Erden ÖZKANT

Star Ana Haber’i Uğur Dündar’ın sunduğu zamanlarda, bir Star Muhabiri İstanbul’da sokaktaki vatandaşa “Şu Bakan’ın adı ne” filan gibi kolay sorular sorardı.
Benim gibi birçok insan izleyip gülerdi, “Yuh be bunu da mı bilemez insan” diyerek.

Sponsor Bağlantılar

Çünkü 10 kişiden en az 9’u o kolay soruları bilemezdi.

Bu aralar bu trajikomik sahnelere, Kenan Işık’ın sunduğu “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasında rastlıyoruz.

Geçenlerde, İstanbul Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümü öğrencisi Gözde Umay Dalkalı, “TBMM başka hangi adla anılır” sorusuna “Parlamento” yerine “Yüce Divan” cevabını verdi ve birçok twitte, köşe yazısına konu oldu.

Ben inanıyorum ki, o öğrenci yerine orada başka birisi olsaydı, üniversite filan okumuş olanlar da dahil, bu kolay soruya yanlış cevap verirdi.

Ama işin ilginci, Gözde çıktı “Herkese ve her şeye inat Atatürkçüyüm” dedi.

Şimdi YGS’de 0 çekecek olan binlerce öğrenci çıkıp “Herkese ve her şeye inat Atatürkçüyüm” derse şaşırmayın.

Hatta bakarsınız, yarın bir gün sokaklara binlerce insan çıkar ve “Hepimiz Gözde Umay’ız, hepimiz Atatürkçüyüz” der. Burası Türkiye birader!

Burası Türkiye!

Bakın ara başlıktan önceki son cümlemde “Burası Türkiye” yazıyor

Ara başlığım da “Burası Türkiye”.

Ama hakikaten “Burası Türkiye” dedirten bir fotoğraf var.

İstanbul Maltepe’de, üstgeçit köprüsünün yakınına bırakılan etrafı bez ile sarılmış şüpheli paket, bomba paniğine neden olmuş. Bomba imha uzmanının incelediği paketten buzdolabı çıkmış.

Buraya kadar her şey normal…

Ama buradan sonrası ilginç. Zira bomba uzman ekibinin incelemesi sırasında, yaşlı bir kadın şüpheli paketin yanından geçiyor. Güvenlik bariyerini aşıp, yaklaşık 30 metre yürüdüğü halde, en küçük bir olayda bile orantısız güç kullanan polislerden teyzeye herhangi bir müdahale gelmemiş.

Herhalde teyze geçerken “Kolay gelsin evladım” demiştir bomba imha uzmanına. O da “Sağol teyze” demiştir.

Peki, ama ya bomba olsaydı orada?

Yine de sağ olabilecek miydi oradakiler?

Hayırlısıyla!

Sivas Madımak Oteli’nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin açılan davada şu ana kadar yakalanamayan 5 kişi için zamanaşımı söz konusu oldu, olabildi.

İnsanlığa karşı işlenen bir suçun nasıl zamanaşımına uğrayabildiği, sanıkların avukatlarının şu an hangi görevlerde olduğu ve hatta bir tanesinin bakan olduğunu bir kenara bırakarak tek şu soruyu soruyorum: Zamanaşımı için “Hayırlı olsun” diyen Başbakan Erdoğan acaba ne demek istedi?