Ailelerini çok zor ikna etmişlerdi evlenmek için. Fakat şimdi ise çözemedikleri, anlaşamadıkları bir şeyler olduğundan şikayet ediyorlardı. İki tane kızları vardı ama onlar kendi aralarında sanki mutlu değildi. Sürekli birbirlerinden ayrı vakit geçirip, sorunu çözmeye çalışıyorlardı. Bir sabah uyanan Elif, yanında eşini göremeyince kalkıp salona bakmıştı.

Salonda yoktu, diğer odalara da baktı ama oralarda da yoktu. Pazar olduğundan işe gitmişte olamazdı. Hemen çocuklarının odasına baktı ama çocuklar yoktu. Çocukların yatağını boş görünce dehşete kapılmıştı ve telefona koştu. Eşi Alper’e telefon etti. Telefon kapalıydı ve bu Elif’i daha da korkutmuştu. Oturup ağlamaya başlayan Elif nereye gideceğini, ne yapacağını bir türlü kestiremiyordu. Hemen yatak odasına çıkıp üzerini değiştirdi ve arabasının anahtarını alıp kapıya yönelmişti. Kapıyı açtığında eşi ve iki çocuğu karşısında görünce neye uğradığını şaşırmıştı. Hemen çocuklarını kucağına alıp onlara sımsıkı sarıldı. Alper ne olduğunu eşinin gözyaşlarından tahmin etmişti. Çocuklar odalarına gidince Alper sert bir tavırla konuştu:

Sponsor Bağlantılar

“Ne o yoksa çocukları kaçırdığımı falan mı düşündün? Ben onları annelerinden ayıracak kadar vicdansız mıyım Elif?”

Elif ne diyeceğini şaşırıp kalmıştı. Kalkıp yatak odasına gitti ve üzerini değiştirip, anahtarları yerine koydu. Odayı toplayıp kızlarının yanına gitti. İkisi de yerde oyuncaklarıyla oynuyorlardı. Büyüğü Simay dört yaşındaydı, diğeri de Beray üç yaşındaydı. Onlar anne ve babalarının bu anlamsız kavgalarını daha pek anlamıyorlardı. Elif salona indiğinde Alper gazete okuyordu. Birbirlerini aslında şans eseri tanımışlardı. İkisi de Uludağ’a tatile gelmişti ve kayarken birbirlerine fena çarpmışlardı. İkisi de hatalı olduğundan birbirinden özür dilemişti ve o günden sonra iyi bir arkadaşlığa adım atmışlardı. Elif;rahmetli babasının kurduğu bankanın başına geçmişti. Alper; kendi kendine kurduğu restorantın sahibiydi. İkisi de gayet varlıklıydı fakat aileler evlenmelerini istemiyordu. Zar zor ikna etmişler ve evlenmişlerdi. Her ne kadar kavga etseler de onlar birbirlerini seviyorlardı. Alper’in yanına oturan Elif suçlu gibi başını öne eğip konuşmuştu:

“Özür dilerim. Sanırım biraz fazla oldu. “

Alper hiç umursamıyormuş gibi başını gazeteden kaldırmıyordu ve okumaya devam ediyordu. Elif ilgilenmediğini görünce gazeteyi elinden almıştı. Alper eşinin gözlerinin içine bakıp birşeyler söyledi:

“Elif tamam diyelim ki özrünü kabul ettim peki söyler misin bana acaba bu husumet aramızda daha ne kadar devam edicek ya? Ne zamana kadar aynı yatakta bir yabancı olarak yatmaya devam edicez? Ya da ben çocukları parka götürdüğümde geri getireceğimden ne zaman emin olucaksın?Bak bu böyle gitmez ya buna dur diyelim yada adaletli bir şekilde ayrılalım. . . “

Bunları söyleyip yerinden kalkan Alper kitaplarını koyup kütüphane haline getirdiği odasına gitmişti. Elif olduğu yerde kalakalmıştı, . Çünkü bu ağızdan çıkan ayrılık lafı onu baya sarsmıştı. Tabi aynı şekilde Alper’i de sarsmış olacak ki odasında bir kaç damla gözyaşını kitaplarının arasına bırakmıştı. Karısını çok seviyordu ve ondan ayrılmak istediğini söylemesi ona çok acı vermişti. Elif salondan çıkıp mutfağa gitmiş ve yemek yapmaya başlamıştı. O kadar sinirliydi ki parmağını hafif kesmişti ama çok fazla kan akınca paniklemiş o acıyla “ah”diye bağırmıştı. Bunu duyan Alper koşarak mutfağa gelip eşinin parmağını görünce hemen dolaptan yara bandını alıp önce kanı silmiş ve bandı yapıştırmıştı. Elif eşinin bu hareketliliğini küçük bir tebessümle seyrediyordu. Alper kafasını kaldırıp eşine bakınca oda gülümsemişti. Alper eşine o kadar yakındı ki Elif’in soluk alışını duyabiliyordu, biraz daha yaklaştı ve eşini boynundan masumca öpmüştü. Elif eşine sarılmış ve kulağına fısıldamıştı:

“Seni çok seviyorum. “

İşte ipler tamda burda kopmuştu ve ikisi de birbirine sarılıp barışmışlardı. Alper eşini kucağına alıp mutfaktan çıkarken Simay kapıya gelmişti. Elif hemen eşinin kucağından inip kızını kucağına almıştı. Tabi bu duruma ikisi de gülüyordu. :

“Annecim noldu?”

“Beray uyudu. Canım sıkıldı. “

“Sen babayla salona git. Bende kardeşini yatağına yatırıp geliyorum. “

Elif gülmeye devam ederek yukarı çıkmıştı ve kaloriferin yanında kedi gibi kıvrılıp yatan kızını kucağına alıp beşiğine yatırmıştı. Sonra da öpüp, güzelce üzerini örtmüş ve aşağı inmişti. Salona gidip Simay’ın yanına oturuvermişti. :

“Bitanem sen babayla çizgi film izle bende akşam için size güzel mamalar yapıyım. Tamam mı?”

“Gülpınar teyze neden yapmıyor?”

“Ama bitanem hani geçen hafta izne ayrılmıştı ya daha gelemedi. “

Elif kalkıp mutfağa gitmişti ve parmağını öpüp kendi kendine konuştu:

“İyiki parmağımı kesmişim ya”

Artık barışmışlardı ama iki gün sonra edecekleri büyük kavgadan ikisinin de haberi yoktu. Havalar artık iyice soğumuştu. Akşama doğru yemekten sonra Beray biraz ateşlenmişti. Elif sirkeli suyla ateşi düşürmeye çalışsa da başaramayınca Beray’ı giydirip hep birlikte hastanenin yolunu tutmuşlardı. Çocuk Doktoru Kemal Bey odaya girdiğinde Elif’i görünce hemen tanımıştı. Beray odada dinlenirken, Elif ve Kemal Bey de kafeteryada konuşuyorlardı.

“Çocukların kocaman olmuş. Seni görmeyeli uzun zaman oldu.”

“Ya bir ara telefonun vardı ama sonra kaybettim ve bir daha da bulamadım. “

“Neyse bak bu kartta numaram var. İstediğin zaman ara, buyur gel canım, Beray da gayet sağlıklı, sana verdiğim fitili eğer çok ateşlenirse verirsin”

“Tamam canım ya çok sağol. “

“Bu yaştaki çocukların ateşlenmesi çok normal, çünkü diş çıkarıyorlar”

“Hımm evet anladım. Neyse ben kalkayım”

Elif odaya gidip Beray’ı giydirir ve hastaneden ayrılırlar. Tabi eve gidene kadar Alper yine binbir çene çalar.:

“Kemal Bey ile nerden bu samimiyet?”

“Nerden olucak, üniversiteden tabikide, çok iyidir ya baya özlemişiz biribirimizi”

“Belli çocuklarını ve beni odada unutacak kadar özlemişsin. Neyse bu konuyu daha fazla uzatmayıp kapatıyorum. “

Eve geldiklerinde Beray inat edip odasında uyumak yerine salonda anne ve babasıyla oturup televizyon izlemişti. Alper ve Elif çocuklarını ortalarına alıp televizyon seyrediyorlardı. Elif kafası Kemal deydi. Çünkü üniversitedeyken Elif’e sırılsıklam aşıktı. Eğer Elif’in karşısına Alper çıkmasaydı oda aşık olabilirdi. Şu anda Elif’in Kemal’e karşı hissettikleri arkadaşlıktan öte birşey değildi ama Kemal’in hala evlenmemiş olması Elif’in aklını karıştırıyordu.

Simay televizyonda annesine sevdiği bir ünlüyü göstermeye çalışırken Alper de eşine bakıyordu ama Elif o kadar dalmıştı ki ne kızının nede eşinin bakışını görmüyordu bile, , , Simay annesinin koluna dokununca Elif ne olduğunu şaşırmıştı. :

“Noldu annecim?”

“Bak bu ünlüyü ben çok seviyorum. “

“Hımm evet gördüm. Ben lavobaya kadar gidiyim, siz izleyin. “

Elif yatak odasına çıkıp çantasından aldığı karta bakmıştı. Tam bu sırada da eşi gelince kartı arkasına
saklayıverdi tabi Alper kartı zorla alıp okudu ve kızmıştı:

“İçerde de bu yüzden mi dalgındın? Elif noluyor ya? Kemal Bey seni bu kadar çok mu etkiledi, birde kartını vermiş. “

“Saçmalama Alper ya ver şu kartı”

“Asıl saçmalayan sensin, iki çocuk annesine bak liseli aşıklar gibi dalıp gidiyor. “

“Öf Alper ya amma da büyüttün. “

Alper kartı yırtıp atmıştı ve aşağı indi. Elif ise kartın kırıntılarını toplayı çöpe atmış ve aşağı inmişti. Çocuklara;

“Hadi bakalım doğru yataklara”

“Anne ya biraz daha oturalım. “

“Hayır hadi dedimm”

İkisinin de ellerinden tutan Elif çocukları yatırıp ışığı kapatıp salona inmiş ve kavganın sinyallerini vermişti bile:

“Ne yaptığını sanıyorsun Alper?Niçin kartı yırttın?”

“Karımı kıskanmak suç mu?”

“Offf  nasıl bir kıskançlık bu ya? O benim arkadaşım ki, üstelik evli olduğumu, çocuklarımı dahi gördü. Daha ne kıskanıyorsun?”

“Elif bu konuyu tartışmak yerine yatıp uyusak. “

Konuyu kapatmıştı ama daha sonra ister istemez bu konu yine açılacaktı. Sabah çocukların bakıcısı ve aynı zamanda evin işlerini de gören Gülpınar Hanım gelmişti. Alper sabah erkenden işe gitmişti ve Elif’te biraz geç gideceği için saat on a kadar uyumuştu. Kalktığında kahvaltı hazırdı ve Gülpınar Hanımı görünce sevinmişti. :

“Evine hoşgeldin”

“Hoşbulduk Elif Hanım, sizi ve çocukları çok özledim. “

“Valla çocuklarda seni çok özledi. Hala uyuyorlar mı?”

“Evet ikisi de uyuyor. Buyrun siz kahvaltı edin. “

“Tamam, hadi sen de gelde birlikte edelim. “

“Alper Bey çok erken gitmiş. Ben görmedim. Nasıl, iyi mi?”

“İyi iyi çok iyi, “

Elif kahvaltısını bitirip işine gitmişti. Tabi işe gitmeden evvel Hastaneye uğramıştı. Kemal’i görüp kafeteryada biraz oturmuştu. :

“Telefonunu bekledim belki ararsın diye ama aramadın. “

“Hımm evet arayamadım. Çünkü şey biliyorsun benim kızlar biraz yaramaz, kartı alıp kaybetmişler. “

“Hmm ben de aramak istemedin sandım. Sen ver ben kaydedeyim numaranı”

“Şey tabi 05xxxxxx”

“Tamam kaydettim. Eee nasılsın dünden beri?Beray nasıl?”

“Beray iyi yani ateşi arada çıkıyor ama fitil iyi geldi. Dişlerini tam olarak çıkartana kadar uğraşıcaz ne yapalım”

“Evet biraz öyle olucak ama geçer. Şey Elif acaba birgün dışarda yemek yer miyiz?Yani eşine de söyle hep beraber çıkalım. “

“Alper’in çok işi var ama yinede söylerim. Kemal neden evlenmedin?Ya çok pardon böyle pat diye sordum ama istersen kapatalım. “

“Aslında bir sebebi var ama bunu belki daha sonra söyleyebilirim. “

“Tamam canım, ben artık gidiyim. “

“Tamam hoşçakal”

Elif Hastaneden ayrılınca arabasında bir müddet düşündü. İçinde garip bişeyler oluyordu. Alper çok seviyordu fakat bu içindeki anlamsız kıpırdama da neydi böyle???Elif arabayla işe gitmek yerine tekrar eve yöneldi. Arabadan inip hızlıca anahtarla kapıyı açtı ve yatak odasına girdi. Dolabındaki sakladığı anahtarı alıp bodrum katındaki o eski defteri eline aldı. İçinde bir sürü Kemal’le çekilmiş fotoğrafları vardı ve tekrar okudu yazılan yazıları;

“Merhabaaa  bugün iğrenç bir gündü ve ağlamaktan yeni kurtuldum. Kemal meğer beni seviyormuş bunu açık açık dile getirdi. Resmen şok oldum ama sanki o kadar da kızamadım ona, , neden bilmiorum ama çok fazla tepki vermedim. Ondan bi ara hoşlanıyordum ama içimde bitirmiştim o bana arkadaşça yaklaştığı için fakat şimdi de o bana beni sevdiğini söylüyor. Ne yapmalıyım bilemiyorum tek korkum Kemal’e yeniden aşık olmakkk”

Yazıları okuyup bitiren Elif defteri kapayıp yerine koymuştu, durdu ve düşündü. Demek ki oda bi ara Kemal’den hoşlanmıştı ama sonra bu sevgiyi içinden atmıştı. . . Tekrar arabasına atlayıp son sürat bankaya gitti ve odasına geçip kimseyi kabul etmemişti. Kendisini toplaması gerekti ve bunu Alper’e belli etmeden yapmalıydı. Gün uzayıp giderken keşke sıkıntılarımızı da alıp götürse halbuki hergünün doğuşunda yeni sıkıntılarımıza merhaba diyorduk. Büyükten küçüğe herkesin ufakta olsa bir derdi vardı. Önemli önemsiz toplumun ortak sorunuydu bu. . . Hislerimizi kontrol ede bilsek kalbimize söz geçirmemiz imkansızlaşıyor kimi zorda olsa geçirebiliyor fakat kimi de Elif gibi geçiremeyip ortada kalıveriyor. Elif’in aklı o kadar karışmıştı ki nasıl çözeceğini oda bilmiyordu. Kemal’i görünce sanki eskiye gitmişti. Alper’i ne kadar severse sevsin onun ilk aşık olduğu kişi Kemal’di ve uzun yıllardan sonra onu görünce eski duyguları yüzeye çıkmıştı. İşte aşkın kötü yanı da buydu. Ne evlilik dinliyor nede çocuk dinliyordu. Akşama doğru eve giden Elif çocuklara bile bakmadan banyoya girmiş ve sanki bütün düşüncelerden arınmak için banyoda oyalanmıştı. Banyodan çıkınca hemen giyinip salona inmişti. Gülpınar Hanım mutfakta yemek yapıyordu, çocuklar ise salonda televizyon seyrediyorlardı. Simay annesini görünce yanına gidip kucağına atlamıştı:

“Hoşgeldin annecim”

“Hoşbulduk kızım, Beray sen napıyorsun annem?”

Beray annesinin yanağına bir öpücük kondurup televizyon seyretmeye devam ediyordu. Simay’da kucaktan inip kardeşinin yanına oturmuştu. Elif mutfağa gidip Gülpınar Hanım’a baktı ve yanında oturmuştu:

“Az sonra yemek hazır olur”

“Farketmez benim karnım tok”

“Elif Hanım iyi misiniz?Sanki biraz moraliniz bozuk gibi”

“Yok sana öyle gelmiş. Ben odaya gidip biraz yatıyım. Bugün çok yoruldum da”

Yatak odasına gidip yatağına yatan Elif gözlerini kapatıp hiçbirşey düşünmek istemiyordu ama elinde değildi. On dakika sonra içeri Alper girmişti ve eşinin uyuduğunu sanıp yanağından öpmüştü. Elif gözlerini açmadı ve odadan çıkmasını beklerken Alper üzerini değiştirip Elif’in yanına sokuluvermişti. Elif’te uyanmış gibi yapıp kalkıcaktı ki Alperin kolundan çekmesiyle yatağa tekrar yatması bir olmuştu:

“Alper yapma, aşağı inelim hadi”

“Hayatım daha yemek hazır değil, hem ne bu surat böyle”

“Yorulmuştum bugün birazda ondandır. Hadi kalk”

“Elif bütün gün seni görmediğim için çok özlüyorum ya nolur biraz daha böyle kalalım.

Yoksa sen artık beni sevmiyor musun?”

Bu soruyu hemen cevaplayamamıştı ve biraz düşündü, neden seviyorum diyemiyordu ki birde Alper’in kendisinden bi cevap beklediğini görünce:

“Saçmalama tabiki seviyorum” demişti. :

“Tamam hadi kalkalım o zaman”

Çocukları yediren Gülpınar Hanım kendi de yedikten sonra sofrada Elif’i ve Alper’i başbaşa bırakmıştı. Elif pek bişey yemiyordu. Sofradan kalkıp bilgisayar odasına gitmişti. Bilgisayarını açıp gelen maillerine baktı ve ardından msn adresine girip arkadaşlarıyla sohbet etmeye koyulmuştu. Tam bu sırada birisinn daveti geldi ve Elif kabul etti.

Onu ekleyen kişi Kemal’di. Konuşmaya daldılar ve baya konuştuktan sonra Alper gelmişti. Sayfayı acele bir şekilde kapatan Elif’in yüzü sapsarı kesilmişti. Tabi Kemal bişiler yazınca ekrana geldi ve Alper’de okuyunca delirmişti. :

“Bravo Elif bravo, , ben seni bu adamdan uzaklaştırmaya çalışırken sen kalkmış neler yapıyorsun ya, artık msn den mi konuşuyorsunuz. İyi devam et konuşmaya ben rahatsız etmeyim. “

Kapıyı çarpıp
yatak odasına çıkan Alper’in ardından Elif’te çıkmıştı:

“Alper lütfen yanlış anlama nolur. Biz sadece iki eski arkadaş olarak konuşuyoruz. “

“Elif yeter artık ya bıktım senin şu masum rollerinden, bence biraz uzaklaşıp ikimizinde düşünmeye ihtiyacı var. Çocuklar sende kalsınlar ben bir kaç günlüğünle şehir dışına çıkıcam.”

“Alper hayatım nolur böyle yapma, nereye gidiceksin ya?”

“Ben bulurum bir yerler boşver sen beni, hadi git de arkadaşın beklemesin koş”

Alper bavulunu toplayıp çocuklarının yanına inmişti ve Simay’a durumu güzel bir dille izah etti:

“Babacım benim önemli bir işim çıktı. Birkaç gün eve gelmicem tamam mı?”

“Tamam ama çabuk gel baba”

“Tamam kızım çabucak gelicem. “

Alper çıkıp giderken Gülpınar Hanım ise hemen Elif’in yanına koşup ona bakmıştı. Elif’i yerde oturmuş ağlarken görünce şaşırmış ve yanına gitmişti:

“Hanımefendi hadi kalkın hadi, , noldu size?”

“Gülpınar her şey bitti her şey, , kaybettim onu bile bile kaybettim. Alper yok artık bitti her şey”

“Elif Hanım tamam sakin olun lütfen”

Elif’e sakinleştirici veren Gülpınar Hanım onun uyumasını sağlamıştı. Bilgisayar odasına gidip bilgisayarı da kapamıştı salona gidip çocukların yanında otururken Beray anne diye tutturunca çocukları alıp odasına götürmüş ve oyuncaklarınla oynatmıştı. Elif ise bir kaç saat uyuyup sakin bir şekilde kalkmış ve çocuklara bakmıştı. Çocuklar uyuyordu.

Saate baktı ve saat tam on birdi. Telefonla Kemal’i arayıp adresi verdi ve gelmesini söylemişti. Kemal gelip Elif’, evden almış ve arabayla sahil kenarına gitmişlerdi. :

“Sen iyi değilsin noldu? Alper evde değil miydi?”

Elif ağlamaya başlamıştı ve hiç durmuyordu sanki gittikçe daha da fazla ağlıyordu. Kemal sarılıp teselli etmeye çalışıyordu:

“Kemal terketti beni, gitti. Uzaklaşalım biraz düşünelim dedi. Beni senden kıskanıyor ve sırf seninle konuştum diye
evi terk etti. “

“Anlıyorum. Keşke bunu bana daha önce söyleseydin de bende senden uzak dururdum. Bak Elif nasıl söylicem bilmiyorum ama bana tokat ta atsan yada bağırıp çağırsan da söylemek istiyorum. Ben senin için evlenmedim, seni o kadar çok sevdim ve seviyorum ki değil bi kadınla evlenmek arkadaş bile olamıyorum. Seni yıllar sonra tekrar karşımda bulmak çok güzel bi duygu, kader bizi yine birleştirdi. Sen evlisin ve eşini çok seviyorsun iki de güzel evladın var ama inan bunları ne kadar tekrar etsem de senden vazgeçemiyorum. “

“Kafam iyice karıştı. Aslında beni sevdiğini söylemeden ben senden hoşlanıyordum ama bana arkadaş gözüyle baktığın, için hiç açılamadım sana fakat ben seni içimde bitirmeye başlamışken sen bana seni seviyorum demiştin ne yapacağımı şaşırmış halde hemen uzaklaştım senden ve tatile gittim. İşte tam bu arada da Alper’le tanışıp evlendim. Sırf seni unutmak için, senden uzak olmak için”

“Tamam da neden?”

“Seni seven bir tek ben değildim. Burcu’yu hatırlıyor musun oda bana bir kaç gün öncesinden seni sevdiğini itiraf etmişti. Seninle evlenmeyi, senden bi çocuk sahibi olmayı istediğini ve daha bir çok hayalini benimle paylaşmıştı. Bu durumda seninle bi gelecek hayatta hayal edemezdim. “

“Peki birşey sorucam hala içinde bana ait birşey var mı?”

“Şu an o kadar karışık bir durumdayım ki ne desem yalan olur. Alper’den ayrılmak istemiyorum. Çünkü bizim iki çocuğumuz var yani öyle pat diye ayrılamayız ki, onları düşünmemiz lazım. Üstelik Alper’i seviyorum, o da beni seviyor yani evi terketmeden önce seviyordu şimdi bilmiyorum.”

“Anlıyorum canım fakat ben ne olursa olsun hep yanındayım bak tamam mı?Bunu unutma”

“Tamam canım hadi beni eve bırak saat on iki olmuş. “

Elif arabadan inerken Gülpınar Hanım’da yukarıdan pencereden Elif’i seyrediyordu. Elif asansörle kapıya gelmiş ve anahtarı çıkarırken Gülpınar Hanım kapıyı açmıştı. Elif ile salona gidip oturdular:

“Elif Hanım arabasından indiğiniz bey kimdi?”

“O arkadaşım Kemal ismi, , birazda onun yüzünden tartıştık Alper’le. . o gördüğün adam benim ilk aşkımdı yani ilk aşık olduğum, sevdiğim adamdı. Fakat birtürlü olmadı ve sonunda Alper’le evlendim. “

“Elif Hanım belki bana kızıcaksanız ama siz o beye hiçte mazide kalmış basit bir arkadaş gibi bakmıyordunuz. Sanki yeniden aşık olmuş gibi duruyorsunuz. Bakın sizden yaşça büyük olmam biraz tecrübemin fazla olması demek, lütfen kötü bişey yapmayın, Alper Bey’i seviyorsunuz biliyorum ama sonuçta o bey de ilk aşık olduğunuz insan ve aklınıza girerse, size ilgi gösterirse inanın ona olan o duygularınız tekrar yüzeye çıkar. Buna izin vermeyin bu güzel yuva yıkılmasın. “

“İşte bende kaç gündür bunun mücadelesini veriyorum. Kaç defa kendi kendime konuştum ama olmuyor Gülpınar Hanım olmuyor. Onu ilk gördüğümden beri hep içim kıpır kıpır. Neyse daha fazla konuşmak istemiorum yatıcam, iyi geceler”

Elif yatıp gözlerini kapatınca derin bir uykuya yenik düşer. Sabah Kemal arabayla almaya gelir ve telefon edip Elif’i dışarı çağırır. Elif hemen hazırlanıp hemen kapıya koşar ve günler böyle geçerken ikiside birbirine iyice alışır İkinci hafta sonu hep birlikte dışarı çıkarlar ve bu sırada Alper’de evine döner. Eve geldiğinde kimseyi göremeyin ce Gülpınar Hanım’dan herşeyi öğrenir ve evde beklemeye başlar. İki saat sonra Elif kahkahalarla kapıyı açıp içeri girer ardından Kemal, çocuklar… Bu durumu gören Alper daha da sinirlenir. Kemal Alper’in geldiğini görünce geri adım atıp gider. Çocuklar babalarının boynuna sarılırken Alper’in öfke dolu bakışları ise Elif’i iyice korkutur. Çocukları Gülpınar Hanım alıp odalarına çıkarıp oyalarken Elif ve Alper de salonun kapısını kapatıp konuşurlar. Alper Elif’in kolundan tutup onu koltuğa iter ve kurşun gibi sözlerine başlar. :

“Allah kahretsin ya, evden ayrılmamdan çok mutlu olmuşsun anlaşılan, Kemal efendi de eve baya alışmış. Burda kalıyordu herhalde tabi ben gelince düzeninizi bozdum değil mi?Elif onunla yattın mı?Doğru söyle bana”

“Alper ne diyorsun sen ya saçmalama, Kemal sadece arada gelip sohbet ediyordu o kadar, çocuklar ona iyice alıştı. Oda çocukları çok sevdiğinden gelip gidiyordu. Bu evden seni ben zorla göndermedim sen kalkıp kendin gittin. O soruyu bana sordun ya yazıklar olsun. . . istediğin nedir ayrılmak mı?Tamam hemen yarın işlemleri başlatıcam. Çünkü evliliğimizin sevgisi bitti, nefrete dönüştü resmen ya”

“Tamam yarın bende işlemleri başlatırım. Fakat küçük hanım çocuklarımı sana bırakmam alıcam onlarıda yanıma”

“Alper beni onlardan ayıramassın anladın mı?Beray’ın daha bana ihtiyacı var. Simay’da bende kalmak isteyecektir. “

“O zaman Simay’ı alırım, Beray sende kalsın, , bende istemezdim kardeşleri ayırmayı ama herşeyi sen yaptın. “

Alper eşyalarını hazırlar ve Simay’ı alıp gider. Simay giderken anne diye ağlsada fayda etmez. Elif kızının arkasından bağırır ama malesef Alper çoktan gitmiştir. O gece Elif Hastaneye kaldırılır ve sabaha kadar hastanede kalır. Gülpınar Hanım ise Beray ile evde kalır. Kemal Elif’in yanından bir an olsun ayrılmaz ve onunla konuşup onu sakin leştirmeye çalışır. :

“Merak etme diğer kızını alıcaz.”

“Kemal ben o olmadan yaşayamam. Nolur bişiyler yap Simay’ı istiyorum
nolurrrr”

Kemal daha fazla bu yalvarışlara dayanamayıp mahkeme açar. Aradan bir kaç gün geçince mahkemeye giderler ve çocukların ikisi de anneye verilir. Hayat böyle gider ve Elif ile Kemal evlenir, , Alper’de çok geçmeden biriyle evlenip ikiside mutlu mesut yaşamışlardı.