Müdür sabah erkenden kuruma geldi. Karmaşık duygular içindeydi. Bugün kurumdan ayrılıyordu. Üç yılda kuruma önemli hizmetler vermişti ancak yine de içinde kurumdan ayrılmanın verdiği bir hüzün vardı.
Çayını yudumlarken faturayı düşündü. Niçin kabul edilmemiş olabilirdi? Bir anlam veremedi. Derken müfettişlerin geldiği kendisine bildirildi. Müfettişleri ayakta karşıladı ve gülümsedi. Gelenler de en kibar hallerini takınmışlardı. Bir şey içer misiniz diye sordu. Çaylar geldi ve çalışma masasına geçtiler.
Fatura önlerindeydi. Kıdemli müfettiş söze başladı: Sayın müdür dedi, kurumumuza gönderdiğiniz fatura kabul edilmedi. Sorunu birlikte çözelim ki siz de rahat rahat terfi ettiğiniz göreve başlayın. Öncelikle sayın müdür kuruma katkılarınızı maddeleyelim: Kurumda personeli eğittiniz. İş disiplinini sağladınız. Her yıl yaptığımız rutin denetimlerde doksan ve üzeri puan topladınız. Kurumdan hizmet alan değerli halkımızın sunduğu raporlarda yüzde seksenbeş lehinize görüş var. Özellikle önceki yönetim döneminde var olan gizli rüşveti kaldırmanız takdire şayan. Bu saydıklarım kuruma katkılarınızdır, dedi. Teşekkür ederim sayın müfettiş dedi müdür, yaptığım hizmetleri eksiksiz saydınız ancak ben faturanın kabul edilmemiş olmasını hala anlayamıyorum.
Bu sefer sözü genç müfettiş aldı. Sayın müdür dedi genç müfettiş, şimdi de kurumdan kazandıklarınızı sıralayalım: Öncelikle maaş aldınız. Bir yakınınıza iş verdiniz. Kayıtlı rüşvet aldınız. Kurumun araçlarını kullandınız. Kurumun itibarını kullanarak iş kurdunuz. Bütün bunlar sizin kazandıklarınız. Günümüz katsayılarıyla hesapladığımızda kurumdan alacaklı çıkıyorsunuz. Bunun için ya size para ödenecek ya da siz alacağınızdan vazgeçtiğinizi bir dilekçe ile bize bildireceksiniz.
Müdür kurumdan alacaklı çıkmasına sevindi ancak alacağından vazgeçmeliydi ki bu davranışı gelecekteki görevlerinde olumlu sicil olsun. Söze sayın müfettişler diyerek başladı, alacağımdan vatan ve millet sevgim için feragat ediyorum. Devletime kalsın bu para ve ben emekliliğim gelene dek şerefle devletime hizmete devam edeceğim dedi.
Müfettişler ayağa kalkıp müdürü kucakladılar. Bu vatanın sizin gibi idealist insanlara ihtiyacı var dediler. Müdür halen indirmediği ve duvarda asılı duran babasının fotoğrafına baktı. Gururla…
Hikayenize, Türkçe bakarsak şöyle diyebilirmiyiz üstadım: Müdür Bey ülkücüymüş…