Erden ÖZKANT

Başlıktaki ‘Fener’i görünce aklınıza Deniz Feneri de gelmiş olabilir. Zaten o dava da, aynı başını Fenerbahçe’nin çektiği Şike Davası çerçevesinde gelişen olaylara benzer bir şekilde yürüyor.
Baksanıza, Deniz Feneri Davası nereden neredeye geldi, 180 derece birden döndü, savcılar davanın sanıkları oldu!

Sponsor Bağlantılar

Sahi, suç işlediği iddia edilen kişiler hangi ara aklandılar da, savcıların yaptıkları iddia edilen hukuksuzluklar sorgulanmaya başlandı, bilen var mı?

‘Fener’ adı, belki tesadüf ama işin içinde başka takım ve bu takımlardan kişilerin isimleri geçiyor olsa da, şike davasının da odak noktası Fener.

Ama her nedense her iki Fener’i korumak için de çok ciddi çırpınışlar var.

En büyük pay ise, üçüncü dönem zafer sarhoşluğuyla iyice saçmalamaya başlayan AKP ve onun ben merkezci Genel Başkanı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın.

Başka?

Tabii ki Başbakan’ın medyasının.

Bu medya, her iki Fener için de bir acayip yayın yapıyor.

Zira Deniz Feneri Davası sanıkları aklanmış da, sanki yolsuzluğu savcılar yapmışlar gibi haberler yapan bu medya, Fenerbahçe’ye yönelik ciddi şike iddialarının da üzerine gitmiyor, Aziz Başkanı koruyor, şikenin üzerini örtmeye çalışıyor.

Başka?

CHP ve MHP.

Bu iki muhalefet partisi, ilk kez AKP ile şikeye verilen cezayı azaltan yasada birlikte hareket ettiler.

Başka?

Tabii ki Futbol Fenerasyonu (Yoksa federasyon muydu?)

Zira Yıldırım Demirören geldi federasyonun başına ve şike aklandı, iyi mi? (Bu arada, aynı zamanda bir medya patronu olan Demirören’e, AKP’nin büyük desteği var.)

Tamam, yıllardır şikeye ilişkin söylentiler vardı bu ülkede ancak savcıların şike iddialarının üzerine gitmesine izin verilmemesi için bazılarının yoğun uğraş vermeleri, birilerinin açık açık korunması, beni ve benim gibi birçok kişiyi rahatsız etti. (Elbette kafasını fanatizmin içerisine gömmüş olanlara diyecek lafımız yok, onları Allah kurtarsın.)

Zira tüm çetelerin ve hukuksuzların karşısında olduğunu iddia eden ancak sadece işine geldiğinde horozlanan AKP; ancak kendi aralarında muhalefet etme becerisine sahip olan CHP; varlığı ile yokluğu belli olmayan MHP’nin el birliğiyle çıkarttıkları şikeye verilen cezayı azaltan yasa da, medyanın söz konusu Fenerbahçe ve Başkanı Aziz Yıldırım olduğu için bu yasaya ses çıkarmaması da, Fenerbahçeli olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın milyonlarca Fener’linin oyunu alamamaktan korktuğu için açık bir şekilde tavrını şikeden yana koyması da, para-mafya-futbol kirli üçgeninin iyice belirmesi de, insanları spordan soğuttu.

AKP’nin şikecileri kurtarmak için yaptığı siyaset ayrıca, AKP’nin ikiyüzlülüğünü de ortaya çıkardı.

Gerçi AKP’nin ikiyüzlülüğü yeni değil. Zira biz, bu ikiyüzlülüğü hem MİT Kanunu’nda hem de Uludere Katliamı’nın ardından gördük.

Ancak bu kadarını da beklemiyorduk en azından.

Veya doğrusu şu mu olmalı acaba: Hiç bu kadarını bekliyorduk!

Fener için play of sistemi

Yazımın ana başlığını aslında destekler örnekleri sıraladım yukarıda ama play of sistemi bambaşka inanın.

Çünkü Fenerbahçe’nin küme düşürülmesi bir yana, sırf olur da puanı silinirse şampiyonluk yarışından kopmasın diye play of sistemi getirildi, iyi mi?

34 maçlık ligi açık ara önde bitiren, Fener’e 9 puan fark atan Galatasaray şampiyonluğunu ilan edemedi bu yıl, iyi mi? (Hayır, sorun, farkın 10 puan olmasında değil, 20 olsa sonuç yine değişmeyecekti zira play of sisteminden dolayı)

Galatasaray, şampiyonluğunu bu sistemden dolayı ilan edemedi ve belki de edemeyecek, iyi mi?

Çünkü şu an play of sisteminde Galatasaray ile Fenerbahçe arasında pek bir puan farkı kalmadı ve son maça gelindi artık.

Diğer yandan, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, 22 maçla ilgili 16 kulübü, Profesyonel Futbol Federasyon Kurumu’na (PFDK) sevk ettiklerini ve Futbol Disiplin Talimatı’nın 58. maddesinde yer alan cezaların orantısızlığı konusunda hemen herkesin (Kimmiş bu hemen herkes acaba) mutabık olduğunu belirterek, ”58. madde bugün itibariyle değişmiştir. Öncelikle korumak ve geliştirmekle yükümlü olduğumuz Türk futboluna vereceği cezalar göz önüne alındığında, orantısızlığın giderilmesi için en uygun zamandır” dedi, “Şike girişimlerinin sahaya yansımadığını” da ekleyerek.

Galatasaray ve Trabzonspor başta olmak üzere, büyük tepki gören bu açıklamalar karşısında “Demirören, şikenin sahaya yansıyıp yansımadığını nereden ölçtü, biçti de böyle bir açıklama yaptı” sorusu akıllara gelse de, medya bu acayip açıklamalar karşısında sussa da, çözüm galiba Sabah yazarı Engin Ardıç’ın da dediği gibi “Fenerbahçe şampiyon oluncaya kadar lig devam eder” densin olsun bitsin.

Siz de kurtulun, biz de…

Gece yarısı Aziz Başkanı kurtarma operasyonu

Ayrıca, PFDK, futbolda şike davasına yönelik incelemeler sonunda kararları açıkladı geçtiğimiz günlerde.” Gece yarısı operasyon diye buna denir” dedirten kararlar sonucunda; 8 şüpheliye “teşebbüsten”; iki kişiye ise maç sonucunu etkilemekten ceza verildi, kulüplere ceza verilmedi, iyi mi?

“Şike ve teşvik var ama bunu, kişiler kendi kendilerine yaptılar, yani kulüplerin bir suçu yok” dendi, iyi mi?

Zira PFDK’ya sevkedilen 16 kulüp suçsuz bulunmuş! Ve tabii Aziz Başkan da!

En iyisini Taraf demiş: Avrupa Avrupa duy şikemizi.

Durun daha bitmedi…

Taraf, Etik Kurulu’nun (Bence bu haberin ardından Etik Kurulu’nun adını değiştirme yoluna gidilebilir.) şikeyle ilgili iki farklı raporunu yayınladı 9 Mayıs’ta.

Etik kurulu!, 15 Ağustos 2011’deki ilk raporunda “Şike yaptılar” dediği isimleri, 7 ay sonraki raporunda aklamış, iyi mi?

Boşuna demedim: Her şey Fener için.

Şöyle bitirelim en iyisi:

Ha Deniz Feneri ha Fenerbahçe, ah AKP, ah AKP, ikiyüzlü siyasetinle bugünleri de mi gösterecektin bizlere?

Ah Başbakan ah Başbakan, yanıp tutuştuğun Başkanlık hayalin için bugünleri de mi gösterecektin bizlere?