Sebepsizce yaşamak lazım. Plan yapmadan, düşünmeden, süzmeden yürümeli geleceğe kurşunun nereden geleceğini bilmeden, ilerlemeli bu yolda hangi adımda mayına basacağını fark etmeden. Bir Filistinli çocuğun ağır silahlı tanklarla taşlı mücadelesinin cesaretiyle ilerlemeli. Bir Afganlının çaresizliğiyle…Gözlerinde umut olmayan, kocasını bir litre petrole kurban veren ıraklı kadın gibi yaşayacaksan, yapma plan sebepsiz yaşa. Koca koca adamların küçük küçük bedenleri toprağa koyduğu bir dünyada. Büyük büyük hayaller kurmanın ne anlamı var. Demir yığınlarından dökülen bombalarla bedeni parça parça toplanan Gazzeli çocuğun büyümek gibi bir hedefi yoksa, taş tutmaktan kalem tutmaya fırsat bile bulamıyorsa ve ölüme sadece bir namlu ucu kadar uzaksa boşadır geleceği düşünerek yaşamak. Gazzeli bir çocuğun geleceği, Afganlı bir çocuğun ekmeği, Iraklı bir çocuğun babası, Afrikalı bir çocuğun yaşayacak bir dakikası bile yoksa neden plan kuracaksın, sebepsizce yaşayacaksın. Dünyayı yönetenlerin sesinden daha fazla çıkıyorsa sebepsizce ölmek üzere olan insanların çığlıkları sessizce yaşayacaksın plansız ve sebepsiz. Zengin daha zengin olsun diye kurulan nükleer santrallerin patlamasıyla bacakları olmadan doğan çocukların hayatta atacak adımı bile yoksa, geleceğe koşarak ulaşma çabasının ne anlamı var. İnsanların susupta silahların konuştuğu bir dünyada vereceğini düşünmeden alacaksın nefesini, kardeşi yaşasın diye kendisi ölüme terk edilen Somalili çocuğun son nefesi gibi.