İçerisinde bulunduğumuz 2011 yılı itibariyle özellikle son birkaç yılda Türkiye’de farklı alanlarda, yukarıda ismi geçen toplulukların birbirine benzeyen durumları bulunmaktadır. Bu durumlar şöyle karşımıza çıkmaktadır.
Ak parti ve diğerleri, Fenerbahçe ve diğerleri son olarak da Gülen Cemaati ve diğerleri. Şimdi bu toplulukları ve “diğerlerini” ayrı ayrı ele alalım.

Sponsor Bağlantılar

Öncelikle Ak Parti ve diğerleri Türkiye’de neyi ifade etmektedir diye bakalım. Son yılların gözde ve zirvede partisi olan AKP siyaset arenasında çok büyük bir güce sahiptir. Pekala bu güç nereden gelmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından ileri gelmektedir. AKP ve diğerleri kısmının diğerlerine gelince detayda bazı farklılıklar olsa da hemen hemen tüm siyasi partiler AKP’yi hedef almaktadır. AK parti ise oy dağılımlarına göre başta CHP, sonra MHP , sonra da BDP’yi hedef almaktadır. Şu anki tabloda genel itibariyle tüm partiler AKP’nin söylemlerini eleştirirken örneğin CHP ve MHP birbirlerine zıt söylemlerinde dahi birbirlerini eleştirmemektedirler. Bu nasıl bir anlayıştır tartışılabilir ama ortaya çıkan tabloda karşımıza AKP ve diğerleri çıkmaktadır.

Bu tablo oluşmakla beraber üzücü ve acı olan bir taraf var ki; AKP’nin tüm söylemleri diğerleri için yanlışken diğerlerinin söylemleri de AKP için bir anlam ifade etmemektedir. Burada siyasetin çirkin yüzünden sıyrılıp doğrulara doğru, yanlışlara yanlış diyebilmek sorunlarımızı tartışıp çözebilmek adına önemli bir gelişme olacaktır. Fakat Türkiye’nin huzur içerisinde olmasını istemeyen tüm çevreler bu durumun oluşmaması için her türlü faaliyeti sergilemektedirler.

Şimdi gelelim Fenerbahçe ve “diğerlerine”. Fenerbahçe bu ülkede çok geniş bir taraftar kitlesine sahip köklü bir kulüp. Bunların yanında futbol sektöründe Türkiye’de çok büyük bir güce sahip. Bu gücü ise köklü bir kulüp olmasından, başarılı olmasından ve İstanbul takımı olmasından almaktadır. Ayrıca son yıllarda Aziz Yıldırım’ın da takımın başında olması Fenerbahçe’ye farklı bir güç katmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken galiba şu olmalı. Tamam, Galatasaray maalesef acı bir gerçek olarak Fenerbahçe’nin başarısını istemeyebilir ama niye diğer takımların birçoğu(hemen hemen hepsi) Fenerbahçe’nin başarısını istemez.  Bu olumsuz yaklaşımları niçin Fenerbahçe üzerine çekmektedir. Niçin Galatasaray veya Beşiktaş’a karşı diğer takımlar bu kadar cephe almazken Fenerbahçe’ye karşı alır. Bu kısmı biraz düşünmek gerek. Demiyorum altında bir şey aramak gerek ama özellikle Fenerbahçe camiasının bu durum üzerinde düşünüp ona göre hareket etmesi gerek. Diğer kulüplerin ve taraftarlarının da ön yargılı olmaması gerek.

Son olarak da Gülen Cemaati ve diğerlerinden bahsedelim. Yine son yıllarda Türkiye’deki dini yapılar içerisinde Fethullah Gülen Cemaati çok büyük bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bir taraf Fethullah Gülen sevenleri ile doluyken diğer taraf enteresan bir şekilde(hemen hemen tüm dini yapılar) Fethullah Hoca’yı sevdiğini ifade edememektedir. Cemaate ve cemaate gönül verip safiyane gayret sarf edenlere herkesin saygısı ve muhabbeti var. Ancak Hoca’nın bu ilgiyi görememesi acip bir durum. Daha da acip olanı ise Hoca’nın neredeyse tüm görüştüğü kişilerden olumlu görüşler alması. Bu tüm görüştüğü kişilere farklı dinlere mensup liderlerden tutun da cemaatlerden uzak bir çok ünlüyü dahil edebilirsiniz.  Ayrıca Avrupa, Amerika ve dünyada birçok çevreden olumlu görüş alması ise sevindirici olmakla beraber biraz da düşündürücü.

Evet, anlatılanlar Türkiye’nin son yıllardaki toplumsal yapılanmalarını ortaya koymaktadır. Bir grup kendi alanında güç sahibi olabilir ve bundan daha doğal bir şey de olamaz. Ama burada dikkat edilmesi gereken güçlü olan grubun diğerlerine karşı tutumu. Bu tutum diğerlerini kucaklayan veya en azından dışlamayan bir tutum olursa bir sıkıntı oluşturmayacaktır. Ancak tam tersi bir durumda ise yine kardeş kardeşin karşısında olacaktır maalesef. Burada başta iş Akp, Fenerbehçe ve Gülen Cemaati’ne yani bu topluluklara gönül verenlere düşmektedir. Kendileri dışındakileri kucaklayabiliyorlar mı? “Diğerleri” de bu topluluklara karşı haksız eleştirilerden uzak olabiliyorlar mı? Haksız diyorum çünkü haklı eleştirileri de elbette var. Zaten ben de bunlara dikkati çekmek istiyorum ama haklı eleştirilerin varlığının yanına öyle mesnetsiz eleştiriler de geliyor ki anlatılmak istenen durumun şirazesi kayıyor. Bilmem anlatabildim mi?

Kardeşler birlikte mutlu yaşasınlar ebeden, daimen…

Asım Kenan Şehri
asimsehri@hotmail.com
02.06.2011