Bizler yetersizler derneğinin üyeleriyiz. Hepimiz her konuda yetersizleriz.
Kocalıkta, adamlıkta, insanlıkta, parada, pulda… Bu listeyi bitirmeye onlarca sayfa yetmez. Yetersizlerin sayısı mı? Yeterlilerden daha çoktur emin olun.
Eziğiz biz. Hergün eziliyoruz. Paramız yok. Minibüslere, otobüslere bineriz. Tartışırız başka bir yetersizle. Kıskanırız biz, yeterlileri. Boyumuz da yetersizdir, kilomuz da. Tipimiz de yetersizdir, karizmamız da. Zaten bizde karizma ne gezer? Yetersiz adamın karizması mı olurmuş? Aldığımız eğitim gibi aldığımız maaş da yetersizdir. Bağlılığımız yetersiz. Ne inanca, ne de devlete ve ne de prensiplerimize… Yeterince bağlı değiliz. Birbirimize, ailemize ve arkadaşlarımıza… Türkçemiz yetersizdir. Yabancı dilimiz de… Müzik zevkimiz de… Sanatımız da… Futbolumuz yetersiz, ekonomimiz de. Bilimimiz yetersiz, okulumuz da. Adaletimiz yetersiz, cezalarımız da ve tabii ki cezaevlerimiz de. Demokrasimiz yetersiz, insan haklarımız da. Terörle mücadelemiz de yetersiz…Hırsızlıkla mücadelemiz de… Yeşilimiz de, doğamız da, evlerimiz de. Artık tarımımız da yetersiz, buğdayımız da… Evliliklerimiz de mutluluğumuz da yetersiz. Karımız bizi yetersiz bulur durur. Halbuki bir şeyi unutmuştur: Kendisinin de bir yetersiz olduğunu.
Acaba bu dünya yetersizlerin dünyası mı? Niye sayımız çoktur acaba? Ne işe yararız biz? Sadece yemeye ve tüketmeye mi? Ye, iç, yetersiz ol, yetersiz kal. Belki de yetersizlik bir kaderdir, belki bir hastalık… Kim bilir?
Yetersizliğin destanını yazdık ama yine de yetersiz kaldık işte…
cok beyendım….elıne saglık..