Yazar: Aydan92

Sınavsız Hava Sahası

Hayat zor.Sınavlar daha zor.1.5 milyon kişi zorlu bir çalışma sonucu ileriyi daha iyi görebilmek için hayatlarının ilk sınavına tabi tutuluyor.Kiminin kalbi ilk sınavda kiminin kalbi ise son sınavında duruyor.Sadece öğrencinin değil ailelerin, öğretmenlerin ve belkide hiç fark edemediğimiz bir sürü kişinin desteği ile o sınava hazırlanıyoruz, o sınava girmek için yola koyuluyoruz ve o sınava giriyoruz. Bu sınav zedelerden biride benim. Geçen pazar günü hayatımı daha iyi yerlere taşımak için bu sınava girdim.Şimdi anlatıcaklarım benim ve bir arkadaşımın başından geçenler eminim çevrenizde bu sınava giren bi sürü kişi ve gülsek mi ağlasak mı dedirten olayları dinlemişsinizdir. Önce şöyle başlamak istiyorum : Sınav zor değildi. Şimdiye kadar olan hiç bir üniversite sınavı zor değildi.Çünkü biz ne kadar zor desekte o yıl tıpı kazanamayan yada hukuk okuyamayan öğrenci olmadı.Cok zor denilen sınavlarda bile muhakkak bu dediğim yerleri kazananlar oldu.Ama sınav hiç bir zaman tam anlamıyla ders çalışma işi de olmadı. Ben sınavları her zaman psikolojık bi savaş olarak görüyorum. Sağlam olan, dayanabilen herkesin sonunda başarabileceği bir savaş.Savaş diyorum diye tuhaf karşılamayın ; çünkü sevdiğiniz herşeye sınır koymanız kendinizi sadece bir hedefe bağlamanız isteklerinizi törpülemeniz gerektiğini ilk öğrendiğiniz yer burasıdır. Hayaller kurmayı sonra onları yıkıp yeniden bir şeyler kurmayı B planı diye uydurduğumuz şu seçenek var ya işte hepimiz onu bu yıllarda öğrendik. Evet aslında gelmek istediğim nokta tamda burası geçen hafta 1 Nisan sabahı Saat: 10.00 da girdiğimiz bu sınav hepimizden...

Devamını Oku

İnsanlık 1 Kelime Milyonlarca Olamayan

İnsanlık… Ah bu kelime neleri içinde barındırıyor! Neleri söylemek istiyor aslında! Sokakta yürüyen bir yığın insan, insanlığın değerli parçası; düşeni yerden kaldırmaktan aciz, gördüğünü söylemekten korkan, para para diye ruhunu, vicdanını kaybetmiş et parçası. Saygı duyulmanın para ve mevkiden geçtiğini, vicadanını köreltmenin “mantıklı düşünme” olduğunu zannedenler. İnsanlığını kaybedenler… Evet onlar, yaşadığını zannedip aslında sadece nefes alanlar, hırslarının, korkularının esiri olanlar; hayalleri olamayan başkalarının hayalleri içinde hayal aramak zorunda kalanlar, dünyayı pisleten ve kirletenler… Evet şaşırmayın, onlar savaşı çıkaranlar, kan dökenler, sizi ağlatanlar… İşte onlar akılları ermeye başladığında kalbinden sevgiyi, inancı, çocukluğunu atmış olanlar. Onlar bizler gibi görünürler; kolları, bacakları, gözleri, kullakları vardır; ama onların kanları kurumuş, kalpleri pas tutmuştur. Onlar insanlığını çoktan Everest’in tepesinden aşağıya...

Devamını Oku

Daha Yolumuz Var

Bu ülkede bir kısım çocuk tabletle eğitim görüyor, bir kısım cocuk defter alamıyor. Bir kısım çocuk aç dolaşıyor, bir kısım çocuk yemek beğenmiyor.Bir kısım kadın eşini kendi seçiyor, bir kısım kadın kadının yeri kocasının yanıdır ancak kefenle çıkarsın o evden sözleriyleeziyete boyun eğiyor. Bir kısım insan daha internet nedir bilmiyor, bir kısım insan interneti biliyor ama çıkarı için kullanıyor. Bir kısım öğrenci parasızlıktan üniversite okuyamıyor, bir kısım öğrenci parasıyla zorla üniversite okuyor. Evet, burası Türkiye son 10 yılda çok gelişildiği söylenen ülke. 814.578 km2 yüz ölçümüne sahip bu vatanda ya en diptesiniz yada en tepede. Aşırılıkların bu kadar net görüldüğü bir yer gelişmekte olamaz, gelişmişlik zaten yanından geçemez. Bu bahsettiğim birbirinden çok farklı olan insanlar aynı ülke aynı şehir aynı mahalle aynı sokak ve aynı apartmanda yaşıyorlar. Ve eşit değiller eşit değliz. Bir torba kömüre tamah ettikleri için onlara kızanlar doğal gazlı evlerde oturanlardır ; soğuğu, açlığı bilmeyenlerdir. Bu memlekete en fazla lazım olan şey eğitimdir, her yerde eşit dağıtılmış bi eğitim. İnsanlarımızın karnını doyurmadan, onları eğitmeden bu ülkeden iyi seçimler beklenemez. Yoksa önce tinelci diye horlarız, topluma kazandırmak yerıne daha çok yerin dibine sokarız. Sonra Darülşafaka diye reklam yapar tezatlıklar içinde bir yönetim...

Devamını Oku