Pek çok insanın hayatını olumsuz olarak etkileyen bir hastalıktır şeker hastalığı. Bu nedenle de, şeker hastalığı ile ilgili pek çok araştırma ve çalışmalar yapılmaktadır. Bu araştırmaların bazıları şeker hastalığının nedenlerini; bazıları ise belirtilerini, tedavi yöntemlerini, hangi besinler ile yenilebilecek bir hastalık olduğunu araştırmaktadır. Peki bu kadar araştırmaya konu olan şeker hastalığının, nasıl bir hastalık olduğu hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?
Şeker hastalığı, şekeri enerjiye dönüştüren insülin hormonunun yanlış çalışması sonucunda oluşan bir hastalıktır. Pek çok kişinin bildiği gibi, şekerli yiyecekler tüketilmesinden kaynaklanan bir hastalık değildir. Pankreas hücrelerinin yeterince insülin üretememesinden kaynaklanan şeker hastalığı ile, pankreas hücrelerinin yeterince insülin üretmesine karşın, hücrelerin bu insülini doğru kullanamaması sonucunda oluşan şeker hastalıkları da bulunmaktadır.

Sponsor Bağlantılar

Pankreas hücrelerinin yeteri miktarda insülin üretememesinden kaynaklanan durum, kan şekerinin düşmesi olarak adlandırılırken; pankreas hücrelerinin yeterince insülin bulundurmasına rağmen, bu hücrelerin doğru çalışmaması sonucunda, hücrelerin içine giremeyen glikozun, kan içerisinde aşırı şeker olarak birikmesi nedeniyle oluşan şeker hastalığında ise, şeker yükselmesi durumu söz konusudur.

Şeker hastalığının istatistiki verilerini açıklayan Dünya Sağlık Örgütü, %2.1’lik bir orana sahip olan şeker hastalığının, ilerleyen zamanlarda ikiye katlanacak bir orana sahip olacağını, ve geleceğin en çok sorun yaratacak hastalıklarından biri olduğunu beklediklerini de açıklamasına ekledi.

Sinsi bir hastalık olarak bilinen şeker hastalığı, kendisini yıllar sonra ortaya çıkartabiliyor; bu esnada da vücutta var olan şeker hastalığı, herhangi bir önlem alınmaması nedeniyle, her geçen zamanda daha fazla ilerliyor. Kalıtım, gebelik, şişmanlık; ve uzun süreli ilaç kullanımı ile kendisini daha çabuk ortaya çıkartan şeker hastalığı, tip I ve tip II olarak iki gruba ayrılıyor. Tip I şeker hastalığının insüline bağlı olduğunu; ve sürekli insülin kullanımı ile kontrol altına alınabileceğini belirten uzmanlar, bu tür şeker hastalığının daha çok çocukluk ve gençlik dönemlerinde ortaya çıktığını; Tip II şeker hastalığının ise, yetişkinlerde görüldüğünü, ve herhangi bir ilaç tedavisine gerek kalmaksızın, diyet ve kilolarla tedavi edilebileceğini açıklıyorlar. Bunun yanısıra, daha zararsız olarak görülen Tip II şeker hastalığının Tip I şeker hastalığına göre daha zararlı olduğu; ve, ölüm riski bulunduğunu da belirten uzmanlar; her koşulda şeker hastalığına dikkat edilmesi gerektiğini önemle vurguluyorlar.

Şeker hastalığının en sık görülen belirtileri arasında, çok sık acıkma, sık susama ve idrara çıkma, deride kuruluk, kaşıntı ve dökülme, yorgunluk, uyku hali, bulanık görme, hızlı kilo verme yer alırken; spor yapılarak vücuttaki şeker oranının düşürülmesi de mümkün. Yapılacak olan spora doktoru ile birlikte karar verecek olan şeker hastaları için en ideal sporlar, yürüyüş, bisiklete binmek ve yüzmek olarak belirtiliyor.

Şeker hastalarının, bu hastalıktan mümkün olan en az zararla kurtulmaya çalışmaları için dikkat etmeleri gereken noktalar: günde üç ana öğün ve üç ara öğün tüketilmesi; ve bu öğünlerin her gün aynı saatlere denk getirilerek alınması, karbonhidrat tüketiminin, sabah kahvaltısında %15, öğle yemeğinde %25; akşam yemeğinde ise %30 olması; ve bu oranlardan arta kalan miktarların ise ara öğünlerde alınması, kilo kontrolünü sağlamaları, kesinlikle aç kalmamaları olarak sıralanabilmektedir.

Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tüketmesi gereken şeker hastaları, günde en az 8 bardak su içmeli, light süt ve yoğurt tüketmeli, ölçülü olarak zeytinyağı ve sıvıyağ kullanmalı, yemeklerinde krema var ise ayrıca yağ kullanımına başvurmamalı, yarım yağlı peynir yemeli, yemeklerde pişmiş sebze tüketmeli, baklagilleri ise bolmiktarda yemelidirler.

Beslenmelerinde, glisemik değeri düşük besinleri tüketmeye özen göstermesi gereken şeker hastalarının, patates, pirinç, havuç, muz, kavun gibi besinlerin glisemik oranlarının oldukça yüksek olduğunu da bilmeleri gerekmektedir.

M.Ö. 1500’lü yıllara dayanan şeker hastalığı, her ne kadar eski bir hastalık ise, gelecek zamanları düşündüğümüzde de bir o kadar gelişmesi beklenen bir hastalık olarak karşımızda durmaktadır.

MELİS DOĞRUER tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…