Güvenlik ; kişi kurum yada kuruluşların dışarıdan yada içerden gelebilecek tehdit, taciz, sabotaj, yangın gibi olaylara karşı alınacak tedbirler zincirine denir. Genel itibariyle klişe olan günümüz tanımı budur . Güvenlik olgusu insan oğlunun var oluşundan bu tarafa ihtiyaç duyduğu en büyük olgulardan biridir.İlk zamanlarda sadece can güvenliği insanlar için önemliyken, cilalı taş devrinde yerleşik hayata geçilmesiyle farklı güvenlik alanları ortaya çıkmıştır. Yeni ve farklı alanların ortaya çıkması güvenliği düşünülen ve koruma ihtiyacı artan yeni de bir olgu oluşturmuştur. Devirler değiştikçe bu gereksinim artmış ve artık güvenlik olgusu sistematik bir şekil alarak özel mülkün ve kişilerin korunması olarak kalıplaştırılmıştır. Güvenlik kişisel olarak alınan önlemler, sosyal devletin sorumluluğu gereği yaptığı koruma ve özel veya tüzel kişilerin kendi imkanları dışında maddi olarak satın aldığı bir olgu olarak üç parametrede incelenir. Güvenliğin sistemleşerek bir kalıp haline bürünmesi zaman geçtikçe kanunlarla desteklenen bir şekil alarak yasal bir zemine oturtulmuştur. Özel güvenlikte burada gerekli mali tablosunun göze çarpan büyüklüğü gerekte kullandığı insan kaynağının ne denli büyük bir istihdam sağladığı göze alınırsa, güvenlik alanında ne kadarda önemli bir olguya sahip olduğu anlaşılır.
Özel Güvenlik Olgusunun Doğuşu
Biraz geçmişe bakıldığında tarihi süreçte Özel Güvenliğin doğuşu eski Roma ya kadar dayanmaktadır. Yangını çok büyük bir sorun olarak gören Romalılar belirli bir ücret karşılığı “the vigiles” yani şehri gözetleyen görevliler adı altında bir yapılanmaya giderek hem itfaiye hem polis hizmeti veren bir teşkilat kurmuş ve istihdam sağlanmışlardır. Sezar döneminde vigileslerin sayısı arttırılmıştır, zaman geçtikçe ihtiyaçların fazlalaşmasına bağlı olarak vergiler katlanarak yeni kaynak yaratılmış olup yeni vigilesler istihdam edilmiştir. Vigiles te bulunan görevliler bir nevi gece bekçiliği görevini yerine getirmekteydiler bu durum orta çağ boyunca devam etmiştir. Devletlerin modernleşmesine bağlı olarak yönetimlerin bir rejim haline gelmesi sonucu halkı ve yaşanan ortak alanı koruma ve kollama devletlerin asli görevi haline gelmişti r. Bu süreçten sonrada vigiles teşkilatı son bulmuş devlet eliyle daha sistematik daha şekil verilmiş devletin bizzat statüsüne hizmet veren kuvvetler oluşturulmuştur. Artık güvenlik olgusu devletin kendi eliyle verdiği bir hizmet olarak zamandaki serüvenine başlamıştır. Zamanın hızla akıp geçmesinden sonra 2. Dünya savaşı sonun da atlatılamayan ekonomik bunalım değişik formüllerin bulunmasına öncülük etmiştir ve bu dönemden sonra artık ekonomi devletçi modelden sıyrılarak liberalist bir çizgiye geçiş yapmıştır. Liberalist bir çizgide özelleştirilen tüm komu kurum ve kuruluşları özel bir yapıya bürünmüş ve bunun yanında devletin koruma kapsamından çıkmıştır. 1970 ler den itibaren başlayan liberalleşmeyle birlikte artık özel sektör kavramı daha önemsenen daha söz sahibi bir kavram olmuştur. Özel sektörün eline geçen kapitaller devletin korumasından çıktıktan sonra kendi sahipleri tarafından korunma ihtiyacı duyulmuştur. Bu dönemden sonra güvenlik parayla satın alınabilen bir sektör olma yoluna girmiştir. İlk başlarda batılı devletlerde başlayan bu özel güvenlik olgusu zaman geçtikçe üçüncü dünya ülkesi adı verilen ülkelerde de gelişerek son derece sistematik bir hale gelmiş, kar amacı güdülen bir sektör olmuştur. Zamandaki yolculuğunu iç güvenlik alanında sürdüren bu olgu(alışveriş ve iş merkezleri, fabrikalar, şirket binaları, özel eğitim kurumları, oteller, sanayi bölgeleri, özel hastaneler, otobüs terminalleri, döviz büroları, zengin kesimin ikamet ettiği site veya haneler, konserler, spor karşılaşmaları, cenaze törenleri ve özel toplantılar) artık iç güvenlik alanından çıkıp dış güvenlikte gelişmeye başlamıştır.
Ulus devletlerde bir vatandaşlık görevi olan ve gönüllük esasına dayanan askerlik göreviyle kurulan askeri ulusal kuvvetler zaman geçtikçe iç ve dış güvenlik alanından çekilerek yerlerini özel amaçlarla kurulan birliklere bırakmaktadır, ulusallaşmanın kan kaybına uğraması sonucu artık devletler kendi güvenliklerini ve yurt dışındaki stratejik operasyonlarını kendi ırkından olmayan özel statülü birliklere yaptırmaktadır. Uluslararası topraklardan çekilen devletler yerlerini profesyonel ordulara yada bu görevi üstlenen özel güvenlik şirketlerine devretmektedir. Söz konusu olan özel güvenlik şirketlerinin devletin bir kurumu olan ordunun yerini alması son Irak savaşında net olarak gözler önüne serildi. ABD ve İngiliz ordularından sonra Iraktaki en büyük üçüncü güç sayıları net olarak bilinmemekle birlikte 15.000 – 20.000 kişilik insan gücü ile özel güvenlik şirketleridir. Şu anda Irak ta bulunan Irakta askeri operasyon yetkisi olan yada ırakta çıkarılan petrolün güvenliği ni sağlamakla görevli farklı milletlerden oluşan çok uluslu İngiliz, Amerikan, Hintli Güney Afrikalı, Çinli, Koreli, Avustralyalı ve Birleşik Arap emirliklerinden 30 un üzerinde özel güvenlik şirketi görev almaktadır . Bu firmalar özel güvenlik hizmeti adı altında bölgede bulunsa da yaptığı görev ve gerçekleştirdiği fiili icraatlara bakılarak ulus devlet ordularından farklı bir görüntü vermemektedir, bir askeri timin yapacağı tüm operasyonları yapma yetkisine sahip olan bu firmalar devletler adına ifade alma ve işkence yapma yetkisine de sahip olmuşlardır. Bölgedeki kaos ve denetimsiz yapıdan fırsat bulan bu şirketler kanunsuz olan her şeyi yapabiliyorlardı örneğin AEGİS isimli İngiliz menşei li pentagondan 293 milyon dolarlık ihale alan güvenlik firması bölgede ölüm mangaları kurarak yoldan geçen halkın ve araçların üzerine ateş açabilme yetkisini kendisinde görmüştü. Bölgede kullanılan özel güvenlik görevlileri de kendi ülkelerinde değişik suçlardan aranan, ve bölgedeki kaos ortamını fırsat bilip sızan Fijili, Nepalili, Sırp, Hırvat vatandaşları ülkelerinden emekli olmuş güney Afrikalı SAS komandoları ve pinochet döneminde eğitilen Şili komandoları ABD ve İngiliz özel güvenlik şirketlerinin elamanı olarak çalışmaktadır. Bu elemanların kullanılması yeri geldiğinde ülkelerin kendi askerlerini kullanmasından daha faydalı olmaktadır. Durum şöyle özetlenebilir sıcak çöl iklimine alışık olmayan ve gerilla savaşı deneyimi sıfır olan bir Amerikan ordusunun bölgede askeri operasyon yapmasından öte hava koşulları operasyon deneyimi daha yüksek pinochet komandoları ve Arap emirliklerine ait komandoların operasyonlarda kullanılması daha mantıklı görülmektedir. Kanun ve kuralların askıya alındığı savaş alanlarında bu komanda ve milislerden oluşan özel güvenlik orduları yaptıklarıyla yeri geldiğinde insanlık suçu bile işlemeyi kendilerine görev olarak bilmişlerdir. Yaptıkları sonucunda açılan davalar sonucu ihaleyi veren ülke yetkilileri devlet olarak sorumluluk almadıklarını beyan ederek bu suçu işleyenler hakkında gerekli tahkikatları başlatacaklarını söyleyerek kendilerini bu suça ortak olmaktan çıkarmaktadırlar.
AMERİKADA ÖZEL GÜVENLİK OLGUSU
Dünyada özel güvenlik sektörünün en çok geliştiği ve büyüdüğü ülke olarak Amerika yı başa koymak
çokta yanlış bir tespit olmaz. 11 Eylül saldırılarının ardından Amerika tarihinde savunma ve güvenlik anlamında bir devrim yaşanmaya başlamıştır artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Devlet savunma alanında daha agresif bir tutum edinip güvenlik alanında da daha sıkı bir yol belirlemiştir . Tabi ki bu durumdan en çok nemalanan özel güvenlik şirketleri olmuştur, çünkü Amerika güvenlik olgusunu genelde özel şirketler aracılığı ile yürütmektedir ve bu alana milyarlarca dolar harcamaktadır. Amerika nın 11 Eylül’den sonra Ortadoğu ya topyekûn çıkarma yapması ve bölgede de yeni askeri üstler kurması kendi askeri personelinin yetersiz olması nedeniyle Özel güvenlik şirketlerine ihale edilmiştir lokal olarak güvenlik alanları bu şirketlerin kontrolüne devredilmiştir . Asıl görevleri diplomatları, stratejik yerleri ve uluslar arası yardım kurumlarını korumak olan bu güvenlik firmaları gün geçtikçe ulus devlet ordularının yaptığı tüm görevleri yapmaya başlamış ve operasyon yetkisi de başta olmak üzere rehine kurtarma harekatlarında bile görev alacak kadar sınırsız yetkiyle donatılmışlardır. Dünyadaki en büyük güvenlik şirketleri de Amerikan menşeidir.
BALCKWATER : Askeri nitelikli sivil güvenlik şirketidir , dünyadaki diğer güvenlik firmalarından farklı bir yapısı vardır, askeri personel kullanılır kullandığı malzeme ve donanımlarda askeridir. Eski bir özel birlikler askeri tarafından kurulmuştur genel olarak personelleri de emekli özel birlikler personelidir Amerika içinde askeri nitelikli koruma ve polis teşkilatının eğitimi konusunda görev almaktadır, yurt dışında ise Amerika’nın diplomatlarını ve stratejik yerlerini korumaktadır son derece özel eğitimli kişiler tarafından kurulan bu şirket eski Amerika başkanı GEORGE W. BUSH un seçim döneminden en büyük bağışçısı olması nedeniyle Amerika nın en büyük ihalelerini almakta pekte zorluk çekmemiştir. Son zamanlarda ırakta yaptığı kanunsuz operasyonlar ve sivil halkın ölümüne neden olan çatışmalar nedeniyle ve kullandığı silahlar nedeniyle hükümet geniş çaplı soruşturma başlattı. Bazı PKK üyelerinin üzerinde de Amerika menşei li Blackwater şirketine kayıtlı silahların çıkması da Türk hükümetini rahatsız etmiştir.
DYNCORP İNTERNATİONAL : Yıllık 2 milyar dolarlık geliri olan ve bunun %96’sını ABD hükümetinin verdiği ihaleler ile sağlayan, genelde personeli güney Afrika lı olan bir şirkettir ABD ordusu ile Kuveyt te görev yapmaktadır.
USPI : ABD hükümeti ile en büyük sözleşmeye sahip olan firmadır Afganistan da 3. 600 kadar personeli vardır.
GLOBAL : ABD nin Afganistan da kullandığı bir şirkettir harici olarak güney Afrika nın bazı ülkeleri ve çin de de görev almaktadır
CONTROL RİSK GROUP : 130 ülkede hizmet veren bir şirkettir aktif korumadan öte güvenlikte danışmanlık hizmeti veren bir şirkettir, genelde personel olarak eski asker ve polisleri kullanır.
AEGİS DEFENCE SERVİCES : Pentagonun açtığı en büyük ihaleleri kazanan bir firmadır 293 milyon dolarlık bir ihaledir , ırakta 1. 100 personeller görev yapmaktadır.
ARMOR GROUP : Genel görev alanı elçilik korumalığı olan bir şirkettir en büyük görev alanı ıraktır.
OLİVE : Savaş sonrası güvenlik yapılanması görevi vardır ABD nin bu konuda en büyük tedarikçilerinden birisi konumundadır.
TÜRKİYEDE ÖZEL GÜVENLİĞİN GELİŞİMİ
1950’li yıllardan sonra büyük şehirlerde sanayileşmenin artmasına ve gelişmesine bağlı olarak mülkün korunması gerekliliği doğmuştur. Bu durum devlet eliyle güvenliğin yok olması ve kendi imkanlarıyla güvenliğin doğmasına neden olmuştur. Hukuki hiçbir zemini olmamasına rağmen bazı güvenlik firmaları kurulmuş yada şirketler kendi güvenlik birimlerini oluşturmuştur. Yıllarca bu durum kanunsuz olarak devam etmiş ve hiçbir yasal zemine oturtulmamıştır. Takı 12 Eylül ihtilalin den sonra her konuda yeniden yasal düzenleme getirtilmesi esasına bağlı olarak özel güvenlikte 22.07.1981 tarihli 2495 sayılı kanun numarası ve Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması hakkında kanun adıyla Özel güvenlik yasal bir zemine oturtulup hukuki bir hal almıştır. Bu konunla birlikte kamuya hizmet eden ve devlete gelir sağlayan bazı stratejik kurumların kendi içinde özel güvenlik birimleri oluşturmaları sağlanmıştır. 2000 yılında 2495 sayılı kanuna göre görev yapan yasal personel sayısı 106.208’dir. Özel güvenlik kanununa tabi olmadığı halde özel güvenlik alanında faaliyet gösteren şirketlerde ise çalışan sayısı 50.000’in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. 2495 sayılı kanunun bu sektörün sorunlarına ve bu kanun dışında da hizmet veren güvenlik şirketlerine yasal zemin oturtmak ve bu olguyu geliştirip daha sistemli hale getirmek için 10.06.2004 tarihinde 5188 kanun numaralı ve özel güvenlik hizmetlerine dair kanun adlı kanun yürürlüğe girmiştir. 5188 sayılı kanunla birlikte kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde özel güvenlik birimi oluşturulmasından hariç olarak diğer kurum kuruluş ve mesleki alanların korunması ve özel mülkün güvenliğini sağlamak içinde ticari amaçlı güvenlik şirketlerinin kurulmasına izin verilmiştir. 5188 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte 1003 özel güvenlik şirketi ile 573 özel güvenlik eğitim kurumu faaliyet izni almıştır.
2010 verilerine göre aktif görev yapan 170.000 bin güvenlik görevlisi olduğu tespit edilmesine rağmen mesleğin gördüğü itibar pekte sayısıyla aynı orantıda büyüklükte değil. Bunun en büyük nedenlerinden biri güvenlik görevlilerini istihdam eden şirketlerin istihdamı gerçekten güvenliği sağlamak için değil sadece kanuni gerekliliklerine yerine getirmek için yapmaları ve hazırlanan kanunun mesleğin ihtiyaçlarını karşılamamasıdır. Güvenliğin en büyük sorunlarından biriside imaj sorunudur, toplum içinde güvenlik mesleği çokta iyi anlaşılamamıştır ve hiçbir iş bulamazsan al bir sertifika güvenlik ol gibi genel bir kanı vardır kişilerde. Aslın da bu kanı nın oluşması çokta garipsenecek bir durum değil. Çünkü haklı nedenlere dayandırmak için bu tezi o kadar çok neden var ki. Dışarda her zaman her yerde güvenlik görevlisiyle karşılaşmamız mümkün, gittiğimiz hastanede, alışveriş merkezlerinde vb. bir çok yerde her zaman görmekteyiz. Karşılaştığımız görüntü güvenliğin imaj sorununu çok iyi açıklamakta, kıyafetlerde ki aşırı aksesuar güvenlik görevlisinin hal ve hareketleri gayet olumsuz görüntü vermektedir tabi ki askeri ücret verdiğiniz bir kişiden de daha fazlasını beklemek güvenlik görevlisine de haksızlık olur. 5188 sayılı kanun tamamıyla güvenlik görevlisini değil iş vereni destekleyen ve onun çıkarlarına hizmet eden bir kanundur, genel olarak güvenlik görevlilerinin çalışma prensibi belirlenmemiş, ücret konusu açıklığa kavuşturulmamış ve sosyal hakları tespit edilmemiştir, tamamen güvenlik görevlisinin çalışma prensibi işvereninin istek ve arzularına bırakılmıştır. Kanun eğitim ve denetleme konusunda da isteklere cevap verebilecek içeriği sahip olmamakta birlikte mesleğin kalitesinin düşmesine kaynak olmaktadır. Özel eğitim veren şirketlerin eğitim alanları ve verilen eğitimlerin kalitesinin ölçümü olmaması bu kalitenin düşmesine neden olur, hiç eğitime katılmadan bu sertifikayı almakta
gayet mümkün, çünkü güvenlik olgusu ne kadar ticari bir hal alırsa o kadar suiistimale açık olur. Amerika ve İngiltere ile karşılaştırıldığında Türkiye’de güvenliğin çok vahim bir durumda olduğu görülmektedir. ABD nin ırakta görevlendirdiği Blackwater güvenlik personelinin ABD ye yıllık maliyeti 550 bin dolar, Türkiye deki güvenlik görevlisinin maliyeti ise 20/1’i oranında daha düşük.
Özel güvenlik olgusu Türkiye de belki de en acemice yürütülen meslek konumunda, mesleğin itibarı da o ölçüde düşmektedir. Sorunun çözümü 5188 sayılı kanunun silinip baştan Avrupa normları kısas alınarak hazırlanmasıdır, kanun içerinde işverenin çıkarından çok personelin çıkarlarının korunması esas olmalıdır, sosyal haklar belirlenmeli ve mesleği kalifiye hale getirecek fikirlerle donatılmalıdır yeni kanun. Görev yerleri ve sorumluluk alanları yeniden belirlenmeli ve güvenliği sağlanan yerler hakkında derecelendirme yoluna gidilmelidir. Örneğin silahlı ve silahsız çalışan personelin aynı haklara sahip olması veya stratejik yerlerin korunmasında görevli personelle, risk değeri düşük yerlerde görev alan personelin aynı hak ve müdahale kanunlarına tabi olması ne kadar yanlış bir uygulamadır. Göreve hazırlanan personelin eğitimin kalitesi yükseltilmeli, eğitim şartları ağırlaştırılmalı ve eğitim saati arttırılmalıdır, personelin çalışma prensibi işverenin inisiyatifinden alınarak sadece kanunlara bağlanmalıdır, bu sayede personele angarya işler yaptırılması engellenmiş olur. Genel itibariyle konunun çözümü tüm bilindik güvenlik uygulamalarını yerinden silip yeniden yapılandırılan ve sadece insan odaklı ve mesleğin imajına hizmet eden yeni bir kanun hazırlanmasıyla mümkündür.