Böcek felsefesinden söz etmeden önce, içinizden böceğin de felsefesi mi olur dediğinizi duyar gibiyim. O halde söze böceğin kendisinden bahsederek başlayalım. Sözünü ettiğimiz böcek, evlerimizde ya da her gün çeşitli yerlerde karşılaştığımız sıradan yaratıklar değil elbette.Onlar, yani bizler, sadece Dünya üzerinde tüketmek için varlığını sürdüren ve tüketeceği her şeyi satın alabilme gücüne sahip oldukları sürece varlıkları anlam kazanan, sıradan insanlardır. Yani egemen gücün işleyişine katkıda bulunabildiği sürece var olması gereken, ancak bu vesile ile varlığını sürdürebilmesine olanak sağlanan sıradan insanlar.

Sponsor Bağlantılar

Kim bu insanlar ve nerede yaşarlar? Köylerde, kasabalarda, şehirlerin kenar semtlerinde, yani şehir olmayan yerlerinde yaşar ve inanın işe yararlar. Yaramasalar var olamazlar zaten. Şimdi ne yerler, ne içerler, ne iş yaparlar diye anlatmaya başladığımda ise birçoğunuz bana kızacaksınız belki önce. Çünkü bu insanlar çok yakınımızda ve hatta kuvvetle muhtemel içimizde yaşıyor, Belki de biziz ve bu adam ne biçim bir isimle adlandırıyor diye düşüneceksiniz. Ancak verdiğim bu isim (Böcek) insanların yaşamı ile ya da yaşamdaki gerekliliği ile doğrudan örtüşüyor ve anlatılmak isteneni karşılıyor diye düşünüyorum. Pekâlâ, artık benim sahip olamadığım o hoşgörüye ve sabra sahip olanlar daha sempatik bir sıfatta koyabilirler sonra. Lafı fazlada uzatmadan, bodoslama girelim artık konuya ve diyelim Mevla rast getire.

Hepimizin yediğini yer, hepimizin içtiğini içer ve hepimizin yaptığı işlerde çalışır bu insanlar. Öyle sıradan ve olağan görünür ki durum, bazen kendimizin de bir farkı kalmaz onlardan. Askere gider, evlenir, çoğalır, gezer ve görürler aslında ama yinede durumu kabullenmekten başka bir çaresi olmadığını düşünür ve buna tekrar, tekrar kafa yormamanın en doğru olacağına karar verir. Yani o zamana uyar, bu kaçınılmaz bir sonuç gibidir aslında onun için. Tarih boyunca olduğu gibi korkularına yenik düşer ve kanıksar durumu. O kadar normal bir hâl alır ki yaşam, aksi ancak normal dışı gibi gelir kendisine. Örneğin evlenmeyi düşündüğünde aklından geçireceği ilk şey ömür boyu âşık olabileceği biri değildir. Başka şeyler vardır çünkü öncelikli olan, zordur hayat, bu zor hayatı birlikte tamamlayabilmek daha önemlidir onun için. Sosyal haklar, malvarlığı ya da ailesinden kalabilme ihtimali olan miras gibi. Bu bilgiler daha kalıcı ve gerçekçidir. Nasılsa bir süre sonra bitecek olan aşk, orgazm olmaya engel teşkil etmez. Ya da; Askere gidip ölmeden dönebilmektir bütün meselesi. Yanındakinin ölmesi tercih sebebidir mümkünse. Mayın temizliğinde kullanılan bir temizlik bezi olduğuna inanır. Silahın arkasında durmanın bir şans olduğunu düşünür, önündeki yalnızca şanssız olan düşmandır. Ve bir yandan yasal adam öldürmenin hazzını yaşar içinden. Hafızası 15 aydır çünkü sonrası hatırlanmayacak kadar yasaldır. Herkes gibi kolay karar verir, herkes öyle yapmıştır. Çocukluğundan beri bu göreve hazırlanmıştır. Herkes öyle doğar. O halde, sorulacak soru kalmamıştır, en büyük herkes bizim herkes…

Her ne kadar yapacaklarını ruhunu terbiye ederek teminat altına aldıysa da, karşı koyamayacağı zaafları olacaktır. Onları tatmin etmekte karşı konulmaz bir haz vereceğinden kendisine… Kontrollü ve yine az hasarlı durumu atlatabilme yoluna gidilecektir. Futbol maçlarına gidilip, bira içilecek ya da birkaç çocuk yapılıp evlilik güvence altına alındıktan sonra hayatı sorumlulukları ile birlikte eşinin sırtına yükleyip basite indirgeyecektir. Alışveriş, tatil ve bir türlü karşılanamayan ihtiyaçlar. İstisnasız her iki kutup içinde çıkacak sonuç eksikliklerin bitmeyeceği ve bunun evrensel bir gerçek olduğudur. Erkek fırsatını buldukça eşini aldatacak, kadında toplumsal şartlar gereği durumu görmezden gelecek ya da bunu isteklerini gerçekleştirmek için bir fırsat olarak değerlendirecektir.

Haberdardır, Dünyada, çevresinde olup biten her türlü durumdan, yaşanan her olumsuzluktan haberdardır. Ama bir hayvan terbiyecisi gibi terbiye etmiştir ruhunu. Görmezden gelmeyi, duymazdan gelmeyi hatta bilmezden gelmeyi bile bir refleks haline dönüştürmüştür. Bu halde olup biten her şey, olup bittiği ile kalır. Ta ki ucu kendisine dokunana dek, işte tam bu sırada dimağı açılır, adeta ışık yanar beyninde. Olup biten tüm bu olumsuzluklara karşı tepkisiz böceklerle doludur Dünya ve hiç tereddüt etmeden hayıflanır. Onca insanın arasından gelip onu bulmuştur çünkü. Oysa ondan beklenen her şeyi yapmıştır, tüm vatandaşlık görevlerini layıkı ile yerine getirmiştir. Büyük bir haksızlıktır bu, düzene itiraz etmemiştir ki hiçbir zaman. Bunca insan arasından gelip onu bulmuştur. Oysa harcanacak bir dolu böcek vardır sırada, ona gelene kadar. Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken bir an bile tereddüt etmez kendisinden. Haksızlığa uğramıştır ve bunu fark ettiği anda beyninin tüm kıvrımları en az hasarla nasıl atlatabileceğinin hesaplarını yapmaya başlamıştır. Kanıksanmış o kadar çok örnek vardır ki kafasında, sorgulamak, durumu çözümlemek aklına bile gelmeyecek kadar uzak bir ihtimaldir. Çaresiz, bekleyip görecektir sonucu ve şartlar değiştiğinde kendisine yapılanı unutmayacağını hayal edecektir.

Dünyaya gelmekle birlikte doğayı da tüketme hakkı verilmiştir kendisine. Var olan vakti üç aşağı, beş yukarı bellidir. Hepimizin bildiğini oda bilir ve ortalama insan ömrünün 64 yıl olduğunu bilerek planlar hayatını. Bu süreyi maksimum kalite ve tüketim formülü ile değerlendirir. İlk yirmi yıl çocuk, sonraki yirmi yıl yetişkin ve kalan sürede de yaşlı olacaktır. Bu bellidir, bunu hiç kimse değiştiremez. O halde plan şudur. İlk yirmi yılı sonraki yirmi yılda yapacaklarını öğrenerek ve planlayarak geçirecektir. Sonraki yirmi yılını da yaşlılığını güvence altına almak için kullanacaktır. Ve nihayet yaşlılığını da ölümden sonra cennete gidebilmek için harcayacaktır. Ateist değilse tabi, aksi halde tüm yaşlılığını yaptıklarını anlatarak ki anlatacak pek bir halt olacağını sanmıyorum, hangi ürünü hangi marketten daha ucuza alabileceğini araştırarak ve hep şimdiki gençlerin ne kadar kafasız olduğunu söyleyerek tamamlayacaktır ve belki birazda cehennem kadrosuna başka kimlerin alınacağını… Günahları geçecektir hafızasından ve tüm gücü ile zorlayacaktır bedenini. Yaptığı iyilikleri hatırlayabilmek ve kolay yoldan onlara yenilerini ekleyebilmek için. Ama hayat acımasızdır, yapılabilecek fazla bir şey yoktur, ruhunu teselli etmekten başka.

* Böcek (Birinci Bölüm)
* Böcek 2 (İlkel Böcekler)
* Böcek 3 (Savaş ve Ölüm)
* Böcek 4 (Dinler)