– Sayın bay hoş geldiniz, bize kendinizi tanıtır mısınız?

– Elbette, ben alçak oğlu alçağım.

– Alçakoğlu alçak bey ne iş yaparsınız?
– Namussuzluk ve üçkağıtçılık yaparım.

Sponsor Bağlantılar

– Zor mudur işiniz?

– Çok kolaydır. Her namussuz ve alçağın çok ahbabı vardır bu ülkede.Bize yardımcı olurlar.

– Nasıl yani?

– Bize göz yumarlar, bize yaklaşım gösterirler.Başımız derde girmez.Bizden herkes çekinir çünkü. Derde girse de koruyucu alçak dostlarımız hemen yardıma koşarlar.

– İşinizle ilgili bir örnek verir misiniz? Bağışlayın bay alçak… Mesleğiniz pek bilindik değil de…

– Bizim işimiz farklı farklı olsa da ortak nokta alçak olmamızdır. Bir okulda idarecilik yapar görünürüz ama asıl işimiz namussuzluktur mesela. Ne yaparız?

Okulu ticarethaneye çeviririz.Kaynaştırma öğrencileri artırırız. Payımızı da alırız.Okul servislerine el atar parsayı toplarız. Namussuzluklarımızı da bol bol sırıtarak ve piar çalışmasıyla adeta örteriz. Her devrin adamıyızdır biz. Dindara dindar, solcuya solcu görünürüz. Kimileri gelir meyhanede ağırlarız, kimileri gelir birlikte camiye gideriz. Onlar da alçak dostlarımızdır zaten. Biri tekerimize çomak mı soktu hemen karalama kampanyamız hazırdır. Eliyle, diliyle ve kalbiyle haksızlıklarla uğraşmaktan aciz bir çok etkisiz eleman arkadaşımız yanımızda olurlar. Alçakoğlu alçağa arka çıkarlar.

– Devlet nasıl müsaade ediyor peki size bay alçakoğlu alçak?

– Devlet sorun çözmez bizde.Sorunların üstünü örter. Üsttekiler için tek kriter alttan kendilerine sorun gelmemesidir. Sorun gelmedi miydi değmeyin keyiflerine. Başını kuma gömen bir devekuşu gibidirler.

Ta ki alçakoğlu alçak olmayan bir babayiğit gelene dek saltanatımız sürer. Gün gelir bir babayiğit gelir ve alçaklığımızı yüzümüze vurur.

– Hemen pes mi edersiniz yani?

– Bir fare gibi kaçacak delik ararız…