Ülkemizde ilköğretimde yaşanan önemli sorunlardan biri sınıf geçme konusudur. MEB ilköğretim kurumları yönetmeliğinin 47. maddesinde sınıf geçmenin nasıl olacağı düzenlenmiştir. Ancak sınıf geçme konusunda şube öğretmenler kurulu kararı tartışmalıdır. Bunun nedeni zayıfı olan bir öğrencinin geçmesine kurulun hangi esaslar dahilinde karar vereceğinin belirlenmemiş olmasıdır.

Sponsor Bağlantılar

Yıl içerisinde ders öğretmeni, sınıf rehber öğretmeni, öğrenci velisi ve okul rehber öğretmenince zayıfı olan öğrenciler için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ilgili maddede belirtilmişse de uygulamada kurul kararları belli bir standarttan yoksun olmaktadır. Örneğin bir okulda zayıfı olan tüm öğrenciler bir üst sınıfa geçerken, başka bir okulda iki zayıfla öğrenci sınıfta kalmaktadır. Ayrıca aynı okulda her yıl kurul kararları değişmektedir. Bir yıl iki zayıfla bir öğrenci sınıfta kalırken başka bir yıl beş zayıfla öğrenci sınıf geçebilmektedir. Bu durum eğitim sisteminde adaletsizliği ön plana çıkarmaktadır.

Sınıf geçme adeta bir piyangoya dönüşmekte ve eğitimin ciddiyeti yok olmaktadır. Şube öğretmenler kurul kararı ile öğrencilerin sınıfta kalması zorlaştırılmak istense de bu şekilde eğitim sistemi yara almaktadır.

Sınıfların kalabalıklığının çözümü sınıf geçmeyi kolaylaştırmak değildir. Çözüm öğrencilerin ilgi ve yeteneğine göre bir eğitim sistemi kurmaktır. Sadece sınıf geçmeyi kolaylaştırarak eğitimde kaliteyi artıramazsınız. Eğer ne olursa olsun amaç sadece diploma vermek ise ve kaliteyi düşünmüyorsanız olan geleceğimize olmaktadır.

Öncelikle ilgi ve yeteneğe göre bir eğitim altyapısı kurulmalı, altıncı sınıftan itibaren mesleki eğitim ve akademik eğitim ayırımına gidilmelidir. Sınıf geçme kurul kararı ile olmamalıdır. Eğitimde öncelik kaliteye verilmelidir.