SSCB in dağılmasından sonra 23 eylül 1991 de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan, Türkiye ye yönelik ‘‘sözde soykırım’’ iddialarını devlet politikası haline getirmiştir. Ermeniler zulüm ve haksızlığa uğramış imajı yaratarak, dünya kamuoyunu başta ABD VE FRANSA olmak üzere belli başlı devlet ve uluslar arası kurum ve kuruluşları Ermeni davası lehine çekmeye çalışmaktadırlar.

Sponsor Bağlantılar


Bunun sonucu olarak da başta Türkiye cumhuriyeti devletinden yüklü  miktarda tazminat ve uluslar arası arenada saygınlık kazanmak, daha sonraki aşamada ise Türkiye cumhuriyetinin sınırları içinde bulunduğunu iddia ettikleri sözde Ermeni topraklarını iadesi ve son aşamada  BÜYÜK ERMENİSTAN kurma politikası izlemektedirler.

Ermenistan bu amaç doğrultusunda uluslar arası arenada ve devletler düzeyinde girişimlerde bulunmaktadır. sözde soykırımın tanınmasını destekleyen girişimler özellikle Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturalya, Lübnan, Yunanistan, Kanada, Rusya, ABD ve Arjantin de  yoğunlaşmış ve bu ülkelerde ardı ardına soykırım anıtları dikilmeye başlamıştır. sözde soykırım anıtıyla yetinmeyen devletler okullarında sözde soykırımı ders olarak okutmaktadırlar. Ermenistan cumhuriyeti soykırım iddialarını devlet projesi haline getirmiş ve uluslar arası arenada bunun savunuculğu’nu çok ciddi bir şekilde yapmaktadır. . Ermenistan ın uluslararası arenada bu denli etkin olmasının en önemli sebebi özellikle ABD ve FRANSA da bulunan lobisidir. Fransa ve ABD de bulunan lobi her fırsatta sözde ermeni soykırımını kabul ettirmek için gerek devlet bürokrasisin de gerek is yerel düzeyde çalışmalarını yoğunlaştırmış ve etkin rol almıştır. özellikle lobi bulunmuş oldukları ülkelerin bürokrasisine yön verecek güç e sahip olmuştur. bunun örneği olarak: 29 Mayıs 1998 de Fransa meclisinin sözde Ermeni soykırımının resmen tanınmasına dair tasarının onayı için senatoya gönderilmesidir.

Türkiye –Ermenistan arasındaki ilişkilerde ter-Petrosyan ılımlı bir politika izlemiştir, fakat bu uzun sürmemiş Nisan 1998 de Koçaryan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, Ermenistan da aşırı milliyetçi hareketler serbest bırakılmış ve Koçaryan’ın tutumuyla Türkiye-Ermenistan arasında sertlik politikası izlenmiştir. Bunun yani sıra Koçaryan, yapmış olduğu resmi bir açıklamada’ soykırımı hiçbir zaman unutmayacaklarını, dünyaya bu trajediyi hatırlatmak durumunda olduklarını, soykırımın cezasız kaldığını ve uluslar arası tanıma ile kınamanın layık olduğu şekilde gerçekleşmediğini” ifade etmiş, birleşmiş milletler genel kurulu’nun 53. oturumunda bilinen iddialarını tekrarlayarak, Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan tarafından abluka altına alındığını dile getirmiştir.

Petrosyanın Cumhurbaşkanı seçimlerini Sarkisyan’a kaybetmesinden sonra da aynı sertlik ve uzlaşmazlık devam etmiştir. sarkisyanın hocalı katliamının sorumlusu ve katliamın emrini vermesi Türk toplumunda  ‘KATİL’isminin almasının nedeni olmuştur. Sarkisyanın da sözde ermeni soykırımı iddiasının savunucusu olması, Ermenistan-Türkiye  komşuluk ilişkilerine ağır zarar vermiştir. son dönemlerde Türkiye’in komşularıyla ‘sıfır’ problem adıyla dış politikada izlediği yol Ermenistan ı da içine almıştır. Ermenistan ile diplomatik yol denenmiş, sınırların açılması gündeme gelmiş, hava sahasının açılması, ermeni vatandaşlarına vizesiz geçişler gibi bir takım açılımlar önerilmiş, ve en büyük adım olarak protokoller imzalanmış ancak ermeni tarafı büyük ekonomik sıkıntılarına rağmen LOBİLERE boyun eğerek bu  hayati fırsatı elinden kaçırmış bulunmaktadır. Ermenistan’ın üzeride bir Ermenistan yani LOBİ olduğu bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.

Günümüzde sözde Ermeni soykırımı adı ile bütünleşmiş olan ermeni sorununun:Türkiye’den tazminat almak ve ardından toprak talep etmek, PKK terör örgütüne açık ve örtülü destek vermek ve Türkiye ye dost olmayan  ülkelerle ittifak kurmak suretiyle Türkiye aleyhinde  faaliyetlerde bulunmak ve yukarı Karabağ konusunda Azerbaycan uzlaşmaz bir tutum içersinde olmak gibi boyutlara ulaşmıştır.  Bu sorun ve problemlerin kolay çözüleceğini kimse düşünmemektedir, fakat iyi niyet göstergesi yapmak bile yeterli olacaktır sorunun çözümü için. Ermenistan kısa vadede problemlerin çözümü taraftarı olmayacaktır en azından Rusya ve Avrupa ülkelerinin desteği olduğu sürece…

 
YUNUS SEBA