Gazeteci:
“Efendim siz kim için yazıyorsunuz”

Aydın:
“Dünya için”
Gazeteci istediği cevabı alamamış olmanın hırsıyla:
“Özgürlüğe susamış halkınız için değil mi”

Sponsor Bağlantılar

“Hayır!”

Gazeteci iyice sinirlenir.
“Efendim halkınıza yapılan zulümlere karşı kaleminizi kullanmıyor musunuz siz?”

Aydın gülümser. Konuşmayı sürdürmek istemez. Daha sonra kısa ve alçak ses tonuyla:
“Hayır hanımefendi. Siz beni yanlış anlamışsınız.”

Gazeteci:
“Efendim Allah aşkına söyleyin kim için yazıyorsunuz”

Aydın:
“Senin için, benim için ve bütün dünya için yazıyorum. Zulüm gören tüm halklar için, zulüm eden tüm halklar için yazıyorum. Zulüm görenler için yazıyorum ki zulme karşı gelsinler. Zulüm edenler için yazıyorum ki yaptıkları kötülüğün farkına varsınlar ve kendilerine gelsinler. Anlayacağınız hanımefendi ben insanlık için yazıyorum.”

Gazeteci:
“İnsanlık için mi? O nereden çıktı şimdi? Bu kadar yolu gelmeden söyleseydin ya kardeşim. Arkadaşlar gidiyoruz. Bize buradan malzeme çıkmaz”