Emin Çölaşan…

Hürriyet gazetesi eski yazarı…

Hani şu halka “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam” filan diyenlerle aynı gazetede yazıyordu bir zamanlar…

Sponsor Bağlantılar

Ama kovuldu…
Ardından “Kovuldum ey halkım beni unutma!” diye bir kitap yazdı…

Sonra da Sözcü gazetesinde yazmaya başladı… Halkın sözcüsü olan gazetede!…

AKP’ye her gün bindiren yazılar yazıyor orada Çölaşan…

Zaten gazetede de AKP aleyhine olmayan haber yok…

Ama Çölaşan’ın 17 Temmuz günü yayınlanan yazısı AKP’ye değil, seçmene, halka yönelikti…

Halka hakaret ediyordu Çölaşan…

Tabii direkt değil, anlattığı bir hikâye ile…

Zaten halk anlamazdı bu hikâyeyi değil mi? Ne de olsa “halk bidon kafalıydı”! Ama anladı işte Erden Özkant o yazıyı…

Yazının başlığı bile çok şey anlatıyor: “Padişahın eşekleri!

Hikâyenin sonunu ben yazayım siz de başını Sözcü’nün arşivinden okuyun…

“Padişah, karşısındaki eşeğin gözünün, öyle her eşek gibi teneke nişanla doymayacağını anlamış: ‘Ey eşek kulum, haklısın. Senin ve senin gibi eşeklerin sayesinde ben bu makamdayım. Ama senin bu çok yüksek hizmetini karşılayabilecek bir nişanım yok.’

Sonra biraz düşünmüş, adamlarını çağırmış: ‘Bu eşeğe ölünceye kadar sarayımın beylik ahırından her gün makarna, bulgur, nohut, üzüm hoşafı versinler de karnını doyursun. Kış aylarında da ona bedava kömür tahsis ettim. Ahırına taşıyıp ısınsın, saltanatım devamlı olsun diye her gün yiyip içip anırsın.”

Yazının tamamını okudum ve sonundaki Çölaşan notunu gördüm: “Bu yazının günümüzle alakası yok” filan diyordu…

Utanmadan halka hakaret ediyorsun, “halk AKP’ye sırf kömür için, yardımlar için oy verdi” diye saçmalıyorsun yahu bari o notu yazma… Yazından her şey anlaşılıyor zaten. Yazının sonuna bir de not yazıp “bunun günümüzle alakası yok” deyip kıvırtma…

Erden ÖZKANT