Hayatımızın her aşamasında sınavlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu serüven ilkokuldan başlar, hayat ışığımızı kaybedene kadar da devam eder. Heyecanın en üst sınırını zorlayan bu sınavlar, kimini sevindiriyor, kimini ise hayal kırıklığına uğratıyor.

Sponsor Bağlantılar

Olumlu ile olumsuzu içinde barındıran sınavlar, bir yönden de insan psikolojisini etkilemesi açısından da önem arz etmektedir. Mahalle baskısının zirve yaptığı bu süreçte, bir öğrenciden başarı beklemek, dağcı olmayan birinden Everest Tepesi’ne çıkmasını beklemekle eş değerde görüyorum. Neden mi? Mahalli tabirlerle bir örnekle açıklamaya çalışayım.

Ayşe teyze oğlunuz öğretmen oldu mu? Cevap: hayır, KPSS sınavına hazırlanıyor. Tabi bu arada da öğretmen adayı harıl harıl ders çalışmakta tüm konuşulanları da duymaktadır. Komşu: Ayşe teyze inşallah kazanır, inşallah kızım tek ümidimiz Ahmet oğlum. Biz, yemedik giydirdik, her şeyimizden kıstık sırf çocuğumuz başarılı olsun diye 22 yaşına kadar çocuğumuzun her şeyini karşıladık. Şimdi sıra onda, bizi inşallah mahcup etmez. Örneğindeki adaydan, başarılı bir sonuç beklemek sizce mantıklı mıdır?

Elinizi vicdanınıza koyup bu soruya verilecek cevabı düşünmenizi tavsiye ediyorum. Sınavların kendi içerisindeki zorluklarının yanında, çevresel etkilerinin de “Zihin Kirlenmesine” neden olduğu açıkça görülmektedir.

Öyleyse ne yapılmalı? Tüm sınavlar kaldırılmalı mı, yoksa yeniden düzenlenmeli mi? Elbette ki, yeniden şekil verilmeli. Nasıl mı? Üniversiteye alım yapılırken, ileriyi düşünerek öğrenci alımları yapılmalı. Yoksa meydanlara çıkıp her ilde üniversite açtık, üniversitesiz şehir bırakmadık gibi muazzam boş konuşmalarla iş yürümez. Öncelikle bir sistem oluşturacaksınız. Temelsiz bir bina ayakta durmaz. Abbasilerden, Selçuklulara ve Osmanlı Devleti dönemlerindeki eğitim sistemlerine baktığımızda, onlarda sistem vardı. Kimin nasıl ve hangi vasıflarla nerelere geleceği eğitim sistemi içinde mevcuttu. Şimdiyse derme çatma bir sistemle eğitim sürdürülmeye çalışılmaktadır. Eğitim sistem olmaktan çok, “HÜKÜMETLERİN EĞİTİM SİSTEMİ” ne dönmüş maalesef. Hangi hükümet geldiyse, ben daha iyi bilirim anlayışıyla aslında ben daha iyi BATIRIRIM anlayışını benimsediklerini zannediyorum. Çünkü bugüne kadar gelen tüm hükümetlerin eğitim politikalarına baktığımızda, değişim üstüne değişim var; fakat netice yok.

Buradan iktidara ve STK’lara sesleniyorum.  Meydanlara çıkıp naralar atacağınıza bir araya gelip ne yapılmalı, ne yapsak eğitimde kaliteyi artırırız gibi soruları müzakere ederek bir sonuca derhal ulaşılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde, kopya infiali ile çalkalanan KPSS sınavı gibi sınavlar ülke koşullarında yıldan yıla artacağını, sınavların adil atanma veya yerleştirme sistemi olmaktan çok, birilerine hizmet eden bir sistem olacağı kanısındayım.