Mainz, 23.02.2012
 
Belki bir ihmâl belki de kuru bir inat uğruna bir savcιnιn kanunun verdiği yetkiyi ileri sürerek Mit müsteşarιnι „şüpheli“ sιfatιyla amirlerine bile danιşmadan ifadeye çağιrιp bir de bunun basιna sιzdιrιlmasιyla birlikte zaten tetikte olan muhalif ekip hep bir ağιzdan „mal bulmuş mağribi“ gibi sevinç naralarι atmaya başladιlar.İşte şimdi Ak Partinin sonunu getirmişlerdi. Kapatma davasι açtιlar, bir dünya darbe planlarι yaptιlar, terörü azdιrmak için ellerinden geleni ardιna koymadιlar hatta cenazeleri bile istismar ettiler ama olmadι işte… Ne yaptιlarsa geri tepmiş, millet habire Ak Partinin arkasιnda durmaya devam etmişti. Son numara, iktidar ile „Gülen cemaati“ (ne demekse bu) arasιnda iktidar savaşι olduğuna dair bir algι yaratma sevdasι üzerine kurgulanmιştι. Ancak göreceksiniz bu da tutmayacak.

Sponsor Bağlantılar

Birileri bile-isteye Fethullah Gülen adιnda bir emekli hoca efendinin iktidardan çok daha güçlü olduğuna dair bir korku salιp sonrada aralarιnda „kavga“ olduğu fitnesini yayιyor. Gülen hareketinin 7-10 milyon bağlιsιnιn olduğunu savunuyorlar ve bununla güya iktidarι hizaya getirme gayretkeşliğine soyunuyorlar. Bir kere bu rakam meselesinden ben kişisel olarak oldum olasι hazzetmem. Bazιlarι çιkιyor 20 milyon Kürt var diyor, bazιlarι çιkιp 25 milyon Alevi var diyor, tam da „ağzι olan konuşuyor“ durumu yani…

Kimileri bu hareketin yada onlarιn tabiri ile cemaatin „şeriatçι” olduğunu, kimileri de „ιlιmlι İslamcι“ ve diyalogdan yana olduğunu savunuyor. Yani at izi it izine karιşmιş durumda.

Bir kere hemen ifade edelim ki Hoca efendinin uzun yιllar emek verdiği bu hareket tamamen „sosyal“ bir vakιa dιr. Ak Parti ise “siyasal” bir partidir. Bu hareket Ak partiden çok önceleri de vardι ve hatta çok farklι siyasal hareketleri de desteklediğini bilmekteyiz. Bu harekete gönül vermiş herekesin mutlak anlamda Ak Partiyi desteklediği gibi bir veri zaten kimsenin elinde yok ama bu hareketin Ak Parti öncesinde bu partinin içinden çιktιğι anlayιş tarafιndan kurulan hiç bir partiye oy vermediğini çok iyi bilmekteyiz. Üstelik bu durum sadece bu hareketle de sιnιrlι değildir. Ülkemizde bulunan irili ufaklι cemaat diye tanιmlanan hiç bir hareket bu görüşe (milli görüş) oy vermemiştir. Bu tür yapιlar genelde iktidar kimse onun yanιnda olmayι hemen her zaman kendi çιkarlarι için öncelemişlerdir. Kendi zaviyelerinden bakιldιğιnda bu problemli bir durum da değildir. Şimdi moda Gülen hareketine saldιrmak olduğu için (meyvesi olan ağaca taş atmak aslιnda sağlιklι bir duruma işaret eder) biz de bunun üzerinde durmaya çalιşalιm. Bu konularda bazιlarι hareketin hem sayιsιnι ve hem de gücünü abartarak kasιtlι olarak bir “fitne” yaratma yolunu seçerken bazιlarι da hem Hocaefendiye ve hem de gönüllülerine salya-sümük saldιrarak hakaret etme yolunu seçiyorlar.

Dershaneler ve kolejler vasιtasιyla bu hareketin, donanιmlι, ülkesini seven ve hizmet aşkιyla yanιp tutuşan bir kuşak yetiştirdiği inkar edilemez bir gerçektir. Ancak ülkenin tamamen onlar tarafιndan idare edildiği gibi bir algι yaratmaya çalιşmak ahmaklιk değilse kasιttιr ve tabi ki kuyruklu bir yalandιr.

Görüş ve düşüncelerinin tamamιnι yahut bir kιsmιnι paylaşmak yahutta hiç paylaşmamak gibi konularιn tamamι saygιndιr. Ancak insaf ve vicdan sahibi olanlarιn “hak ve adalet” gibi kavramlara borçlarι vardιr ve bunu ödemek zorundadιrlar. Ülkemiz içerisindeki hizmetleri tarafgirlik kaygιsιyla bir kenara koysak bile bu gönüllü hareketin ülkemiz dιşιnda yapmakta olduğu hizmetleri görmezden gelemeyiz, gelmemeliyiz. Belki ilk bakιşta biraz garip kaçabilir ama biz bu memlekette hani hiç müstemleke olmadιk diye hava atιp duruyoruz ya şu Osmanlιnιn son aydιnlarιnιn hangi okullardan yetiştiklerini bana birisi bir söylesin. Bazι paşalarιmιzιn İngiliz hayranι olmasιna rağmen Fransιz konsolosluğu daha yakιn diye oralara sιğιndιklarι bir vakιa değil mi?

Dünyanιn dört bir yanιnda bir gönüllü ordusuyla çok ciddi eğitimler veren okullar yaptιran ve o ülkelerde yarιn Türkiyemiz hakkιnda bilgi sahibi olan ciddi bürokrat yahut devlet adamι çιkaracak insanlarιn yetişmesine vesile olan bir harekete bu ülkeyi seven insanlarιn ancak teşekkürle karşιlιk vermesi gerekir. Aslιnda bu tür girişimler hep büyük devletler tarafιndan yapιlmιştιr. Bunu bizim devletimiz değil de böylesine gönüllü bir hareket yapmιşsa bundan ancak kιvanç duyulur. Ak Partinin ileri gelenleri de bunu her fιrsatta dile getiriyorlar zaten. Bunun sonucunda Türkiyemiz lehine bile olsa illa da sömürü aramak gerekmez. Bu engin, evrensel ve büyük düşünmenin bir sonucudur.

Ülkeyi 10 yιldan bu yana yönetmekte olan Ak Partinin bu iyi yetişmiş insanlarι istihdam etmesinden daha makul ne olabilir. Zira başbakan hemen her zaman, „ehliyet, liyakat ve emanet“ ilkelerinden bahsetmiş ve bunlardan da hiç bir zaman taviz vermemiştir. Hem ciddi bir donanιmι olan ve hem de ülkesini seven insanlar dururken monşer eskilerini mi istihdam edecekti.

Ben kişisel olarak cemaat demesem bile sosyal bir vakιa olarak bu hareketin ne zararlι bir teşkilat ne de ülkeyi ele geçirmiş bir sosyal yapι olduğuna inanιrιm. Bu hareket de tιpkι diğerleri gibi bu ülkenin sosyal dokusunun ortaya çιkarttιğι bir gerçekliktir. Belki ilave olarak bu hareketin gönüllüleri arasιnda varlιklι insanlarιn sayιsal olarak daha fazla sayιda olduğunu ve bunlarιnda gerek medya ve gerekse diğer alanlarda bir nebze daha etkin konumda olduklarιnι varsayabiliriz. Ancak bu zaten eşyanιn tabiatι gereğidir. Dün de başka birileri bu konumda idiler ve belki yarιn çok daha başka birileri bu konumlara gelebileceklerdir. Bütün bunlar toplumsal gelişimin seyri ile alakalιdιr.

Daha düne kadar iktidarlarιn toplumun gerisinde kalmakta olduklarιndan müşteki olmaktaydιk. Ancak şu anda hem iktidar hem toplum ciddi bir dönüşüm ve değişimi yakalamιş gözüküyor. Bu ülkenin tapusu nasιl olsa bizde, bize kimse bir şey yapamaz, köleler nasιl olsa efendilerini azat edemez diye düşünen ve yatan bazι kimseler bu dönüşüm ve değişimi zamanιnda okuyamadιklarι için hemen her alanda mevzi kaybettiler, kaybetmeye de devam ediyorlar. Ancak bunlar arasιndan çιkan bazι aymazlar adeta kιskançlιk nöbetine tutulmuşcasιna hareket ediyorlar. Böyle olunca da gözleri görmüyor ve kulaklarι işitmiyor. Kör ve sağιr (mânen) olursanιz sizden başka bir şey yok zannetmeye başlarsιnιz. Bu durum sadece böyle yapanlara zarar verir. Zira hiç kimse gözünü kapatarak „ιşιğι“ yok edemez, ancak kendini karanlιkta bιrakabilir. Son olarak bu kιskançlιk krizine tutulmuş olanlara bir tavsiye ile bitirelim:

Nazar etme ne olur! Gayret et senin de olur!

Baki Selam Ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya