1. ve 2. dünya savaşına ağırlığını koyarak son noktayı koyan Amerika bu ağırlığını düzgün senaryolarla pekiştirerek son 100 yılın dünya lideri olmuş ve dünya yı istediği gibi şekillendire gelmişti. Şuan kime sorsanız her taşın altından Amerika’yı çıkarır yetmezse yanına da İsrail’i koyar.  Gerçektende böyle hangi taşı kaldırsanız altından bu ikisinden başkası çıkmıyor. Örnek vermek isterdim ama gerek olduğunu sanmıyorum. Sizlere daha önemli noktalardan bahsetmek istiyorum. Amerikanın ekonomiyi nasıl kullandığını, nasıl yön verdiğini hatta zenginleşen fakirleşen ülkeler nasıl oluyor da zenginleşiyor ya da fakirleşiyor bunlardan bahsedip asıl konuyla ilişkilendireceğim. Asıl konumuzu hatırlatacak olursam dünyayı bundan sonra ABD mi yönetecek…

Sponsor Bağlantılar

 

ABD ekonomisinin işleyişi tamamen para basmaktan ibarettir. Açacak olursak; bir para her yerde geçiyorsa o para altın gibidir ve adına altın para denir. Örneğin; ABD ihtiyacı olan her şeyini rahatça ithal ediyor ve karşılında yığınla doları çekinmeksizin veriyor ve ihracatçı ülkeler de o parayı aralarında dolandırıp duruyorlar ve nihayetinde o para ya yok olup gidiyor ya da ABD den alınan silah, enerji, ya da borçların faizi olarak geri ABD ye dönüyor. Durum böyle iken sistemin batmasına imkân var mı?

 

Şimdi gelelim dünya ekonomisine nasıl yön veriyor. Kendisine borçlu olan ülkeleri analiz edip, kendisinin dışarıya mal karşılığı verdiği dolar miktarını da göz önünde bulundurarak bir eylem planı hazırlıyor. Nasıl? Örneğin bu yıl dış piyasaya 100 dolar sürdü bunun kendisine dönmesi için kendisine 100 dolar borç faizi olan ve ya birden fazla ülkeyi gözüne kestiriyor ve onların ekonomisini düzeltici adımlar atıyor. Dolayısıyla faizleri tahsil edip durumu eşitliyor. Ancak diğer borçlu ülkeler durumdan habersiz bir şekilde beklenmedik krizlere girip borç ödeyemiyor hatta daha çok borçlanıyorlar. Bu durumda bir sonraki ABD’nin piyasadan toplayacağı dolarlar için şimdiden hazır duruma gelmiş oluyor.

 

Mekanizmayı anladıysak şimdi asıl konuya geliyoruz. Yıllardır Çin komünist sistem nedeni ile kapıları dışa kapalı bir ekonomi izlemekteydi. Dünyanın 1/6 nüfusu bu ülkede ve dünyadan kopuk yaşamaktaydılar. Bu taşı kaldırdığımızda ABD yi görmemek kaçınılmaz. Neden? Eğer Çin kapılarını açarsa mekanizmayı yenilemek gerekecek. Çünkü bu sistem kapalı bir Çini seviyordu. Sistem girdileri ile çıktıları belli olan suprizlere açık ülkeleri barındırmakta ve kapalı Çin buna çok uymaktaydı. Hatta bu sistem aracılığı ile en çok Çin den dolarları geri toplamıştır. Yukarıdaki örneği tekrar buna uygulayacak olursak; ABD Çin den ziyadesi ile ve de ucuza mal ve hizmet alırken karşılığında çok çok pahalı ancak dünya piyasasına göre ucuz silah ve enerji vermekteydi. Bu iki ticaretin bilançosun da hep zarar eden Çin di. Şimdi diyeceksiniz kardeşim Çin Rusya dururken neden ABD ile iş yapsın ve Çinin ekonomisini neden o belirlesin. Cevap şudur: pekala uluslar arası politika da Çin Rusya ile işbirliği içerisindedir. Ancak Rusya nın dünya ekonomisindeki vaziyeti de bellidir.  Tabiî ki çin silahı sadece ABD den almıyor Rusya dan da alıyor ancak o farklı bir ticaret.

 

Artık sona geliyoruz. ABD anlattığım sistemle 100 yıl dünyada sefasını sürdü. Bir şey daha eklemeliyim. ABD dünyadaki her durgunluk krizinde bir ülkeye girer ve orayı da sisteme dahil eder. Bu bilgi ile ırak işgalinden hemen sonra durgunluğun bitmediğini sezen ABD hemen Çinin devreye girmesi için çalışmaya başlar karılıklı restleşmeler boy gösterir. Hatırlarsınız Çin ABD ye kızarak elimdeki dolarları piyasaya sürerim diyerek en can alıcı resti çekmişti. Aslında Çin öyle sanıyordu ve ABD ye kızıp kapılarını dünya ya açtı. Dünya bir an afalladı ne oluyor diye seyretmeye başladı. ABD sinsice gülüyordu çünkü istediği oluyordu. Dünyada durgunluk gitmiş yerini süper ticaretlere bırakmıştı. Türkiye de bundan nasibini almıştı. Yüksek büyümler boy göstermişti. Çin devasa büyüyordu ABD ise gülmeyi gülümsemeye çevirmiş o da şaşa kalmıştı olanlara. Çünkü artık sistem hata veriyordu. Dünyada tarım ürünleri fiyatları artmış enerji ve petrol tavan yapmıştı. ABD şaşkınlığını üzerinden attı çünkü ırak elinde ve dünyadaki petrol ve enerjinin büyük kısmına o sahipti onların fiyatı artarsa karıda artardı. Bu memnuniyetle olumlu hal içerinde yıllar geçti ve artık Çin dünkü böcek yiyen Çin değil di tabii caiz ise artık üç öğün sulu yemek yer oldular. Dünyayı kendilerine çekerek ucuz maliyetle üretimi başardılar ve çoğu ülkenin ekmeğini elinden aldılar. Örneğin; Türkiye artı ne oyuncak ne de tekstilde Çin ile rekabet edemiyor. Bu durum ABD’nin kontrolünden çıkmış vaziyette.

 

Dünyayı bekleyen yeni sistem ise fazla değil 10 20 yıl sonra olacak büyük bir dünya harbinden sonra belli olacak. Çünkü savaşlar hep güç dengesi için yapılır. Sizce biz böyle bir savaşa hazır mıyız?

 

Saygılarımla…