A. ŞEKİL YÖNÜYLE İNCELEME

Kitabın Adı: Fadiş
Yazarın Adı ve Soyadı: Gülten Dayıoğlu
Yayınlayan: Altın Kitaplar Yayınevi
Sayfa Sayısı: 160
Baskı: 66. Baskı
Basıldığı Yer ve Tarih: İstanbul, Nisan 2013
Edebi Türü: Roman
Yaş Grubu: 5. Sınıf ve üzerine uygundur.
Kitabın Boyutu: 19cm x 13,5cm
Kapağın Cinsi: Karton Kapak
Kağıdın Özellikleri: Hamur
Karakter ve Punto: Arial, 12 Punto

Sponsor Bağlantılar

B. İÇERİK YÖNÜYLE İNCELEME

1) Olayın Özeti: Kurtuluş savaşı yıllarında, varını yoğunu kaybeden Naciye Kadın, Toroslu kasabasının sakinleri tarafından yapılan evinde kızı Cemile ile yaşamaktadır. Topraklarını satarak günlük geçimlerini sağlamaktadırlar. Kızı Cemile’yi kasabada terzilik yapan Kamil Bey ile kendisinin de yanında kalması şartıyla evlendirir. Fakat Kamil Bey bir süre sonra eviyle ilgilenmemeye ve Cemile ve annesine eziyet etmeye başlar.

Cemile’nin Fadiş adında bir kızı olur. Altı ay içinde Kamil Bey, artık şehirde yaşamak istediğini söyleyip evini terk eder. Annesi ve kızıyla yalnız kalan Cemile, başkalarının işlerini görerek geçimlerini sağlamaya çalışmaktadır. Hasta ve yaşlı olan Naciye kadın ölmesi üzerine Cemile de kızını alarak kocasının yanına şehre gelir fakat Kamil Bey Cemile’yi istemez. Cemile de çocuğundan ayrılmak istemez ve kızını alıp bir hemşehrilerinin yardımıyla İstanbul’ da buldukları işe başlar.

Cemile İstanbul’da bir doktorun evine hizmetçi olarak çalışmaktadır. Bir yıl kadar Cemile ve Fadiş burada kalırlar fakat evin hanımının Fadiş’ e kötü davranması sebebiyle buradan ayrılırlar. Hemşehrileri Fatma Hanım’ın onlara yeni bir iş bulması ile hayatları düzelen Fadiş ve annesini Kamil Bey bir süre sonra bulur ve Cemile’ye boşanmak istediğini belirtir. Cemile boşanmaya razı olmaz ve Kamil Bey Cemile’ye isteğini kabul ettirmek için kızları Fadiş’ i kaçırır. Fakat evlenmek istediği kadın Fadiş’ i istemez.

Cemile kızının Kamil Bey’de olduğu haberini alır almaz hemen onları bulmaya Akkale’ ye gider fakat Kamil Bey’i orada bulamaz ve kızının Gökpınar’ da olduğunu öğrenir. Kamil Bey Fadiş’ i teyzesinin oğlunun karısı Gülsüm Hanım’a vermiştir. Gülsüm Hanım ve eşinin çocukları olmamaktadır ve Fadiş’ in yanlarında kalması için Cemile’yi ikna etmeye çalışırlar fakat Cemile kabul etmez ve kızını alıp gider. İstanbul’da bir hemşehrisinin yanında kalarak iş arayan Cemile en sonunda yanında kızı olduğu için iş bulamayınca kızını aylık vermek koşulu ile bir yaşlı kadına emanet eder.

Hafize Nine Fadiş’ e kendi kızı gibi özenle bakmaktadır. Kamil Bey bu sırada kasabaya taşınmıştır ve kızını istemektedir. Cemile’yi tekrar birlikte olma vaadiyle kandırır ve Hafize Nine’yi de aldatarak Fadiş’ i kaçırır ve Hamdi Bey’in yanına Tanardı’ ya götürür.

Buraya yerleşirler. Kamil Bey boşanana kadar Cemile’ye kızını göstermemeye kararlıdır. Kızını amcası Hamdi Bey’de bırakarak ortalıktan kaybolur. Yenge Fatma Hanım Fadiş’ e iyi davranmamaktadır, çocuğu olduktan sonra en ağır işleri bile Fadiş’ e yaptırmaktadır.

Cemile kızının amcasında olduğunu öğrendiğinde onu almak istemiştir fakat daha sonra Hamdi Beylere aylık yollayarak kızının onlarda kalmasına razı olmuştur. Fakat bir süre sonra yenge ve amca Cemile’ye kızını almasını söylerler. Cemile çaresiz kalmıştır ve kızına aylık ile bakacak başka bir yakın aramaya koyulur. Akrabası Zehra Kadın razı olur, çocuğa bakabileceğini söyler.

Fadiş Tanardı’ dan Örenköy’ e gider ve Zehra kadının yanında kalmaya başlar. Fadiş bu aileye ve köye çabuk alışır. Birçok arkadaş edinir ve Zehra Kadının oğlu Hasan’la da kısa sürede dost olurlar. Fadiş bu köyde sağlığına ve neşesine kavuşur güzel bir köy hayatı geçiren Fadiş’ in annesinin de gönlü rahattır. Fadiş okula başlar ve başarılı bir öğrenci olan Fadiş’ i daha sonra annesi yatılı bir okula vermek üzere yanına alır. Fadiş’ in köyden ayrılmasına herkes çok üzülmüştür fakat Fadiş ve annesini güzel günler beklemektedir.

2. Kişiler (Şahıs Kadrosu)

a. Asıl Kişiler:

Fadiş: Kitaba ismi verilen küçük kız. Küçük yaşlarda annesi ile babasının ayrılması ile kader kurbanı olmuştur. Babasının hayırsızlığı ve annesinin de çalışması gerektiği için roman boyunca hep bir yerlerden bir yere sürüklenmiştir. Küçücük kalbiyle hayatın zorluklarına göğüs germeye çalışmıştır. En sonunda yüzü gülmeye başlamış ve güzel günlerin onları beklediği belirtilmiştir.

Cemile: Fadiş’ in annesidir. Kamil Bey’ le evlenmiştir. Annesi Naciye Kadın öldükten sonra terkedilmiş ve kızına bakmak için kapı kapı el işinde çalışmıştır. Hiçbir işten kaçmamış, kızına rahat ettirmek için her türlü zorluğa katlanmıştır. Kızının özlemi onun içinde ki büyük yangındır. Bu hasret onu daha da hayata tutulmasına sebep olmuştur.   

Kamil Bey: Fadiş’ in babası. Asıl mesleği terzi olan bu adam romanda çok hayırsız bir karakterdir. Fadiş’ le annesini bırakıp şehre kaçmış orada başka bir kadınla birlikte olmuştur. Daha sonra Cemile’ den boşanabilmek için türlü türlü oyunlarla Cemile’yi ve Fadiş’ i kandırırak küçük kızı kaçırmıştır. Kardeşi de başta olmak üzere toplum tarafından kınanmıştır. Roman boyunca okuyucu tarafından değişeceğine inanılsa da Kamil Bey değişmemiştir.

Zehra Kadın: Fadiş’ in teyzesi. Çok iyi kalpli bir kadındır. Fadiş’ e bir anne yüreğiyle bakmış ve oğlu Hasan’ la kavgalarında elinden geldiğince Fadiş’ i üzmemeye çalışmıştır. Fadiş’ i yıkamış saçlarını taramıştır. Onu köyde ramazan ayı gece eğlencelerine götürmüştür. Ona ilk dini bilgileri öğretmiş ve onu öz kızıymış gibi yetiştirmeye çalışmıştır.

Bekir Ağa: Zehra Kadınının kocası. İyi kalpli bir adamdır. Fadiş’ e çok iyi davranmıştır. Cemile’nin gönderdiği paralarla değirmen yanında bir bahçe almış ve çocuklarla burada güzel vakitler geçirmişlerdir.

Hasan: Bekir Ağanın oğlu. Fadiş onlara ilk geldiğinde kıskançlık etse de daha sonra çok iyi arkadaş olmuşlardır. Birlikte harmana gitmişler, güzel oyunlar oynamışlardır. Fadiş okula başladıktan sonra beraber ödevler yapmışlardır. Ara ara kavga etseler de, en son Fadiş giderken çok üzülmüş ve ona oyunlarda kullandığı en güzel taşını hediye etmiştir.

Hamdi Bey: Kamil Bey’in kardeşi. Cemile’ ye Fadiş’ in yerini söylemiştir. Daha sonra Fadiş kendilerinde kaldığında karısının ona eziyet etmesine engel olamamış zayıf bir karakter olarak çizilmiştir.

Hafize Nine: Fadiş’ e bakıcılık yapan yaşlı bir kadındır. Çok iyi kalpli ve sevecen bir ninedir. Yalnızlığına Fadiş ilaç olmuştur. Onunla güzel günler geçirmişlerdir. Ta ki babası Kamil Bey onları kandırıp Fadiş’ i kaçırana kadar.

b. Yardımcı Kişiler

Galip Bey: Maden Mühendisi, Cemile, ye İstanbul’dan iş ayarlıyor.

Doktor Edip Bey: Cemile’nin İstanbul’da işe başladığı evin sahibi.

Sami Bey: Kamil Bey’in teyze oğlu. Fadiş bir süre burada kaldı.

Bekçi Mustafa Dayı: Cemile’yi bir gece evinde ağırladı ve otobüs paralarını ödedi.

Hüseyin Ağa: Kamil Bey’in planında tenha yerde bekleyerek Fadiş’ i at ile kaçırmaya yardım eden kişi.

Zalhe Hanım: Hamdi Bey’in kayın validesi

Mahmure Hanım: Örenköy’ de Zehra Kadının komşusu.

Ali Kadir Amca: Örenköy’ lü tüccar. Fadiş’ i amcasıgilden Zehra Kadına getiren kişi.

Fadiş oradan oraya sürüklendiği için kitapta çok fazla karakter yer almıştır. Yukarıdaki gibiler açık karakterken Fadiş’ in köydeki kız arkadaşları, çamaşır yıkarken ki kadınlar vs… kapalı karakterlerdir.

c. Kişiler Arasındaki İlişkiler

Romanda Cemile ile Kamil Bey arasındaki ilişki, Kamil Bey ile Fadiş arasındaki ilişki ve Bekir Ağa-Zehra Kadın-Hasan-Fadiş arasında ilişki yüksektir. Romanda genel olarak kızına hasret duyan bir annenin kızının iyiliği için çırpınışları ve her gittiği yerde işine gelindiğinde sevilen işine gelinmediğinde horlanan Fadiş’ in diğer insanlara karşı mücadelesi, duyguları ve yaşama sevinci işlenmektedir.

3. Olayın Geçtiği Mekanlar

a. Mekanlar ve Bu Mekanların Özellikleri

TOROSLU KÖYÜ: Romanın başında Cemile bu köyde yaşamaktadır. Bu köye terzi olarak gelen Kamil Bey ile evlenir. Annesi Naciye hanım ölünce Kamil Bey Cemile’yi bırakıp şehre kaçar.

İSTANBUL: Kamil Bey şehre gidince iş bulup İstanbul’a giden Cemile burada bir hanımın yanında temizlik ve yemek işlerine bakar.

AKKALE: Kamil Bey Fadiş’ i Akkale’ ye gideceğiz diye kandırarak kaçırır.

GÖKPINAR: Fadiş’ i kaçıran Kamil Bey onu zengin teyze oğlunun yaşadığı yer olan Gökpınar’ a getirir. Daha sonra Cemile Hanım buraya gelerek kızını alır buradan. 

TANARDI: Kamil Bey, Hafize Nine’ den Fadiş’ i gezdireceğim diye alarak Hüseyin Ağa adında biriyle kardeşi Hamdi Bey in köyü Tanardı’ ya getirir.

ÖRENKÖY: Amcasının çocuğu olunca evde huzursuzluk çıkar. Cemile para karşılığında bakması için Fadiş’ i teyzesi Zehra Kadına göndertir. Ali Kadir adında bir tüccar katırla Fadiş’ i Örenköy’ e getirir. Fadiş en güzel günlerini burada geçirir.

ANKARA: Cemile Hanım, İstanbul’ da ki işinden sonra Ankara’ da geniş bir köşkte işe başlar. Romanın sonuna doğru köşk sahipleri tarafından Fadiş’ e yatılı bir okul bularak Ankara’ ya gelmesini sağlar.

b. Mekanların Kahraman ve Olaylarla İlişkisi

Mekanlar arasında kahraman ve olaylara en çok etki eden yer köydür. Köy içerisinde barındırdığı geleneklerle; insanların düğünlerine, çocuk büyütmelerine, yaşamlarını devam ettirmelerine doğrudan etki etmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarının etkisiyle zorluklar yaşayan aile yapısı hakkında bilgiler verir.

İstanbul ise insanlara yeni bir umut kapısı olması nedeniyle önemlidir. Cemile iş bulmak ve Fadiş’ in bakımı için gerekli parayı kazanmak için buraya iş bulmaya gider.

Örenköy de Fadiş hayatının en güzel yıllarını yaşar. Burada çocuk yetiştirme, dini bilgiler, gelenekler ve okul hayatının ilk yılları hakkında önemli bilgiler edinir.

4. Zaman

a. Zaman:

Romanın net olarak hangi tarihler arasında geçtiği belirtilmemiştir. Ancak romanın başında Kurtuluş Savaşı yılları olduğunu belirterek 1919-1922 yılları arasında geçtiğini tahmin etmekteyiz. Romanda savaşın izleri fazla görülmemektedir. Sadece zaman olarak bu tarihi belirtebiliriz.

b. Zamanda Geriye Dönüşler

Romanda Fadiş sürekli bir yerlerden bir yerlere sürüklenmektedir. Dolayısıyla annesinden uzak düşmektedir. Yaşadığı küçük bir sıkıntıda kendisine şefkatle yaklaşan kişileri anımsayıp onların kendisine duyduğu sevgiyi düşünerek zamanda geriye dönüşler yaşanmaktadır.

5. Anlatıcının Bakış Açısı

Roman hakim bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Yazar, olayları üçüncü bir şahıs olarak gidişata dahil olmadan okuyucuya aktarır.

6.Dil ve Anlatım Özellikleri

a. Anlatım Türleri: Roman öyküleyici anlatım biçimiyle kaleme alınmıştır. Yazar geçmişte olan bir olayı hikayeleştirerek aktarmıştır.

b. Dil ve Üslup Özellikleri

Dayıoğlu’nun bu eserinde kullanılan dil ve anlatım, çocuğun düzeyine uygun yapıdadır. Öyküleyici, betimleyici ve açıklayıcı vs… gibi anlatım tekniklerinden yararlanmıştır. Sözcüklerin ve cümlelerin yapıları, yalın ve anlaşılır özeliktedir. Cümleler ne çok uzun ne de çok kısadır.

‘’Düşman güçlüydü.’’(s.9)
‘’Gelince hemen yemeğe oturdu.’’(s.53)

Kitapta çeşitli anlatım biçimlerinden yararlanılmıştır. Çeşitli ses tekrarına deyimlere ve atasözlerine yer verilmiştir.

-İkilemeler

‘’Durumu gizlemek için hık mık ettiyse de, Fadiş çocukça bir ön seziyle her şeyi anlamıştı.’’(s.52)
‘’Cemile, lapa lapa yağan karı gördükçe, Fadiş’ ten çok uzakta olduğunu düşünüyordu.’’(s.50)
‘’Ali Kadir gevrek gevrek güldü.’’(s.82)
‘’Lime lime olmuş yün ceketi kat kat dikti.’’(s.94)

-Benzetmeler

‘’Ali Kadir sağlı sollu heybenin gözlerine ellerini daldırdı.’’(S.86)
‘’Bekir Ağanın asker kaputundan bozma eski bir paltosu vardı.’’(S.94)
‘’Namazın sonuna doğru çocuklardan biri, islim salan tren gibi sesler çıkarmaya başladı.’’(s.125)
‘’Belki de düdüklü balonda alırım.’’(s.133)

-Deyimler

Düşman askeri ‘’Çevredeki bağ bahçe ve tarlaları yakın taş üstünde taş bırakmayın’’ diye buyruk salmıştı.(S.9)

‘’Yabana gitti’’(s.13)
‘’Savaş olunca düzenimiz bozuldu’’(s14)
‘’Naciye Kadın alışkın olmadığı bu olaydan sonra yatağa düştü.’’(s.13)
Otobüsler bom bomboştu.(s.46)
Küçücük çocuğun ne gideri olabilir ki.(s.51)
Sımsıkı giyinelim de başkatibe oturmaya gidelim.(s.52)
Yollar upuzundu ardı arkası gelmiyordu.(s.46)

-Söz varlığı

Kitapta çocuğun yeni kelimeler öğrenmesine ve aktif bir şekilde yeni öğrendiği sözcükleri kullanmasına uygun ortam sağlar.. Çocuğun dil gelişimini geliştirir niteliktedir. Farklı yörelere ait kelimeler kitapta yer almış bu da çocuğun sözcük havuzunu genişletmiştir. ’’Homurdanmak, çıkın, heybe, tokuç vs. ’’kelimeleri çocuğun yeni öğrendiği kelimeler arasındadır. Bu kelimelerle birlikte çocuk sentez yapma imkânı elde eder.

Kitapta sıfatlara da yer verilmiştir.

‘’Genç adam dostlarının bu düşüncelerini olumlu karşıladı.’’(s.12)
‘’Ondan güçlü bir tokat yedi.’’(s.13)
‘’Varlıklı evlere iş yapmaya giderken küçük kızı yanında götürmezdi.’’(s.13)
‘’Uzun bir öksürük nöbetine tutuldu.’’(S.45)

Bu kitap dili ve anlatımıyla çocuğa görelik ilkesine uygundur.

7. Romanın Türü

Roman genel özellikleri itibari ile sosyal olayları konu alan bir yapıttır. İçinde bulunulan yılları gelenekleri ile aktaran yer yer ders vermek amacında olan bir eserdir. Yani sosyal yönü güçlü didaktik ve tarihi bir romandır.

8. Romanın Konu ve Teması

a. Konu: Kurtuluş savaşı yıllarında yaşayan Fadiş adlı bir kız çocuğunun annesiyle birlikte başından geçen trajik olaylar anlatılmıştır.

b. Tema:  Birçok imkansızlık içinde dahi insan sevdikleri için yaşar ve sonunda sevgi kazanır.

c. Romanın Yazıldığı Dönem İle İlişkisi

Roman Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı için bu dönemde ki toplum düzenini ve insanlar arası ilişkinin nasıl olduğunu gösterir. Savaşın insanları ne ölçüde etkilediği ve Fadiş’ in yaşadığı yerlerde ki toplumun sosyokültürel değerlere bakış açısını gerçekçi bir gözle görmekteyiz.

d. Yazarın Hayatı, Sanatı ve Eserleri Hakkında Kısa Bilgi

Gülten Dayıoğlu (d. 1935; Emet, Kütahya), Türk roman ve öykü yazarı.

İstanbul’da eski adıyla Atatürk Lisesi olan Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Daha sonra okulu bıraktı. Dışarıdan sınavlara girerek ilkokul öğretmeni oldu. On beş yıllık hizmetten sonra 1976’da istifa etti.

İlkokul üçüncü sınıfta, öğretmeninin yazarlık yeteneğini saptamasıyla yazma bilinci edinmeye başlamıştır. On beş yaşında bir öyküsü, Afyon’da, yerel bir gazetede (1950) yayınlandı. O zamandan bu yana (1963-2009) kesintisiz olarak 73 kitap yazdı. Bu eserler, altıncı yaştan itibaren çocuk ve gençlik düzeyine göre hazırlanmış öykü ve romanlardır.

İlk eseri, “Bahçıvanın Oğlu” adını taşıyan bir çocuk kitabıydı. Ayrıca yirmiden çok radyo ve televizyon oyunu yazdı. 1965’ten beri eğitim ve öğretim sorunlarıyla ilgili görüşlerini Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri başta olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerdeki yazılarıyla dile getirmiştir. Daha çok çocuk edebiyatıyla uğraşmıştır. 1963-1971 yıllarında çocuklar için, birer hikâyelik yirmi altı küçük kitap yayınladı. 6-9 yaş grubu için yirmi kitaplık “Ece ile Yüce” isimli bir de dizi hazırladı.

Evli ve yükseköğrenimlerini tamamlamış iki oğlu ve iki torunu vardır. Eserlerinin bir bölümü, çeşitli kurumlarca ödüllendirildi. Bir bölümü de yabancı dillere çevrildi. Yazar, Fransızca ve orta derecede İngilizce bilmektedir

Aldığı Ödüller

• 1964-1965:Yunus Nadi Yarışması(İkincilik) aldı
• Leylek Karda Kaldı: 1974-1975 Arkın Çocuk Edebiyatı Ödülü aldı
• Gül Gelin: 1987 Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı Ödülü aldı
• Kaf Dağının Ardına Yolculuk: 1923 Kültür ve Turizm Bakanlığı Çocuk Edebiyatı Ödülü aldı

Parbat Dağının Esrarı: 1943 İzmir Büyük Şehir Belediyesi Çocuk Romanı Ödülü aldı, 1990 Altın Kitap Ödülü.

e. Roman Hakkındaki Kişisel Duygu ve Düşünceleriniz

Konunun yapılandırılması oldukça iyi ancak tekrar eden bazı olaylar karşısında çocuk konunun bütünlüğünü kuramayabilir. Fadiş ‘in babası tarafından kaçırılması ve annesi tarafından bulunup tekrar geri getirilmesi kitaba serüven havası katmıştır. Köy hayatının bütünlüğü göz önüne serilmiş gerçekçilik bozulmamıştır.

Sade bir dil kullanan yazar tam anlamıyla kültürümüzü gözümüzün önünde canlandırılmasına fırsat vermiştir.

Kitap Türk kültürünü, örf ve adetlerimizi gerçekçi bir şekilde aktarmıştır.

Kitapta yazar bir çocuğun başından geçen olayları gerçekçi bir üslupla anlatılmıştır. Olaylar birbirine zincirleme tekniğine uygun bir şekilde aktarılmıştır. Olaylar birbirini tamamlar niteliktedir. Kitapta herhangi bir mantıksal tutarsızlık bulunmamaktadır. Olaylar birbiri ardına düzen içinde verilmiştir. Olaylar, kitabın sonuna kadar merak uyandırmıştır.

KİTABIN TAŞIDIĞI EĞİTSEL İLKELER

-> Çocukça bir anlatıma sahip olmasından dolayı çocuk kitapta kendini bulmuş, kendini Fadiş’ in yerine koymuştur. Çocuk kitapla özdeşim kurabilecek nitelikte bir kahramandır.

-> Çocukların kavramsal gelişmelerine katkı sağlayacak bir anlatımı vardır.

-> Dilsel özellikler, çocuğun hem kişilik hem de düşünce eğitimi sürecini desteklemektedir.

-> Çocuğun insan ve yaşam gerçeğini anlamasına katkı sağlamakta, çocuğun özgürce kendini gerçekleştirmesine olanak sağlayacak yaşam durumları aktarılmaktadır.

-> Kitapta yoksul bir ailenin yaşadığı olaylar aktarılmış olaylar trajik bir şekilde sunulmuştur. Bu olaylar içerisinde babanın çocuğa karşı durumu çocuklarda olumsuz bir yargı oluşturabilir.

-> Kitapta çok fazla şiddet unsuru yer almış bu olaylar gene çocuklarda olumsuz yargı içerebilir.

f. Romanı İncelerken Faydalanılan Kaynaklar

İncelememi hazırlarken Gülten Dayıoğlu’nun Altın Kitaplar yayın evinden çıkan Fadiş adlı kitaptan, Gülten Dayıoğlu’nun hayatını Altın Kitaplar yayınevinden çıkan “Yaşadıklarım ve Düşlediklerim” adlı kitabından, vikipedi adresinden, daha önceki bilgilerim ışığında roman inceleme yöntemlerine uygun olarak kendi düşünce ve tespitlerimle inceledim. Ayrıca sanal ortamdan eserin yazarıyla daha farklı ilgili ön bilgiler edindim. Daha önceden başka eserlerini okuduğum bu yazarın diğer romanlarıyla Fadiş romanı arasındaki benzer ve farklı yönlerini tespit etmeye çalıştım.

FADİŞ ROMANININ İNCELEMESİ ESAT ERKANLI TARAFINDAN YAPILMIŞTIR.