Yazmak yürek istiyor, dürüst ve açık yürekli olmak günümüzde hiç kolay değil. Bana göre doğru olan, başkalarına göre nasıl anlaşılıyor acaba?… Bunu da hesaplamak gerekiyor. Herkesin kendine göre anlayacağı kesin…
Yazacağınız yazı; o anki konumunuza, bilginize ve ruhsal durumunuza göre anlam kazanacaktır. Örnek: Mutlu iken yazınız da mutluluk gülücükleri yayacaktır. Bu durum, okuyucuya yansıyacaktır. Elinde olmadan karşı tarafı da düşünebilir. Gerektiğinde tam özgürce de yazamayabilir. Ama yazılar özgür olmalı… Ben; -bana göre- gerçek olanı anlatmaya çalışırım. Karşı taraf ise kendi anladığı gibi anlar. Anlatılan ile anlaşılanın farklılığı işte budur.

Sponsor Bağlantılar

Yasaları da hesaba kattığınızda yazınız ne denli özgür olur?

Herkes kendine göre olan gerçeğine uygun bir yazıyı beğenilirken, yadsınan düşünceler ise tepki gösterir. Toplumsal düşüncelerin çoğunluğun fikirleri ne derece doğru? Bu tartışılır ama gerçek her zaman zafer kazanır.

Galiloe’nin oğlu Galine “dünya yuvarlaktır ve dönüyor” dediğinde idamla yargılandı. İnatçı gerçek doğrulandı. Gaile’yi yargılayan çoğunluğun gerçeğiydi.

Bilginin gerçekliği, kişiye göre değişebilen “doğru” gerçek olamaz.

Bir yasa doğanın (maddesel) yasalara uyuyorsa bilimseldir.

Oysa toplumsal yasalar değişebilir. Yazı yazmak Suçundan dolayı hapis yatan birçok yazar, halk tarafından beğenilse de yasalar tarafından suçlu bulunarak yargılanır.

Toplumsal tepkiyi dikkate alarak yazmak ne denli doğrudur?

Kişisel çıkarlarımız doğrultusunda yazmak, bencillik içerecektir. Oysa topluma mal olmak isteyen bir yazar bunu yapamaz veya yapmaz.

Yazılar özgür olmalı ve evrensellik (bilimsellik) içermelidir.

Bir yazı mutlaka eleştiri alacaktır, olumlu ve bilgiyi geliştirmeye yönelik eleştiriler iyidir, korkuya kapılıp, yazmaktan kaçmak, kötüdür, yazarlar baskı altında yazamaz, özgür olmak zorunda. Eleştiri iyidir, dost acı söyler, doğru eleştiriler olmasa bizler kusurlarımızı nasıl düzeltiriz, doğru eleştiriler olmalı bu gereklidir.