, beşinci ve altıncı sıradaki sporcular doping testi uygulanmadan ilk üç dereceye yükseltilmişlerdir. Diğer altı sıkletten sadece bir sporcuda test sonucunda pozitif değer rapor edilmiştir. Bu da pek çok rekorun doping testi negatif çıkan sporcular tarafından kırıldığını gösterir.

Anabolik steroidler kaslarda protein tutumunu artırdığı böylece kas kütlesi ve kas kuvvetini artırmak için kullanılır. Anabolik etki günlük 10-20 mg’lık dozla sağlanabilir. Bunun etkisi kısa sürelidir. Oseid (1976)’ e göre günlük 200-300 mg’lık dozlar kullanan sporcular vardır. Bu yüksek doz sadece kas kütlesini artırmakla kalmaz aynı zamanda iştahın açılmasına ve çok yüksek miktarda yiyecek alma alışkanlığına sebep olur. Sonuçta üst tarafta özellikle boyun, omuz, göğüs ve kol bölgelerinde kalınlaşmalar gözlenir. Bunlara ilaveten aşırı doz kullanım alışkanlığı, sperm hücreleri üretimini azaltır bu kısırlığa yol açabilir. Bir çok komplikasyona sebep olan hormon dengesi bozulabilir. Çocuklarda bu steroidler uzun kemiklerdeki epifiz dokunun daha erken kapanmasına ve büyümenin durmasına sebep olabilir. Bayanlarda aşırı kaslanma, kıllanma, ses kalınlaşması, klitorısin aşırı büyümesi ve kadın cinsiyet hormonlarında dengesizliklere sebep olabilir.

Bu steroidler aynı zamanda karaciğerde, yağ ve karbonhidrat metabolizmasında olumsuz değişikliklere sebep olabilir. Kas büyümesine paralel olarak tendon ve bağ dokusunda aynı oranda değişiklik sağlanamadığı için tendon ve bağ dokusunda ağır sakatlıklara sebep olabilir.

Bu ve benzeri etkiler anabolik steroid, amfitamin ve benzeri ilaçların kullanımının ne kadar tehlikeli olduğunu göstermeye yeterlidir (Johnson, 1975).

Antrenörler, beden eğitimi öğretmenleri, spor idarecileri ve federasyonlar sporcuları doping hakkında mutlaka doğru bilgilendirmeli sporcuların perfor­mans­larındaki anı değişiklikleri iyi gözlemeli, bir alışkanlık ve ihtiyaç haline gelmeden performans artırımı amacıyla ilaç kullanımını engellemelidirler.

 
Unutulmamalıdır ki; performansı artırmanın en kolay ve sağlıklı yolu, düzenli ve doğru antrenman, yeterli dinlenme, uygun şiddette motivasyon, yeterli ve dengeli beslenme ve sportif aktivitenin her aşamasında bilimsel yaklaşımdır.

Kaynakça

Arıens EJ (1965) General and Pharmacologıcal Aspects of Dopıng, ın a De Schaepdryver and M. Hebbelınck (ed), “Dopıng,” Pergamon Press, Oxford and New York.

Bucher HK and Smıth GM (1965) Drugs and Athletıc Performance, ın a De Schaepdryver and M. Hebbelınck (ed), “Dopıng,” Pergamon Press, Oxford and New York.

Hanley DF (1972) Pıll Poppıng and Performance, Modern Medıcıne, 40:81.

Johnson LF (1975) The Assocıatıon of Oral Androgenıc-anabolıc Steroıds and Lıfe-threatenıng Dısease, Med.Scı. Sports, 7:284.

Oseid S (1976) “ıdrett og Stımulerende Mıdler,-Dopıng,” Norges idrettsforbund, Oslo.