Tarih boyunca mensupları layıkıyla tesbit edilmemiş sanatlardan birisi de ebruculuktur. Bu hususta ismi zamanımıza gelen Osmanlı ebru sanatkarlarını şöyle sıralamak mümkündür;

Şebek Mehmed Efendi: Ebru hakkındaki en eski yazma olan 1017/1608 tarihli Tertib-i Risale-i Ebri’de bu zatın hayatta olmadığından bahsedilişi onun XVI. yüzyılda yaşadığını göstermektedir.

Sponsor Bağlantılar

Hatib Mebmed Efendi: Muharrem 1187/ Nisan 1773’deki Hocapaşa yangınında eserleriyle birlikte yanan Ayasofya Hatibi Mehmed Efendi tarihimizde ebruculuk denilince ilk hatırlanacak isimdir. Sultan III. Ahmed devrinde yeniden canlanan kitap sanatlarına cazip ebrûlarıyla unutulmayacak katkıları olmuştur. Battal, şalörneği, tarama, taraklı ebru cinslerinde gösterdiği olağanüstü renk ve desen zevkinin yanında, daha önce anlatıları batib ebrusu da onun buluşu olarak hala lakabıyla anılmaktadır.

Şeyh Sadık Efendi: Buhara’da öğrendiği ebruculuğu, Üsküdar’daki Özbekler Dergahı’nda şeyh olarak bulunuşuyla İstanbul’a taşıyan Sadık Efendi 1262/1846’da vefat etmiştir. Oğullan İbrahim Edhem ve Mehmed Salih efendiler de bu sanatı babalarından öğrenmişlerdir.

Hezarfen İbrahim Edhem Efendi: 1245/ 1829’da Üsküdar Özbekler Dergahı’nda doğan Şeyh Edhem Efendi çeşitli sanat ve zenaat dallarındaki başarısından dolayı hezarfen (bin sanat sahibi) lakabıyla anılır. İbadet haricindeki vakitlerini ilim ve sanata hasrederek doğramacılık, marangozluk, oymacılık, hakkaktik, hattatlık, mühürcülük, dökmecilik, tornacılık, demircilik, tesviyecilik, matbaacılık, dokumacılık, mimarlık, makine aksamı gibi konularda kabiliyet ve husûsi çalışmalarıyla ihtisas sahibi olan Edhem Efendi’nin meziyetlerinden biri de ebruculuğudur. Bu sahada yetiştirdikleri arasında Sami Efendi (1838-1912),  Aziz Efendi   (1871-1934), Abdülkadir Kadri Efendi (1875-1942) adlarındaki üç tanınmış hattat amatör seviyede ebruculukla uğraşmışlar, yine talebesinden Necmeddin Okyay (1883-1976) bu sanatı hattatlığının yanısıra meslek edinmiştir. Osmanlı ebruculuğunu Medresetülhattatin’de başlayıp Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde biten (1916-1948) hocalığı sırasında yeni nesillere öğreterek zamanımıza taşıma şerefi Necmeddin Okyay’a aittir. Bu isimler dışında, XX. asır başlarına kadar mesleğim Vezneciler’de Kağıdçılar Çarşısı’nda bulunan dükkanında sürdüren Bekir Efendi adında bir ebrucu daha bilinmektedir.

Osmanlı Renk Cümbüşü; Ebruculuk