Hayat! Her gün farklı bir şekilde, farklı bir rengiyle çıkıyor karşımıza. Bir nehir nasıl ki dur durak bilmeden akıyorsa hayat da bizi önüne almış hiç durmadan akıyor. Kimisi acılarla katılıyor yaşama, kimisi mutlulukla kimi umutla bağlanıyor kimi umutsuzca.

Sponsor Bağlantılar

Hayat önce üzerinde tek bir çizgi olmayan adeta kapağı açılmamış bir kitap olarak sunuldu herbirimize.  Bizler yazdık kendi hayat hikayelerimizi. Anlamlı anlamsız, iyi kötü, mutlu mutsuz bir şekilde içindeydik hayatın. Peki neydi hayatı hayat yapan şeyler? Neydi bizi sarıp sarmalayan hayatın içinde? Belki ilk başarı kazandığımız, belki ilk yenilgi kaybettiğimiz, kimi zaman paylaşımlarımızdı, çoğu zaman kırgınlıklarımız, dinlediğimiz o şarkı ya da yalnızken okuduğumuz o şiir.

Yaşam neyi gerektiriyorsa onu yaşadık, yaşamak zorundaydık. Bir yazar bir romanı nasıl şekillendiriyorsa biz de hayatı öyle şekillendirdik. Yapmış olduğumuz her bir iyilik, karşımızdaki insana küçük bir tebessüm, paylaşımlarımız, güzele iyiye dair her şey yaşamımızı binbir renkli bir gül bahçesine, yapmış olduğumuz her bir kötülük, her bir haksızlık, ufak da olsa ya da kötülüğe yanlışa dair her şey yaşamımızı zifiri bir karanlığa çevirdi.

Belki isteyerek belki istemeyerek iyisiyle kötüsüyle bu hayatın içindeyiz ve hayat bir roman yazılmamış. Ve bu romanı yazmak bizim elimizde. Şimdiye kadar kötü bir yazar olmuş olabilirsiniz. Ama nasıl ki bu romana başlayan sizlerseniz unutmayın ki  BİTİRECEK OLAN DA SİZLERSİNİZ…