Eğitim fakültesini okuduğum yıllarda eğitim hep teoride kalmıştı. Hiçbir hocam sahaya indiğimizde nelerle karşılaşacağımız konusunda en ufak bir bilgi vermemişti/verememişti. Aldığımız eğitimin ne kadar içi boş olduğunu anladım.
Bugün 3 senelik meslek hayatımda en zor anlardan birini yaşadım. Masum yüzlü, tertemiz kalpli, öğretmenlerinin gözdesi ama aynı zamanda yaşının gerektiğinden daha olgun, soğuktan elleri çatlamış, yüzünde olgun bir insanın bakışları bulunan Fikret okuldan alınıp çoban diye bir başka aileye tabiri caizse kiralanmıştı. İçimin yandığını hissettim, hayretler içinde kaldım, söyleyecek bir söz bulamadım. Nasıl olurda bir aile üç kuruş para için çocuğunun geleceğini koyunlara teslim ederdi? Nasıl olur Fikret’in geleceği bir koyun sürüsünün ardına bırakılırdı? Ne yapacağımı bilemedim. Bir öğrencimin geleceğinin engellenmesine mi? İnsanlığın ayaklar altına alındığına mı? Bir ailenin nasıl bu kadar cahil olduğuna mı? Öğretmenlerin bu konuda çaresiz kalışına mı? Neye üzüleceğimi şaşırdım…

Sponsor Bağlantılar

Ama çaresizlik yakışmaz bize. Şimdi bir karar aldım. Yarın gideceğim Fikret’in evine ve diyeceğimki ”Fikret al çantanı düş önüme hadi okula…”.