“ Bu yazı Metrobüsün 6. Yılına ithafen yazılmıştır. “

METROBÜS İLE YAŞAM

2007 yılında devreye alınan, Toplu Taşımada İstanbul için yeni bir dönem olan metrobüs sistemi bugün halen oturmamış ve eksikleri ile çalışmaya devam eden bir sistemdir. Şöyle bir geçmişini ve bugününü ele alalım.

Sponsor Bağlantılar

17 Eylül 2007 günü 1. Etap olarak Avcılar ve Topkapı hattı şeklinde hizmete açılan Metrobüs sistemi, gün tarihi itibarıyla bir çok otobüs hattının da devre dışı kalmasına neden olmuştur. İnsanların haberi olmadan, yeteri kadar bilgilendirme, bilgi panolarında duyurular yapılmadan metrobüs sistemi devreye alınmıştır. İnsanlar sabah işe giderken bu şaşırtıcı durumla karşı karşıya kalmıştır. Buna ek olarak Metrobüslerin yeni durakları hazırlanmamış, birçok durağın üstü açık şekilde metrobüs sistemi devreye alınmıştır. Çok net hatırlıyorum, bizim semtimizde yaklaşık 3 ay kadar bu durağın üstü kapatılmamıştır (Halıcıoğlu). İnsanlar yağmur gibi doğa durumlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Zaten mevsiminde sonbahar olmasıyla birlikte duraktaki insanlar bolca  yağmurdan nasiplerini aldılar. Şimdi burada bir soru sormak gerekiyor. NEDEN DURAKLARIN ÜSTÜ KAPATILMADAN METROBÜS SİSTEMİ devreye alınmıştır?

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi birde, bir çok otobüs hattı sistem dışında bırakıldı. Bunu karşılayacak yeterli metrobüs sisteme koyulmadı. Çok basit bir matematik işlemi yapılmadan, yeteri kadar otobüs koyulmadan, Metrobüsler devreye alındılar. Bizler bunları yaşadık. İnsanlar pestil gibi bu araçlar içerisinde taşındılar. Bu günleri unutmayalım. Biz millet olarak maalesef unutabiliyoruz.

Bugünümüze geldiğimizde değişen neler var. Evet bugün Eylül 2013 yani aradan yaklaşık 6 yıl sonrayı konuşuyoruz. Artık durakların üstü kapalı hatta durakların boyutları genişletildi yani büyütüldü. Peki otobüs ile taşımacılıkta insanların refah, huzur içinde taşınmasında bir gelişme oldu mu?  Maalesef olmadı. Peki neden olmuyor? Çünkü bizler halk olarak gereken tepkiyi maalesef gösteremiyoruz.

Günümüzden çok basit bir örneği paylaşıyorum; Ana durak (yani otobüsün ilk durağı) ağzına kadar tam dolmuş bir metrobüs neden gereksiz yere 5 ya da 10 dk bekletiliyor. Bu otobüs daha sonraki yaklaşık 26 durakta hangi yolcuları içerisine alıp taşıyacaktır. Bu hangi akıl ve mantığın ürünüdür.  Bunları bizler halk olarak sorgulamıyoruz.

Neden İETT Müdürlüklerine ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza başvurmuyoruz. NEDEN YETERİ KADAR OTOBÜS sistem içerisine dahil edilmemiştir, demiyoruz. Sistem içerisine daha fazla otobüs ilave edilebilir. İnsanlar duraklarda metrobüsleri bekliyorlar.

Toplum olarak ağırlıklı olarak muhafazakar bir yapıya sahip ülkeyiz. Böyle bir toplum içerisinde bu şekilde bir taşımacılığın olması gerçekten ilginç geliyor. Nasıl mı?

Bu araçlara ailenizle binmeniz ya da siz yokken ailenizin huzur içinde binmesi çok zor oluyor. Metrobüslerin kalabalığı, insanların iç içe durmak zorunda olması gibi durumlar… Tüm bunlar yetmiyormuş gibi günde otobüsler içerisinde çıkan bir kaç tartışmalar ve kavgalar… Bunların hepsine bizzat kendim şahit oldum. Metrobüsler ile 2 defa kaza geçirme ve 3 defada tartışma-kavga olayına şahit olmuşluğum vardır.

 Çok merak ettiğim bir konuda bu sisteme danışmanlık veren akademisyenlerimiz. Bu nasıl bir matematik ve istatistiğin ürünüdür. Lineer programlama diye birşey var duydunuz mu hiç?  Sizlerin fikirlerini paylaştığı bu ürünün eserlerini görüyoruz. Zihin kullanımından uzak bu sistem danışmanlığı adına sizin için üzüldüğümü paylaşmak isterim.

Sayın Kadir TOPBAŞ metrobüsler ile ilgili güzel gelişmelerde sürekli biz bu otobüslerle 700 bin insan taşıyoruz diyerek gülümsüyordu. Sistemde sıkıntı çıkmadığı sürece keyifler yerindeydi. Ne zaman ki Kış geldi otobüslerde major hatalar oluşmaya, sistem çökmeye başladığında hemen bu sistemin 300 bin kişinin taşımacılığına uygun olduğunu ifade etti. Kendisi adına düştüğü bu durumdan dolayı üzüldüğümü ifade etmek isterim.

Metrobüsler konusunda konuşulacak, yazılacak çok fazla konu var. Metrobüslere dikkatinizi çekerken fark ettiyseniz. Bu sistemin ekonomik ya da finansal hiç bir getirisi ya da götürüsünden bahsetmedim. Yani ilk metrobüslerin alınırken edinilen büyük zararlar ya da günde 700 bin kişinin otübüslere binerek ödemiş olduğu ücretleri hesaplayıp bu yazımla paylaşmıyorum. Neden?

Çünkü düşüncelerimizin içerisi insan odaklı olmalıdır. Çünkü benim öyle… İnsan odaklı bu yüzden bu noktaları atladım.

Biz insanlar olarak hayata karşı daha dikkatli olmalıyız. Yaşam kaygılarımızdan ara ara kendimizi sıyırıp düşünen olmalıyız. 6 yıldır, İstanbul halkı olarak bu çileyi çekiyoruz. Hem de çok gereksiz yere ve kendi kendimize bu eziyeti yapıyoruz. Artık sesimizi bir şekilde duyurmalıyız.

Artık yağmalanan umutlarımızın gidişine dur demeliyiz.