Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olmasıdır. Yani devletin bütün kurumlara, bütün inançlara eşit mesafede olmasını ifade etmektedir.

Türkiye’de bazı dönemler laiklik tartışmaları alevlenmektedir. Herkes kendine göre laikliğe bir yorum yapmaktadır. Kimi, devlet laik olmalı demektedir (ki bende öyle düşünüyorum). Kimileri de, kişilerin de laik olması gerektiğini savunmaktadır. Tamam devlet laik olmalı ama kişiler laik olabilir mi? Bütün dini inançlara eşit mesafede durabilir mi? Tabiki bu mümkün değil. İnsanın laik olabilmesi için hiçbir inanca sahip olmaması, hepsine eşit mesafede durması, hiçbirini hor görmemesi, küçümsememesi gerekmektedir. Peki bu olabilir mi? Hiç birşeye inanmayan insan ateist olur ki, bu da bir inançtır. Ateizim bir akımdır. İnançsızlık akımı. Yani inançsızlıkta sonuçta bir inançtır. İnancı olmayan bir inanç. Yine de bir şeye inanmak ister insan, yanlış veya doğru. İnançsızlık laiklik değildir. Hiçbir dini kabul etmemektir; ama laiklikte inançlara saygı vardır. inanmayan bir insandan saygı beklenir mi? Bu sorunun cevabını sizlere bırakıyorum.

Sponsor Bağlantılar

Tarih boyunca insanlar birşeylere inanma ihtiyacı hissetmiştir. Güneşe, aya, yıldızlara tapanlar, putlara tapanlar v.s. Bunun yanında tek olan Yaradan’a inanan insanlar da olmuştur. Hristiyanlık, Musevilik ve son din olan İslamiyet gibi. Aynı inanışlar günümüzde de geçerlidir. Şuan dünyada birçok inanışa sahip insan var. Bütün insanlık doğru veya yanlış bir inanca sahip. Fakat hiçbiri laik olamıyor, olamazda. Hiçbiri laik değil yani. Mutlaka bir şeylere inanma ihtiyacı hissediyor insan. İnsan olmanın gereğidir bu. Kendilerini laik olarak tabir  edenler, tarih boyunca dindar insanları gerici, irticacı, örümcek kafalı olarak yaftaladılar. Laiklik bu olmasa gerek. Görüldüğü gibi insan isterse dahi laik olamaz. Laiklik diyorsun, irtica geliyor, tehlike kapıda gibi naralar atarak halkı galeyana getiriyorsun. Bu ne biçim laiklik. Demek ki insan laik olamıyor, olamazda. Kim laik acaba? Laiklik kisvesi altında halkta fitne tohumları atıp, halkı birbirine düşman edenler mi? Yoksa bütün inançların hep beraber yaşanması, bütün inanaçlara saygı duyulması gerektiğini savunanlar mı? Sanırım cevabı basit. Laik devletin, bütün inançlara eşit mesafede olduğu, bütün halkın inancını hiçbir baskı altında olmadan yaşayabileceği bir ortam oluşturması, buna uygun yasalar çıkarması gerekmektedir.

Laik devlet olmalı, insan değil.

Mehmet Şar