Yazar: Bülent Sakça

Kök Çeşitleri

Kökler sözcük türü bakımından ikiye ayrılır: ad kökleri, fiil kökleri. 1.  Ad KökleriVarlıkları, kavramları, duyguları karşılayan ad soylu sözcüklerdir. şeker, iyi, diş, çiçek, demir, yas, kin… Ad köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getiremeyiz. “şeker”  →   şeker–mek   olmaz“çiçek”  →   çiçek–mek   olmaz“ağaç”   →   ağaç–mak    olmaz 2.  Fiil KökleriHareket anlamı taşıyan sözcüklerdir. sus–, sev–, üz–, kaç–, çalış–, kork–, çürü–, işit–, ört–, kok–… Fiil köklerine “–mak, –mek” mastar ekini getirebiliriz. “sev–”   →  sev–mek   olur“dök–”   →  dök–mek  olur“vur–”    →  vur–mak   olur NOT: Fiil köklerini ad kökleri gibi tek başına yazıp söyleyemeyiz. Mastar durumundaki fiil köklerinin sonuna ya kısa çizgi (–) konur ya da “–mak, –mek” mastar eki getirilir. Fiilin sonuna konan kısa çizgi (–), “mak, mek” diye okunur. “yırt–”   (okunuşu: “yırtmak”)“çürü–”  (okunuşu: “çürümek”) Fiil köklerini tek başına yazarsak, emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlemiş oluruz. “sus”   →   “Sen sus.” anlamına gelir.(Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.) “çık”   →   “Sen çık.” anlamına gelir. (Emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş.) Yansıma KöklerDoğadaki sesleri yansıtan ad soylu sözcüklerdir.Yansıma sözcükler, dildeki sesleri kullanarak doğadaki sesleri taklit etmek amacıyla yapılmıştır.NOT: Yansıma kökler, ad soylu sözcükler olduğu için “ad kökü” olarak kabul edilir. “me”   (melemek)             “hav”     (havlamak)   yansıma kök                     yansıma kök    (ad kökü)                           (ad kökü) “vız”   (vızıltı)                    “cız”      (cızırtı) yansıma kök                      yansıma kök   (ad kökü)                          (ad kökü) fıs (fısıltı), şır (şırıltı), çatır (çatırtı, çatırdamak), pat (patlamak), çın (çınlamak), hır (hırıltı), şangır (şangırtı), gıcır (gıcırtı,...

Devamını Oku

Sözcükte Yapı

Bitmiş bir binaya baktığımızda, bina gözümüze sanki bir bütünmüş, tek bir parçaymış gibi görünür. Fakat binanın yapılış aşamasını şöyle bir gözümüzde canlandırdığımızda, ilk bakışta bize tek parçaymış gibi görünen bu binanın, aslında çok sayıda yapı malzemesinden -kum, çimento, kireç, tuğla, demir, tahta, seramik…- oluştuğunu anlarız.Bir arabaya baktığımızda da durum aynıdır. Tek bir parça gibi görünen arabanın, şöyle bir düşündüğümüzde, aslında pek çok parçanın bir araya gelmesiyle oluşmuş bir “bütün” olduğunu anlarız. Gündelik yaşantımızda çevremizdeki insanlarla iletişim kurabilmek için çok sayıda sözcük kullanırız. Türkçe yapısına göre “eklemeli” bir dil olduğundan, sözcüklerle birlikte ekleri de yoğun biçimde kullanırız. Ekler, eklendiği sözcüğe her zaman bitişik yazılır, bu nedenle de sözcük ile ek/ler birbirine kaynaşır. Türkçedeki ekleri tam olarak bilmeyen bir kişi, çok sayıda ek almış bir sözcüğü, tek parçaymış gibi algılar. İşte “sözcükte yapı” konusu, sözcüklerin hangi parçalardan oluştuğunu, yapıldığını, türetildiğini; sözcüklere gelen eklerin çeşitlerini, kullanım amaçlarını inceler. Sözcükte yapı konusu, bize sözcükleri bir “bütün” olarak değil de “parça parça” görebilme becerisini kazandırır. Sözcükte Yapı Ekler I.  Yapım Ekleri 1. Addan Ad Yapan Ekler2. Addan Fiil Yapan Ekler3. Fiilden Fiil Yapan Ekler4. Fiilden Ad Yapan Ekler II.  Çekim Ekleri a) Ad Çekim Ekleri1. İyelik Ekleri2. Durum Ekleri3. Çokluk Eki (-lar, -ler) b) Fiil Çekim Ekleri1. Kip Ekleri2. Kişi Ekleri Kökler Kök Çeşitleri 1. Ad Kökleri2. Fiil KökleriYansıma KöklerSesteş KöklerOrtak Kökler Gövde Yapısına Göre Sözcükler 1. Basit Sözcükler2. Türemiş Sözcükler3. Birleşik...

Devamını Oku

Yapısına Göre Sözcükler

Basit Sözcükler Yapım eki almamış, kök durumundaki sözcüklere “basit sözcük” denir. Kök durumundaki sözcüklere çekim eki geldiğinde, sözcüğün yapısında bir değişme olmaz.diş                 dişler    (diş – ler)               dişlerim    (diş – ler – im)basit              basit       K    ç.e.                 basit        K    ç.e.  ç.e. kork–             korkmuşlar    (kork – muş – lar)basit                   basit           K      ç.e.    ç.e. Türemiş Sözcükler Yapım eki getirilerek türetilen yeni anlamlı sözcüklere “türemiş sözcük” denir.Türemiş sözcükte en az bir tane yapım eki bulunur.Türemiş sözcüklere “gövde” de denir. NOT: Türemiş sözcüklerde, sözcüğün kökü ile gövdesi arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır. kök  +  yapım eki            Kök  +  yapım eki  +  yapım eki …türemiş sözcük                         türemiş sözcük     (gövde)                                    (gövde) şarkıcı          (şarkı–cı)soygun         (soy–gun)örtülü            (ört–ü–lü)görüştür–      (gör–üş–tür–)sızla–           (sızı–la–)sessizlik       (ses–siz–lik)kırılgan          (kır–ıl–gan)Türkçe          (Türk–çe)kulaklık         (kul–ak–lık)susa–           (su–sa–)şakalaş–       (şaka–laş–)çınlat–          (çın–la–t–) Birleşik Sözcükler Yeni bir kavramı karşılamak üzere, birden fazla sözcüğün bir araya gelip kaynaşmasıyla oluşan sözcüklere “birleşik sözcük” denir. * Tür kayması yoluyla oluşan birleşik sözcüklerbiçerdöver, uyurgezer (insanlar) * Ses değişimi yoluyla oluşan birleşik sözcüklercumartesi  (cuma ertesi), kahvaltı  (kahve altı), sütlaç  (sütlü aş), niçin (ne için), nasıl (ne asıl) * Anlam kayması yoluyla oluşan birleşik sözcükler Birinci sözcük anlamını kaybeder.sivrisinek, köpekbalığı, ateşböceği, Eskişehir İkinci sözcük anlamını kaybeder.Kafatası,...

Devamını Oku

Ekler

Tek başına hiçbir anlam taşımayan ve kullanılamayan, fakat kök ya da gövde durumundaki sözcüklere gelerek onlardan yeni sözcükler türeten veya eklendiği sözcüğe birtakım anlam ilgileri yükleyen anlamsız parçalara “ek” denir. Türkçe yapısına göre sondan eklemeli bir dildir. Türkçedeki bütün ekler, kökten sonra gelir. yorgunluk    ( yor – gun – luk )                     K      ek     ek Ekler “yapım ekleri” ve “çekim ekleri” olmak üzere iki çeşittir. Yapım ekleri, yeni sözcükler türetmeye yarar.Çekim ekleri, sözcüğün varolan anlamına “durum, aitlik, zaman, dilek, kişi” gibi yeni anlam ilgileri yükler. bak–   →    bakım  (bak – ım)     →      bakımlı   (bak – ım – lı)                             K      y.e.                              K     y.e.  y.e. Yukarıda kök durumunda olan “bak–” fiiline “–ım” yapım eki getirilerek yeni bir anlam taşıyan “bakım” sözcüğü türetilmiştir. Gövde durumundaki “bakım” adına “–lı” yapım eki getirilerek yeni bir anlam taşıyan “bakımlı” sözcüğü türetilmiştir. Görüldüğü gibi yapım eklerinin görevi, sözcüklere gelerek onlardan yeni sözcükler türetmektir. git–   →        gittik    →       git –  ti  –  k                                          K    ç.e.   ç.e. Yukarıda kök durumundaki “git–” fiiline görülen geçmiş zaman eki ile 1. tekil kişi eki getirilmiştir. Sözcüğün anlamı, yine “gitmek”tir, sözcüğün anlamında hiçbir değişme olmamıştır. Sadece “git–” fiilinin var olan anlamına “zaman” ve “kişi” anlamları yüklenmiştir. Fiilin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Yeni bir sözcük türetme söz konusu değildir. söz  →        sözlerinizi   →       söz  –  ler  –  i  –  niz  –  i                                                K      ...

Devamını Oku

Yapım Ekleri

Kök ya da gövde durumundaki sözcüklere getirilerek yeni sözcükler türetmeye yarayan eklerdir. Türkçede dört çeşit yapım eki vardır: 1. Addan Ad Yapan Ekler Kök ya da gövde durumundaki adlara gelerek onlardan yeni adlar türeten eklerdir. –lik   (–lık, –lik, –luk, –lük)zeytinlik, taşlık, kayalık, odunluk, kömürlük, çöplük, gözlük, gelinlik, kulaklık, güzellik, çocukluk, iyilik, kötülük, dostluk, avukatlık, öğretmenlik, çiftçilik, doktorluk, yazlık, kışlık, kiralık, günlük, turşuluk –li   (–lı, –li, –lu, –lü)akıllı, çizgili, sisli, bilgili, yağmurlu, Adanalı, Ankaralı, Kayserili, tatlı, saygılı, şekerli, tuzlu, yağlı, acılı, kokulu, naneli, taşlı, sopalı, hüzünlü, neşeli –siz   (–sız, –siz, –suz, –süz)tatsız, tuzsuz, şekersiz, görgüsüz, işsiz, deneyimsiz, korkusuz, saygısız, ölümsüz, düşüncesiz, parasız, vefasız, tarafsız –ci   (–cı, –ci, –cu, –cü, –çı, –çi, –çu, –çü)yalancı, yolcu, eskici, futbolcu, avcı, demirci, oduncu, dişçi, çiçekçi, eczacı, inatçı, kavgacı, şarkıcı, sanatçı, ülkücü, milliyetçi, siyasetçi –cil   (–cıl, –cil, –cul, –cül, –çıl, –çil, –çul, –çül)bencil, insancıl, ölümcül, evcil, etçil, otçul –ce   (–ca, –ce, –ça, –çe)Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Çince, Rusça, bilmece, bulmaca, kesmece, seçmece, çekmece –cak   (–cak, –cek)büyücek (büyük–cek), çabucak (çabuk–cak), yavrucak, oyuncak –cik   (–cık, –cik, –cuk, –cük)sıcacık (sıcak–cık), ufacık (ufak–cık), bağcık, tosuncuk, maymuncuk –dem   (–dam, –dem, –tam, –tem)gündem, yöntem, erdem –er   (–ar, –er)ikişer, üçer, altışar, onar, yüzer, biner –deş   (–daş, –deş, –taş, –teş)vatandaş, meslektaş, sırdaş, yoldaş, sesteş, adaş (ad–daş), kardeş (karın–daş), çağdaş, soydaş –k   (–k, –ak, –ek)solak, ortak, başak, benek, topak –(i)msi   (–(ı)msı, –(i)msi, –(u)msu, –(ü)msü)ekşimsi, pembemsi, sarımsı, acımsı, mavimsi –(i)mtırak   yeşilimtırak, ekşimtırak, sarımtırak –in   (–ın,...

Devamını Oku

Addan Ad Yapan Ekler

Kök ya da gövde durumundaki adlara gelerek onlardan yeni adlar türeten eklerdir. –lik   (–lık, –lik, –luk, –lük)zeytinlik, taşlık, kayalık, odunluk, kömürlük, çöplük, gözlük, gelinlik, kulaklık, güzellik, çocukluk, iyilik, kötülük, dostluk, avukatlık, öğretmenlik, çiftçilik, doktorluk, yazlık, kışlık, kiralık, günlük, turşuluk –li   (–lı, –li, –lu, –lü)akıllı, çizgili, sisli, bilgili, yağmurlu, Adanalı, Ankaralı, Kayserili, tatlı, saygılı, şekerli, tuzlu, yağlı, acılı, kokulu, naneli, taşlı, sopalı, hüzünlü, neşeli –siz   (–sız, –siz, –suz, –süz)tatsız, tuzsuz, şekersiz, görgüsüz, işsiz, deneyimsiz, korkusuz, saygısız, ölümsüz, düşüncesiz, parasız, vefasız, tarafsız –ci   (–cı, –ci, –cu, –cü, –çı, –çi, –çu, –çü)yalancı, yolcu, eskici, futbolcu, avcı, demirci, oduncu, dişçi, çiçekçi, eczacı, inatçı, kavgacı, şarkıcı, sanatçı, ülkücü, milliyetçi, siyasetçi –cil   (–cıl, –cil, –cul, –cül, –çıl, –çil, –çul, –çül)bencil, insancıl, ölümcül, evcil, etçil, otçul –ce   (–ca, –ce, –ça, –çe)Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Çince, Rusça, bilmece, bulmaca, kesmece, seçmece, çekmece –cak   (–cak, –cek)büyücek (büyük–cek), çabucak (çabuk–cak), yavrucak, oyuncak –cik   (–cık, –cik, –cuk, –cük)sıcacık (sıcak–cık), ufacık (ufak–cık), bağcık, tosuncuk, maymuncuk –dem   (–dam, –dem, –tam, –tem)gündem, yöntem, erdem –er   (–ar, –er)ikişer, üçer, altışar, onar, yüzer, biner –deş   (–daş, –deş, –taş, –teş)vatandaş, meslektaş, sırdaş, yoldaş, sesteş, adaş (ad–daş), kardeş (karın–daş), çağdaş, soydaş –k   (–k, –ak, –ek)solak, ortak, başak, benek, topak –(i)msi   (–(ı)msı, –(i)msi, –(u)msu, –(ü)msü)ekşimsi, pembemsi, sarımsı, acımsı, mavimsi –(i)mtırak   yeşilimtırak, ekşimtırak, sarımtırak –in   (–ın, –in, –un, –ün)yazın, kışın, güzün, demin, ansızın –kiakşamki (maç), yarınki (toplantı), dünkü (hava), evdeki (hesap), bitişikteki (komşu) –leyingeceleyin, sabahleyin, akşamleyin –sel   (–sal, –sel)kumsal,...

Devamını Oku

Addan Fiil Yapan Ekler

Kök ya da gövde durumundaki adlara gelerek onlardan fiiller türeten eklerdir. –e   (–a, –e)kana–, türe–, oyna– (oyun–a–), boşa–, tüne– –de   (–da, –de)fısılda–, hışırda–, gıcırda–, gümbürde–, fokurda– –el   (–l, –al, –el, –ıl, –il, –ul, –ül)azal–, düzel–, yönel–, çoğal– (çok–al–), daral–, doğrul–, eğril–, incel–, durul– –er   (–r, –ar, –er)karar–, ağar– (ak–ar–), öner–, sarar– (sarı–ar–), yeşer– (yeşil–er–), morar– –ik   (–ık, –ik, –uk, –ük)birik–, acık– (aç–ık–), gecik– (geç–ik–), gözük– –imse   (–ımsa, –imse, –umsa, –ümse)benimse–, özümse–, azımsa– –kir   (–kır, –kir, –kur, –kür)haykır–, fışkır–, püskür–, tükür–, hıçkır– –le   (–la, –le)sula–, yükle–, dişle–, hatırla–, ekle–, yolla–, başla–, özetle–, ciltle–, avla–, ucuzla–, şişmanla–, yumurtla– (yumurta–la–), temizle–, gizle–, konakla–, zıpla–, ofla–, pufla–, patla–, gürle–, çınla–, mele–, havla– –len   (–lan, –len)hastalan–, yaşlan–, güneşlen–, evlen–, sinirlen–, öfkelen–, kuşkulan– –leş   (–laş, –leş)şakalaş–, dertleş–, haberleş–, sözleş–, katılaş–, uzaklaş–, buharlaş–, güzelleş– –se   (–sa, –se)susa–, duraksa–, garipse–, önemse– Sözcükte Yapı Ekler I.  Yapım Ekleri 1. Addan Ad Yapan Ekler 2. Addan Fiil Yapan Ekler 3. Fiilden Fiil Yapan Ekler 4. Fiilden Ad Yapan Ekler II.  Çekim Ekleri a) Ad Çekim Ekleri 1. İyelik Ekleri 2. Durum Ekleri 3. Çokluk Eki (-lar, -ler) b) Fiil Çekim Ekleri 1. Kip Ekleri 2. Kişi...

Devamını Oku

Fiilden Fiil Yapan Ekler

Kök ya da gövde durumundaki fiillere gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir. –dir   (–dır, –dir,–dur, –dür, –tır, –tir, –tur, –tür)güldür–, öldür–, sustur–, kandır–, yıktır–, kırdır–, söndür–, küstür–, bozdur–, çaldır–, uyandır–, bölüştür–, kaptır– –il   (–ıl, –il, –ul, –ül)yırtıl–, kesil–, satıl–, açıl–, kırıl–, üzül–, bozul–, dökül–, sıkıl– –in   (–n, –ın, –in, –un, –ün)giyin–, süslen–, korun–, taran–, kaşın–, yıkan–, övün– –ir   (–ır, –ir, –ur, –ür)pişir–, doyur–, şişir–, düşür–, batır– –iş   (–ş, –ış, –iş, –uş, –üş) dövüş–, buluş–, kaçış–, ağlaş–, anlaş–, dönüş–, boğuş–, çarpış– –tkurut–, boyat–, sıvat–, şaşırt–, başlat–, ödet–, kısalt–, dirilt– Sözcükte Yapı Ekler I.  Yapım Ekleri 1. Addan Ad Yapan Ekler 2. Addan Fiil Yapan Ekler 3. Fiilden Fiil Yapan Ekler 4. Fiilden Ad Yapan Ekler II.  Çekim Ekleri a) Ad Çekim Ekleri 1. İyelik Ekleri 2. Durum Ekleri 3. Çokluk Eki (-lar, -ler) b) Fiil Çekim Ekleri 1. Kip Ekleri 2. Kişi...

Devamını Oku

Fiilden Ad Yapan Ekler

Kök ya da gövde durumundaki fiillere gelerek onlardan adlar türeten eklerdir. –ce   (–ca, –ce)düşünce, eğlence, söylence, sakınca –gen   (–gan, –gen, –kan, –ken)kaygan, üretken, girişken, alıngan, kırılgan, sıkılgan, çalışkan, saldırgan, atılgan, konuşkan, unutkan, iletken, değişken, çekingen, girişken –ge   (–ga, –ge, –ka, –ke)bilge, süpürge, kavurga, bölge, bileşke, gösterge –gi   (–gı, –gi, –gu, –gü, –kı, –ki, –ku, –kü)atkı, askı, sürgü, çizgi, keski, çalgı, duygu, görgü, saygı, bilgi, sevgi, dergi, örgü, vurgu, salgı, vergi, bitki, yetki, bulgu, baskı –gin   (–gın, –gin, –gun, –gün, –kın, –kin, –kun, –kün)üzgün, yorgun, bezgin, bitkin, seçkin, dalgın, şaşkın, olgun, küskün, durgun, pişkin, yangın, soygun, bozgun, bilgin –i   (–ı, –i, –u, –ü) gezi, kazı, gömü, koşu, soru, korku, koku, örtü, yazı, doğu, batı, sayı, takı, artı, açı, ölü, sıkı, dolu –ici   (–ıcı, –ici, –ucu, –ücü)yanıcı, dondurucu, patlayıcı, kalıcı, kesici, yazıcı, yıkıcı, kavurucu, satıcı, alıcı, verici, üzücü, sıkıcı, ısıtıcı, soğutucu, kırıcı, sürükleyici, besleyici, izleyici –ik   (–k, –ak, –ek, –ık, –ik, –uk, –ük)durak, konak, tapınak, ölçek, uçak, batak, tarak, bıçak, kaçak, dilek, istek, yatak, adak, parlak, titrek, yıkık, düşük, sökük, yanık, yenik, uyuşuk, kırık, soğuk, dişlek, konuk, şımarık, ılık, öksürük, çürük –m   (–m, –ım, –im, –um, –üm)yaşam, doğum, ölüm, üretim, tüketim, seçim, durum, gelişim, uçurum, bakım, onarım, biçim, kesim, alım, satım, dilim, içim, pişirim –n    (–n, –ın, –in, –un, –ün)tütün, esin, basın, yayın, yığın, ekin, sorun, yazın, dizin, sayın –nç   (–(ı)nç, –(i)nç, –(u)nç, –(ü)nç, –ç)bilinç, övünç, sevinç, basınç, inanç, korkunç, gülünç,...

Devamını Oku

Çekim Ekleri

Eklendiği sözcüğün var olan anlamına “durum, aitlik, zaman, dilek, kişi” gibi yeni anlam ilgileri yükleyen eklerdir.Yapım ekleri sözcük türetmeye yarar, çekim ekleri sözcük türetmez. a) Ad Çekim Ekleri 1. İyelik Ekleri Ad soylu sözcüklere gelerek varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirten eklerdir.“iye” sözcüğünün anlamı “aitlik, sahiplik”tir. “iye”, “ait” ve “sahip” sözcükleri eş anlamlıdır. Şu üç cümle aynı anlamı ifade eder: Bu çantanın iyesi kim?Bu çantanın sahibi kim?Bu çanta kime ait? NOT: “iyelik” sözcüğünün anlamı, günlük yaşamda kullanmadığımız için çabuk unutulur. İyelik eklerini öğrenmek için ya da akılda tutabilmek için öncelikle bu sözcüğün anlamını iyice öğrenmeliyiz. Şunu anlatmaya çalışıyorum: “iyelik” sözcüğünü gördüğümüzde, zihnimizde hemen “aitlik” ve “sahiplik” sözcükleri canlanmalıdır. İyelik   =   aitlik   =   sahiplik Türkçede üçü tekil ve üçü çoğul olmak üzere toplam altı tane kişi zamiri vardır: ben, sen, o (tekil); biz, siz, onlar (çoğul). Adlara getirilen iyelik ekleri, bu altı kişi zamirinden herhangi birine ait olma anlamı kazandırır. “kolye” kolye – m   (benim kolyem, kolye bana ait)          1. tekil iyelik eki kolye – n   (senin kolyen, kolye sana ait)          2. tekil iyelik eki kolye – s – i   (onun kolyesi, kolye ona ait)               3. tekil iyelik eki kolye – miz   (bizim kolyemiz, kolye bize ait)          1. çoğul iyelik eki kolye – niz   (sizin kolyeniz, kolye size ait)          2. çoğul iyelik eki kolye...

Devamını Oku

İyelik Ekleri

Ad soylu sözcüklere gelerek varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirten eklerdir.“iye” sözcüğünün anlamı “aitlik, sahiplik”tir. “iye”, “ait” ve “sahip” sözcükleri eş anlamlıdır. Şu üç cümle aynı anlamı ifade eder: Bu çantanın iyesi kim?Bu çantanın sahibi kim?Bu çanta kime ait? NOT: “iyelik” sözcüğünün anlamı, günlük yaşamda kullanmadığımız için çabuk unutulur. İyelik eklerini öğrenmek için ya da akılda tutabilmek için öncelikle bu sözcüğün anlamını iyice öğrenmeliyiz. Şunu anlatmaya çalışıyorum: “iyelik” sözcüğünü gördüğümüzde, zihnimizde hemen “aitlik” ve “sahiplik” sözcükleri canlanmalıdır. İyelik   =   aitlik   =   sahiplik Türkçede üçü tekil ve üçü çoğul olmak üzere toplam altı tane kişi zamiri vardır: ben, sen, o (tekil); biz, siz, onlar (çoğul). Adlara getirilen iyelik ekleri, bu altı kişi zamirinden herhangi birine ait olma anlamı kazandırır. “kolye” kolye – m   (benim kolyem, kolye bana ait)          1. tekil iyelik eki kolye – n   (senin kolyen, kolye sana ait)          2. tekil iyelik eki kolye – s – i   (onun kolyesi, kolye ona ait)               3. tekil iyelik eki kolye – miz   (bizim kolyemiz, kolye bize ait)          1. çoğul iyelik eki kolye – niz   (sizin kolyeniz, kolye size ait)          2. çoğul iyelik eki kolye – leri   (onların kolyeleri, kolye onlara ait)          3. çoğul iyelik eki NOT: İyelik eki varlığın neye ait olduğu anlamını da verir. Varlığın sahibi, insan dışında başka bir varlık...

Devamını Oku

Durum Ekleri

1. Belirtme (Yükleme) Durumu Eki  (-ı, i, -u ,-ü)Pencereyi biraz açabilir misin?Ağaçtaki elmaları birer birer topladık.Ömer’i en son üç sene önce görmüştüm.NOT: Belirtme durumu eki “-i” ile 3. tekil iyelik eki “-i” birbirine karıştırılmamalıdır. “-i” ekini almış sözcüğün başına “onun” sözcüğünü getirdiğimizde anlamlı bir tamlama ortaya çıkıyorsa, bu ek 3. tekil iyelik ekidir; anlamlı bir tamlama yapılamıyorsa, bu ek belirtme durumu ekidir. Telefonu nerede bıraktığımı hatırlamıyorum. belirtme durumu eki onun telefonu (olmuyor) Telefonu dün okulda çalınmış. 3. tekil iyelik eki onun telefonu (oluyor) NOT: Belirtme durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “belirtili nesne” olur.Çamaşırları ne zaman yıkayacaksın?B.li Nesne 2. Yönelme (Yaklaşma) Durumu Eki  (-a, -e)Yeni aldığımız koltuğa çocuklar çay dökmüşler.Otobüs otogara beş dakika önce girmiş.Bu sene yılın ilk karı Erzurum’a yağdı. NOT: Yönelme durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “dolaylı tümleç” veya “zarf tümleci” olur. Bir anda sahneye üç kişi fırladı.        Dolaylı TümleçBu ödev akşama biter.         Zarf Tümleci 3. Bulunma (Kalma) Durumu Eki  (-da, de; -ta, te)Yaklaşık otuz yıldır Adana’da yaşıyoruz.Yıllarca bu koca evde yapayalnız yaşadı.Yarın sabah çarşıda buluşalım, olur mu? NOT: Bulunma durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “dolaylı tümleç” veya “zarf tümleci” olur. Plajda irili ufaklı taşlar vardı.Dolaylı Tümleç Arkadaşlarım bu acı günümde beni yalnız bırakmadılar.                       Zarf Tümleci NOT: “-de” eki bazen yapım eki olarak da kullanılır. Geçen sene sınıfın en gözde öğrencisi bendim.                                yapım eki Defter yok, kitap...

Devamını Oku

Çokluk Eki (-lar, -ler)

Adlara, “-lar, -ler” eki getirilerek çokluk anlamı verilir. öğrenciler, yıllar, sınavlar, kitaplar, çocuklar… NOT: Çokluk eki, eklendiği sözcüklere çokluk anlamının dışında farklı anlamlar da katabilir: Hafta sonu Ayçalar şehir dışına taşınacaklar. (aile) Beş yaşlarında bir çocuk kaybolmuş. (yaklaşık) Sabahları birer saat yürümelisin. (her) Seni dünyalar kadar seviyorum. (abartma) Ruslar, edebiyat sahasında oldukça başarılı. (millet) Bu diyar, Yunus’ların, Karacaoğlan’ların diyarıdır. (ve benzerleri) Sözcükte Yapı Ekler I.  Yapım Ekleri 1. Addan Ad Yapan Ekler 2. Addan Fiil Yapan Ekler 3. Fiilden Fiil Yapan Ekler 4. Fiilden Ad Yapan Ekler II.  Çekim Ekleri a) Ad Çekim Ekleri 1. İyelik Ekleri 2. Durum Ekleri 3. Çokluk Eki (-lar, -ler) b) Fiil Çekim Ekleri 1. Kip Ekleri 2. Kişi...

Devamını Oku

Kişi Ekleri

Fiillere gelerek hareketin hangi kişi tarafından yapıldığını belirten eklerdir.Kişi eki, kip ekinden sonra gelir. “yıkadım”   →     yıka   –   dı   –   m                                                1. tekil kişi eki Bu örnekte kişi eki “–m”, “yıka–” hareketinin kim tarafından yapıldığını belirtmiştir. Fiile kişi anlamı kazandırmıştır. “yıka–” fiili geçmişte 1. tekil kişi (ben) tarafından yapılmıştır. Kişi eki, kip ekinden sonra gelmiştir. “dökeceksin”   →     dök  –  ecek  –  sin                                                     2. tekil kişi eki Bu örnekte kişi eki “–sin”, “dök–” hareketinin kim tarafından yapıldığını belirtmiştir. Fiile kişi anlamı kazandırmıştır. “dök–” fiili gelecek zamanda 2. tekil kişi (ben) tarafından yapılacaktır. Kişi eki, kip ekinden sonra gelmiştir. Kişi ekleri kiplere göre değişir. Türkçede dört çeşit kişi eki vardır. Birinci tip kişi ekleri; geniş zaman, şimdiki zaman, duyulan geçmiş zaman, gelecek zaman ve gereklilik kipleriyle kullanılır. 1. tekil kişi eki       –im         1. çoğul kişi eki       –iz2. tekil kişi eki       –sin         2. çoğul kişi eki       –siniz3. tekil kişi eki       ―            3. çoğul kişi eki       –ler İkinci tip kişi ekleri; görülen geçmiş zaman, ve şart kipleriyle kullanılır.1. tekil kişi eki       –m         1. çoğul kişi eki       –k2. tekil kişi eki       –n          2. çoğul kişi eki       –niz3. tekil kişi eki       ―           3. çoğul kişi eki       –ler Üçüncü tip kişi ekleri;...

Devamını Oku

Kökler

Sözcüğün anlam taşıyan en küçük parçasına “kök” denir. NOT: Kök ile sözcüğün bütünü arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır. “balıkçılar”  (Yanlış)          bal   →   balıkçılar  kök                                  anlam ilgisi yok “balıkçılar”  (Doğru)         balık →   balıkçılar  kök                                 anlam ilgisi var NOT: Sözcükte bulunan tüm ekleri çıkardığımızda geriye kalan kısım “kök”tür. “kumsallarda”  →  kum –  sal  –  lar  –  da                           kök      y.e.    ç.e.    ç.e.“yaşlılık”  →  yaş –  lı  –  lık                   kök    y.e.  y.e. NOT: Türkçede kökler genelde tek hecelidir, ancak hece sayısı birden fazla olan kökler de vardır. Tek heceli kökler: el, diş, av, su, dost, can, göz, söz, kes–, gör–, yak–, sev–İki heceli kökler  : çiçek, ağaç, gölge, kadın, çocuk, çirkin, demir, temiz, hasta, şeker, kulak, vatan, işit–, oku–, Üç heceli kökler  : pencere, kelebek, karınca, araba Bir sözcüğün kökünü nasıl buluruz? Çok kolay. “kuşkucu” sözcüğünün kökünü birlikte bulalım. Önce sözcüğün tamamını okuyalım. Zihnimizde bu sözcüğün anlamı belirdi: “her şeyden kuşkulanan kişi, şüpheci” Bu anlam zihnimizin bir köşesinde dursun. Sonra bu sözcükte anlam taşıyan daha küçük parçalar bulmaya çalışalım. Yani sözcüğü biraz küçültelim. “kuşku” sözcüğü anlam taşıyor: “kuşku, şüphe” Bulduğumuz küçük parça ile sözcüğün bütünü arasında anlam ilgisi olup olmadığına bakalım. “kuşku” ile “kuşkucu” sözcükleri arasında güçlü bir anlam ilgisi var. O halde çekinmeden şunu söyleyebiliriz: “kuşkucu” sözcüğü, “kuşku”dan türemiştir. Anlam taşıyan daha küçük parça olabilir düşüncesiyle aramaya devam edelim. Evet bir tane daha bulduk: “kuş” Şimdide...

Devamını Oku

Gövde

İçinde yapım eki bulunan sözcüklere “gövde” denir.Kök durumundaki sözcükler yapım eki aldığında “gövde” durumuna geçer.Gövde durumundaki sözcüklere “türemiş sözcük” de denir. çağ   →      çağdaş  →      çağdaşlıkkök              gövde               gövde                çağ – daş      çağ – daş –  lık                kök + y.e.     kök + y.e. + y.e. Çekim eklerini alan kök durumundaki sözcükler, “gövde” değildir. Bu sözcükler yapısına göre “basit”tir. kuş                     kuşlar                       kuş   –   larkök                     gövde değil                kök   +  ç.e.basit sözcük        basit sözcük             basit sözcük                                                          gövde değil, türemiş sözcük değil oku–                  okudum                     oku  –  du  –  mkök                    gövde değil                kök  +  ç.e. + ç.e.basit sözcük       basit sözcük             basit sözcük                                                         gövde değil, türemiş sözcük değil Gövde durumundaki sözcükler “ad” ya da “fiil” olabilir. kitaplık    (ad gövdesi)                konuk       (ad gövdesi) ad                                               ad kana–      (fiil gövdesi)           söndür–    (fiil gövdesi)fiil                                           fiil Sözcükte Yapı Ekler   * Yapım Ekleri  * Çekim Ekleri Kökler Gövde Yapısına Göre...

Devamını Oku

Birleşik Sözcükler

Yeni bir kavramı karşılamak üzere, birden fazla sözcüğün bir araya gelip kaynaşmasıyla oluşan sözcüklere “birleşik sözcük” denir. * Tür kayması yoluyla oluşan birleşik sözcüklerbiçerdöver, uyurgezer (insanlar) * Ses değişimi yoluyla oluşan birleşik sözcüklercumartesi  (cuma ertesi), kahvaltı  (kahve altı), sütlaç  (sütlü aş), niçin (ne için), nasıl (ne asıl) * Anlam kayması yoluyla oluşan birleşik sözcükler Birinci sözcük anlamını kaybeder.sivrisinek, köpekbalığı, ateşböceği, Eskişehir İkinci sözcük anlamını kaybeder.Kafatası, gökkuşağı, gözbebeği, gökyüzü Her iki sözcük anlamını kaybeder.hanımeli (çiçek), keçiboynuzu (bitki), aslanağzı (çiçek), suçiçeği (hastalık), akbaba (kuş) Birleşik sözcükler belirtisiz ad tamlaması biçiminde olabilir.gökkuşağı, hanımeli, aslanağzı, atasözü Birleşik sözcükler sıfat tamlaması biçiminde olabilir.Eskişehir, Uludağ, Akdeniz, sivrisinek, kırkayak, boşboğaz, açıkgöz, pisboğaz Birleşik sözcükler ad + fiil biçiminde olabilir.bilgisayar, uçaksavar, vatansever, imambayıldı, gecekondu, ağaçkakan, ateşkes, mirasyedi, gökdelen Birleşik sözcükler fiil + ad biçiminde olabilir.yanardağ, atardamar, akarsu Birleşik sözcükler fiil + fiil biçiminde olabilir.tutkal, çekyat, kapkaç, biçerdöver, uyurgezer Birleşik sözcükler yansıma sözcüklerden oluşabilir.gırgır, civciv, cızbız, hırgür, dırdır Sözcükte Yapı Yapısına Göre Sözcükler 1. Basit Sözcükler 2. Türemiş Sözcükler 3. Birleşik...

Devamını Oku

Dil Aileleri

Araştırmalar sonucunda dünyada 3000’in üzerinde dil olduğu saptanmıştır. Yeryüzündeki diller “yapı” ve “köken” bakımından şu şekilde sınıflandırılmıştır: Yapılarına Göre Diller                Kökenlerine Göre Diller1. Tek Heceli Diller                        1. Hint-Avrupa Dil Ailesi2. Bükümlü (Çekimli) Diller             2. Hami-Sami Dil Ailesi3. Eklemeli Diller                           3. Çin-Tibet Dil Ailesi                                                    4. Bantu Dil Ailesi                                                    5. Ural-Altay Dil Ailesi YAPILARINA GÖRE DİLLER Dünya dilleri; dili oluşturan sözcüklerin, eklerin kuruluş ve işleyişleri gibi yapı bakımından gösterdikleri benzerliklerine göre üç gruba ayrılır: 1.  Tek Heceli Diller Bu gruptaki dillerde her sözcük, tek heceden oluşur. Sözcüklerin yeri ve vurgusu çok önemlidir. Çok zengin bir vurgu ve tonlama sistemi vardır. Sözcükler ek almaz, çekime girmez. Sözcükler, cümle içinde yer değiştirmek ve başka sözcüklerle yan yana bulunmak suretiyle anlam farkı yaratır. Çince, Tibetçe tek heceli dillerdir. Çince  →   “ vo  yav  kan  şu ”   cümlenin çevirisi:  “ ben istemek bakmak kitap ” cümlenin Türkçe söylenişi: “Ben kitap okumak istiyorum.” NOT: Tek heceli dillerde birleşik sözcükler dahi birbirinden ayrı yazılır: Çince  →   “ dien  sı  ci ”   çevirisi:  “ elektrik  görme  cihaz ” Türkçesi:  “ televizyon ” 2.  Bükümlü (Çekimli) Diller Bu gruba giren dillerde tek veya çok heceli kökler vardır. Yeni sözcükler türetilirken, sözcüklerin köklerindeki ünlüler değişir. Böylece köklerde bir iç kırılma meydana gelir. Sözcüğün kökündeki ünsüzlerden oluşan asıl sesler yeni sözcükte de korunur. Değişiklik ünlülerde olur. Bükümlü (çekimli) dillerin...

Devamını Oku

Gitme Desem…

  Senden ayrıyken  Hayatın bir işkence olduğunu söylesem  Bu ayrılığın  Ölümden beter olduğunu  Artık yeter desem  Gözlerine bakıp  Seni seviyorum   Gitme n’olur gitme desem  Gözlerime bakmanı istesem senden  Sana olan aşkımın  Damlacıklar halinde aktığını görsen  Boynuma sarılıp  Kalırım der misin  Hafiften bir tuz tadı  Hisseder misin dudaklarında  Hayal eder misin denizi  Sever misin onu  Ben gibi  Özler misin onu  Denize hasret bir balıkçı gibi  Balık olmak ister misin  Belki de bir denizkızı  Kana kana içmek için  Bu sevgi damlacıklarını  Bir ömür yaşam sürmek  İster misin denizkızı  Sevgi sarhoşu olmak  Söylesene deniz tutar mı seni   Güneşinle aydınlandığımı söylesem  Ve...

Devamını Oku

Fareler ve İnsanlar Romanının Özeti (Olay Örgüsü)

Sıcak bir günün akşamında iki arkadaş -biri ufak tefek, diğeri iri yarı- çalışıp para  kazanmak amacıyla Kaliforniya’nın Salinas Vadisi’ndeki bir çiftliğe doğru gider. Otobüs şoförü tembellik edip kendilerini çiftliğin beş kilometre kadar berisinde indirdiği için kalan yolu sıcakta yürümek zorunda kalırlar. İki arkadaştan iri yarı olanın adı, Lennie’dir. Lennie, zeka özürlüdür, görünüşü kocaman bir adam gibidir, fakat küçücük bir çocuğun zekasına sahiptir. Bir boğa kadar da güçlüdür. Fare, tavşan, köpek gibi hayvanları yumuşak tüylerinden dolayı okşamayı, mıncıklamayı sever, ancak güçlü parmaklarıyla farkında olmadan onları öldürür. Daha önce kuzeyde bir çiftlikte, sokaktan geçen bir kızın elbisesini okşamak istemiş, kız kaçmaya...

Devamını Oku

John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar Romanı

Ünlü Amerikan yazar John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar romanı, kendilerine ait küçük bir ev ve arazi satın alma hayaliyle Kaliforniya’nın Salinas Vadisi’ndeki bir çiftliğe çalışmaya giden iki arkadaşın ve çiftlikte çalışan diğer işçilerin karın tokluğuna verdikleri zorlu yaşam mücadelesini anlatır. Fareler ve İnsanlar romanın orijinal adı “The Mice and Men”dir. Roman, 1937 yılında yayımlanmıştır. 114 sayfalık bir metne sahiptir. (John Steinbeck, Fareler ve İnsanlar, Çev: Ayşegül Çetin Tekçe, Remzi Kitabevi, 6. Basım, Ekim 2004) İnceleme yazımızdaki metin alıntıları bu baskıdan yapılmıştır. 1902 yılında Kaliforniya’nın Salinas kasabasında doğan John Steinbeck, romanlarının çoğunda Kaliforniya’nın Salinas Vadisi’ndeki çiftliklerde çalışan tarım işçilerinin kötü...

Devamını Oku

Devlet Ana Romanının Özeti (Olay Örgüsü)

Devlet Ana Romanının Özeti  (Olay Örgüsü) Mavro, kız kardeşi Liya ile, Ertuğrul Bey’in himayesinde bulunan Karacahisar topraklarında Issızhan adı verilen bir yolcu hanında yaşamaktadır. Kıbrıs Sen-Jean şövalyelerinden Notüs Gladyüs ve Uranha hana gelirler. Mavro silahlara ve silah kullanmaya aşırı derecede ilgili bir gençtir. Şövalye Notüs Gladyüs, Mavro’nun bu zaafından faydalanır, kendisini usta bir şövalye yapacağını söyler. Şövalye son derece kaba ve terbiyesiz biridir. Mavro’nun ablası Liya’ya sarkıntılık eder, onu zorla elde etmeye çalışır. Fakat bu emeline ulaşamaz. Liya, yastığın altından aldığı hançerin zehirli olduğunu söyleyerek şövalyeyi odasından çıkarmayı başarır. Şövalye Notüs Gladyüs, Uranha ve Keşiş Benito bataklığı geçerek Ertuğrul...

Devamını Oku

Kemal Tahir'in Devlet Ana Romanı

Devlet Ana Romanının Konusu Kemal Tahir’in Devlet Ana romanı, küçük bir göçebe aşiret beyliği durumundaki Söğüt Türklerinin çevresindeki düşmanlarla mücadele edip yeni yerler fethederek Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu gerçekleştirmesini anlatır. Romandaki olaylar 13. yüzyılın sonlarıyla 14. yüzyılın başlarında geçer. Bizanslıların ve Moğolların yozlaşmış tutumlarına karşı Osman Bey, fethettiği topraklardaki insanlara hiçbir baskı uygulamaz, sevgiyi, adaleti ve hoşgörüyü götürür. Kemal Tahir’in bu romanı yazma amacı, “Türkiye’de çökmüş bir imparatorluğun yarattığı aşağılık duygusunu silmek ve Osmanlı insan tipini, onun erdemlerini, devlet kurma yeteneğini belirtmek”tir. Devlet Ana romanı 1967 yılında yayımlanmış, 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazanmıştır. Devlet Ana Romanının Kişileri Osman Bey: Orta boylu, fakat geniş omuzlu, kalın pazılıdır. Kollarının bacaklarının, gövdesine göre uzunluğu doğuştan iyi savaşçı, iyi binici olduğunu gösterir; çatık kaşları, kemerli burnu, köşeli çenesi, tuttuğunu koparma gücünü, biçimli ağzının ucundaki yumuşak gülümseme, gerektiği zaman insanların suçlarını bağışlama yeteneğini ortaya koyar. Yakışıklı olduğu kadar utangaçtır da. Karşısındakilere hiç zorlanmadan güven vermesi, öz konuşmasındandır. Akçakoca, Dündar Alp’e bey olarak niçin Osman’ı seçtiklerini şu şekilde açıklar: “Osman Bey bizi… bastırdı mı, ezdirdi mi? Utandırıp yere baktırdı mı, yok yoksul bıraktı mı?.. yiğitlik salt bilekle değil… yürek ister, akıl ister. Biz uyurken uyumadı bekledi, Osman Bey… yoksulluk geldi çattı, kimileri gibi cimriliğe vurmadı. Çıplağımızı giydirmeye, açımızı doyurmaya çalıştı gücü yetse de yetmese de… canımızı canı, ırzımızı ırzı saydı. On üç yaşından bu yana savaşlarda gördünüz, ölüm tırpanının vınladığı yerde başını eğdi mi?...

Devamını Oku

Kafiye (Uyak)

Kafiye (Uyak) Nedir? Şiirlerde mısra sonlarındaki ses benzerliğine “kafiye” (uyak)” denir. Şiirin düz yazıdan ayrılan en belirgin özelliği kafiyeli söylenmesidir. Kafiye daha çok kulağa hitap eder. Kafiyeli bir şiir okunurken, belirli aralıklarla aynı seslerin tekrarlanması belli bir ahenk yaratır. Ahenk yönünden güçlü olan, kulağa hoş gelen şiirleri daha çabuk sever, dilimize dolarız.Kafiye, anlamca birbirinden farklı sözcükler ya da görev yönünden farklı olan ekler arasındaki benzerliğe denir. Redif ise, anlam ve görev yönünden aynı olan sözcük veya eklerdeki ses benzerliğine denir. NOT: Kafiye ve redif, her ikisi de mısra sonlarındaki ses benzerliğidir. Aralarındaki fark şu şekilde gösterilebilir: Kafiye   –    f a r k l ı  ek,  sözcük,  anlam,  görev Redif    –     a y n ı     ek,  sözcük,  anlam,  görev Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri   * Yarım Kafiye  * Tam Kafiye  * Zengin Kafiye  * Tunç Kafiye  * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler   * Seci  * Aliterasyon  *...

Devamını Oku

Yarım Kafiye

Yarım Kafiye Nedir? Mısra sonlarındaki tek ses (harf) benzerliğine “yarım kafiye” denir. Yürü bre Dadaloğlu’m yürü  g i t Dertli dertli Çukurova yolun  t u t Bunda suçum varsa Hakk’a tövbe  e t           t’ler  yarım kafiye De ki gayrı bizim iller iniler                                         Dadaloğlu Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib âlem bu!.. Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu…              u’lar yarım kafiye                                              Yahya Kemal Beyatlı Senin yazın  kış a   benzer Bir sevdalı  baş a   benzer                      ş’ler  yarım kafiye Çok içmiş  sarhoş a   benzer                 -a benzer’ler  redif Duman eksilmeyen dağlar                                     Anonim Koyun verdi kuzu verdi  süt   verdi Yemek verdi ekmek verdi  et   verdi                t’ler yarım kafiye            Kazma ile döğmeyince  kıt   verdi                  verdi’ler redif Benim sadık yârim kar topraktır                                             Âşık Veysel Şimdi ay bir serv-i simindir  s u d a                 u’lar  yarım kafiye Esme ey bad, esme canan  u y k u d a          da’lar  redif                               Yahya Kemal Beyatlı Üstümüzden gelen boran  kış  gibi Yavru şahin pençesinde  kuş  gibi                  ş’ler  yarım kafiye Seherin sabahındaki  düş  gibi                       gibi’ler redif Çağırta bağırta aldı dert beni                               Pir Sultan Abdal Varayım da mezarına  v a r a y ı m Başucunda el kavuşup  d u r a y ı m                  r’ler  yarım kafiye Bıktınmıydı benden deyip  s o r a y ı m              ayım’lar  redif Mezarına giden yollar iniler                                      Dadaloğlu Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım...

Devamını Oku

Tam Kafiye

Tam Kafiye Nedir? Mısra sonlarındaki iki ses (harf) benzerliğine “tam kafiye” denir. Benim gönlüm bir kelebek Dolaşıyor çiçek çiçek Tükenecek ömrü böyle                   ek’ler  tam kafiye Çırpınarak, titreyerek              Orhan Seyfi Orhon Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor; Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor.                     or’lar  tam kafiye                                 Yahya Kemal Beyatlı Hânedan kişiler hep  yoksul  olmuş Düşman kapısında bağlı  kul  olmuş                ul’lar  tam kafiye O nazlı gelinler şimdi  dul  olmuş                    olmuş’lar  redif Cemiyet dağılmış, canan kalmamış                              Rıza Tevfik Bölükbaşı Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır  yol Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir  kol            ol’lar  tam kafiye                                             Yahya Kemal Beyatlı Susuzluktan bunalmış uçamazken  s e r ç e l e r, Tozlu sokaklar gibi tutuşup alevlerden                              çe’ler  tam kafiye Bodur ağaçlar ile bomboş kalmış  b a h ç e l e r!              ler’ler  redif                                                Halit Fahri Ozansoy Kaplamış gözümün gördüğü her ufku Umutsuz, zifiri bir gece, bir korku.                          ku’lar tam kafiye                              Ahmet Muhip Dranas NOT: Arapça ve Farsça sözcüklerde tek bir uzun ünlü (â, î, û) ile yapılan kafiyeler da tam kafiye olarak kabul edilir. Ne aceb eylese esrâr-ı derûnun ifşâ Goncadan söz getirir bülbül-i şeydâya sabâ                â’lar  tam kafiye                                                               Nedim (Çılgın bülbüle goncadan haber getiren sabah rüzgârı, gönül sırlarını açsa buna şaşılır mı?) Sabrum alup felek mana yüz min  belâ  virür              â’lar  tam kafiye Az olsa bir meta’ ana il...

Devamını Oku

Zengin Kafiye

Zengin Kafiye Nedir? Mısra sonlarındaki üç veya daha fazla ses (harf) benzerliğine “zengin kafiye” denir. Nasıl duvarda değişmeksizin durursa  resim Nasıl güzelse Boğaz her saatte, her  mevsim            sim’ler zengin kafiye                                            Faruk Nafiz Çamlıbel Can bedenden  ayrılacak Tütmez baca yanmaz  ocak Selâm olsun kucak  kucak                   cak’lar  zengin kafiye Dostlar beni hatırlasın                            Âşık Veysel Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı. Senin her yer: caddeler, meydan, çarşı…          arşı’lar  zengin kafiye Kardeşim nefes alıyorsun ya!                             Ziya Osman Saba Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?                      enk’ler  zengin kafiye                               Necip Fazıl Kısakürek Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk Soğuk bir mart sabahı… Buz tutuyor her soluk           luk’lar  zengin kafiye                                            Faruk Nafiz Çamlıbel Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!             arya’lar  zengin kafiye                                            Necip Fazıl Kısakürek NOT: Arapça ve Farsça sözcüklerde bir ünsüz ve bir uzun ünlü (â, î, û) ile yapılan kafiyelar da zengin kafiye sayılır. Efendimsin cihânda   i’t i b â r ı m   varsa  sendendir Miyân-ı âşıkanda   i ş t i h â r ı m   varsa  sendendir                                                                       Şeyh Galip (Efendimsin, dünyada bir saygınlığım varsa sendendir. Âşıklar arasında bir ünüm varsa sendendir.) âr’lar  zengin kafiye,    -ım varsa sendendir’ler  redif Gönülde min gamum vardur ki pinhân  eylemek olmaz Bu hem bir gam ki el ta’nından efgân  eylemek olmaz                                                                          Fuzûlî (Gönlümde binlerce derdim var, gizleyemiyorum. Herkes ayıplayacak diye de...

Devamını Oku

Tunç Kafiye

Tunç Kafiye Nedir? Kafiyeyi oluşturan sözcüklerden biri diğerinin içinde geçiyorsa buna “tunç kafiye” denir. Bursa’da eski bir cami avlusu Mermer şadırvanda şakırdayan  su                 su’lar  tunç kafiye   (tam kafiye)                           Ahmet Hamdi Tanpınar Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı  duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim  var         var’lar  tunç kafiye  (zengin kafiye)                                                    Mehmet Âkif Ersoy Her şey akar, su tarih, yıldız, insan ve  fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden  kir.         kir’ler  tunç kafiye  (zengin kafiye)                                         Necip Fazıl Kısakürek Durgunlaşıp engin, silinirken  k ı r ı ş ı k l a r,         ışıklar’lar  tunç kafiye Oklar gibi fışkırmada her yandan  ı ş ı k l a r…       (ışık’lar  zengin kafiye, lar’lar  redif)                                          Orhan Seyfi Orhon Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma,  sakın Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca  akın           akın’lar  tunç kafiye  (zengin kafiye)                                               Mehmet Âkif Ersoy Düşmanın sitemi yürekler  e z e r İnsan bu kahr ile canından  b e z e r                      ezer’ler  tunç kafiye Gülşende yabancı köpekler  g e z e r                     ( ez’ler  tam kafiye,  er’ler  redif ) Erler meydanında insan kalmamış                             Rıza Tevfik Bölükbaşı Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım Kafiye * Tam Kafiye * Zengin Kafiye * Tunç Kafiye * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler * Seci * Aliterasyon *...

Devamını Oku

Cinaslı Kafiye

Cinaslı Kafiye Nedir?   Yazılışları aynı, anlamları farklı olan sözcüklerle yapılan kafiyeye “cinaslı kafiye” denir. Niçin kondun a bülbül Kapımdaki asmaya                        asmaya’lar  cinaslı kafiye           Ben yârimden ayrılmam Götürseler asmaya Aceb insaf eder mi Söylesem  yâre  derdim                yâre derdim / yâr ederdim  cinaslı kafiye Bir münasip yâr olsa Kendime  yâr  ederdim Bilmem ki yaz mı gelmiş Niçin açmış  gül  erken                  gül erken / gülerken  cinaslı kafiye Aklımı kayıp ettim Nazlı yârim  gülerken Budala Bülbül konar  bu  dala                    bu dala / budala  cinaslı kafiye Olmuşum yâr delisi Bana derler  budala Dönülmez akşamın ufkundayız vakît çok  geç, Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen  geç.            geç’ler  cinaslı kafiye                                           Yahya Kemal Beyatlı Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım Kafiye * Tam Kafiye * Zengin Kafiye * Tunç Kafiye * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler * Seci * Aliterasyon *...

Devamını Oku

Redif

Redif Nedir?   Anlam ve  görev yönünden aynı olan ek veya sözcüklerin mısra sonlarında tekrarlanmasına “redif” denir. NOT: Redif, kafiyeden sonra gelir. Bir gül mahzun durur bahçede Yaprakları yorgun. Sen pembe güllerin en pembesi!                         gun’lar redif Hasta solgun.                  Cahit Külebi Garibim namıma  Kerem  diyorlar                                           Aslı’mı el almış  harem  diyorlar                        rem’ler  zengin kafiye                                                       Hastayım derdime  verem  diyorlar                    diyorlar’lar  redif                                            Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben                              Faruk Nafiz Çamlıbel Gök mavi, dal yeşil, tarla  sarı  olsun                  arı’lar  zengin kafiye                                                    Kuşların, çiçeklerin  diyarı  olsun                        olsun’lar  redif                                                                                                                      Cahit Sıtkı Tarancı Uzaktan gelirken derin  a k i s l e r                                            Kapadı geçtiğim yolları  s i s l e r                      is’ler  tam kafiye                                                 Tutuştu içimde birikmiş h i s l e r                      ler’ler  redif                                           Gönlümü o kadar temiz bıraktı                                      Orhan Seyfi Orhon Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım Kafiye * Tam Kafiye * Zengin Kafiye * Tunç Kafiye * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler * Seci * Aliterasyon *...

Devamını Oku

Seci

Seci Nedir? Düz yazıda, cümlelerin ya da bir cümle içinde birden çok sözcüğün sonlarındaki ses benzerliğine “seci” denir. NOT: Seci, düz yazıda (nesirde) kullanılan kafiyedir. İlâhi, kabul senden, red senden; şifâ senden derd senden… İlâhi, iman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle. İlâhi her neyi gülzâr ettinse anı ittim, ilâhi elime her ne sundunsa anı tuttum; ilâhi gönlüm oduna ne yaktınsa o tüter, ilâhi vücudum bahçesine ne diktinse o biter. İlâhi! Dil verdin, zikrinden ayırma; gönül verdin fikrinden çevirme.                                                                                 Sinan Paşa Yukarıdaki metin bir düz yazı örneğidir; bu nedenle bu cümlelerde bulunan ses benzerliklerine “seci” denir. Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım Kafiye * Tam Kafiye * Zengin Kafiye * Tunç Kafiye * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler * Seci * Aliterasyon *...

Devamını Oku

Aliterasyon

Aliterasyon Nedir? Şiirde aynı ünsüz harflerin tekrarlanmasıyla oluşan ahenge “aliterasyon” denir. Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerleBir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle Yukarıdaki dizelerde  l  seslerinin tekrarıyla belli bir ahenk sağlanmıştır. Burada “aliterasyon” sanatı vardır. Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde Sen nerde, o fecrin ağaran dağları nerde Yukarıdaki dizelerde  r  seslerinin tekrarıyla belli bir ahenk sağlanmıştır. Burada “aliterasyon” sanatı yapılmıştır. Aliterasyon Örnek Şiir BENDEKİ BEN Bağrıma bastığım bahar bakışlımBeni benliğine bin bağla bağlaBusen buram buram bendeki bendeBeni benliğine bin bağla bağla Beleye beleye beyaza boyaBuzullar boşalsın boydan bir boyaBezmişken bulmuşum bakılmaz boyaBeni benliğine bin bağla bağla Besmeleyle başla batılı bırakBeyhudelik bozar biçimin berrakBolluk bereketle ballandırarakBeni benliğine bin bağla bağla Benzersiz bestemsin berceste bademBuğulu bakışın bademde bademBağımda bülbülüm bahçemde bademBeni benliğine bin bağla bağla Başaksın bağrımda beslediğimsinBohçamı buketle bezediğimsinBiçare birebir beklediğimsinBeni benliğine bin bağla bağla GÜLTEN ERTÜRK (GÜLTEN SULTAN) 88 tane B harfi kullanılarak ALİTERASYON yapılmıştır. Koşma tipi kafiye düzeniyle yazılmıştır. 6+5=11 hece ölçüsü kullanılmıştır. Bütün kelimeler B harfi ile başlamaktadır. Gülten Ertürk’e (GÜLTEN SULTAN) ait HARFLERİN DANSI (şiirlerin tümü asonans ve aliterasyon olan şiirlerden oluşması ve 29 harfe asonans ve aliterasyon yapılması bakımından Türk edebiyatında ve dünyada bir ilk özelliğini taşımaktadır) kitabından alınmıştır. Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri * Yarım Kafiye * Tam Kafiye * Zengin Kafiye * Tunç Kafiye * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler * Seci * Aliterasyon *...

Devamını Oku

Asonans

Asonans Nedir? Şiirde aynı ünlü harflerin tekrarlanmasıyla oluşan ahenge “asonans” denir.Anlattı uzun uzun Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun Yukarıdaki dizelerde u seslerinin tekrarıyla belli bir ahenk sağlanmıştır. Burada “asonans” sanatı yapılmıştır. Asonans Örnek Şiir EMEKLE Erenler efelenmez eserek elden eleEmekle evlek evlek eken erer emeleEnselese elemler erene elce elverEreceksen eğlenme, eserle er emele Gülten Ertürk (GÜLTEN SULTAN) 59 tane “E” harfi kullanılarak ASONANS yapılmıştır. E’den başka sesli harf kullanılmamıştır. Mani tipi kafiye düzeni 7+7=14 hece ölçüsü ile yazılmıştır. Gülten Ertürk’e (GÜLTEN SULTAN) ait HARFLERİN DANSI (şiirlerin tümü asonans ve aliterasyon olan şiirlerden oluşması ve 29 harfe asonans ve aliterasyon yapılması bakımından Türk edebiyatında ve dünyada bir ilk özelliğini taşımaktadır) kitabından alınmıştır. Kafiye (Uyak) Kafiye Çeşitleri   * Yarım Kafiye  * Tam Kafiye  * Zengin Kafiye  * Tunç Kafiye  * Cinaslı Kafiye Redif Kafiye ve Redif Konusuna Ek Olarak Bilmemiz Gerekenler   * Seci  * Aliterasyon  *...

Devamını Oku

Ses Olayları

Türkçe yapısına göre sondan eklemeli bir dildir. Gündelik yaşantımızda dili kullanırken, sözcüklere çeşitli ekler getiririz. İşte, sözcüklerle eklerin birleşimi sırasında bazı seslerde düşme, türeme, değişme gibi birtakım olaylar meydana gelir. Bunlara “ses olayları” denir.ÜNLÜ DÜŞMESİ (Hece Düşmesi) Türkçede her hecede bir ünlü bulunur. Bu nedenle ünlü düşmesinin olduğu yerde aynı zamanda hece sayısı da düşer. devamı… ÜNSÜZ DÜŞMESİ Kimi sözcüklerde türetme ve birleştirme sırasında “ünsüz düşmesi” görülür. devamı… ÜNLÜ TÜREMESİ “-cık, -cik” ekiyle sözcük türetirken, sözcükte ve ekte bulunmayan fazladan bir ünlü ortaya çıkar. Bu olaya “ünlü türemesi” denir. devamı… ÜNSÜZ TÜREMESİ Bazı sözcükler ünlüyle başlayan ek aldıklarında veya başka sözcüklerle birleşirken, sözcüğün sonundaki ünsüz ikizleşir. Bu olaya “ünsüz türemesi” denir. devamı… KAYNAŞTIRMA Türkçede sözcüklere ekler getirilirken, bazen sözcük ile ek arasına yardımcı (kaynaştırıcı) sesler girer. Bu olaya “kaynaştırma” denir. devamı… ÜNSÜZ YUMUŞAMASI “p, ç, t, k” sert ünsüzleriyle biten sözcük veya eklere, ünlüyle başlayan bir ek ya da sözcük getirildiğinde bu ünsüzler yumuşayarak “b, c, d, g-ğ” biçimlerine dönüşür. Bu olaya “ünsüz yumuşaması” denir. devamı… ÜNSÜZ BENZEŞMESİ Sert ünsüzle (p, ç, t, k, f, s, ş, h) biten sözcüklerden sonra getirilen eklerin ilk harfi sert ünsüz olur. Sözcüğün son ünsüzü ile getirilen ekin ilk ünsüzü sertlik yönünden birbirine benzer, uyum sağlar. Bu kurala “ünsüz benzeşmesi” denir. devamı… “n – b” ÇATIŞMASI Sözcük içinde, dudak ünsüzü “b”nin, kendisinden önce gelen diş ünsüzü “n”yi, çıkış yeri bakımından kendisiyle aynı olan...

Devamını Oku

Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)

Türkçede her hecede bir ünlü bulunur. Bu nedenle ünlü düşmesinin olduğu yerde aynı zamanda hece sayısı da düşer. * İkinci hecesinde dar ünlü bulunan kimi sözcükler ünlüyle başlayan ek aldığında ünlü düşmesi (hece düşmesi) görülür. NOT: Ünlü düşmesini yazıda göstermemek bir yazım yanlışıdır. sabır – ım    →  sabrım  (doğru)      sabırım  (yanlış)                        ünlü düşmesi burun – u     →  burnu  (doğru)        burunum  (yanlış)                        ünlü düşmesi nesil – i       →  nesli  (doğru)          nesili  (yanlış)                        ünlü düşmesi gönül – üm  →  gönlüm  (doğru)      gönülüm  (yanlış)                        ünlü düşmesi * Ad ile yardımcı fiilden oluşan bazı birleşik fiillerde “ünlü düşmesi” görülür. Bu tip birleşik fiillerde ünlü düşmesini yazıda göstermemek ve ad ile yardımcı fiili ayrı yazmak bir yazım yanlışıdır. Ad    Yard. Fiilşükür     et–          →  şükret–  (doğru)       şükür et–  (yanlış)                                  ünlü düşmesi kayıp     ol–          →  kaybol–  (doğru)       kayıp ol–  (yanlış)                                 ünlü düşmesi                                 (* ünsüz yumuşaması: p › b) * Yapım ekleriyle sözcük türetilirken bazen “ünlü düşmesi” görülür. sıyır-  – ık   →  sıyrık  (doğru)        sıyırık  (yanlış)                       ünlü düşmesiayır-  – ım   →  ayrım  (doğru)        ayırım  (yanlış)                        ünlü düşmesisarı – ar–    →  sarar–  (doğru)       sarıar–  (yanlış)                        ünlü düşmesikavur- – ul– muş  →  kavrulmuş  (doğru)     kavurulmuş  (yanlış)                                ünlü düşmesisavur- – ul– an     →  savrulan  (doğru)        savurulan  (yanlış)                                ünlü düşmesi * Bazı birleşik sözcüklerin oluşumu sırasında “ünlü düşmesi” görülür. pazar   ertesi   →  pazartesikayın   ana      →  kaynana   ne       için       →  niçin  ne       asıl       → ...

Devamını Oku

Ünsüz Düşmesi

Kimi sözcüklerde türetme ve birleştirme sırasında “ünsüz düşmesi” görülür. küçük – cük   →  küçücük                           ünsüz düşmesi ufak – cık       →  ufacık                           ünsüz düşmesi yüksek – l      →  yüksel–                           ünsüz düşmesi alçak  – l        →  alçal–                           ünsüz düşmesi seyrek – l       →  seyrel–                           ünsüz düşmesi ad  –  daş        →  adaş                            ünsüz düşmesi ast  –  teğmen    →  asteğmen                               ünsüz düşmesi üst  –  teğmen    →  üsteğmen                              ünsüz düşmesi Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma a. Kaynaştırma Ünsüzleri b. Koruyucu Ünsüz c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Ünlü Türemesi

“-cık, -cik” ekiyle sözcük türetirken, sözcükte ve ekte bulunmayan fazladan bir ünlü ortaya çıkar. Bu olaya “ünlü türemesi” denir. sözcük       ekdar       –    cık     →  daracık                                ünlü türemesi az        –    cık     →  azıcık                                ünlü türemesi genç     –   cik     →  gencecik                                ünlü türemesi  (* ünsüz yumuşaması) * Bazı sözcükler pekiştirilirken (anlamca güçlendirilirken) “ünlü türemesi” olur. sözcük              pekiştirilmiş sözcüksağlam        →   sa – p – a – sağlam                                   ünlü türemesi yalnız          →   ya – p – a – yalnız                                      ünlü türemesi gündüz        →   gü – p – e – gündüz                                      ünlü türemesi Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma a. Kaynaştırma Ünsüzleri b. Koruyucu Ünsüz c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Ünsüz Türemesi

Bazı sözcükler ünlüyle başlayan ek aldıklarında veya başka sözcüklerle birleşirken, sözcüğün sonundaki ünsüz ikizleşir. Bu olaya “ünsüz türemesi” denir. * Bazı sözcükler ünlüyle başlayan ek aldıklarında “ünsüz türemesi” görülür. hak  –  ım    →   hakkım                         ünsüz türemesi şık  –  ı        →   şıkkı                         ünsüz türemesi * Ad ile yardımcı fiilden oluşan bazı birleşik fiillerde “ünsüz türemesi” görülür. Ad    Yard. Fiilaf           et–           →   affet–                                   ünsüz türemesi his         et–           →   hisset–                                   ünsüz türemesi NOT: Ad ile yardımcı fiilden oluşan birleşik fiillerde, birleşme sırasında ünsüz türemesi olursa, bu tip birleşik fiiller bitişik yazılır. Bunları ayrı yazmak bir yazım yanlışıdır. affetmek       (doğru)              af  etmek     (yanlış)reddetmek    (doğru)              ret  etmek    (yanlış)zannetmek   (doğru)              zan  etmek   (yanlış) Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma a. Kaynaştırma Ünsüzleri b. Koruyucu Ünsüz c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Kaynaştırma

Türkçede sözcüklere ekler getirilirken, bazen sözcük ile ek arasına yardımcı (kaynaştırıcı) sesler girer. Bu olaya “kaynaştırma” denir. NOT: “Kaynaştırma” olayının olduğu yerde aynı zamanda “ünsüz türemesi” de vardır. Çünkü sözcük ile ekte bulunmayan bir ses (kaynaştırma ünsüzleri) ortaya çıkmıştır. Kaynaştırma olayı değişik biçimlerde görülür: a)  Kaynaştırma Ünsüzleri Türkçenin ses özelliklerine göre, iki ünlü yan yana gelemez. Ünlüyle biten bir sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde, sözcük ile ek arasına “y, ş, s, n” ünsüzlerinden biri getirilerek kaynaştırma yapılır. Kaynaştırma ünsüzleri:  y, ş, s, n     ( y a ş a s ı n ) Sözcük     Ekbahçe    –   e       →    bahçeyesofra     –   ı        →    sofrayıçınla     –   acak  →    çınlayacakyürü      –   erek  →    yürüyerekanla       –   an    →    anlayan                                     kaynaştırma  (*ünsüz türemesi) iki         –   er      →    ikişeraltı        –   ar      →    altışar                                    kaynaştırma  (*ünsüz türemesi) çanta     –   ı       →    çantasıbeste     –   i       →    bestesi                                       kaynaştırma  (*ünsüz türemesi) pasta     –   ın     →    pastanınGözde   –   in      →    Gözde’nin                                         kaynaştırma  (*ünsüz türemesi) b)  Koruyucu Ünsüz “ile” sözcüğü ve ekfiilin “idi, imiş, ise” çekimleri, ünlüyle biten sözcüklere getirildiğinde araya “y” ünsüzü girer, bunların başındaki “i” ünlüsü düşer. Eklenen kısım büyük ünlü uyumuna uyar. Bir anlamda kaynaştırma göreviyle kullanılan “y” ünsüzüne “koruyucu ünsüz” denir. araba      ile    →   arabayla yaşlı       idi    →   yaşlıydı                                   araba      ile    →   arabayla sinirli     imiş   →   sinirliymiş pahalı     ise    →   pahalıysa                                  koruyucu ünsüz                                  (*ünsüz türemesi / *ünlü düşmesi) c)  Zamir n’si  (Adıl n’si) Ünlüyle biten bazı zamirlerden (bu, şu, o…)...

Devamını Oku

Ünsüz Yumuşaması

“p, ç, t, k” sert ünsüzleriyle biten sözcük veya eklere, ünlüyle başlayan bir ek ya da sözcük getirildiğinde bu ünsüzler yumuşayarak “b, c, d, g-ğ” biçimlerine dönüşür. Bu olaya “ünsüz yumuşaması” denir. p, ç, t, k     ›     b, c, d, g-ğ SERT             YUMUŞAK dolap – ın      →   dolabın    SERT             YUMUŞAK                p   ›  b        ünsüz yumuşaması ilaç – ım     →   ilacım SERT              YUMUŞAK              ç   ›  c        ünsüz yumuşaması kanat – ı     →   kanadı    SERT            YUMUŞAK              t   ›  d        ünsüz yumuşaması gözlük – üm   →   gözlüğüm      SERT             YUMUŞAK                  k   ›  ğ         ünsüz yumuşaması ahenk – i     →   ahengi     SERT           YUMUŞAK               k   ›  g        ünsüz yumuşaması * Sert ünsüzle biten eklerden sonra ünlüyle başlayan başka bir ek getirildiğinde yine “ünsüz yumuşaması” meydana gelir. gel – ecek – iz     →   geleceğiz           SERT              YUMUŞAK                       k   ›  ğ               ünsüz yumuşaması NOT: Sert ünsüzle biten bazı sözcüklerde “ünsüz yumuşaması” görülmez. hukuk – un    →    hukukunsaç – ım       →    saçımdevlet – in     →    devletinçöp – ü        →    çöpü Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma a. Kaynaştırma Ünsüzleri b. Koruyucu Ünsüz c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Ünsüz Benzeşmesi

Sert ünsüzle (p, ç, t, k, f, s, ş, h) biten sözcüklerden sonra getirilen eklerin ilk harfi sert ünsüz olur. Sözcüğün son ünsüzü ile getirilen ekin ilk ünsüzü sertlik yönünden birbirine benzer, uyum sağlar. Bu kurala “ünsüz benzeşmesi” denir. Sert Ünsüzler:  p, ç, t, k, f, s, ş, h    ( F ı s t ı k ç ı  Ş a h a p ) dolap    –    tan SERT     SERTünsüz benzeşmesi koş      –     tuk     –    çaSERT  SERT  SERT  SERT       ünsüz benzeşmesi hukuk   –    çu     SERT   SERT ünsüz benzeşmesi hapis    –    ten   SERT    SERTünsüz benzeşmesi NOT: Ünsüz benzeşmesi kuralına uymamak bir yazım yanlışıdır. yapışkan    (doğru)    –      yapışgan      (yanlış)üretken      (doğru)    –      üretgen        (yanlış)konuştum   (doğru)    –      konuşdum    (yanlış)sokaktan    (doğru)    –      sokakdan    (yanlış)dişçi           (doğru)    –      dişci            (yanlış)sabahçı      (doğru)    –      sabahcı       (yanlış) Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma   a. Kaynaştırma Ünsüzleri   b. Koruyucu Ünsüz   c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

“n – b” Çatışması

Sözcük içinde, dudak ünsüzü “b”nin, kendisinden önce gelen diş ünsüzü “n”yi, çıkış yeri bakımından kendisiyle aynı olan dudak ünsüzü “m”ye dönüştürmesine “n-b çatışması” denir. Sözcük içinde “nb” seslerinin yan yana gelmesi Türkçenin ses özelliklerine uymaz. Çünkü bu iki ses, çıkış yerleri bakımından farklı özelliklere sahiptir. “n” sesi, “diş” ünsüzüdür; “b” sesi ise, “dudak” ünsüzüdür. Aynı şekilde “m” sesi de bir “dudak” ünsüsüdür. Seslerin oluşumu bakımından “b” sesi ile “m” sesi birbirine benzer, ancak “n” sesi farklıdır. n :  diş ünsüzü             b :  dudak ünsüzü           m :  dudak ünsüzü   n       –       b                                    m      –      b(diş)         (dudak)                           (dudak)       (dudak) çıkış yerleri farklı                             çıkış yerleri aynı penbe      →     pembe tenbel      →     tembel çenber     →     çember sünbül     →     sümbül cünbüş    →     cümbüş canbaz    →     cambaz anbar       →    ambar kanbur     →    kambur YANLIŞ           DOĞRU NOT: Kimi sözcüklerde (birleşik sözcükler, yer adları, unvanlar) “nb” sesleri değişmez. İstanbul, Safranbolu, onbaşı, binbaşı, sonbahar…  (DOĞRU) Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma   a. Kaynaştırma Ünsüzleri   b. Koruyucu Ünsüz   c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Ünlü Daralması

“a, e” düz-geniş ünlüleriyle biten fiillere şimdiki zaman eki “-yor” getirildiğinde, bu ünlüler daralarak “ı, i, u, ü” biçimlerine dönüşür. Bu olaya “ünlü daralması” denir. NOT:  “-yor” ekinin kendisinden önceki düz-geniş ünlüler üzerinde daraltıcı bir etkisi vardır. FİİL                   ş.z.e.                         FİİL                    ş.z.e.—— a, e    ←    – yor               ›          —— ı, i, u, ü      – yor            GENİŞ          daraltıcı                             DAR                             etki “ağlıyor”   ağla – yor     →    ağlı – yor                    a               ›         ı                GENİŞ                  DAR                        ünlü daralması “bekliyor”   bekle – yor    →   bekli – yor                       e             ›          i                    GENİŞ                 DAR                            ünlü daralması “oynuyor”   oyna – yor  →   oynu – yor                       a            ›         u                  GENİŞ                DAR                          ünlü daralması “söylüyor”   söyle – yor   →    söylü – yor                        e              ›          ü                    GENİŞ                  DAR                            ünlü daralması NOT: “a, e” ünlüleriyle biten fiillerde “-yor” ekinin dışında hiçbir ek daraltıcı etki yapmaz. Bunun sadece iki istisnası vardır: “de-” ve “ye-” fiilleri. NOT: “a, e” ünlüleriyle biten fiillere “-yor” ekinin dışında bir ek (-an, -en; -arak, -erek; -acak, -ecek; -alı, eli) getirildiğinde “daralma” olmaz. Daralma varmış gibi yazmak bir yazım yanlışıdır. “de-” ve “ye-” fiillerinin dışındaki tüm fiillerde daralma sadece “-yor” eki getirildiğinde olur. anlı – yor           (doğru)anla – y – an      (doğru)         anlıyan      (yanlış)anla – y – arak   (doğru)         anlıyarak   (yanlış)anla – y – acak  (doğru)        ...

Devamını Oku

Göçüşme

Konuşma dilinde bazı sözcüklerde ünsüzlerin yer değiştirdiği görülür. Bu olaya “göçüşme” denir. NOT: Göçüşme, yöresel bir söyleyiş özelliğidir. NOT: Göçüşmenin gerek konuşmada gerekse yazıda gösterilmesi yanlıştır. ekşi          →      eşki kibrit        →      kirbit kirpik       →      kiprik yanlış      →      yalnış yalnız      →      yanlız köprü       →      körpü memleket →     melmeket DOĞRU            YANLIŞ Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma   a. Kaynaştırma Ünsüzleri   b. Koruyucu Ünsüz   c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Ulama

Ünsüzle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük geldiğinde, birinci sözcüğün son ünsüzü ikinci sözcüğe ulanarak okunur. NOT: Ulama, sadece okunuşta meydana gelen bir ses olayıdır. Benim  için  paranın  hiçbir  önemi  yok.      ulama                      ulama Senin  alev  gözlerin     ulamaEritse  şu  ruhumu Buz  olur  kesilirim   ulamaYanarken  içim          ulama Ses Olayları Ünlü Düşmesi (Hece Düşmesi)Ünsüz DüşmesiÜnlü TüremesiÜnsüz TüremesiKaynaştırma   a. Kaynaştırma Ünsüzleri   b. Koruyucu Ünsüz   c. Zamir n’si  (Adıl n’si)Ünsüz YumuşamasıÜnsüz Benzeşmesi“n – b” ÇatışmasıÜnlü...

Devamını Oku

Fiilde Çatı

Fiillerin özne ve nesnelerine göre gösterdiği özelliklere “çatı” denir. Fiilde çatı konusunu rahat kavrayabilmek için öncelikle “özne”, “nesne” ve “yüklem”in ne olduğunu bilmemiz gerekir. Özne: işi yapan      Nesne: işten etkilenen      Yüklem: iş, hareket Annem             halıları               yıkadı. Özne              Nesne              Yüklem(işi yapan)   (işten etkilenen)   (iş, hareket) Yukarıdaki örnekte fiil, “yıkamak”tır. Yıkama işini yapan, “annem”dir. Annemin yaptığı yıkama işinden etkilenen ise “halılar”dır. Bir cümleyi çatı yönünden incelediğimizde, öncelikle fiili (yapılan işi, hareketi, yüklemi) bulmamız gerekir. Çatı konusu, fiilleri ilgilendiren bir konudur; fiilin olmadığı yerde çatı özelliği olmaz. Cümlede işi bulduktan sonra, ikinci aşamada işi yapanı bulmamız gerekir. Yukarıdaki cümlede “yıkama” işi, “annem” tarafından yapılmaktadır. Yani bu cümlenin öznesi, “annem”dir. Üçüncü aşamada ise, yapılan işten etkilenen unsuru bulmamız gerekir. Bu cümlede annemin yaptığı yıkama işinden “halılar” etkilenmiştir. Halılar, önce kirliydi, yıkandıktan sonra temizlendi. Fiilde Çatı konusu, öznesine ve nesnesine göre iki bölümde incelenir. Birinci bölümde fiilin özneyle olan ilişkisi, ikinci bölümde ise fiilin nesneyle olan ilişkisi incelenir. “Öznesine Göre Fiil Çatıları” dört başlık altında incelenir: etken, edilgen, dönüşlü, işteş. Aynı şekilde “Nesnesine Göre Fiil Çatıları” da dört başlık altında incelenir: geçişli, geçişsiz, oldurgan, ettirgen. Fiilde çatı konusu, bu sekiz başlıktan oluşur. Konuyu iyice kavrayabilmek için bu sekiz terimin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekir. Öznesine göre fiil çatılarında, fiilin özneyle olan ilişkisine bakılır. Cümlede işi yapan belliyse, işin kim tarafından yapıldığı biliniyorsa “etken fiil”; işi yapan belli değilse, işi yapan bilinmiyorsa “edilgen fiil”; özne hem...

Devamını Oku

Etken Fiiller

Özneleri bilinen fiillere “etken fiil” denir. Bir cümlede işin kim tarafından yapıldığı biliniyorsa, fiil etken çatılıdır. Esra, saçına bir avuç jöle sürmüş.  (etken)Özne                             Yüklem Bu örnekte yapılan iş “sürmek”tir. Sürme işini yapan “Esra”dır. Yani bu cümlede işin kim tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu nedenle “sürmek” fiili, öznesine göre etken çatılı bir fiildir. Çocuklar akşama kadar denizde yüzüyorlar.  (etken)  Özne                                       Yüklem Bu örnekte yapılan iş “yüzmek”tir. Yüzme işini yapanlar “çocuklar”dır. Yani bu cümlede işin kim tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu nedenle “yüzmek” fiili, öznesine göre etken çatılı bir fiildir. NOT: Etken fiillerin yüklem olduğu bazı cümlelerde, özne açık olarak bulunmayabilir. Cümlenin gizli öznesini, yüklemin hangi kişiyle çekimlendiğine bakarak bulabiliriz.  Çayımızı dere kenarındaki bir ağacın altında içtik.  (etken)                                                             Yüklem Bu örnekte yapılan iş “içmek”tir. Bu cümlenin yüklemi 1. çoğul kişiyle çekimlenmiştir. Yükleme “İçme işini yapan kim?” diye sorduğumuzda, “biz” yanıtını alırız. Bu cümlenin gizli öznesi “biz”dir. Burada gizli de olsa işi yapan bilindiği için “içmek” fiili öznesine göre etken çatılıdır. Fiilde Çatı a) Öznesine Göre Fiil Çatıları 1. Etken Fiiller2. Edilgen Fiiller3. Dönüşlü Fiiller4. İşteş Fiiller    a) Karşılıklı Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller    b) Birlikte Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller    c) Nitelikte Eşitlik Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller b) Nesnesine Göre Fiil Çatıları 1.  Geçişli Fiiller2.  Geçişsiz Fiiller3.  Oldurgan Fiiller4.  Ettirgen...

Devamını Oku

Edilgen Fiiller

Özneleri bilinmeyen fiillere “edilgen fiil” denir. Bir cümlede işin kim tarafından yapıldığı bilinmiyorsa, fiil edilgen çatılıdır. Kök ya da gövde durumundaki fiillere “-il, -in” ekleri getirilerek edilgen fiiller yapılır. NOT: Edilgen fiillerin yüklem olduğu cümlelerde işin kim tarafından yapıldığı belli değildir. Bu tip cümlelerde gerçek özne yoktur, sözde özne vardır. NOT: Etken fiillerin yüklem olduğu cümlelerdeki nesne, edilgen fiillerin yüklem olduğu cümlelerde sözde özne görevini üstlenir. Boyacılar   kapının  camını   kırmışlar.  (etken)Özne              Nesne           Yüklem Kapının  camı   kırılmış.  (edilgen)Sözde Özne     Yüklem Yukarıdaki örneklerden birincisinde, yapılan iş “kırmak”tır. Kırma işinin kimler tarafından yapıldığı bellidir. Bu nedenle “kırmak” fiili, öznesine göre etken çatılıdır.   İkinci cümleye bakacak olursak, ortada bir kırma işi var, ancak işin kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Yükleme “Kırma işini yapan kim?” diye sorduğumuzda, yanıt alamıyoruz. Bu nedenle “kırılmak” fiili, öznesine göre edilgen çatılıdır. İkinci cümledeki fiile biçim ve görünüm olarak da bakacak olursak, “kır-” fiiline “-ıl” ekinin getirilmiş olduğunu görüyoruz. Birinci cümlede nesne durumundaki ögenin, ikinci cümlede sözde özne görevini üstlendiğini görüyoruz. Belediye işçileri  yol kenarlarındaki ağaçları  her gün  suluyorlar.  (etken)Özne                                Nesne                              Yüklem Yol kenarlarındaki ağaçlar  her gün  sulanıyor.  (edilgen)Sözde Özne                                   Yüklem Eli silahlı iki hırsız,  kuyumcuyu  güpegündüz  soydu.  (etken)Özne                          Nesne                        Yüklem Kuyumcu  güpegündüz  soyuldu.  (edilgen)Sözde Özne                 Yüklem     Minik öğrenciler  törende  çok güzel şiirler  okudular.  (etken)Özne                                      Nesne        Yüklem Törende  çok güzel şiirler   okundu.  (edilgen)                 Sözde Özne     Yüklem Öğretmenimiz  sınav sonuçlarını  panoya  asmış.  (etken)Özne                     Nesne                      Yüklem Sınav sonuçları ...

Devamını Oku

Dönüşlü Fiiller

Öznenin hem işi yapan hem de işten etkilenen durumunda olduğu cümlelerdeki fiillere “dönüşlü fiil” denir. Kök ya da gövde durumundaki fiillere “-il, -in” ekleri getirilerek dönüşlü fiiller yapılır. NOT: Yüklemi dönüşlü fiil olan cümlelerde, özne hem işi yapan hem de yapılan işten etkilenen durumundadır. NOT: Yüklemi dönüşlü fiil olan cümlelerde, özne ve nesne aynı varlık olduğu için ayrıca nesne aranmaz. Futbolcular, maçtan sonra soğuk suyla yıkandılar.  (dönüşlü)Özne                                                   Yüklem(işi yapan – işten etkilenen) Yukarıdaki örnekte yapılan iş, “yıkanmak”tır. Yıkanma işini yapanlar, “futbolcular”dır. Yapılan bu yıkama işinden etkilenen, yine “futbolcular”dır. Futbolcuların terli vücutları, yıkanma işinden sonra temizlenmiş olur. Bu cümlede özne, hem işi yapan hem de işten etkilenen durumundadır. Bu nedenle “yıkanmak” fiili, öznesine göre dönüşlü çatılı bir fiildir. Annem, karnemdeki kırıklar nedeniyle çok üzüldü.  (dönüşlü)Özne                                                      Yüklem(işi yapan – işten etkilenen) Kahvedekiler dünden beri uyuz gibi kaşınıyorlar.  (dönüşlü)Özne                                              Yüklem(işi yapan – işten etkilenen) Gökhan, aynanın karşısında saatlerce tarandı.  (dönüşlü)Özne                                                Yüklem(işi yapan – işten etkilenen) NOT: Dönüşlü fiil ile edilgen fiillerin türetilmesinde kullanılan ekler (-il, -in) aynı olduğu için biraz dikkatli olmamız gerekir. Dönüşlü fiil ile edilgen fiili birbirine karıştırmamak için şuna dikkat ederiz:Edilgen fiillerin yüklem olduğu cümlelerde işin kim tarafından yapıldığı bilinmez, fakat dönüşlü fiillerin yüklem olduğu cümlelerde işin kim tarafından yapıldığı bilinir. Kadınlar düğün vaktine kadar süslendiler.  (dönüşlü)Özne                                    Yüklem Süslenme işini yapan kim? → Kadınlar Mağazaların vitrinleri yılbaşı nedeniyle süslenmiş.  (edilgen)Sözde Özne                                        Yüklem Süsleme işini yapan kim? → Bilinmiyor Fiilde...

Devamını Oku

İşteş Fiiller

Birden fazla özne tarafından aynı zamanda, karşılıklı veya birlikte yapılan fiillere “işteş fiil” denir.   Kök veya gövde durumundaki fiillere “-iş” eki getirilerek işteş fiiller türetilir. dövmek → dövüşmek, kaç → kaçışmak, öpmek → öpüşmek, ağlamak → ağlaşmak   NOT: Bazı adlara “-leş” eki getirilerek de işteş fiiller türetilir. şaka → şakalaşmak, dert  → dertleşmek, söz → sözleşmek, pay → paylaşmak “-leş” eki getirilerek türetilen ve “nitelikte eşitlik, bir durumdan başka bir duruma geçme, yeni bir görünüm kazanma” gibi anlamlar taşıyan fiillere de “işteş fiil” denir. beyaz → beyazlaşmak, esmer → esmerleşmek, nasır → nasırlaşmak İşteş fiiller üç çeşittir: karşılıklı yapma, birlikte yapma, nitelikte eşitlik. a) Karşılıklı Yapma Anlamı Taşıyan İşteş Fiiller Birden fazla özne tarafından aynı zamanda ve karşılıklı olarak yapılan fiillerdir. Zeliş’le ben, dün okulda görüştük.  (işteş)Özne                            Yüklem Bu cümlede yapılan iş “görüşmek”tir. Görme işi birden fazla özne tarafından (ben ve Zeliş) aynı zamanda ve karşılıklı olarak (ben Zeliş’i gördüm, Zeliş de beni gördü) yapılmıştır. Bu nedenle “görüşmek” fiili, öznesine göre karşılıklı yapma anlamı taşıyan işteş çatılı bir fiildir. Fiile biçim ve görünüm olarak baktığımızda ise, “gör-” fiiline “-üş” ekinin getirilmiş olduğunu görürüz.   Genç polis ve annesi otobüsün kapısında hasretle kucaklaştılar.  (işteş)Özne                                                                     Yüklem Bu örnekte yapılan iş, hareket “kucaklaşmak”tır. Kucaklama işi birden fazla özne tarafından (genç polis ve annesi) aynı anda ve karşılıklı olarak (genç polis, annesini kucakladı; anne, çocuğunu kucakladı) yapılmıştır. Bu nedenle “kucaklaşmak” fiili,...

Devamını Oku