Bugünlerde milli eğitimde devrim gibi bir adım atıldığını duyduğumda heyecanlandım. Acaba ne oldu? İkili eğitim mi bitiyor, öğretmen açığı mı kapanıyor yoksa okul binaları az katlı ve büyük bahçeli mi yapılacak diye ümitlendim. Ancak bir de ne göreyim! meğer devrim bunlar değilmiş. Ya neymiş devrim? Öğrenci andı kaldırılacakmış…Devrim buymuş. Öğrenci andını kaldırmak devrim mi? Devrim yukarıda saydıklarım. Öğrenci andını kaldırmakla bu ülkede kürt çocuklarını ayrımcılıktan kurtarmıyorsunuz. Çünkü bu and okullarda bir düzen ve disiplin aracı olarak kullanılır. Hiçbir türk ya da kürt çocuğu bu andı okuyarak bilinçlenmez ya da tam tersi. Bu and pedagojik değildir çünkü o yaştaki çocuklara and okutarak ne milli bilinç uyandırabilir ne de milli bilincini yok edebilirsiniz. Anlasanıza çocuklara uzaktır bu işler. Onlar sıraya geçmeyi, askercilik oynamayı, bağırmayı ve yaramazlık yapmayı severler. Arkadaşından ya da yan sınıftan daha çok bağırmak peşindedirler ve böylelikle öğretmenden aferin almayı düşlerler. Bu andla biliçaltına da bir şey olmaz merak etmeyin. Ben size asıl ayrımcılıktan bahsedeyim.

Sponsor Bağlantılar

Örneğin varoşlarda okuyan çocuklarla, zengin semtlerde okuyan çocuklar arasındadır asıl ayrımcılık. Zengin her türlü imkanla çocuğunu yetiştirirken, varoş insanına hem hizmet götürmeyip hem de okula para vermeyin demektir ayrımcılık. Çünkü fakirin çocuğu okumasındır amaç ve asıl ayrımcılık budur… Halkın karşısına geçince son model pırlanta dişlerle sırıtıp, sizleri seviyoruz deyip, kapalı kapılar ardında bırakın ya, ne halleri varsa görsünler, gönderin sürgün öğretmenleri, stajyerleri demektir ayrımcılık. Birileri öğrenci andı ayrımcılıktır derken asıl ayrımcılıkları örtüyordur sadece. Bu ayrımcılıklar dururken andı kaldıracaklarmış ve ayrımcılık bitecekmiş… Yersen…