Fanatizm, Fanatikleşme ve Kutuplaşma ile ilgili bilgiler.

Fanatizm, Fanatikleşme ve Kutuplaşma

Fanatikleşme ve kutuplaşma çağımızda insanların zorla itildikleri taraf olma sorunu ve zorunluluğu.Tuttuğunuz takımdan, oy verdiğiniz partiye, giydiğiniz kıyafetten, yediğiniz yemeğe dinlediğiniz müziğe kadar her konuda bilinçli bir şekilde taraf olmaya zorunlu bırakılıyoruz.

Sponsor Bağlantılar

Fenerbahçe atkınız yoksa fenerli değilsiniz, Galatasaray şapkanız yoksa taraftarımsınız, arabesk dinlemiyorsanız delikanlı değilsiniz, yabancı müzik cdleriniz yoksa entel olamazsınız, Atatürk rozetiniz yoksa Atatürkçü değilsiniz, başınız açıksa Müslümanlığınız tartışılır hale geldi.

Fanatikleşme o kadar tehlikeli boyutlara ulaştı ki abi kardeşine tuttuğu takımdan, oy verdiği siyasi partiye kadar düşman olabilmekte ve kendisini bu kutuplara itenlere imaj göstergesi olarak kullanabilmekte. Ve öyle bir nesil yetişmekte ki kendisine oynanan bu oyunun farkında olmadan savundukları her ne olursa olsun kendi savunduklarının kati bir doğruluk çerçevesinde yargılamadan, araştırmadan bağlanan bir nesil. Ve ne yazık ki eğitim sistemimizin durumuyla ilgili olarak araştıran düşünen değil tamamen yanındakini veya televziyonda gördüğü starını taklit eden bir nesil yetişmekte.

Teoman ne giydi, Tarkan ne yedi bilen gençlerimizin birçoğu maalesef en temel genel kültür sorularını bile içler acınacak bir şekilde alaya alarak üzülme gereği duymadan içinde bulundukları bu durumun farkında bile değiller. Fanatikleştikleri konuların bile en temel olgularından habersiz körü körüne bağlanan bir gençlik. Sorgulamayan araştırmayan interneti sadece sohbet odalarında arkadaş aramaktan ibaret sanan, bilgisayarın ekran kartını yüksek tutup oynayabileceği oyun sayısını arttırmak isteyen bir genç maalesef ülkeleri için gelecekte çokta faydalı olmayan bir birey haline geldiğinde ve  bu gençlerin sayısı yüksek oranlara ulaştığında ülke gelecekleri tehlikeye girer.

Kitleleri peşinden sürükleyen, uğrunda kan bile dökülmesine neden olan bir sevgi. Ancak ülkemizde spor izleyicisi başarıya odaklı. Başarı varsa izleyicide var, yoksa en sevdikleri sporcuları bile yerden yere vururlar. Avrupada ise kümeye düşmesi kesinleşmiş bir kulüp son maçında 90 bin seyirci önüne alkışlarla çıkabiliyor. İnsanlar tribüne küfür etmek için değil haftada birgün zevk olarak kendilerini deşarj etmek amacıyla gidiyorlar. Onlardaki sevgi de başka bir spor sevgisi: Örneğin; İngiliz Liverpool taraftarları 500 milyon sterlinlik bir havuz kurarak bu parayı kulüpleri için kullanacaklar. Bizde de bu anlayış hüküm sürer mi dersiniz?

Neyin neden tarafında olduğunu bilmeyen bireyler kendileri bir şey kazanmadığı halde kendisini bu hale sokanların ceplerini doldurmakla meşgulken, ben bu yazıyı yazarken çeşitli konularda çeşitli fanatikler çeşitli mezarlarda, çeşitli fanatikler çeşitli hapishanelerde belki neden orda olduklarını anlamışlardır çok geç olmasına rağmen.